Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/239 E. 2020/668 K. 14.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/263 Esas
KARAR NO:2020/719

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:08/10/2014
KARAR TARİHİ:30/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 30/06/2014 günü misafirlikten çıkıp eve doğru yürürken …’da karşıdan karşıya geçmek istediğini, … minibüs durağının karşı tarafında bulunduğu sırada, karşıya geçmek için sağ tarafına baktığını, iki tane aracın geldiğini gördüğünü, o iki araç geçince de karşıya geçmek üzere kaldırımdan inerek bir iki adım attığını ve fakat o esnada sağ tarafından 3. bir arabanın geldiğini gördüğünü, müvekkilinin… plakalı bu aracın yavaşlayacağını düşünerek bir adım daha attığını, ancak hızlı gelen aracın müvekkiline sağ tarafından şiddetle çarptığını, aracın sürücüsü …’in, müvekkilini hemen arabasına alarak hastaneye götürdüğünü, müvekkilinin ameliyata alındığını, davalı …’in, kendisinin daha sonradan çizdiği olay yeri basit krokide anlattığının aksine, müvekkilinin kaza anında yolun tam ortasında olmayıp, sadece kaldırımdan bir iki adım ötede olduğunu, davalının asli kusurlu olduğunu, aracın sigortalı bulunduğu … Sigortanın da müvekkiline karşı maddi zararlardan ötürü poliçe teminatı limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, müvekkilinin ameliyat olmasına rağmen eski sağlığına kavuşamadığını, kaza öncesi her işini kendisi görürken, şimdi bakıma muhtaç bir hayata hapsolduğunu, psikolojisinin bozulduğunu beyanla davanın kabulü ile HMK 107/2 gereği kesin miktalar bilirkişi vasıtasıyla hesaplanıp belirlendiğinde talepleri arttırmak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili …’nun şimdilik tespit edebilecekleri, 5.000,00 TL ameliyat ücreti, 300,00 TL ambulans ile hastaneye kontrole götürme ücreti (3 defa kontrole gitmesi gerekmiş ve her seferinde ambulansa 100,00 TL ödemek zorunda kalmıştır) iş gücü kaybı olduğundan 4.000,00 TL güç (efor) kaybı tazminatı olmak üzere toplamda 9.300 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan, manevi zararların tazmini için ise 10.000 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davali … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kaza tarihinde …’in sevk ve idaresindeki… plakalı araç için, müvekkili şirketçe Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, müvekili şirkete bu dosya ile başvuru yapılmadığını, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu beyanla haksız ve mesnetsiz davanın tamamen reddine, sigortalı araç sürücüsünün idaresinde olan aracın karıştığı kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ve bulunuyor ise oranın tespiti için bilirkişi atanmasını, tazminat hesabının sigortalının kusur oranınca yapılması gerektiğinin, müvekkili şirketin temerrüdü bulunmadığından faizin yasal faiz oranında ve dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğine, öncelikle genel şartlara uygun olarak tüm hasar evrakları ile birlikte hasar başvurusu yapılması gerektiği, hiçbir başvuru yapılmadan açılan avaya müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle dava masraflarından, faizden ve tüm ferilerinden sorumluluğunun ve temerrüdünün bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde; davacının kaza anında dikkatsizce davrandığını, bir yayanın göstermesi gereken özeni göstermediğini, yola aniden çıkdığını ve müvekkilinin hafif bir şekilde kendisine çarpmak durumunda kaldığını, daha önceden zaten ayağında protez bulunan davacıyı tereddütsüz tüm iyi niyeti ile hastaneye götürdüğünü, davacının iş bu kazadaki kusurunun öncelikle tespitinin gerektiğini, son derece üzücü bir durum olmasına rağmen davacı tarafın bunu fırsat bilerek haksız bir zenginleşme arayışı içerisine girdiğini, diğer taraftan davacı tarafın diğer davalı sigorta şirketine başvuruda bulunması gerektiği halde bunu yapmadığını, maddi ve manevi tazminat taleplerinin son derece fahiş olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
….Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, davacı adli tıbba sevk edilmiş, adli tıptan sunulan raporda; kendisinde kaza öncesi total kalça protezi bulunan …kızı 1954 doğumlu …’nun 30.06.2014 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası neticesi meydana geldiği bildirilen protez etrafındaki femur cisim kırığı sonrası arızası 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri muvacehesinde maluliyetini gerektirir derecede olmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 30.06.2014 tarihinden itibaren 9 (dokuz) kadar uzayabileceği yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
…. Asliye Ceza Mahkemesinn … sayılı dosyasında aldırılan kusur raporunda sonuç olarak; …’nun birinci derecede (asli) kusurlu bulunduğu, …’in ikinci derecede ve (tali) kusurlu bulunduğu yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır. ATK Trafik İhtisas Dairesinin 13/04/2015 tarihli raporunda, tarafların eş değer kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 31/01/2017 tarihli oturumda; sigorta ile sulh olduklarını, maddi tazminat yönünden bir talepleri kalmadığını, bu aşamada dosyada maddi tazminat hesabı yaptırılmasına gerek kalmadığına, ceza dosyasında alınan kusur raporunda müvekkiliminin eş değer kusurlu olduğunun bildirildiğini, asliye ceza daki kusur raporuna her hangi bir itirazda bulunmadıklarını, bu sebeple manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmesini, sigorta ile asıl alacak, vekalet ücreti ve ferileri ile birlikte toplam 30.840 TL maddi tazminat konusunda anlaştıklarını, bu nedenle maddi tazminat taleplerinden, sulh nedeniyle konusuz kaldığından vazgeçtiklerini beyan etmiştir.
Davalı … vekili 31/01/2017 tarihli oturumda; davacı ile maddi tazminat yönünde sulh oldukların, bu nedenle vekalet ücreti talebinde bulunmaksızın sulh nedeniyle davacının vazgeçmesine bir diyecekleri olmadığını, 30.000 TL nin 24.500 TL si asıl alacak, 2.500 TL si faiz, 900 TL Masraf, 2.940 TL dava vekalet ücreti olmak üzere toplam 30.840 TL olarak anlaşıldığından sulh nedeniyle vazgeçmeye bir diyecekleri olmadığını, bu dava nedeniyle ayrıca bir vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiştir.
….Asliye Hukuk Mahkemesi 14/03/2017 tarih … E. …K. Sayılı ilamının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesinin 2017/905 E., 2018/670 K. Sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle kaldırıldığı,
Dosyanın mahkememize ….Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/02/2019 tarih, … E…. K.sayılı ilamı ile görevsizlik kararı ile mahkememize gönderildiği ve mahkememize esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır.
Davacının maddi tazminat talebine ilişkin olarak; görevsizlik kararı veren ….Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan sulh beyanı ve mahkememizin 30/12/2020 tarihli celse de davacı vekilince tüm davalılar ile sulh olunduğunun ve tazminat taleplerinin bulunmadığını beyan etmesi nedeniyle, maddi tazminat talebi yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebine ilişkin olarak ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, olayın oluş şekline, kazadaki …Asliye Ceza Mahkemesinden alınan ATK tarafından düzenlenen kusur ilişkin rapor, davacının uğramış olduğu zarar, iyileşme süreci ve kaza sonrası düşen yaşam kalitesi ve dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; davacının davalı … yönünden manevi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Açıklanan nedenlerle;
1-1-Davacının maddi tazminat talebi yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile davalı … yönünden 10.000,00 TL manevi tazminat talebinin kabulü ile kaza tarihi olan 30.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 683,10 TL karar harcından peşin alınan 65,95 TL’nin mahsubu ile geri kalan 617,15 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacının yaptığı 95,95 TL İlk masraf ve 513,60 TL yargılama gideri olarak toplam 609,55 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 4.080,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı …’in yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.30/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza