Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/469 E. 2021/814 K. 31.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/469 Esas
KARAR NO:2021/814

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/07/2019
KARAR TARİHİ:30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin evcil hayvan ürünleri ve mamalarının üretimi , ithalatı, satışı ve pazarlaması ile iştigal ettiğini davalının veteriner kliğine ürün satışı yaptıklarını, davalı ile müvekkili arasında 2015-2018 yılları arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki neticesinde oluşan bakiye alacağın karşılığı verilen senetlerin davalı tarafından ödenmediğini davalının senetler üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiğini, cari hesap ödemesini de yapmadığını, tüm girişimlerine rağmen ödeme yapmayan davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … e sayılı dosyası ile icra takibine başladıklarını davalının itiraz etmesi neticesinde takibin durduğunu, bunun üzerine alacağın tahsili amacı ile huzurdaki davanın açılarak yapılan itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin cari hesap bakiyesinin müvekkilinin imzası olmayan sahte imzalı bonolardan kaynaklandığını, senetteki imzanın müvekkilinin boşandığı eşine ait olduğunu, bu kişinin müvekkilinin ne çalışanı, ne de ortağı olduğunu, müvekkilinin kendi adına sahte imzalar ile düzenlenen bonolar için 20/03/2018 tarihinde suç duyurusunda bulunduğunu, müvekkilinin eşinin müvekkilini borçlandıran ileri tarihli 10 adet bono düzenlediğini, davacının bu bonoları bankadan çekerek cari hesaba bu miktarları borç olarak eklediğini, müvekkilinin hiçbir zaman bu bonolar karşılığı verildiği iddia olunan malları görmediğini, müvekkilinin kayıtlarında bu bonolara konu ürünlerin faturalarının görünmediğini, davacının tüm bu hususları bilerek dava açtığını, netice olarak davanın reddini, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
İcra İflas Kanununun 67/1 maddesine göre ‘Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 27.044,30 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında bulunan ticari ilişki gereğince oluşan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali noktasında toplanmaktadır.
Dosya mahkemece reesen belirlenen mali müşavir bilirkişiye tevdii edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi raporunda ” Davacı tarafın e-defter mükellefi olduğu, incelemeye ibraz edilen 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılı yevmiye ve kebir defterlerinin e-defter beratlarının kanuni sürelerinde Maliye İdaresine beyan edildiğinin görüldüğü, envanter defterlerinin ise noter tasdiklerinin kanuni sürelerinde yaptırıldığı, Davalı tarafça incelemeye ibraz edilen 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin olarak yasal defterlerin açılış tasdiklerinin kanuni sürelerinde yaptırılmasına karşın yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmadığı, 2018 yılı yasal defterlerin açılış tasdiklerinin kanuni süreler geçtikten sonra yaptırıldığı ancak 2018 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin süresinde yaptırılmış olduğunun görüldüğü, Davalı firma sahibi ile eşi arasında birçok hukuki ihtilafın olduğunun görüldüğü, davalının dava konusu borçtan ayrıldığı eşini sorumlu tutmasına karşın kendi yasal defterlerinde borca dayanak davacı tarafça davalı adına düzenlenen faturaların kayıtlı olduğunun görüldüğü, Davacının yasal defterlerinde davacı tarafın davalıdan icra takip tarihi itibariyle 27.044,30- TL tutarında alacaklı olarak göründüğü, davalının yasal defterlerinde ise davacıya bakiye borcun görünmediği, Davalının yasal defterlerinde 29.09.2017 tarihinde davacıya cari hesap bakiyesi olacak 36.254,14.- TL tutarında borç görünüyorken “Ödenen C/H” kaydıyla davacıya olan borcun ödenmiş olarak kayıt yapıldığını, söz konusu kayda dayanak ödeme belgesinin incelemeye ibraz edilmediği, Davalı tarafın sahte olduğunu belirttiği senetlerin davacı tarafça kendi yasal defterlerinde davalının cari hesap kayıtlarından çıkartıldığı ve dava konusu talep tutarı içerisinde söz konusu senet bedellerinin olmadığının anlaşıldığı, Yapı Kredi Bankası tarafından dosyaya gönderilen yazıda da senetlerin işlem yapılmadan iade edildiği bilgisinin olduğunun görüldüğü, Davalının vergi dairesi tarafından dosyaya gönderilen 2017 yılı BA formu incelendiğinde davalının davacıdan 2017 yılında 17 adet fatura karşılığı KDV hariç toplam 103.768,00 TL tutarında alım yaptığı bilgisinin olduğunun görüldüğü, Davalının kendi yasal defterlerinde 27.09.2017 tarihinde davacıya ödeme olarak görünen 36.254,14 TL tutarın belgesinin ibraz edilmemesi nedeniyle dosyada bu aşamada davacının takip tarihi itibariyle davalıdan cari hesap bakiyesi olarak asıl alacak yönünden 27.044,30 TL tutarında alacaklı olduğunun kabul edilmesi gerektiği hususunun sayın mahkemenin takdirinde olduğu ” şeklinde rapor sunmuştur.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, alacağın davalıya fatura edildiği ancak davalı tarafından davacıya ödemede bulunulmadığı, ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu ve davalının itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, takibin devamı ile itirazın iptaline karar verilmiştir.
İcra İflas Kanununun 67/2 maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” İşbu davada davalı mahkememizce bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibari ile haksız görüldüğünden ve talep olduğundan alacağın likit olması sebebiyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafından …. İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile, takibin 27.044,30TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Alacağın %20’si oranında hesap olunan 5.408,86 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.847,39 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 461,85 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 1.385,54 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 461,85 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti 131,50 TL olmak üzere toplam 593,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
7-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/12/2021

Katip …

Hakim …