Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/552 E. 2019/1003 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/552 Esas
KARAR NO: 2019/1003

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 25/09/2017
KARAR TARİHİ: 24/10/2019

Mahkememizce verilen 26/11/2018 tarih ve … Esas… sayılı kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi…Hukuk Dairesi’nin 25/09/2019 tarih ve… Esas … Karar sayılı ilamıyla kaldırıldığı anlaşılmakla;
Dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılıp incelendi;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: dava dışı arsa sahiplerinden …A.Ş arasında … Noterliğinin 27.08.2010 tarih ve … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme ile … mahallesi, 545 ada, 10 parsel (yeni parsel 11) sayılı taşınmazda inşaat yapılması için anlaşıldığını, …A.Ş sözleşmesini, … A.Ş’ye devretmek istediğini, arsa sahipleri bu devri … A.Ş’nin sorumluluğunun devamı şartıyla …Noterliğince onayladıklarını, sözleşmeye … İnşaatın yetkilisi … ve… İnşaatın eski yetkilisi …’ın müşterek ve müteselsil kefil olduklarını, müvekkili şirketin …’ün payına düşen tüm bağımsız bölümleri satış yoluyla temlik aldığını, sözleşmenin imza tarihi olan 27.08.2010 tarihinden itibaren yaklaşık 7 yıl geçmesine rağmen inşaatın yapı kullanma izninin halen alınmadığını, inşaatın durumunu öğrenmek adına Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesi … D.İş sayılı dosyasıyla tespit yaptırıldığını, davalılar tarafından teslime ve birikmiş müspet zarara ilişkin hiçbir girişimde bulunulmadığını, davalılara yapılan tüm şifahi uyarıların sonuçsuz kaldığını, müspet zarar olan kira ödemesini ifadan kaçındıklarını, Büyükçekmece … İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla 27.11.2013 tarihinden 27.05.2017 tarihine kadar her ay doğan kira alacağının tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığını, borçluların takibe, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, borca itirazın kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle; ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, kabul görmez ise davalılar adına kayıtlı olan mal varlığının tespiti ile ihtiyati haciz şerhi konulmasına, davanın kabulüne, davalıların Büyükçekmece… İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı …A.Ş. Vekili Cevap dilekçesinde özetle; Haksız, dayanaksız ve kurgudan ibaret davacı şirket iddia ve beyanlarına karşı itiraz ve cevaplarının kabulüne, tarafların tacir olması sebebiyle ve T.T.K. uyarınca, Asliye Hukuk Mahkemenizin bu davaya bakmakla görevli olmadığından, görevsizlik kararı,…Noterliğinin 27.08.2010 tarihli sözleşmenin 27. maddesi uyarınca istanbul (merkez-çağlayan) adliyesi yetkili olduğundan, yetkisizlik kararı, dava ehliyetinin yokluğu kararı verilerek davanın usulden reddine, davanın Esastan reddine, haksız takip nedeniyle davacı/alacaklının %20 den az olmayacak şekilde haksız takip tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederek davaya cevap vermiştir.

CEVAP : Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; bir ticari işletmeyi ilgilendiren tüm işlem ve fiilerin ticari işlerden olduğunu, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, davacı şirketin aktif dava ehliyetinin olmadığını, davacı şirketin iş bu davada aktif dava ehliyeti olmaması sebebi ile davanın dava şartı noksanlığından reddine karar verilmesi gerektiğini, kanuna aykırı ve haksız olarak müvekkili şirkete karşı icra takibi yapılmış olması sebebi ile davacı şirketin % 20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirkete tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı tarafça Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesince 26.02.2018 tarihin … E…. sayılı karar ile görev nedeniyle davacının davasının reddine karar verilmiş, bunun üzerine süresinde başvuru ile Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde kayda alınan dava dosyasında bu kez Bakırköy … ATM’ce 19.06.2018 tarih, … E. … sayılı yetkisizlik kararı üzerine dava dosyası yetkisizlik kararının kesinleşmesi sonrasında süresinde başvuru ile mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Davacı tarafça davalı itiraz eden… A.Ş’nin dışında dava dışı … ve … aleyhine Büyükçekmece… İcra Müd. …E. Sayılı dosyasında sözleşme ve temliknameye dayalı olarak toplamda 628.875,00 TL’lik icra takibinde bulunduğu, takibe dosyamız davalıları tarafından süresinde itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu ve davacı tarafça davalılar aleyhine süresinde itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67 maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 26/11/2018 tarihihli oturumda;
“Davacı, dava dışı davalılar ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve satış vaadi yapan …’den 28.04.2015 tarihli “TEMLİKNAME” başlıklı belge ile noterde düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve satış vaadi içeren sözleşme ile yine bu sözleşmenin devrine ilişkin noterde yapılan devir sözleşmesindeki kendi payına düşen haklardan dolayı payına isabet eden bağımsız bölümlerin tümünü sattığını belirtmiş, ancak taşınma şartını mutlak surette tapuda resmi şekilde, tapu memuru huzurunda yapılması gerektiği ve yine kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğundan ve bu da noterde yapıldığından devrinin de mutlak suretle yapıldığı şartlara tabi olması nedeniyle adi şekilde değil, noter devri sözleşmesiyle yapılması ve devrinin sağlanabilmesi için de diğer sözleşme tarafı ihlasın devri ile taraf haline gelen Konak İnşaat’ında muvafakat vermesi gerekmesine rağmen bu şartların gerçekleşmediği, buna göre de sözleşmenin(sözleşmedeki hakların) adi şekilde yapılan temlik sözleşmesinin geçerli olamayacağına kanaat getirilmiştir. Kaldı ki temlik, alacaklar için yapılırken sözleşmelerin devri için 6098 sayılı yasanın 205 maddesindeki hükümler dikkate alınarak ve buna göre devir yapılması gerekir. Oysa davacı bu şekilde bir davranış içerisinde olmamıştır. Bu nedenle davacının, sözleşme dolayısıyla usulüne uygun devri yapılmadığından, sözleşmenin tarafı haline gelemeyeceğine kanaat getirilmiştir. Bundan dolayı da açılan davada davacının aktif davacı sıfatının bulunmadığına hükmedilmiştir.
Sıfat yokluğu, bir defi olmayıp hakkın subjektif kısmına ait olan bir itiraz sebebi olduğuna, dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerden hakim tarafından tespit edilebiliyorsa taraflar dile getirmese bile resen dikkate alınmak zorundadır. Sıfat yokluğu bir usul hukuku sorunu, dava şartı olmayıp maddi hukuk sorunu, işin esasına ilişkin bir sorundur. Ancak bu sorun çözülmeden işin diğer esasına girilemez, bu mana da bu aynı zamanda esasa ilişkin bir karardır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.11.2013 tarihli 2013/13-439 E. 2013/1595 K. Sayılı içtihadı da mahkememiz görüşünü destekler mahiyettedir. Tüm bu nedenle de davacının davasının aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine, karar vermek gerekmiştir.
Davalı taraf icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olup, açılan davanın itirazın iptali davası olması nedeniyle, öncelkikle usulüne uygun yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi olmalı ki itirazın iptali davasına bakılabilsin. Eğer yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi yoksa mahkeme, bir dava şartı olan bu hususu dikkate alarak öncelikle bu hususu değerlendirerek karara bağlamalıdır. Taraflar temlik eden…ile arasındaki sözleşmenin 27. Maddesinde yetkili icra dairelerinin Ç:ağlayan Adliyesi olduğunu belirtmiş ve davalı borçlular icra takibine itiraz ederken icra dairesinin yetkisine de usulüne uygun olarak itiraz etmiş iseler de, her ne kadar şekli olarak bakıldığında en önce değerlendirilmesi gerekenin dava şartı olan bu icra dairesinin yetkisi ise de ; bu durum ancak sözleşme tarafları için geçerli bir şart oluşturduğundan davacı taraf sözleşmeyi 6098 sayılı B.K’nun 205 maddesine uygun olarak noterde yapılmış olmaması nedeniyle, aynı şekilde muvafakat edilmiş bir noter sözleşme devri yapmadığından, sözleşme tarafı haline gelmemiş olması nedeniyle sözleşme hükümleriyle ve dolayısıyla, yetki şartı ile davacı bağlı değildir. Bu nedenle de icra dairesinin yetkisizliğinden bahsedilemeyecektir. Her ne kadar Bakırköy …ATM kararında HMK 17. Maddedeki kesin yetki şartı nedeniyle dava dosyası mahkememize kesin yetki şartından dolayı yetkisizlikle gönderilmiş ise de bu yetkisizlik kararına karşı tarafların bir itirazlarının olmadığı ve kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olması nedeniyle, bağlı olunmayan sözleşme hükümlerine dayalı verilen yetkisizlik kararına rağmen dava dosyasına mahkememiz bakmaya yetkili hale gelmiş buna göre de bahsedilen sebepler icra dairesinin yetkisine ilişkin değerlendirme yapılmaksızın, zira davacının sözleşme tarafı olmaması nedeniyle yetki şartı ile bağlı olmadığı ancak, yukarıda daha önce izah edildiği üzere aktif dava husumetinin bulunmadığına kanaat getirilmekle davasının bu sebeple reddine karar verilmiştir.” şeklinde gerekçe ile verilen karar davacı tarafça istinaf edilmiştir.
Mahkememizce verilen bu karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’nin 25/09/2019 tarih ve… Esas… Karar sayılı ilamıyla ” Somut olayda, TBK’nın 183. Maddesi gereğince alacağın temliki söz konusu olup, dava dışı …, yükleniciyle yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince hakettiği bağımsız bölümleri tapuda davacı şirkete devretmekle birlikte, düzenlediği 28/04/2015 tarihli temlikname ile de kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve bu sözleşmenin devrine ilişkin sözleşmeden kaynaklanan haklarını davacıya devir ve temlik etmiştir. Alacağın temliki için borçlunun rızasının alınmasına gerek bulunmamaktadır. HMK’nın 184. Maddesine göre, alacağın devrinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlı olup, dava dışı arsa sahibi tarafından adi yazılı şekilde düzenlenen temlikname geçerlidir. Davacı, bu temlikname ile sözleşmelerdeki arsa sahibine verilen bağımsız bölümlerle bağlantılı hakları da devraldığından, eldeki davada davacı olarak bulunma hak ve ehliyetine sahiptir. Bu durumda, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Her ne kadar davacı vekilince, mahkemenin görevsizlik kararı konusunda da değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi istenmiş ise de, görevsizlik ve yetkisizlik kararlarının kesinleştiği anlaşıldığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-4-6.bendi gereğince kaldırılarak, işin esası incelenip, sonucuna uygun karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz kararı davacının istinaf talebi kısmen kabul edilerek kesin olarak kaldırılmıştır.
Davacı tarafça, davanın ilk açıldığı Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesince … esas sayılı dosyasında 26/02/2018 tarihinde görevsizlik kararı verilmiş ve bu karara karşın taraflar yasa yoluna başvurmadığından, karar istinaf edilmediğinden görevsizlik kararının kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Görevsizlik kararı üzerine dava dosyasının gönderildiği Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesince … Esas sayılı dosyası üzerinden 18/06/2018 tarihinde sadece yetki yönünden inceleme yapılmış ve yetkisizlik kararı verilmiş olduğu, bu yetkisizlik kararına karşı da taraflarca istinaf yasa yolu kullanılmadığından yetkisizlik yönünden de kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz tarafından verilen karar, davacı tarafça istinaf edilirken, muhtemelen görev hususunun kamu düzeninden olması ve her zaman göz önünde bulundurulması gerektiği düşüncesi ile, davacı tarafça ayrıca ve açıkça görev yönünden de istinaf edilen daire nezdinde değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi de talep edilmiştir.
İstinaf talebini inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi… Hukuk dairesince 25/09/2019 tarihli kararında “Her ne kadar davacı vekilince mahkemenin görevsizlik konusunda da değerlendirme yapıp bir karar verilmesi istenilmiş ise de, görevsizlik ve yetkisizlik kararlarının kesinleştiği anlaşıldığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığı anlaşılmıştır.” şeklinde gerekçe oluşturulmuş hüküm kısmında;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne,
2-İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/11/2018 tarih …Esas, … Karar sayılı kararının kaldırılmasına,
3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine gönderilmesine,” şeklinde kesin olarak karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının kaldırılması sonrasında mahkememizin yeni … Esasına kaydedilen dava dosyasında, mahkememiz kararını kaldırılan daire kararına karşı direnme imkanı olmadığından ve daire kararı ile davanın Borçlar Kanunu 183. Maddesi uyarınca Temliknameden doğan dava dava olarak değerlendirilmiş olması ve mahkememizce daha önce dayanılan belgenin 6098 sayılı Borçlar Kanununun 183 maddesinde düzenlenen temlikname değil, 205. Maddesine göre sözleşme devri niteliğinde olduğu kabul edilerek ve bu kabul üzerine de Temlikname olarak değerlendirilmesi halinde yapılması gereken görev araştırması bu nedenle yapılmamış ise de; Hükmüne uyulmak zorunda olunan istinaf dairesinin kararı üzerine bu kez de BK. 183 maddesi manasında temlik olarak kabul edilen işlem dolayısıyla kabul edilen bu temlik hususunun üzerinden görev yönünden değerlendirme yapılmak zorunda kalmıştır, zira görev hususu kamu düzeninden olup HMK. 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olması nedeni ile HMK. 138. Maddesi uyarınca da dava şartlarının öncelikle dosya üzerinde karar oluşturulacak şekilde bir değerlendirme yapılarak ve HMK. 115/1 maddesi uyarınca da bu değerlendirmenin yargılamanın her safhasında resen yapılacağına ilişkin düzenlemeler gereği bu yönde değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Mahkememiz kararını kaldıran istinaf dairesince her ne kadar kararın gerekçe kısmında görev hususunun kesinleştiği belirtilmiş ise de; bu görüşe iştirak edilmemiştir. Keza hüküm kısmında daire tarafından açıkça davalı vekilinin istinaf talebinde yer alan görev hususunda bir karar da verilmemiş olduğundan mahkememizce bu yönde kendisini bağlayan kesin bir karar olmaması nedeni ile değerlendirme yapabileceğine kanaat getirilmiştir.
Görev hususu Büyükçekmece …Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine taraflar yönünden istinaf edilmemiş olması üzerine kesinleşmiş ise de kamu düzeninden olması ve yargılamanın her safhasında resen dikkate alınması gerekliliği ve istinaf dairesince açıkça hüküm kısmında göreve ilişkin bir karar da verilmemiş olması nedeni ile, mahkememiz yönünden kesinleşmiş bir görev kararından bahsedilemez. Zira taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olan bir görevsizlik kararına karşı, görevli olduğuna karar verilen, dosyanın gönderildiği mahkemece bu konuda kararın istinaf incelemesinden geçmemiş olması nedeni ile uyulmak, kabul edilmek zorunda kalınan kesinleşmiş bir görev kararından bahsedilemez. Görevli olduğu cihetiyle dosyanın gönderildiği mahkeme de kendi yaptığı incelemesinde, istinaf incelemesinden geçmemiş bir görevsizlik kararına karşı pekala kendisini görevli görmeyerek karşı görevsizlik kararı verebilir. Bu durumda da ancak merci tayini kararı sonrasında mahkememiz açısından görev hususu kesinleşmiş olur. Çünkü HMK. 353/1 maddesi uyarınca istinaf dairesinin vereceği göreve ilişkin bir kararı üzerine daire kararı kesin olması nedeni ile mahkememizce bu karara uyulmak zorunda olunduğundan, kesinleşmiş bir görev kararından bahsedilirken bu şekilde istinaf denetiminden geçmemiş bir görevsizlik kararına mahkememizin uyma mecburiyeti olmadığı kendi değerlendirmesine göre karşı görevsizlik kararı verebileceği, mevcut yasa uyarınca gayet açıktır.
Mahkememizce yapılan yargılamada açık bir görev kabulü olmadığı gibi zımni bir görev kabulü de söz konusu değildir. Zira mahkememizce davacının dayandığı belgeye ilişkin işlemin 6098 sayılı Borçlar Kanunu 183 maddesi kapsamında temlik değil, Borçlar kanunu 205 maddesi kapsamında sözleşme devri olmasına dönük kabulü ve davacının tacir, davalıların da tacir olması nedeni ile yargılamaya bu kabul yani BK. 205. Maddesi çerçevesinde sözleşme devri olduğu kabul edilen bir hukuki işlem çerçevesinde açılmış davada taraflara itibari ile davaya bakmanın mahkememizin görevli olduğu ön kabulü ile görev hususunda bir değerlendirme yapılmamış olması, ve görev hususunun her zaman resen değerlendirilebilmesi, mahkememiz kararının istinaf dairesince taraflar arasındaki işlemin BK. 183 maddeye dayalı temliknameden kaynaklı alacak olduğu şeklindeki direnilemeyen daire kararının kabulü karşısında bu minval üzerine değerlendirme yapılmasında bir yanlışlık olmadığına kanaat getirilmiştir.
İstinaf dairesince, mahkememiz kararı incelenirken, kararı istinaf eden davacı tarafın görev hususunda da açıkça değerlendirme yapılması yönündeki talebine ilişkin daire tarafından sadece değerlendirme kısmında, görev hususunu kesinleştirmeye ilişkin daire görüşüne mahkememizce iştirak edilmediğinden, görev hususunun kesinleşmemiş olması ve bu nedenle daire tarafından “… Bir karar verilmesine yer olmadığı anlaşılmıştır.” şeklindeki gerekçeyi oluşturmasına rağmen, bu gerekçesine uygun hüküm kısmında bir karar oluşturulmadığı, bu nedenle de hem istinaf dairesinin değerlendirmesine iştirak edilmemesi hem de daire tarafından verilmiş, açıkça kesin olduğu ve mahkememizce uyulması gereken hüküm kısmında “Davacının, görevsizlik kararı yönünden bir karar verilmesine yer olmadığına” ya da “Daha önce verilen Büyükçekmece…Asliye Hukuk Mahkemesi görevsizlik kararının doğru olduğundan bahisle davacının görev yönündeki talebinin reddine” şeklinde hüküm fıkrasında oluşturulmuş bir daire kararı olmadığından mahkememizce kamu düzeninden olan ve resen değerlendirilmesi gereken, dava şartı olan görev hususunda değerlendirmeye mani bir daire kararı olmadığına kanaat getirilmiştir.
Görev HMK. 114/1c maddesinde düzenlenmiş bir dava şartı olup, ticaret mahkemelerinin görev hususunun 3102 SY 5. Maddesindeki “Aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” şeklindeki hükmü ve 6102 sayılı yasanın 4. Maddesindeki hangi davaların ticari dava olduğuna ilişkin “Her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile … ” şeklindeki nispi ticari davaya ilişkin hüküm ve “Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın a) Bu kanunda, … B) …, c) …, d) …, e) …. Öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.” şeklindeki ticari iş ve dava tanımlamasına ilişkin düzenlemeleri bir bütün olarak dikkate alındığında eldeki davaya bakma görevinin mahkememize değil, Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğuna kanaat getirilmiştir.
İstinaf daire kararı üzerine, taraflar arasındaki ilişkinin temliknameden doğan alacak davası olduğu kabul edildiğine göre ve davacımız …A.Ş’nin de alacağı temliken devralan olduğu dikkate alındığında, kamu düzeninden olan görev hususunda kötüye kullanımları engellemek, doğal ve görevli mahkemeyi değiştirmeye engel olmak düşüncesini de içinde barındıran, 31.03.1954 tarihli 1953/18 – 1954/11 karar sayılı “Halefiyete dayalı açılan davalarda görevli mahkemenin belirlenmesinde selef tarafından açılacak davada hangi mahkeme görevli ise, halef tarafından açılacak davanın da aynı mahkemede açılması gerektiği” şeklindeki İBK uyarınca devralan dosyamız davacısının, devreden …’ün hukukuna tabi olduğu sabittir.
Temliknameye konu alacağın, hakkı devreden …’ün tacir olmayan ve bunun ticari işletmesi ile ilgisi olmayan kişinin arsasına kat karşılığı inşaat sözleşmesinin diğer tarafın olan ilk sözleşme tarafı …A.Ş ve bilahare devreden arsa sahibi …’ün muvafakati ile sözleşmenin devir alan tarafını oluşturan dosyamız diğer davalısı …A.Ş’nin arasındaki davaya konu ihtilafın görüleceği mahkeme, işin ticari dava olmaması ve devreden …’den dolayı her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgisi olmaması, …’ün tacir olmaması nedeniyle davanın 6102 sayılı yasanın 4/1 maddesinde sayılan nispi nitelikte ticari dava olmamasından ve yine davanın türü itibariyle 6102 sayılı yasanın 4/1-a,b,c,d,e,f bentlerinde sayılan mutlak nitelikteki ticari davalardan da olmaması nedeniyle taraflar arasındaki ihtilafa, davaya bakma görevinin mahkememize ait olmadığı, dosyamız davacısı …A.Ş’nin tacir olmasına rağmen dava konusunu temlikname ile daire kabulüne göre devralmış olması ve devralanın temliknamede devredenin hukukuna tabi olması ilkesi uyarınca kendisi tacir olsa bile, kendi tacir sıfatının bu davada dikkate alınamayacağı ve görevli mahkemenin M.K 2.maddesi uyarınca genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna kanaat getirilmiştir. Bu nedenle de davacının davasının HMK 1,2, 6102 sayılı yasanın 4 ve 5. maddesi dikkate alınarak mahkememizin görevli olmaması, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle davasının HMK 114/1-c maddesindeki görev dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine dair dosya üzerinde yapılan inceleme ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM, Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-HMK.nun 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birisinin usulen başvurması halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE, süresi içinde talep olmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılacağı hususunun ihtarına,
3-Harç ve yargılama giderlerinin HMK.nun 331/2. maddesi gereğince görevli mahkemesince değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde inceleme ile, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere, taraflarca istinaf yoluna başvurulmaması halinde resen görevli mahkemenin merci tayini yoluyla tespiti için dava dosyasının ilgili istinaf dairesine resen gönderilmesine oy birliğiyle dosya üzerinde yapılan inceleme ile karar verildi.

Başkan …
E-İmza
Üye …
E-İmza
Üye …
E-İmza
Katip …
E-İmza