Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/26 E. 2021/543 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/26 Esas
KARAR NO:2021/543

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:12/06/2018
KARAR TARİHİ:29/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın işleteni olduğu … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, davalı tarafın işleteni olduğu aracın sürücüsü …’in sevk ve idaresinde iken istikametinden gelip Kuşadası istikametine seyreden… plakalı araca çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, olay sonrasında … Devlet Hastanesinde yapılan kontroller neticesinde …’in alkollü olduğunun tespit edildiğini, söz konusu kaza neticesinde …’ın maluliyeti nedeniyle davalı sigortalı ile müvekkil sigorta şirketi arasındaki ZMS poliçesi teminatı kapsamında 36.378,30 TL tutarında tazminat ödemesi yapıldığını, sigortacının ödemiş olduğu tazminat dolayısıyla sigortalısına rücu hakkının bulunduğunu, müvekkili şirketin ödediği tazminatın sorumlu davalıdan rücuen tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin sahip olduğu … şirketine ait araçla …’in trafik kazası yaptığını, kaza sebebiyle doğan zararların sigorta teminatı kapsamından çıkartılabilmesi için alkollü araç kullanmanın tek başına yeterli olmadığını, davanın haksız olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davanın itirazı iptali tazminat davası olduğu görüldü.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, meydana gelen trafik kazası neticesinde dava dışı kişiye yapılan ödemenin davalıdan rücuen tahsilinin talep edilip edilemeyeceği, alacağın likit olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşıldı.
Dosyanın ….Tüketici Mahkemesine tevzi olunduğu, …. Tüketici Mahkemesinin 10/12/2018 tarih, … esas, … görevsizlik kararı gereğince dosyanın mahkememize tevzi olunduğu, dosyanın Mahkememizin 2019/26 esasına kaydının yapıldığı anlaşıldı.
Dosyamız içerisine celp edilen İstanbul İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 36.980,00 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davacı tarafından davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi sureti, Trafik kazası tespit tutanağı sureti, 26/05/2017 tarihli dekont örneği, hasar dosyasının suretinin ve sair belgelerin dosyamız içine alındığı anlaşıldı.
Mahkememiz ara kararı gereğince dosyanın taraf iddia ve savunmaları ile dosyada yer alan tüm bilgi ve belgeler kapsamında değerlendirilerek kusur ve sigorta mevzuatı ve hesaplama yönünden değerlendirme yapılmak üzere ve davacının davalıdan talepte bulunup bulunamayacağı, bulunabilecek ise ne miktarda olacağı hususlarında rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdiine karar verildiği. Bilirkişilerin raporunu sundukları, raporda özetle; davalıya ait aracın sürücüsü Atiye Birlik olayda % 75 (yüzdeyetmişbeş) oranında kusurlu olduğunu,diğer aracın sürücüsü … olayda % 25 (yüzde yirmi beş) oranında, Kusurlu olduğunu,davacı sigortacının ZMSS Genel Şartları 4/d maddesi kapsamında rücu tazminat talep ve dava hakkı bulunduğunu,davacının talep edebileceği azami zarar tutarının 36.378,30- TL. olacağını, davacının zarar bedellerini ödeme tarihinden itibaren işlemiş faizin 491,10- TL. Olacağı görüş ve kanaatini bildirmiş olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların rapora karşı itirazları üzerine ek rapor alındığı, raporda özetle; davalı tarafa ait aracın dava dışı sürücüsü …’in hatalı sevk ve idaresinin, birinci (asli) derecede ve takdiren % 75 (yüzde yetmişbeş) oranında etkili olduğunu,dava dışı sürücü …’ın hatalı sevk ve idaresinin, ikinci (tali) derecede ve takdiren % 25 (yüzde yirmibeş) oranında etkili bulunduğunu, Nörolojik açıdan mütalaa sonucunda, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana geldiği sonuç ve kanaatini bildirdikleri görülmüştür. Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği anlaşıldı.
Somut olayda, davacı sigorta şirketine sigortalı ve davalıya ait … plaka sayılı aracın dava dışı … sevk ve idaresindeyken kaza meydana geldiği, dava dışı …’ a davacı şirket tarafından 36.378,30 TL tutarındaki hasar tazminatının zarar görene ödendiği, davalının süresinde ödeme yapmaması nedeniyle hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu beyanla davalı-borçlunun haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı-borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına mahkûmiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TTK m. 1301’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1301. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. – 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 gün ve 1970/2 E. – 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44′ üncü maddesine (TBK m.52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 gün ve 37 E. – 9 K. Kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiîl sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.”
….Tüketici Mahkemesinin … esas … karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiş ise de; davacı sigorta şirketi dava dışı 3.kişiye ödemiş olduğu tazminat için davalı aleyhine halef olarak rücuen tahsili için takip başlattığı, davalının işleteni olduğu araçla dava dışı 3.kişiye yapmış olduğu haksız eylem ( müessir fiil ) sonucu kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği, davanın TTK da düzenlenen ticari davalardan olmadığı, haksız eylem sonucu tazminat talebi olduğu, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.29/09/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza