Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/481 E. 2019/851 K. 30.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/481 Esas
KARAR NO : 2019/851

DAVA : Öz Sermaye Tespiti
DAVA TARİHİ : 29/05/2012
KARAR TARİHİ : 30/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Öz Sermaye Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1975 yılından itibaren davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirkete 1975 yılında 225.000,00 TL sermaye ile hissedar olduğunu, davacı şirket yönetiminin 2003 yılına kadar yapılan genel kurullara ortak olarak davacıyı davet etmekte iken bu tarihten sonra bu konuda herhangi bir davetin gelmediğini ve davacıya şirket faaliyetleri ile ilgili herhangi bir bilginin de verilmediğini, müvekkilinin şirketin resmi belge ve kayıtlarında en son 21.11.2003 tarih 5933 sayılı…gazetesinde ortak olarak yer almasına rağmen daha sonra davalı şirketin müvekkili hissedar ile tüm irtibatını kestiğini, müvekkili tarafından davalıya … Noterliğinden 03.01.2012 tarih … yevmiye nosu ile ihtarname keşide edildiği halde herhangi bir cevap alamadığını beyanla her türlü yasal hak ve alacaklarına ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketin öz varlığının, şirket hisselerinin rayiç değerinin, davacının davalı şirketteki ortaklık durumunun ve hisse oranının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili 27.09.2012 tarihli duruşmada davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizce 27/09/2012 tarihinde … esas, …karar sayılı karar ile davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/1572 esas, 18525 karar sayılı 23/10/2013 tarihli kararı ile ” …. Dava, davalı şirkete ortak olunduğunun tespiti ve buna bağlı olarak fer’i taleplere ilişkindir. Mahkemece, HMK’nın 106. maddesine dayalı olarak, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, davacı, dava dilekçesinde, 2003 yılına kadar davalı şirketin tüm genel kurullarına davet edilip bu tarihten sonra yapılan genel kurullara davet edilmediğini, davalı Şirket’in kendisine şirket faaliyetleri ile ilgili bilgi vermediğini ve tüm irtibatı kestiğini, davacı tarafından bu konuda davalı Şirket’e çekilen ihtara da cevap verilmediğini iddia ettiğine ve davalı Şirket vekili de duruşmada davanın reddini talep ederek bu konuda muaraza çıkardığına göre davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı mevcuttur. Bu itibarla, mahkemece davacının, işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu kabul edilip, işin esasına girilerek oluşacak sonuç çerçevesine bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına ………” şeklinde verilen bozma kararı üzerine mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, taraf delilleri toplanmış, davalı şirketin sicil dosyasının bir örneği celp edilmiş ve iddia, savunma, toplanan deliller ve davalı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmış bu yönden sunulan 01/10/2014 tarihli bilirkişi kurulu incelenip denetlenmiştir.
İddia, savunma, toplanan tüm deliller, uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı kapsamı ve bilirkişi raporu kapsamı birlikte değerlendirilmiştir.
Dava, davalı şirkete ortak olunduğunun tespiti ve buna bağlı olarak fer’i taleplere ilişkindir.
Davacı taraf, 2003 yılına kadar davalı şirketin tüm genel kurullarına davet edilip bu tarihten sonra yapılan genel kurullara davet edilmediğini, davalı şirketin kendisine şirket faaliyetleri ile ilgili bilgi vermediğini ve tüm irtibatı kestiğini, davacı tarafından bu konuda davalı şirkete çekilen ihtara da cevap verilmediğini, iddia etmekte olup davalı şirket vekili de davanın reddini talep etmekle bu konuda muaraza çıkardığına göre davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının mevcut olduğu sonucuna varılmıştır.
Bilirkişi kurulu raporunda; davalı şirketin ibraz edilen ticari defterine göre 28/02/2014 tarihi itibariyle öz varlığının 727.636,15 TL olduğu, davacının davalı şirkette 132 adet hisse ile ortak olduğu, her bir hisse senedinin değerinin 1,02 TL olarak tespit edildiği davacının hisselerinin öz varlıktaki tutarının 31,94 TL olduğu, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı iflasın ertelenmesi dava dosyasında sunulu 15/05/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre, davalı şirketin toplam varlıklarının 10.486.696,04 TL, toplam borçlarının 12.922.576,37 TL, negatif öz varlığının 2.435.880,33 TL olduğu, buna göre davalı şirketin rayiç değerlerinin -2.435.880,33 TL olduğu, davacının rayiç değere göre hissesinin öz varlıktaki tutarının -107,05 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
Davacının, davalı şirkette 132 adet hisse ile ortak olduğu toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan bilirkişi raporu ile belirlenmiş olmakla davanın kısmen kabulü ile davacının davalı şirkette 132 adet hisse ile ortak olduğunun tespitine diğer davacı taleplerinin ise İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasına konu davacı şirket ile ilgili iflas erteleme davasında değerlendirilecek hususlarla ilgili olmakla, diğer taleplerin reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, her ne kadar davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davalı şirket ile ilgili olarak açılan iflas erteleme davasının iş bu davadan sonra açılmış olması ve kısmen kabulüne karar verilen talep dışındaki diğer taleplerin iflas erteleme davasında değerlendirilecek hususlardan olması sebebiyle diğer taleplerin reddine karar verilmiş olması karşısında davalı tarafın yargılama giderlerinden tümüyle sorumlu tutulması şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2015/11625 E.-2016/8380 K.sayılı, 25/10/2016 tarihli kararı ile ” Dava, davalı şirkete ortak olunduğunun tespiti ve buna bağlı olarak fer’i taleplere ilişkin olup, mahkemece davalı şirket aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, reddedilen kısma yönelik kendisini bir vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” hükmü ile bozulmuş, usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Yapılan yargılama sonucunda daha önce mahkemece verilen karar üzerine yapılan temyiz başvurusu üzerine bozma dışında kalan kısımların kesinleşmiş olduğu, buna göre de davacının taleplerinden, hissedar olduğuna ilişkin talebinin hisse miktarının 132 adet olduğunun tespiti ile bu talebi kabul edilmiş diğer taleplerinin ise reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış ve davacının kabul edilen davasının dışında kalan reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen kısımlar yönünden davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmetmek gerekmiş, davacının davaya konu taleplerinden kabul edilen kısım içinde kalan kısımlar yönünden dava açıldıktan sonra iflas erteleme davasının da mahkememizde açılan davadan sonra olması ve o kısımların iflas erteleme davasında değerlendirilmiş olması cihetiyle davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin tamamından davalının sorumlu tutulmasına ancak davalı tarafın temyiz başvurusunun haklı olması nedeni ile yapmış olduğu 105,00 TL’lik posta giderinin de davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile davacının, …Müdürlüğü’nün … sırasında kayıtlı olan … A.Ş’nde 132 adet hissesi ile ortak olduğunun tespitine,
2-Diğer taleplerin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar harcından peşin alınan 21,15 TL’nin mahsubu ile geri kalan 20,25 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacının yaptığı 1.826,95 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.725,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı 105 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.725,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde varsa harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza

HARÇ BEYANI / YARGILAMA GİDERİ /
44,40 TL İ.H 45,60 TL İlk masraf
21,15 TL P.H / 481,35 TL Posta gideri
23,25 TL Bakiye harç 1.300,00 TL Bilirkişi ücreti /
1.826,95 TL