Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/551 E. 2020/157 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/551 Esas
KARAR NO : 2020/157

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 30/12/2014
KARAR TARİHİ : 18/02/2020

Mahkememizden verilen 09/11/2017 tarih ve 2014/1538 Esas 2017/955 sayılı kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06/05/2019 tarih ve 2018/1755 Esas 2019/3389 Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak görülen yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin ticari ilişki içinde bulunduğu… ve … adlı kişilerden alacağına ilişkin …bankası…şubesi tarafından verilen ve kedişedecisi … 25.11.2001 tarih 7.500 TL ve 8.500 TL miktarlı çekleri aldığını çekleri alırken ciro eden … ve keşidecisi … ile görüştüğünü sorun olmdığının söylendiğini bu şekilde başka kişilere verilen çeklerde olduğunu çok kişiyi bu yollarla dolandırdıklarını bununla ilgili Bakırköy …Ağır ceza mahkemesinde …esasla dava açıldığını çeklerin karşılığının çıkmadığını çekler hakkında Zeytinburnu …icra müd. … esasıyla takip yapıldığını takibe itiraz ederek imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürdüğünü dolandırıcılıkla zarara uğratıldığını açıklayarak davalıların borçlu oldukları ile 16.000 TL alacağın çeklerin yazıldığı tarihten bugüne kadar işleyecek faiziyle ve 212.91 TL masrafla birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP Davalı cevap dilekçesi ile; Davacı ile ticari ilişkisi olmadığını çeklerdeki imzanın kendisine ait bulunmadığını 25 yapraklı çek karnesinin teslim edilmeden Bismil Halk Bankası şubesinde kayıp edildiğini davanın yersiz olduğunu açıklayarak davanın reddini istemiştir.
Davalı banka vekili cevap dilekçesi ile; TTK 726.Maddesine göre çekteki zaman aşımının 6 ay olduğunu davaya konu çeklerin çalıntı olmalı ve kambiyo seneti vasfında bulunmaması ortada çek olmaması nedeniyle 1 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu ve zaman aşımı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ve işin esası yönünden de davanın yersiz olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … davaya yanıt vermemiştir.

KANITLAR VE DEĞERLENDİRMESİ
Dava, dava konusu yapılan …bankası… şubesine ait keşidecisi … olan 25.11.2001 tarihli 7.500 TL ve 8.500 TL meblağlı çeklerden dolayı davalıların borçlu olduğunun tespiti ile 16.000 TL nin tahsili için açılan bir davadır.
Tarafların ileri sürdüğü tüm deliller toplanmış ve değerlendirme yapılmıştır. Dava konusu edilen çeklerin incelenmesinde keşidecisinin … olduğu 30.11.2001 keşide tarihli 8.500,00 TL miktarlı çekin cirantasının … olduğu ve davacı …’nın hamil olduğu diğer çekinde 7.500,00 TL miktarlı olup aynı özelliği taşıdığı 05.12.2001 tarihinde bankaya ibraz edilip karşılıklarının olmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı …’e tebligat yapılamamış ve davacı yancada anılan davalı yönünden davasını atiye terk etmiştir.
Davalı …’ın imzaya itiraz etmesi üzerine talimat yazılarak imzanın kendisine ait olup olmadığının belirlenmesi istenilmiş ve davalı isticvaba yanıt vermemiştir.
Davacı vekili dava konusu edilen … Bismil şubesi tarafından verilen Keşidecisi … olan 25.11.2001 tarihli 7.500 TL 30.11.2001 TL 8.500 TL miktarlı çekler hakkında Bakırköy…icra müdürlüğünün… sayılı dosyası ile takip yapıldığı çeklerin zaman aşımı süresinini dolmasından dolayı genel haciz yoluyla istemde bulunulduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve dosyanın İİK.78.maddesine göre işlemden kaldırılması sonucu eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas- … karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada; Davalı yan ceza yargılaması olduğundan bahsetmiş isede aynı çeklerle ilgili olmadığnıdan sonucunun beklenmesine gerek duyulmamıştır. Bu bağlamda yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu, davacı vekili çeklere dayanak alacağın tahsilini istemiştir. Oyasa ki çeklerin zaman aşımı süresi üzerine yazılı keşide tarihine göre ibraz süresinin bitiminden itibaren 6 aydır. Dava konusu çeklerin ibraz süreleri 05.12.2001 olduğuna göre 6 aylık süreden sonra 04.02.2003 tarihinde takip yapıldığına göre çeklerle ilgili süre aşımı dolmuştur. Zaman aşımına uğrayan çekler ancak temel ilişki olan taraflar için yazılı delil başlangıcı olur. Oysa ki taraflar arasında ticari ilişkide yoktur. Davacı davasını çekin zaman aşımına uğradığını ileri sürerek alacak istediğine göre temel ilişkiye dayanılmış demektir. Ayrıca TTK 644.maddesine göre nedensiz zenginleşme davası, çekin ibraz tarihinden itibaren 6 ay dolduktan sonra 1 yıl içinde açılması gereklidir. Bu sürede geçtiğine göre davacının ancak somut olayla ilgili olarak taraflar arasındaki ticari ilişki bulunduğu iddiası ile dava açması gereklidir. Oysa ki tüm dosya kapsamından anlaşıldığı şekilde taraflar arasında ticari ilişkide bulunmamaktadır. Bu durumdan açılan dava yerinde görülmediğinden reddine karar verilmesi gerekmiş, ayrıca davalılardan … hakkında davacı vekili davasını atiye terk etmiş olmakla bu davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına diğer davalılar …bankası A.Ş. Ve … hakkındaki davada yerinde görülmediğinden reddine karar verilmesi gerekmekle” denilerek red kararı verilmiştir.
Bu karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2010/2064 esas- 2011/12512 kar sayılı ilamı ile “Dava tazminat istemine ilişkin olup, davacı bankanın çek koçanını iyi saklamadığı, keşidecinin de banka yetkilileri ile işbirliği içinde olduklarını iddia ettiğine göre, keşideci davalı ve davacı hakkında açılan ceza davalarının sonucu beklenmek ve gerçekten de banka yetkililerince çek koçanlarının iyi saklanmaması sebebiyle çekler 3. kişilerin eline geçmiş ise, BK.’nun 99. maddesi uyarınca hafif kusurlarından dahi sorumlu olan bankanın davacı zararından sorumlu olacağı nazara alınarak neticesine göre hüküm kurmak gerekirken, davacı tarafından açılan davanın niteliğinde hataya düşülerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma üzerine İstanbul kapatılan … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas-… karar sayılı dosyasında; “Yargıtay bozma ilamında davacı bankanın çek koçanını iyi saklamadığı, keşidecisinin de banka yetkilileri ile iş birliği içinde oldukları iddia edildiğine göre keşideci davalı ve davacı hakkında açılanceza davalarının sonucunun bekleneceği, banka yetkililerin çek koçanlarını iyi saklamaması nedeniyle 3.kişilerin eline geçmiş ise hafif kusurdan dahi sorumlu olunacağı vurguanmıştır. Oysaki mahkememiz tarafından yapılan tüm inceleme neticesinde Yargıtay bozma ilamında açıklanan ceza davaşarı taraflarca ileri sürülmüş ve incelenmiş söz konusu çekle ilgili hiçbir davann olmadığı, başka çeklerden dolayı dava olduğu anlaşıldığına göre Yargıtay bozma İlamındaki ceza davalarının sonucunun beklenmesi gerektiği düşüncesine katılmak mümkün olmamıştır. Ayrıca banka yetkililerince çek koçanlarının iyi saklanmamasından dolayı çeklerin 3.kişilerin eline geçmesinden dolayı sorumlu olacağı vurgulanmış ise de bu konuda mahkememizce taraf delilleri incelenerek yapılan araştırma sonucunda herhangi bir bulgu elde dilemediği gözetilerek bu noktadan da Yargıtay bozma ilamına katılmak mümkün olmamıştır.” gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı üzerine Yargıtayca kararın direnme niteliğinde olmadığı benimsenmiş ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/2630 esas- 2014/4464 karar sayılı ilamı ile “Dava, tazminat istemine ilişkin olup, davacı, bankanın çek koçanını iyi saklamadığı keşidecinin de banka yetkilileri ile işbirliği içinde olduğunu iddia etmiştir. Davalı ve davacı hakkında ceza soruşturmaları olduğu dosyada mevcut belgelerden anlaşılmaktadır. 28.05.2009 tarihli dilekçe ile Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … ceza soruşturma sayılı dosyası bildirilmiş olup, ayrıca Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı 16.03.2004 tarihli ve… soruşturma sayılı 03.02.2003 tarihli iddianameleri mevcuttur. Bu nedenle bu ceza dosyaları getirtilerek bu dosyadaki deliller de gözetilmek sureti ile davalıların sorumlu olup olmadığı değerlendirilmesi gerekirken dosyaların tamamı getirtilmeden bu dosyaların davaya konu çeklerle ilgili olmadığından bahisle yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesiyle tekrar bozulmuştur.
Bozma üzerine mahkememizin … esas sayılı dosyası üzerinden değerlendirme yapılmış olup; bozma ilamında belirtilen soruşturma dosyaları takip edilerek Bakırköy…Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyaları mahkemelerinden sorulmuş ve dosyaların incelenmesinde, Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesinin… esas-… karar sayılı dosyasında davalı Halkbank’ın katılan sıfatı ile, hakkında mahkememizdeki dava atiye bırakılmış olan …’in sanık olduğu, diğer davalı …’ın bu dosyada yer almadığı, zamanaşımı sebebiyle düşme kararı verildiği ve kararın kesinleştiği, İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin …esas- … karar sayılı dosyasında ise dosyamız davalılarından Halkbank’ın katılan, …’ın mağdur ve hakkında mahkememizdeki dava atiye bırakılmış olan …’in sanık olduğu, zamanaşımı sebebiyle düşme kararı verildiği ve kararın temyiz aşamasında olduğu görülmüştür. Yargıtay bozma ilamında incelenmesi gerektiği belirtilen ceza dosyalarında hakkında dava takip edilen …bank ve …’ın katılan ve mağdur sıfatlarının bulunması, her ne kadar ceza dosyalarında davalı … sanık ise de, bu davalı hakkındaki davanın atiye bırakılmış olması ve zamanaşımı sebebiyle ceza davalarının düşürülmüş olması karşısında ceza dosyalarının mahkememizdeki iddia ve itirazlar için önemli olmadığı kanaatine varılmış, davalı bankanın yaşanan durumlar sonrasında gerekli şikayet ve incelemeleri yaptığı ve sorumlu olmadığı, davalı …’ın da ceza dosyasındaki mağdur sıfatı da dikkate alındığında kendisine bir kusur yüklenemeyeceği, ceza dosyalarında sanık olarak görünen davalı …’in sorumlu olabileceğinin değerlendirilebileceği, ancak bu davalı hakkında dava atiye bırakılmış olduğu için bu davalı yönünden bir inceleme yapılamadığı değerlendirilerek davanın davalılar …bank ve … yönünden reddine, davalı … yönünden dava atiye bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu karar da temyiz edilmiş ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/1755 esas 2019/3389 karar sayılı ilamı ile “Davacı, davalı … bank A.Ş. çalışanları tarafından davaya konu çeklerin de içinde bulunduğu çek koçanının şubeden kaybedildiğini, diğer davalıların da banka çalışanları ile birlikte hareket ederek çekleri piyasaya sürdüğünü ileri sürerek ödenmeyen çekler nedeniyle uğradığı zararın tazminini istemiştir. Mahkemece bankanın ceza dosyalarında katılan sıfatıyla yer aldığı, davalı …’ın da ceza dosyasında mağdur olarak yer aldığı, ceza davalarının dosyadaki iddialar açısından önemli olmadığı, bankanın çeklerin kaybolmasından sonra gerekli şikayet ve incelemeleri yaptığı gerekçesiyle davalı banka ve davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizin daha önceki bozma ilamlarında da belirtildiği üzere davacının ileri sürdüğü iddiaların araştırılması açısından ceza dava dosyalarının eldeki dosya arasına getirilip ceza dosyasındaki delillerin tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu husustaki bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmasına rağmen bozma gereğince ceza dosyalarının dosya arasına alınmaması ve sadece gerekçeli karardaki verilerle değerlendirme yapılması doğru görülmemiştir. Çeklerin keşide tarihleri itibariyle geçerli olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesindeki “Hakim, kusur bulunup bulunmadığına veya haksız eylemi işleyenin ayırtım gücüne sahip olup olmadığına karar vermek için, ceza hukukunun sorumluluk kurallarıyla bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesince verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Bundan başka, ceza mahkemesinin kararı, kusurun değerlendirilmesi ve zarar tutarının saptanması konularında da hukuk hakimini bağlamaz.” şeklindeki düzenleme karşısında ceza davalarında verilmiş düşme kararlarının mahkemeyi bağlaması söz konusu değildir. Bu durumda mahkemece bahse konu ceza davalarının dosya arasına getirtilmesi, davacının çek koçanının banka çalışanları tarafından kaybedildiği ve diğer davalıların da banka çalışanları ile iş birliği yaptığı yönündeki iddialarının ceza dosyalarındaki ve eldeki dosyadaki verilerle tartışılıp değerlendirilmesi, 818 sayılı BK’nın 99.maddesi gereğince bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olacağı dikkate alınarak çek koçanlarının banka yetkililerince iyi saklanmaması nedeniyle çekler 3.kişilerin eline geçmişse bankanın zarardan sorumlu olacağı nazara alınarak dosya arasındaki bankanın çalışanlarına yönelik yürüttüğü disiplin soruşturmasına ilişkin evraklar da değerlendirilerek davalı Banka ve davalı … hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik ve hatalı inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle yeniden bozulmuştur.
