Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/301 E. 2020/704 K. 28.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/301 Esas
KARAR NO:2020/704

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/05/2019
KARAR TARİHİ:28/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı bankanın …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası ile müvekkili şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, takibe süresi içerisinde itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, davalı bankanın takip dayanağı olarak dava dışı … A.Ş ile aralarında düzenledikleri kredi sözleşmelerini ileri sürdüklerini, müvekkili şirketin davalı banka ile dava dışı şirket arasında yapılan kredi sözleşmelerinde kefaleti bulunmadığını, müvekkili şirket yetkilisinin davalı banka tarafından hazırlanan kefalet sözleşmesi başlıklı matbu evrakı imzaladığını, matbu evrakta hangi sözleşmeye istinaden kimin borcundan dolayı kime karşı hangi miktarda kefil olunduğuna dair bir açıklama olmadığını ve herhangi bir düzenleme tarihinin de bulunmadığını, müvekkili şirket yetkilisi …’ın matbu evrak haricinde 17.08.2016 tarihinde el yazısı ile kefalet sözleşmesi kapsamında … …..Ltd.Şti’nin asaleten/kefaleten kullandığı/kullanacağı tüm kredilere 6.000.000,00 TL tutarında müteselsil kefil olacağını belirtir belge düzenleyerek banka yetkilisine teslim ettiğini, bu kefaletin dava dışı ….A.Ş’nin davalı bankadan kullandığı/kullanacağı kredilerden doğmuş/doğacak borç için düzenlenmediğini, davalı bankanın, dava dışı şirketin kullandığı kredi borcunu ödememesi nedeniyle alacağının tahsil edilmesi için elinde bulundurduğu davacı şirketin kendi adına doğmuş/doğacak borçlarına karşı düzenlediği kefalet sözleşmesini dava dışı şirketin davalıya olan/olacak borçları için düzenlenmiş gibi göstermeye çalışarak takip yoluna başvurduğunu, davalı banka tarafından müvekkili şirkete …. Noterliği’nin 12.10.2018 tarih ve … sayılı ihtarnamesini keşide ederek ….A.Ş ile akdettikleri kredi sözleşmelerine istinaden adı geçek şirkete kredi kullandırdıklarını, borçlu şirketin 10.10.2018 tarihi itibariyle 2.845.966,00 TL nakit, 934.852,60 TL gayrinakit borçlu bulunduğunu, müvekkili şirketin müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla kendi temerrüdünden dolayı kefalet limiti çerçevesinde borçtan sorumlu olduğunu, bu nedenle belirtilen borçların ihtarnamenin tebliği ile 1 gün içinde ödenmesinin bildirildiğini, davalı banka ihtarname konusu alacağın dava dışı borçlu şirket tarafından ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takip başlattığını, takibin kesinleşmesi nedeniyle müvekkili şirketin banka hesaplarında bulunan toplam 11.390,82 TL nakit parasını haczettirdiğini, davalı banka ile davacı şirket arasında dava dışı şirketin borçlarından sorumlu olacağına ilişkin kefalet sözleşmesi bulunmadığını, kefalet sözleşmesinin varlığını kabul etmemek kaydıyla dava dışı borçlu … A.Ş’nin 17.08.2016 tarihli sözleşmesi gereğince kullandığı krediye ilişkin davalı bankaya hiçbir borcunun kalmadığını, açıklanan nedenlerle; …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki icra takibinin mveükkil yönünden dava sonuna kadar durdurulmasına, müvekkili şirketin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, davalı banka tarafından haczedilen toplam 11.390,82 TL’nin davalıdan alınarak davacı müvekkiline iadesine, belirtilen alacak kalemlerinin toplamının %20’sindden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline, müvekkili şirketin tüm alacaklarına dava tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili Bankanın … Şubesi ile dava dışı asıl borçlu … Tic.A.Ş. Firması arasında 04.12.2017- 17.08.2016- 03.02.2016- 16.06.2014 tarihli kredi sözleşmeleri imzalandığını ve krediler kullandırıldığını, davacının kefalet imzasının bulunduğu sözleşmenin 17.08.2016 Tarihli 6.000.000,00-TL bedelli Kredi Sözleşmesi olduğunu, kefalet beyanında “…. … Tic.AŞ.’nin asaleten/kefaleten kullandığı/ kullanacağı krediler ….” yerine “……. Tic. Ltd. Şti’nin asaleten/kefaleten kullandığı/ kullanacağı krediler ….” yazılmasının sehven yapıldığını, davacı şirketin o dönemdeki şirket yetkilisi kefil olarak imza atan …’ın aynı zamanda … Tic.AŞ.’nin de yöneticisi olduğunu, davacının, dava dışı borçlu … A.Ş.’nin 17.08.2016 tarihli kredi sözleşmesi gereğince kullandığı krediye ilişkin davalı bankaya hiçbir borcu kalmamıştır şeklindeki iddiasının da gerçek dışı olduğunu, dava dışı … ÜrünleriA.Ş ve kefil …’a ve ayrıca davacı ….Şti firmasına borçların ödenmesi için ….Noterliği’nin 12.10.2018 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, bunun sonucunda davacı şirketin ihtarnameye itiraz etmediğini, daha sonra kefiller hakkında ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından genel haciz yolu ile takip başlatıldığını ve ödeme emirlerinin borçlulara gönderildiğini, davacı şirket tarafından takibe itiraz edilmediğini, bu sebeple takibin kesinleştiğini ve haciz şerhlerinin işlendiğini, açıklanan nedenlerle; davacı tarafından hukuki olmayan, haksız ve kötü niyetli davasının reddine, davacı aleyhine dava konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava İİK’nun 72. Maddesine göre açılmış menfi tespit ve istirdat davası olup, davacı taraf davalının yapmış olduğu icra takibinde belirtilen miktarda davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, davalı banka tarafından haczedilen toplam 11.390,82 TL’nin davalıdan alınarak kendisne iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu miktarın talep edildiği …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış olup, incelenmesinde; alacaklının işbu dosyamızın davalısı, borçlulardan birisinin işbu dosyamızın davacısı, alacak kalemlerinin 2.810.112,94 TL asıl alacak (…. Noterliği’nin 12/10/2018 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesine konu borçlardan doğan), 40.885,80 TL işlemiş temerrüt faizi ve 2.044,29 TL bsmv olmak üzere toplam 2.853.043,03 TL olduğu görülmüştür.
Dava dilekçesi ile takibin tamamı hakkında menfi tespit talebinde bulunulmuş olmakla, dava değeri olarak 1.853.043,03 TL gösterilmiş, takip talebine göre eksik olan 1.000.000,00 TL lik kısma ilişkin harç ikmali yaptırılmıştır.
Dosya bankacı bilirkişiye tevdii edilerek rapor hazırlaması istenmiş bilirkişi raporunda “davalı bankanın takip tarihi itibari ile 2.840.084,17 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, dava tarihi itibari ile nakdi krediler yönünden toplam 3.642.536,62 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, davacı kefilin teminat mektubu bedelinin depo edilmesinden sorumlu olduğunu gösteren açık düzenlemeye rastlanılmadığını, dava tarihinden sonra yapılan 246.370,29 TL tahsilatın icra dosyasının infazı sırasında dikkate alınması gerektiğini, davacı tarafın 11.390,82 TL lik tahsilatın istirdatı talebi var ise de davalı banka kayıtlarına intikal eden böyle bir tahsilatın olmadığını neticeten davacı kefilin takip ve dava tarihi itibari ile borçlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor hazırlayıp sunmuştur.
Davacı vekili “müvekkili şirket yetkilisinin davalı banka tarafından hazırlanan kefalet sözleşmesi başlıklı matbu evrakı imzaladığını, matbu evrakta hangi sözleşmeye istinaden kimin borcundan dolayı kime karşı hangi miktarda kefil olunduğuna dair bir açıklama olmadığını ve herhangi bir düzenleme tarihinin de bulunmadığını, müvekkili şirket yetkilisi …’ın matbu evrak haricinde 17.08.2016 tarihinde el yazısı ile kefalet sözleşmesi kapsamında … …..Ltd.Şti’nin asaleten/kefaleten kullandığı/kullanacağı tüm kredilere 6.000.000,00 TL tutarında müteselsil kefil olacağını belirtir belge düzenleyerek banka yetkilisine teslim ettiğini, bu kefaletin dava dışı ….A.Ş’nin davalı bankadan kullandığı/kullanacağı kredilerden doğmuş/doğacak borç için düzenlenmediğini, davalı bankanın, dava dışı şirketin kullandığı kredi borcunu ödememesi nedeniyle alacağının tahsil edilmesi için elinde bulundurduğu davacı şirketin kendi adına doğmuş/doğacak borçlarına karşı düzenlediği kefalet sözleşmesini dava dışı şirketin davalıya olan/olacak borçları için düzenlenmiş gibi göstermeye çalışarak takip yoluna başvurduğunu” iddia etmiş ise de, tüm dosya kapsamı ve davalı tarafından sunulup mahkememiz kasasına alınan kredi sözleşmesi aslına göre davalı bankanın … Şubesi ile dava dışı asıl borçlu … Tic.A.Ş. Firması arasında 04.12.2017- 17.08.2016- 03.02.2016- 16.06.2014 tarihli kredi sözleşmeleri imzalandığı ve krediler kullandırıldığı, davacının kefalet imzasının bulunduğu sözleşmenin 17.08.2016 Tarihli 6.000.000,00-TL bedelli Kredi Sözleşmesi olduğu, kefalet beyanında “…. … Tic.AŞ.’nin asaleten/kefaleten kullandığı/ kullanacağı krediler ….” yerine “……. Tic. Ltd. Şti’nin asaleten/kefaleten kullandığı/ kullanacağı krediler ….” yazılmasının sehven yapılmış olduğu, zira davacı şirketin o dönemdeki şirket yetkilisi kefil olarak imza atan …’ın aynı zamanda … Tic.AŞ.’nin de yöneticisi olduğu ve adı geçen kefalet beyanının davalı tarafından sunulan ve kasada bulunan kitapçık şeklindeki kredi sözleşmesinin içeriğinde 7. sayfada yer alıp, dava dışı ….’nin kullandığı 6.000,000,00 TL lik krediye ilişkin olduğu ve bu şekilde banka kayıtlarında yer aldığı, davacı tarafın kat ihtarına karşı ve icra takibine karşı hiçbir itirazı olmadığı, davacı iddialarının kabulü halinde davacı şirketin kendisinin asıl borçlu olacağı kredi borcu için yine kendisinin (kaşe altındaki imza ile) kefili olduğu anlamına geleceği ve bu durumun mevzuat ve uygulama açısından yerinde görülemeyeceği kanatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın reddine,
2-Mahkememizce İİK 72/3 uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de, davacı tarafça teminat yatırılmadığından ihtiyati tedbir kendiliğinden hükümsüz hale gelmiş olmakla, İİK 72/4 maddesi gereği davalı tarafın tazminat talebinin (takip devam ettiğinden) reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL ilam harcının peşin alınan 31.645,35 TL’den düşümü ile geri kalan 31.590,95 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 115.179,77 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleşinceye kadar yapılacak giderlerin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.28/12/2020

Başkan …
☪e-imzalıdır
Üye …
☪e-imzalıdır
Üye …
☪e-imzalıdır
Katip …
☪e-imzalıdır