Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/28 E. 2020/711 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/28 Esas
KARAR NO:2020/711

DAVA:Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/03/2014
KARAR TARİHİ:30/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı vekili davası ile müvekkilinin … şubesinde 22.09.1999 tarihinde tasarrufunu değerlendirmek üzere mevduat hesabı açıldığını, ancak mevduatın daha karlı olan … hesabına aktarıldığını, 4.000 TL mevduatının 05.01.2000 tarihinde yani vade sonunda 4.315,17 TL olduğunu, bankanın yönetim ve denetimine, … tarafından el konulması ile mevduatını alamadığını, bu nedenlerle vade sonunda ödenmeyen 4.315,70 tl, vade sonu olan 05.01.2000 tarihinden dava tarihine kadar değişen oranlarda işlemiş avans faiziyle birlikte 26.223,08 TL’nin davalıdan tahsiline masraf ve ücreti vekalete hükmolunması talep ve dava olunmuştur.
CEVAP :Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle: … bünyesinde bulunan … A.Ş.nin … bünyesinde birleştiğini, … A.Ş.nin hisselerinin 09.08.2011 tarihinde … ile … arasında akdedilen hisse devir sözleşmesi ile …’a devredildiğini, …’nin hisseleri …’a devir ederken hisse devir tarihi olan 09.08.2001 tarihinden önceki işlemlerden kaynaklı borçları ve bu borçlara ilişkin her türlü Mali ve Hukuki sorumluluğu hisse devir sözleşmesinin 6.13.maddesiyle kendi üzerine aldığını, borçların … tarafından üstlenildiğini, … A.Ş.devir öncesi borçlarından arındırılarak …’a devir edildiğini, borçların muhatabı ve sorumlusunun … olduğunu, müvekkili bankanın borçlardan dolayı herhangi bir sorumluluğu olmadığını, dava konusu iddianın ve iddia edilen borcun muhatabı ve borcu üstlenen … olduğunu, davanın davalısı, davanın asli yükümlüsünün … olduğunu, bu nedenle davcının 6100 HMK 124.madde gereğince taraf değiştirmesi gerektiğini, devir öncesi borçlarından arındırılmış … A.Ş nin daha sonra … … A.Ş.bünyesinde birleştirildiğini, 2007 yılında ise …, … … A.Ş deki hisselerini … kaynaklı her türlü sorunun sorumlusu ve muhatabı kendisi olmak üzere müvekkil bankaya taahhütte bulunarak… A.Ş.ye sattığını, bu satışı takiben … … ünvan değiştirerek… A.Ş. ünvanı aldığını, müvekkiline husumetin doğrudan yönlendirilemeyeceğini, müvekkili banka ile … bankacılığının farklı tüzel kişilere sahip olduğunu, bankanın iştiraki olmayıp organik bağ bulunmadığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, uzamış ceza zamanaşımı süresinin de dava açıldığından bu yana dolduğundan uygulanamayacağını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, hileyi anlamasından itibaren 1 yıl süre olduğunu, davacının serbest iradesi ile fazla getiri sağlayan yatırımı seçtiğini, yanıltılmadığını, gerekli araştırmayı yapmadıklarını, garantinin olmadığını, bankaların … bankaları Bankalar Kanunu’na tabi olmadığı nedenle mudilere bildirim yükümlülüğünün bulunmadığını, ayrı tüzel kişilikleri olması nedeniyle banka hakkında olumsuz beyanda bulunmanın cezai müeyyideyi gerektirdiğini, ceza kararlarının hukuk hakimini bağlamayacağı, paranın fiilen gönderilmediği, iddiasının dinlenemeyeceğini, usulüne uygun aciz vesikasının olmadığı, bu nedenle davanın husumet, zamanaşımı, hak düşürücü süre ve esastan reddine karar verilmesi istenmiştir.
İhbar olunan … vekili cevap dilekçesinde özetle: davalı bankanın borçlarının üstlenilmediği, yapılan devir sözleşmesi ile bankanın devrolduğu, 18.06.2007 tarihindeki hisse devir sözleşmesinin müvekkilini ilgilendirmediği, huzurdaki davanın … hesapları nedeniyle …’ye devrolunan bankaların mudilerinin açmış olduğu tazminat davası olup …’nin bu borcu üstlendiğini beyan ettiği, daha önceki açıklamalarının ve kararlarının bulunduğu, müvekkiline davanın yöneltilemeyeceğini, asıl muhatabın … olup davalı yanında feri müdahil olarak davaya katılmalarını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
… vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının … A.Ş.den (… …) bir alacağı bulunmadığını, müvekkili banka ile … bankacılığının farklı tüzel kişilere sahip olduğunu, bankanın iştiraki olmayıp organik bağ bulunmadığını, …’ye ihbar taleplerinin olduğunu zira yönetimin … tarafından devralındığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, uzamış ceza zamanaşımı süresinin de dava açıldığından bu yana dolduğundan uygulanamayacağını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, hileyi anlamasından itibaren 1 yıl süre olduğunu, davacının serbest iradesi ile fazla getiri sağlayan yatırımı seçtiğini, yanıltılmadığını, gerekli araştırmayı yapmadıklarını, garantinin olmadığını, bankaların … bankaları Bankalar Kanunu’na tabi olmadığı nedenle mudilere bildirim yükümlülüğünün bulunmadığını, ayrı tüzel kişilikleri olması nedeniyle banka hakkında olumsuz beyanda bulunmanın cezai müeyyideyi gerektirdiğini, ceza kararlarının hukuk hakimini bağlamayacağı, paranın fiilen gönderilmediği, iddiasının dinlenemeyeceğini, usulüne uygun aciz vesikasının olmadığı, bu nedenle davanın husumet, zamanaşımı, hak düşürücü süre ve esastan reddine karar verilmesi istenmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Bu doğrultuda mahkememizce gerek … ve gerekse … yönünden dosya ile irtibatları dikkate alınarak her iki kuruluşun da feri müdahilliklerine usul hükümler çercevesinde karar verilmiştir.
İncelenen dosyada davanın davacıya ait mevduatın … hesabına yatırılmış olması nedeniyle davacının tahsil edemediği bu alacağının tahsiline yönelik dava olup davalıya tebligatın yapıldığı, süre tutum ile birlikte cevap ve delillerin sunulduğu, …’a ihbarın yapıldığı, bu konuda beyanlarını sundukları, husumet, zamanaşımı, hak düşürücü süre yönünden davalı bankanın itirazlarının bulunduğu, yine dosyada …’nin feri müdahil talebinde bulunduğu görülmüştür.
Dosyada yapılan usuli itirazlar zamanaşımı itirazı, ceza yargılaması, ve sonucu, ve bu ceza müddetleri dikkate alınarak yerinde görülmemiş, hakdüşürücü itirazları ise yine dosya kapsamı alınan kararlar ve yargılamalar , banka hakkındaki daha doğrusu … … hakkındaki uygulamalar ve bilgilerle yerinde görülmemiş, hususmet itirazı ise davalı bankanının söz konusu müdilere ait hissenin şu anda mevcut olduğu banka olmakla bu talepte yerinde görülmeyerek red olunmuştur.
Yapılan yargılamada tarafların iddia ve itirazlar sunulan mevduat kayıtları hesap ekstreleri , banka kayıtları, ceza yargılama ve kararları, yapılacak bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Dosyaya tüm delil dayanak ve belgeler celp edilmiştir.
İncelenen dosyada davalının husumete yönelik itirazının ceza yargılamasındaki beyanlar da denetlenerek davalı bankanın kanuna karşı hile ile …’de kurmuş olduğu Yurt Security … Ltd adlı paravan bankaya mudilerini yönlendirdiği, yüksek faiz alacağı sunduğu, söz konusu bedellerin yapılan incelemelerle de … … hesabına oradan banka grubu olan şirketlere kredi kullanımı olarak sunulduğu, yine ceza yargılamasında belirlendiği, paravan bankanın kuruluş sermayesinin davalı ilk banka tarafından sağlanıp bilahare çekildiği, davalı bankanın hasım olacağı, banka kurucularının … Ağır Ceza Mah.de yargılanmalarında yapılan incelemelerde denetlendiği, ceza sanıklarının mahkumiyet kararlarının bankacılık kural ve işlemleriyle bağdaşmayan eylemleri nedeniyle onanarak kesinleştiği, yapılan murakıp incelemeleri ile de görevli ve yetkilileri bankayı aracı kullanarak dolandırıcılık ve sahtekarlık eylemlerinin belirlendiği, Yargıtay’ın görüş ve uygulamaları ile de … davalarında ceza yargılamalarındaki hususların eylem ve beyanları mudileri etkilemeleri hususunda denetlenmesi gerektiği yönündeki ilamların yer aldığı, davalarda ceza yargılamasındaki safahat, gelişme ve beyanların raporlarında dikkate alındığı, … bankacılığında …A.Ş’nin tüzel kişilik perdesi arkasına saklandığı, zamanaşımı hususunun mevduatların banka tarafından zamanaşımıyla kazanılamayacağı, mevcut bedellerin merkez bankasına yani hazineye aktarıldığı, davacının kaldı ki söz konusu eyleminin parasının güvencede olmadığını, bankaya el konumu sonrasında … bankacılığına başvurularının da sonuçsuz kalması ile haberdar olduğu, hak düşürücü süre yönünden ise aynı gerekçelerin söz konusu olup hileyi öğrendiği tarihin değerlendirilip uzamış ceza zamanaşımı süresinin ise uygulamasının mümkün olduğu, davalı banka ve dolaylı olarak grup şirketlerin haksız kazanç elde ettikleri, bankaların denetimlerinin yeterli olmayıp o dönem içerisinde sorumluluklarına ve cezai soruşturmalarına gidildiği, mudilerin elbette kendilerine sunulan artı kazançları kabul etmelerinin hayatın olağan akışına uygun olduğu gibi tüzel kişilik perdesi arkasındaki bankanın da bu şekilde grup şirketleriyle nemalardan faydalandıkları, bankaların güven kuruluşu olduğu düşünüldüğünde mudilerin özel bir araştırma yapmalarının da olağan olmadığı, bu çerçevede davalı itirazlarının yerinde görülmediği değerlendirilmiş ve banka kayıtları üzerinde bilirkişi inceleme kararı oluşturulmuştur.

Mahkememizce davacının talebi doğrultusunda banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile davalı bankaya yani öncesi olan … tarafından … … … ltd hesabına 22.09.1999 tarihinde 4.000 TL alacağın havale edildiği, ancak bu bedelin … bankasına … A.Ş. tarafından fiilen aktarılmadığı ve davalı bankanın sorumluluğunun bulunduğu, yapılan faiz talep değerlendirilmesinde 4.000 TL ana paraya istinaden dava tarihi itibariyle toplam faiz tutarının davacının faiz istemi dikkate alınarak 21.141.45 TL olarak hesap edildiği ve dava tarihinde 25.141,45 TL olarak belirlendiği görülmüştür.
Davacı davası ile müvekkilinin 4 000 TL’yi 22.09.1999 tarihinde havale ettiği, ve dava tarihine kadar 26.223,08 TL ana para ile toplam alacak talep ettiği, ancak asıl alacağa dönem sonu faizi de katılarak 4.315,17 TL olarak talepte bulunduğu, ancak asıl havale tarihinde ki ana paranın 4000 TL olduğu buna istanaden bilirkişinin dava tarihine kadar bu ana para üzerinden hesabını yaptığı belirlenmiştir.
Dosyaya … vekilince yapılan itirazlar denetlemiş, itirazların yerinde görülmediği, zira alınan faizlerin düşürülmesi yönündeki ifadelerin bankanın mudi ile yapmış olduğu güven ilkesine dayalı sözleşme kapsamında ödeyeceği dönem faizleri ve sözleşme fazi olup buna zaten mudinin başta hak kazandığı ve tahsilatını yapmakta haklı olduğu, bunun yanısıra anaparanın ilgili banka tarfından da bu faize istinaden bu miktar faizi vermiş olduğu karşısında fazlasıyla yararlanmış olduğu da düşünlüdüğünde itirazların haksız olduğu yerinde bulunmadığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı,sunulan deliller, izleme olanağı sağlayan bilirkişi raporu denetlenmiş olmakla;Davacının yönetimine BDDK tarafından el konulmadan önce … şubesinde bulunan mevduat hesabındaki paranın … … Ltd adlı paravan bankaya ait … hesabına aktarıldığının belirtilerek bu bedelin tahsilinin talep edildiği ve söz konusu bankanın aciz halinde olduğunun kabulü gerektiği ve davacı tarafın alacağının … Ltd’den tahsil etme imkanının bulunmadığının anlaşıldığı,tüm dosya kapsamına göre söz konusu paranın aslında fiilen … Ltd’e aktarılmadığı,davalı bankanın hakim ortaklarına ait bir kısım şirketlere kredi olarak verilmek üzere kullandırıldığı, du durumda bir güven kurumu olarak faaliyet gösteren bankanın , müşterisi olan davalıyı bu durumu bilerek … yönlendirdiği anlaşılmakla dava konusu bedeli tahsil edememesinden davalı bankanın sorumlu olduğu anlaşılmış,davacının bu çerçevede davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin … E.-… K.sayılı, 13/12/2016 tarihli ilamı ile, ” Mahkemece, verilen kararı temyiz eden fer’i müdahil …’ın dilekçesi temyiz defterine kaydedilmediği gibi, temyiz harcının yatırıldığına dair makbuza da dosya içinde rastlanmamıştır. Temyiz dilekçesinin verilme usulü HUMK 434’ncü maddesinde açıklanmış olup, buna göre temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Bu itibarla, fer’i müdahil … vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalının sorumluluğunun 818 sayılı BK’nın 41., 55. ve 6762 sayılı TTK’nın 336. maddelerinden kaynaklanmasına, zamanaşımı süresinin davacının parasını off- shore bankasından tahsil etme olanağının kalmadığının anlaşıldığı andan itibaren başlayacak olmasına göre, davalı ve fer’i müdahil … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3- 5411 sayılı Kanun’un 140. maddesi uyarınca davalı harçtan muaf olmasına rağmen asıl ve birleşen davada peşin harç ve başvurma harcının davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK 438/7. madde hükmü uyarınca kararın davalı ve feri müdahil yararına düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. ” bozulmuştur.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin … E.sayılı, … K.sayılı, 10/12/2018 tarihli ilamı ile bu kez, “Somut olaya gelince, fer’i müdahil … tarafından sunulan hesap kayıtlarına göre, hesaba 22.09.1999 tarihinde 4.000 TL yatırılmış, 27.10.1999 tarihinde 118 TL ve 01.12.1999 tarihinde 526 TL olarak iki kez işlemiş akti faiz ödemesi yapılmıştır. Makemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıya yapılan bu ödemeler dikkate alınmamış ve davacı tarafından hesaba yatırılan 4.000 TL’ye dava tarihine kadar avans faizi işletilerek davacının toplam 21.141,45 TL faiz alacağı hesaplanmıştır. Fer’i müdahil … vekilinin, davacının off-shore faizi tahsil ettiği, bu faizlerin de dikkate alınması gerektiği yönündeki bilirkişi raporuna itirazları olduğu halde mahkemece, alınan faizlerin bankanın mudi ile yaptığı güven ilkesine dayalı olarak sözleşme kapsamında ödenen dönem faizleri olduğu gerekçesiyle akti faiz ödemelerinin alacak miktarından düşülmemesi doğru görülmemiş, davalı vekili ile feri müdahil … vekilinin karar düzeltme itirazlarının bu bakımdan kabulü ile Dairemizin 13.12.2016 tarih ve … E.K. sayılı düzeltilerek onama ilamının kaldırılarak kararın bozulmasını gerektirmiştir.
3- Öte yandan davacı alacağının esasen fona devredilen … A.Ş.’nin işleminden kaynaklanması karşısında 5411 Sayılı Bankalar Kanunu’nun 140. maddesi uyarınca mahkemece, davalı… A.Ş.’nin harçtan muaf olduğu nazara alınmadan yazılı şekilde davalının başvuru harcı, peşin harç, karar ve ilam harcından sorumlu tutulması doğru görülmemiş, kararın bu yönden de davalı ile fer’i müdahil … yararına bozulmasını gerektirmiştir.” karar düzeltme kararı verilmiştir.
Mahkememizce bozma ile gelen dosya yukarıdaki esas numarasına kaydedilerek ve bozma ilamına uyularak yargılamasına devam olunmuştur.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; bozma ilamı kapsamında akdi faiz olarak 27/10/1999 tarihinde 118,00-TL ve 01/12/1999 tarihinde 526,00-TL hesap bakiyesi miktarından düşülerek hesaplama yapıldığında, dava tarihi itibariyle 3.356,00-TL asıl alacak, 18.277,68-TL faiz olmak üzere toplam 21.633,68-TL davacının alacağı bulunduğu hususunda görüş ve tespitini sunmuştur.
Davalı ve fer’i müdahil vekillerinin bilirkişi raporuna itirazları üzerine ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir. 18/11/2020 tarihli Bilirkişi ek raporunda özetle; fer’i müdahil … vekilinin rapora itirazlarının dikkate alındığını, önceki raporda yıllık gün sayısının 360 olarak hesaplandığını, düzeltilerek 365 gün hesabına göre hesaplama yapılması sonucunda, dava tarihi itibariyle 3.356,00-TL asıl alacak, 17.827,48-TL faiz olmak üzere toplam 21.183,43-TL davacının davalıdan alacağı bulunduğu yönünde tespit ve hesaplama yapılmıştır. Davalı ve fer’i müdahil vekilleri rapora itiraz ederek yeni bir rapor alınmasını talep etmişler ise de alınan bilirkişi raporlarının denetime elverişli olduğu ve tespitlerin yerinde olduğu anlaşıldığında, itirazları yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporları, Yargıtay bozma ilamı içeriği dikkate alındığında, davacının davalıdan 3.356,00-TL asıl alacak, 17.827,48-TL faiz olmak üzere toplam 21.183,43-TL alacaklı durumda olduğu kanaatine varılarak, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile 3.356,00 TL asıl alacak, 17.827,48 TL faiz olmak üzere toplam 21.183,43 TL’nin davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine, 3.356,00 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacının bozma öncesi yaptığı 533,00 -TL yargılama gideri ile bozma sonrası yapılan 76,00 TL posta gideri ve 450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.009,00 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 815,09 TL ve 448,00 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.126,09 TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
5-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.447,04 TL karar harcından peşin alınan 448,00 TL’nin mahsubu ile geri kalan 699,04 TL bakiye harcın; Davalı tarafça 20/07/2015 tarihinde 58119 nolu makbuz ile bozma öncesi peşin yatırılan 1.279,00 TL bakiye harçtan düşümü ile kalan bakiye 579,96 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,
6-Davalı tarafça bozma öncesi yapılan 50,00 TL yargılama gideri ve bozma sonrası yapılan 110,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 160,00 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 30,75 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı asil ile davalı vekili, feri müdahil vekili ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.30/12/2020

Katip …
☪e-imzalıdır

Hakim …
☪e-imzalıdır