Mahkememizce son bozma ilamı üzerine dosya ele alınmış olup, belirtilen Bakırköy… Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyaları dosyamız arasına alınmış ve incelenmiştir.
Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas- … karar sayılı dosyasında davalı Halkbank’ın katılan sıfatı ile, hakkında mahkememizdeki dava atiye bırakılmış olan …’in sanık olduğu, diğer davalı …’ın bu dosyada yer almadığı, zamanaşımı sebebiyle düşme kararı verildiği ve kararın kesinleştiği görülmüş olup, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde davalılardan …’ın davalı banka çalışanları ile birlikte hareket ettiğine dair bir tespite rastlanılmamıştır.
İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin… esas- … karar sayılı dosyasında ise dosyamız davalılarından Halkbank’ın katılan, …’ın mağdur ve hakkında mahkememizdeki dava atiye bırakılmış olan …’in sanık olduğu, zamanaşımı sebebiyle düşme kararı verildiği görülmüş olup, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde davalılardan …’ın davalı banka çalışanları ile birlikte hareket ettiğine dair bir tespite rastlanılmamıştır.
Dosyalarda yer alan davalı bankanın teftiş raporu mahkememizce detaylı olarak incelenmiş, gerek banka çalışanlarının ifadeleri gerek davalı …’ın ifadelerinin incelenip değerlendirilmesi neticesinde bu belgelerde de davalılardan …’ın davalı banka çalışanları ile birlikte hareket ettiğine dair bir tespite rastlanılmamıştır.
Nihai olarak ceza dosyaları ve özellikle davalı bankanın teftiş raporundaki bilgi ve beyanlar gözetilerek davacının çek koçanının davalı banka çalışanları tarafından kaybedildiği,, 818 sayılı BK’nın 99.maddesi gereğince bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olacağı dikkate alınarak çek koçanlarının banka yetkililerince iyi saklanmaması nedeniyle çekler 3.kişilerin eline geçtiğinden, davalı bankanın zarardan sorumlu olacağı nazara alınarak davanın davalı banka yönünden kabulüne karar verilmiş, yine açıklanan gerekçelerle davalılardan …’ın davalı banka çalışanları ile birlikte hareket ettiğine dair bir tespite rastlanılmadığından bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın davalı … yönünden atiye bırakılmış olması sebebiyle bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesi sonuç ve istem kısmında talep edilmiş olan, yapıldığı beyan edilen 212,92 TL (dava dilekçesinde eksi TL olarak 212.917.120 TL) ye ilişkin açıklamada bulunup, iddia olunan bu masraflara ilişkin bilgi ve belgelerin sunulması ile 212,92 TL üzerinden eksik harcın ikmal edilmesi için davacı vekiline 1 haftalık süre verilmiş olup, davacı vekili süresi içerisinde bu hususta açıklama ve belgeleri sunmuş eksik harcı ikmal etmiş ve bu bedel de hükme dahil edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı Halkbank yönünden kabulü ile 16.000,00 TL çek bedeli toplamı ve 212,92 TL masraf bedeli olmak üzere toplam 16.212,92 TL nin davalı Halkbank’tan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davanın davalı … yönünden reddine,
3-Davanın davalı … yönünden atiye bırakılmış olması sebebiyle bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-Alınması gerekli 1.107,50 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 216,00 TL ve tamamlama harcı 4,00 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 887,50 TL eksik harcın davalı Halkbank’tan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 225,32 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti 472,70 TL yargılama giderinin davalı Halkbank’tan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı … tarafından yapılan 2 davetiye gideri 6,00 TL talimat gideri olarak 5.35 TL PTT 1 davetiye gideri 5,00 TL, 6 tezkere gideri 30 TL olmak üzere toplam 46,35 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
7-Davalı … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
8-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı Halkbank’tan alınıp davacıya verilmesine,
9- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde ilgili taraflara iadesine,

Dair, davacı vekili ile davalı Halkbank vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