Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/302 E. 2021/122 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/302 Esas
KARAR NO:2021/122

DAVA:Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/05/2019
KARAR TARİHİ:10/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle Müvekkil ile davalı banka arasında Nisan 2019 tarihinde kredi sözleşmesi imzalanmak suretiyle taksitli kredi kullanıldığı, işbu kredi işleminden dolayı toplam 2.697,89 TL kesinti yapıldığı, Akdedilen sözleşme örneğinin müvekkiline verilmediği gibi önceden hazırlanan matbu sözleşmeye müdahale imkânı da olmadığı, yani sözleşme üzerinde müzakere yapılmadığı için bağlayıcılığının da bulunmadığı, müvekkilinin sözleşme içeriğinden haberdar olmadığını, sözleşme içeriğinin TBK’nun 21.maddesi uyarınca tarafın menfaatine aykırı olarak düzenlendiği, Kredi veren banka tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen 2.138,00 TL dosya masrafının İşlem tarihi 09.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile müvekkile iade edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı banka vekilinin 30.07.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle, “Davacı ticari kredi mahiyetinde taksitli kredi kullandığıdan tüketici konumunda olmadığı nedenle ve TKHK’na tabi olmadığı için davacının 6501 sayılı TKHK himayesinden yararlanamayacağı, Tahsil edilen ücret ve komisyonun müşteri tarafından kabul edilen sözleşme ve beyanname metni esas alınarak tahsil edildiği, sözleşmenin m. 7.1 hükmüne göre kullanılan kredilerden komisyon tahsil edilmesinin mevzuata uygun olduğu, davacının kullandığı kredilerden tahsil edilen ücret ve komisyonun genel işlem şartı niteliği taşımadığı, Tacirler arasında sözleşme serbestisi bulunduğu, bir tacirin imza attığı işlemden sorumlu olduğu, neye imza attığını bilmek durumunda olduğu, sözleşme ile bağlı olduğu, sözleşme akdi kabul edilip kurulduktan sonra, sözleşme içeriğinin kabul edilmediği gerekçesiyle dava açılmasının hukuka aykırı olduğu, sözleşme içeriğinin genel işlem şartı niteliğini taşımadığı, çünkü, tarafların üzerinde uzlaşıp imzaladıkları sözleşme metninin artık genel işlem şartı olamayacağı, davacının basiretli bir tacir olarak sözleşme içeriğinde yer alan hükümlere vakıf olması gerektiği, ayrıca hukuki danışmanlık alabilecek bir konumda bulunduğu dikkate alındığı nazara alındığında, genel işlem şartı denetimi yapılmasının mümkün olmadığı, işbu sözleşmede edim ve yan edimleri saptayan hükümlerin genel işlem şartı denetimi dışında kaldığı, bankaların TTK 20 m. göre tacirler arasında ticari işletme faaliyetleri kapsamında makul bir ücretin istenilebileceği, 03.10.2014 tarih ve 29138 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 10 m. kredi tahsis ücretinin alınabileceğinin açıkça hüküm altına alındığı, Müvekkil bankanın masrafları belirleme hakkının bulunduğu, davacı tacirin de bankalar arasında tercih hakkının bulunduğu, müvekkil bankanın davacı/tacirden tahsil ettiği masrafın normal ve makul sınırlar içinde kaldığı belirtilerek, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve diğer tüm belge ve kayıtlar hep beraber incelenmiştir.
Dava; ticari kredi kullandırımı sırasında banka tarafından tahsil edilen dosya masrafı tutarının iadesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce, dosya kapsamında davalı banka tarafından masraf tahsilatlarının bankacılık mevzuat ve teamüllerine uygun olup olmadığı hususunda banka kayıtları da incelenerek bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; Davalı bankanın ile davacı arasında ticari nitelikte Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davacıya taksitli ticari kredi kullandırıldığı, davalının davacıdan ticari kredi operasyon komisyonu, limit tahsis ücreti, ekspertiz ücreti, ipotek tesis ücreti ve bunların BSMV’ si tahsil edildiği, ücret ve komisyonun tahsil edildiğinin gizlenmediği, davacının bankanın tahsil ettiği, komisyon ve masrafı reddedip kredi kullanmaktan vazgeçmediğini, davacının herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği, davalı bankanın tahsil ettiği ücretlerin emsal bankaların ücret tarifesine uygun olduğu, dürüstlük kuralına aykırı şekilde davacının aleyhine olmadığı, davalı bankanın tahsil ettiği ücretin iade koşullarının oluşmamış olduğu hususununda görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dosya kapsamında, Davacı ile davalı banka arasında Kredi Sözleşmesinin imzalandığı, davacıya taksitli ticarinin kredinin kullandırıldığı, davalı bankanın kredinin kullandırımı sırasında toplam 2.512,79-TL ücret, komisyon, masraf tahsil edildiği görülmüştür.
09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının, serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre; bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayınlar.
Bu durumda ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir tutar bulunmaması halinde ise tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulaması da bu yöndedir (Emsal nitelikteki Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 15.04.2019 Tarih, 2019/… Esas- 2019/… Karar sayılı ilamı).
Somut durumda, davalı banka tarafından tahsile edilen ücret, masrafların gizlenmediği, kredi kullandırım talep formunda, davacının haberdar olduğu, herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği, davacı tarafından işbu ücret ve masraf kalemlerine ilişkin olarak genel işlem şartı olduğu ileri sürülmekte ise de, kullanılan kredinin miktarı, genel kredi sözleşmesi şartlarına, bankacılık mevzuatına, bankacılık genel uygulamalarına göre bu miktarların yüksek olmadığı, taraflar arasındaki menfaati bozacak şekilde fahiş olmadığı dosya kapsamıyla anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 59,30 TL ilam harcının peşin alınan 44,40 TL’den düşümü ile geri kalan 14,9 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.138,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’NİN DAVACIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Dair. Miktar itibariyle yasa yolu kapalı kesin olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı 10/02/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza