Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/460 E. 2021/318 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/460 Esas
KARAR NO:2021/318

DAVA :Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/07/2019
KARAR TARİHİ:25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin fuar hizmeti sunan bir şirket olduğunu, davalının da başka bir organizasyon şirketinin aktif çalışanı olduğunu, davalı tarafından müvekkiline iftira atıldığını ve müvekkilinin ticari itibarının zarar gördüğünü, iddialara göre müvekkilinin su damacanalarına çeşme suyu doldurttuğunu ve müşterilerine bu suyu içirdiğini, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın kabulü ile her iki davalıdan 25.000,00-TL olmak üzere toplam 50.000,00-TL manevi tazminatın tahsiline yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
(Dilekçede yazdığı için bu şekilde geçtim. Gerekçe kısmında açıklanması lazım.)
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde davaya konu ile müvekkili arasındaki ilişkiyi açıklayamadığını, müvekkili ile husumetinin bulunmadığını, müvekkilinin davaya konu şirkeitn yalnızca çalışanı olduğunu, ayrıca davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız rekabetten kaynaklanan zarar sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Davacı vekili tarafından, müvekkilinin fuar hizmeti sunan bir şirket olduğunu, davalının da başka bir organizasyon şirketinin aktif çalışanı olduğunu, davalı tarafından müvekkiline iftira atıldığını ve müvekkilinin ticari itibarının zarar gördüğünü, iddialara göre müvekkilinin su damacanalarına çeşme suyu doldurttuğunu ve müşterilerine bu suyu içirdiğini, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunulmuştur.
Davacı tarafından dosyaya sunulan CD çözümlenmesi ve raporlanması hususunda dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, sunulan raporda video kaydı yapan şahıs ile çeşmeden su dolduran kişinin diyalogları raporlanmıştır.
Yine davalı tarafından tanık bildirildiği tanıkların mahkememizce alınan beyanlarında özetle; davacı şirketin dışarıdan su almadığını çeşmeden su doldurduklarını herkesin bildiğini, çeşmeden su dolduran kişinin davacı şirket çalışanı olduğunu ifade etmişlerdir.
Haksız rekabet, TTK’nın 54. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Haksız rekabetin amacı, TTK’nın 54/1. maddesinde “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” olarak ifade edilmiş, 2. fıkrada ise haksız rekabet tarif edilerek “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklinde belirtilmiştir. Haksız rekabet sayılan bazı durumlar TTK’nın 55. maddesinde sayılmıştır. TTK’nın 55/1. Maddesinde de, haksız rekabet hâllerinin başlıcaları olarak, dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle; Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek, (…) sayılmıştır.
TTK’nın 56. maddesinde ise; haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin, fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, kusur varsa zararın tazminini, TBK’nın 58. maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir.
Manevi Tazminat Talebi Yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 56/1-e maddesinin gönderme yaptığı 6098 sayılı TBK’nın 58. Maddesine göre kişilik hakkının zedelenmesinden zarar görene uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat olarak bir miktar para ödenmesine karar verilebilir. Hakim bu giderim yerine başka bir giderim biçimi kararlaştırabilir yahut para şeklinde öngörülen tazminata ekleme yapabilir yahut saldırının kınanmasına ve bu kararın yayınlanmasına karar verebilir. Kanun hükmüne göre hakime tanınan alternatif giderim verme yetkisi hakim tarafından manevi tazminat olarak bir miktar para takdiri şeklinde oluşmuş olup, manevi tazminatın yukarıda açıklandığı gibi uygun bir miktarda olması, manevi zarar anlayışının bir gereğidir.
Türk Borçlar Kanunu’ nun 58. maddesi hükmüne göre hakimin özel durumları göz önünde tutarak hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. (Yargıtay 11. HD. 2012/8581 E., 2014/726 K.)
Mahkememizce tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı şirket tarafından her ne kadar dava konusu olan davacı şirket hakkında su damacanalarına çeşme suyu doldurtulduğu ve müşterilere bu suyun ikram edildiği yönünde gerçeği yansıtmayan iddialar sebebi ile manevi zarara uğradıklarından bahisle tazminat isteminde bulunulmuş ise de; dosya kapsamında davacı tarafından sunulan deliller davalı tanık beyanları incelendiğinde davaya dayanak haksız eylemin gerçekleşip gerçekleşmediği ve haksız eylemin varlığının kabulü halinde dahi eylemin davalı tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği hususlarının ispatına elverişli delil sunulmadığı, davacı tarafından sunulan ve mahkememizce çözümü yaptırılan CD mahkememizce de izlenmek suretiyle incelenmiş olup inceleme neticesinde bilirkişi raporu ile de ifade edildiği üzere video kaydı yapan kişi ile çeşmeden su dolduran kişi arasında bir takım diyaloglar olduğu, diyaloglarda şahıs ve/veya firma ismi geçmediği, görüntü kaydı yapan kişi ile çeşmeden su dolduran kişinin kim olduklarının belli olmadığı bu hali ile söz konusu video kaydının haksız rekabet eyleminin varlığı ve sorumlusunu ispata elverişli delil vasfında olmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 853,88-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 794,58-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 7.300,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/05/2021

Katip …

Hakim …