Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/411 E. 2019/797 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/411 Esas
KARAR NO: 2019/797

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/07/2019
KARAR TARİHİ: 12/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin ödeme yapılması için 26/04/2019 tarihinde başka bir banka yoluyla EFT yaparak davalı bankaya yollanan 7.161,64 TL paranın sistemin başarısız işareti vermesi üzerine gönderilmediğini düşünerek aynı işlemi tekrar ettiğini, bu sefer işlemin başarılı olduğunu, ancak daha sonra başarısız olarak paranın gönderilmediği işaretini veren ilk işleminde başarılı bir şekilde gerçekleştiğini öğrendiklerini dolayısı ile davalı bankaya iki kere aynı tutarda para gönderildiğini, durumu banka görevlilerine bildirdiklerini, paranın iade edileceğinin bildirildiğini ancak iade edilmediğini, bankaya yazılı ihtarname gönderildiğini, yine iade edilmediğini, bunun üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliğinden 5 gün sonra davalının müvekkilinin banka hesabına ana parayı yatırdığını, ancak 1.146,94 TL daha borcunun kaldığını, davalı bankanın vekalet ücreti ve masrafları ödememek için ana borcu müvekkile haricen ödediğini ve takibe itiraz ettiklerini belirterek, bakiye 1.146,94 TL alacakları bulunduğundan bu rakam yönünden davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, bankacılık işlemi nedeniyle davacı tarafından eft yoluyla fazla gönderilen paranın iadesine ilişkin başlatılan icra takibine davalı banka tarafından yapılan itiraz neticesinde açılan itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen yargılamanın her aşamasından göz önüne alınacaktır.
Davacı tarafça açılan davanın kişisel hesaba ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dava tarihi olan 04/05/2017 tarihinde yürürlükte bulunan “6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler arasında kurulan eser ,taşıma ,simsarlık ,..bankacılık vb.sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olduğu düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır.”
Bir uyuşmazlığın tüketici uyuşmazlığı niteliğinde olması için taraflardan birinin tüketici, taraflardan birinin profesyonel satıcı(sağlayıcı) ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir tüketici işleminden kaynaklanıyor olması gerekmektedir. Somut olayda davacı ile davalı arasında bireysel müşteri ilişkisi bulunduğu ;davacının bireysel müşteri olarak hizmet alan gerçek kişi tüketici, davalı bankanın da hizmet veren profesyonel sağlayıcı olduğu ,bireysel mevduat sözleşmesinin de bir tüketici işlemi olduğu tartışmadan uzaktır. Netice olarak, Davalı hizmet vermekte iken, davacının eft yoluyla birden fazla işlem yaptığı ve eft yoluyla fazla ödeme yapıldığı, fazla yapılan ödemenin iadesine yönelik takip başlatıldığı, davalının icra takibine itiraz ettiği ve davacının itirazın iptali için açtığı davada, davaya bakmaya tüketici mahkemeleri görevli olduğu kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
1-HMK ve TTK nın göreve ilişkin maddeleri doğrultusunda Mahkememizin görevsizliği ile dava dilekçesinin usulden reddine,
2-HMK.nın 20.maddesinde belirtilen yasal süreler içerisinde başvuru yapılması halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dosya üzerinde inceleme ile, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …