Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/223 E. 2021/592 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/223 Esas
KARAR NO:2021/592

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/04/2019
KARAR TARİHİ:18/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirket ile davalı arasında davalı tarafından üretilen ürünlerin davacı şirkete ait depolarda depolanması ve ülke geneline dağıtımı hususlarında 30.05.2018 tarihli sözleşme akdedildiğini, sözleşme gereği davalı yanca davacıya … … arası sevkiyatların haftada en az 3 sefer olacak şekilde planlanacağının taahhüt edildiğini, davalı yanca mevcut sözleşme gereğince sözleşme kapsamında yapılan işlerle ilgili 28.12.2018 tarihinden sonra düzenlenmiş faturalara ilişkin alacakların ödenmediği gibi fiyat teklifinin 3. Maddesi uyarınca … … arası sevkiyatların haftada en az 3 sefer olacak şekilde planlanmamış olması ve yine sözleşme hükümlerine aykırı olarak davacı tarafından sevk edilmiş ve depolanmakta olan davalıya ait malların 11.02.2019 tarihinde davacıya ait depolardan alınması üzerine taraflarınca davalı yana sözleşme hükümlerine uygun davranılması aksi halde sözleşme hükümlerine uyulmaması ve edimlerin yerine getirilmemesi sureti ile mevcut sözleşmenin feshedilmiş sayılacağı hususlarının … 14. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 15.02.2019 tarihli ihtarnamesi ile ihtar edildiğini, sözleşme gereği ödenmesi gereken toplam tutar olan 300.000,00 TL cezai şartın sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte yine 15.02.2019 tarihli ihtarnamesi ile ödenmesi ihtar olunan fatura bedellerinin tamamının taraflarına ödenmesinin ihtar olunduğunu, söz konusu ihtarnamenin 05.03.2019 tarihinde davalı yana usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davalı eylemlerinin fesih sonucu doğurduğunu, sözleşme hükümleri uyarınca belirlenmiş işlerin davalıya yaptırılması ile ilgili ihtarların karşılıksız kaldığını, davalının edimlerini yerine getirmemekte ısrar ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile, Aylık 20.000,00 TL olmak üzere sözleşmenin davalı yanca feshedildiği tarih olan 28.02.2019 tarihinden, 30.05.2020 tarihine kadar ödenmesi gereken toplam tutar olan 300.000,00 TL cezai şartın sözleşmenin fesih tarihi olan 28.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ödenmemiş fatura bedellerinin toplamı olan 37.585,70 TL’nin ihtar tarihi olan 20.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı …. Tic. Ltd. Şti. tarafından davalı şirket… Sanayi ve Ticaret A.Ş. aleyhine, taraflar arasında 30.05.2018 tarihinde imzalanan Sözleşmenin haksız sebeple feshi ve hizmet faturalarının ödenmemesi sebebiyle ikame edildiğini, davacı şirket tarafından Sözleşmenin feshi neticesinde doğan toplam 300.000,00-TL. cezai şart bedelinin tahsili, davalı şirket tarafından ödenmediği iddia edilen fatura bedelleri olan toplam 37.585,70-TL’nin tazmini talep ettiklerini, davacı tarafından arabuluculuk başvurusunun yetkisiz yerde yapıldığını, iş bu davanın öncelikli olarak dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, sözleşmeye ek fiyat tablosunun 3.maddesinin ilgili hükmünün davalı şirkete yüklediği borcun ifasını, davalı şirketin sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkansızlaştığını, Davalı şirket ile davacı şirket arasındaki Sözleşme’nin konusunun, davalı şirket’e ait sair ürünlerin davacı’ya ait depolarda, sözleşmede belirtilen koşullarda sınırlı kalmak kaydı ile depolanması ve işbu ürünlerin ülke genelindeki dağıtımlarını kapsadığını, ayrıca, davalı şirket tarafından üretimleri … ilinde yapılan ürünlerin … tarafından İstanbul’a sevk edildiğini, bu ürünlerin çok büyük bir bölümünü davalı şirket tarafından üretimi yapılan “taze peynir” ürünü kapsadığını, davalı şirketin 2018 ayının Ağustos tarihinden itibaren oluşan, kurdaki yüksek orandaki dalgalanmalar ve piyasa koşullarına bağlı olarak, gerek ticari bakımdan ve gerekse şirket organizasyon yapısından kaynaklı işletmesel nedenlerle bir kısım değişikliklere gitmek zorunda kaldığını, bu koşullar nedeniyle, bu süre içerisinde üretime konu olan ürünlerin bir kısmının üretilmemesi veya üretim miktarlarının azaltılması söz konusu olduğunu, davalı şirket tarafından 27.02.2019 tarihinde alınan Yönetim Kurulu kararında da “değişen ekonomik koşullar ve sektörde meydana gelen değişiklikler” sebebiyle “hayvancılık, süt ve süt ürünlerinin” üretim faaliyeti olmaksızın salt tarım ve bakım ile sınırlı olarak sürdürülmesi” ibaresi ile bu hususun açıkça vurgulandığını, müvekkili şirketin de başta ekonomik olmak üzere, piyasa koşulları ve sair sebeplerden dolayı taze peynir üretimine son vermek zorunda kaldığını ve …’dan … gerçekleşen sevk operasyonlarını tamamen kendi inisiyatifinde olmayan sebeplerden ötürü azaltmak durumunda kaldığını, müvekkili şirketin elinde olmayan koşullar sebebiyle, davacı ile arasındaki Sözleşme’ye ek Fiyat Tablosu’nda yer alan 3. Maddenin “…/… arası sevkiyatlar haftada en az 3 sefer olacak şekilde ve …’ın sevkiyat günleri baz alınarak planlanacaktır.” hükmünde yer alan haftada en az 3 kere sevkiyat yapılacağı hususunda ifa imkansızlığına düştüğünü, davalı şirket’in sair ekonomik ve piyasa koşulları sebebiyle taze peynir üretimini durdurmuş olup gerçekleştirdiği üretim hacmi ile haftada en az üç kere sevkiyat yapabilecek konumda olmadığını, İşbu durumun, TBK uyarınca davacının olası zararlarını da önlemek amacıyla derhal ve defaten davacıya bildirildiğini, hal böyle iken kısmı ifa imkansızlığı hükümleri uyarınca, davalı şirket’in borcunun imkansızlığa düştüğü kısmından kurtulmasının esas olduğunu, dolayısı ile davacının haftada 3 kere sevkiyat yapılmadığından bahisle, davalı şirket’in sözleşmeyi ihlal ettiği iddiasının kötü niyetli, afaki ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu belirterek, davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davanın, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan cezai şart ve ödenmeyen fatura bedeline ilişkin alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Davacı ile davalı arasındaki sözleşme hükümlerine, davalı tarafın riayet edip etmediği, sözleşmenin davalı tarafça feshedilip edilmediği, fesih yoksa davacının cezai şart talep edip edemeyeceği, davalının kararlaştırılan sözleşme maddelerine aykırı olarak haftada 3 kez yapılacağı kararlaştırılan …-… arası davalı yüklenicinin, davacı tarafça alınıp nakliyesi yapılmak, davacı deposuna depolanması hususundaki sefer sayısının 3 değil de 1’e düşürülmesinde davalıya atfedilebilecek bir kusur olup olmadığı, sefer sayısının düşürülmesinin B.K. 136.maddesindeki ifa imkansızlığı, 137.maddesindeki ifa imkansızlığı veya ifa güçlüğü hallerini oluşturup oluşturmadığı, davalının bu nedenle sözleşmeyle bağlılığının devam edip etmediği, davacının eksik sefer nedeniyle sözleşmeye dayalı olarak eksik kalan seferler yönünden davalıya fatura düzenlemesinin yerinde ve doğru olup olmadığı, bunun davacı nezdinde sebepsiz zenginleşme oluşturup oluşturmayacağı, taraflar arasındaki e-mail yazışmaları uyarınca, sözleşmedeki haftada 3 sefer sayısının 1’e indirilmesi yönündeki davalı talebinin, davacı tarafça zımni olarak haftada 1 araç gönderilmek suretiyle kabul edilip edilmediği, ve bundan dolayı bakiye sefer sayılarından kaynaklanan, davalıdan talep edebileceği bir alacağı olup olmadığı, varsa ne kadar olduğu, cezai şart talep şartlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise davacı tarafça talep edilen cezai şartın fahiş olup olmadığı, davalının bunun indirimini talep edip edemeyeceği, nihai olarak davacının davalıdan talep edebileceği alacağı olup olmadığı ile talep edebileceği cezanın ne kadar olduğu noktalarında toplandığı görülmüştür.
Mahkememizce … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak davalı defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir.
10/03/2020 tarihli talimat raporunda özetle,
Taraflar arasındaki uyuzmazlığın 30.05.2018 tarihli sözleşmeden kaynaklanan fatura hizmet alacağı ve sözleşmenin fesih ile ilgili cezai şarta ilişkisinin tespitidir
Davalı yevmiye defterinde davacı şirket 320.00 Hesabında takip edilmiştir. 01.08.2018 tarihinden 28.02.2019 tarihine kadar borç toplamının 205.897,60 TL Alacak toplamının 205.897,67 TL ve 28.02.2019 tarihinde Alacak bakiyesinin ise 0,07 TL olduğu görülmektedir.
Davalı tarafından davacıya; 05.02.2019 tarihinde Taze peynir üretiminin durdurulduğu …’dan İstanbul’a yapılacak sevkiyat sayısını haftada bir’e düşürüldüğü ve 13.546,50 TL’lik fazla kesilen faturalarla ilgili iade faturası kesileceği ile ilgili meal gönderilmiş , davacı tarafından meal’e cevap gönderilmemiştir.
Davalı tarafından davacıya sözleşme feshi ile ilgili gönderilen ihtarname yada herhangi belge olmadığı, davacı tarafından davalıya … 28.Noterliği’nin … sayı ve 25.02.2019 tarihli ve … 4.noterliği’nin 01238 sayılı 04.03.2019 tarihli ihtarnamelerine davalı tarafından) … 15. Noterliğinin 14.03.2019/… sayılı ihtarnamesinde, ihtarnamede belirtilen iddia ve taleplerinin müvekkil şirketçe Kabul edilmediğini, bu hususa ilişkin her türlü yasal haklarını saklı tuttuklarını beyan ve ihtar etmişlerdir.
İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/223 Esas Sayılı dava dosyası münderecatındaki bilgi belgeler ile davalı tarafça incelemeye sunulan yasal defter ve dayanak teşkil eden belgeler tarafıma verilen görev hususunda incelenmiş olup, tespit edilen hususlar raporda arz ve izah edilmiştir. Uyuşmazlığın hukuki olarak nitelendirilmesi,
-Dava konusu sözleşme hizmet faturası nedeniyle ;Davacı şirketin davalı şirketten ;
– Dava tarihindeki asıl alacak 0,07 TL olduğu,
-Davalı tarafından davacıya sözleşme feshi ile ilgili gönderilen ihtarname yada herhangi belge olmadığı, davacı tarafından davalıya … 28.Noterliği’nin … sayı ve 25.02.2019 tarihli ve … 4.noterliği’nin … sayılı 04.03.2019 tarihli ihtamamelerine davalı tarafından) … 15. Noterliğinin 14.03.2019/… sayılı ihtaramesinde , ihtarnamede belirtilen iddia ve taleplerinin müvekkil şirketçe Kabul edilmediği beyan ve ihtar ettikleri,
-Davacı şirket ticari defter ve belgeleri incelenmesi yapıldıktan sonra; iade fatura ve cezai şart talebinin değerlendirilmesinin gerektiği, hususlarında görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması, taraflar arasındaki sözleşme ve tüm dosya kapsamınca rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler mahkememize sundukları 09/11/2021 tarihli raporunda;
A. SÖZLEŞME BAKIMINDAN,
– Somut olayda hukuki sorunun taraflar arasındaki sözleşmeden doğan edimlerin davalı tarafından gereği gibi yerine getirip getirmediği ve sözleşmede düzenlenen ceza koşulunun unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesinden ibaret olduğu,
– Taraflar arasında yasada düzenlenen sözleşmelere (taşıma ve saklama sözleşmeleri/TTK m. 850/11, TBK m. 561) ait edimlerin, yasanın öngörmediği şekilde bir araya geldiği ve karşılığında bir miktar para ödemenin borçlanıldığı karma kombine sözleşme bulunduğu,
– Sözleşme kapsamında davalının ediminin bir miktar paranın ödenmesinden ibaret olduğu, kural olarak para borcunun cins borcunun özelliklerini taşıdığı, bu bakımdan da ifasının imkânsız hale gelmeyeceği, borçlunun üretim yapamaması ve sözleşmede belirlenen ürünleri davacıya teslim edip, taşıma ve depolamanın yapılamamasına sebep olması ve dolayısıyla para ödemekte sıkıntı yaşamasının ise ifa güçlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Sayım Mahkemenin 4.11.2019 tarihli ara kararında, sefer sayısının düşürülmesinin ifa imkansızlığı veya ifa güçlüğü hallerini oluşturup oluşturmadığı….” ifadesi kullanıldığı için bu noktada değerlendirme yapıldığı, ifa güçlüğünün düzenlendiği TBK m. 138 uyarınca, sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkan durum değişikliğinin olağanüstü bir nitelik taşıması gerektiği, ortaya çıkan durum değişikliğinin bundan zarar gören taraftan kaynaklanmaması gerektiği, bu durumun öngörülmez olması, öngörülebilir olsa bile sonuçları bakımından tarafların tasavvurlarının dışına çıkmış olmasının şart olduğu, Somut olayda davalının, sözleşme koşullarının piyasa koşulları ve kur dalgalanmalarına bağlı olarak üretim ve sevkiyatı yapılacak olan ürünleri üretemediği veya daha az ürettiğini beyan ettiği, 2018 yılında, tarafların olduğu sektörde, piyasa koşullarındaki değişim ve kur dalgalanmasının var olup olmadığı, var ise olağanüstü ve öngörülemez nitelikte olup olmadığının belirlenebilmesinin uzmanlık alanımız dışında olup bu konuda değerlendirme yapılamadığı, Sayın Mahkeme tarafından piyasa koşulları ve kur dalgalanmasının olağanüstü nitelikte ve öngörülemez olduğu kanaatine varılırsa aşırı ifa güçlüğünün koşullarının oluştuğu sonucuna varılacağı,
– Davalı tarafından davacıya gönderilen 5.2.2019 tarihi elektronik postanın, sözleşme koşullarında değişiklik eş deyişle yeni duruma uyarlama yapmak üzere karşı tarafa gönderilmiş bir öneri olarak değerlendirileceği, bu elektronik postaya karşılık 07.02.2019 tarihinde gönderilen ancak hangi mail adresine gönderildiği belli olmayan yazışma değerlendirildiğinde, değişiklik önerisinin kabul edilmediği sonucuna varıldığı, davalının davacı tarafından haftada bir gün sevkiyata devam edildiğini ve değişikliğin kabul edildiğini iddia etmesine karşılık dosya kapsamında bu konuda bir belgeye rastlanmadığı,
– Davacının talep ettiği ceza koşulunun dayandığı hükmün sözleşme m. 9 olduğu, hükmün “Hizmet Alan iş bu sözleşmeyi belirtilen tarihten önce feshini talebi durumunda aylık net 20.000TL ( Yirmi Bin Lira ) tazminat ödemeyi peşinen kabul eder” şeklinde düzenlendiği,
Sayın Mahkemenin davalının, sözleşme şartlarını değiştirmek istemesine davacının bu talebe olumlu yanıt vermemesi karşısında, davacının depolarından mallarını aldırmasının sözleşmenin örtülü irade beyanı ile feshedildiği sonucuna varması halinde ceza koşulunun talep edilebileceği aksi halde talep edilemeyeceği, zira bir önceki başlıkta ifade edildiği üzere davalı açısından aşırı ifa güçlüğünün tüm koşullarının oluşup oluşmadığı sonucuna varılamadığı ve şartların oluşması halinde de hakimin takdir yetkisine bağlı olarak sonuçları belirleneceği için değerlendirme yapılamadığı, aşırı ifa güçlüğünün koşullarının oluşmadığı varsayımda, ceza koşulunun ancak davalının sözleşmeyi örtülü irade beyanı ile feshettiği sonucuna varılması halinde talep edebileceği,
– Nihai takdir Sayın Mahkemede olmak üzere taraflar arasındaki sözleşme m. 9 hükmünde yer alan düzenlemede, sözleşmeyi erken sona erdirmek isteyen tarafın kalan süre için her ay başına 20.000 TL ödeyecek şekilde dönme cezası kararlaştırıldığı, Dönme cezasının, belirli bir ceza bedelinin ödenmesine bağlı olarak sözleşmeden dönme hakkı sağlayan bir sözleşme kaydı olduğu, Somut olayda olduğu gibi belirli süreli sürekli nitelikli sözleşmelerde (m. 10, sözleşme süresi 2 yıldır), ifaya başlandıktan sonra bu hakkın kullanılması halinde fesih cezası olarak kabul edileceği,
B. MALİ BAKIMINDAN,
– Davacı tarafın incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davalı taraftan 19.04.2019 dava tarihi itibari ile 35.893,91 TL. alacaklı olduğu,
– Davalı tarafın kayıtlarına göre alınan bilirkişi raporuna göre, davalı tarafın davacı tarafa 19.04.2019 dava tarihinde 0,07 TL. borçlu olduğu,
– Taraf ticari defterlerine göre, her iki taraf arasında 35.893,84 TL. bakiye farkı olduğu,
– Taraf ticari defterleri arasındaki 35.893,84 TL. farkın sebebinin, davalı taraf kayıtlarına göre alınan bilirkişi raporunda, 01.12.2018 tarihli Fazla yap. Öde. tarım hes. Virman açıklamalı 10.618,14 TL. ödeme, 09.02.2019 tarihli… nolu, “A-…, A-…, A-… nolu faturalarda fazla kesilen hizmet bedeli” açıklamalı 13.546,50 TL. Fatura, 14.02.2019 tarihli A-… nolu, “A-…nolu faturada fazla kesilen hizmet bedeli” açıklamalı 11.729,20 TL. faturadan kaynaklandığı,
– Davalı tarafından davacı taraf adına düzenlenen, 09.02.2019 tarihli A-… nolu ve 14.02.2019 tarihli A-… nolu fatulara ilişkin davacı tarafından hizmetin eksik verilip verilmediğinin fatura içeriğinden anlaşılamadı, şeklinde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Mahkememizce … (…) Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak davalı şirketin son beş yılına ait yıl sonu bilanço kayıtları da celp edilerek, Tarafların rapora karşı beyan ve itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler mahkememize sundukları 21/06/2021 tarihli ek raporda özetle;
Davacının davalı ile olan sözleşmesinin çerçeve sözleşme karakteri de gözetildiğinde, davalının davacı yana haftalık üç (3) sefer …-… düzenli iş taahhüt ettiği, bunu yerine getirmemesinin ve getirmeyeceğini açıkça kabul etmesinin sözleşmenin feshi şeklinde değerlendirildiği,
Sözleşmenin feshine kadar, davacının yürüttüğü işlerde taahhüt edilen garanti işin olmamasının tek taraflı olarak sanki iş görmüş gibi fatura tanzimine cevaz vermediği, zira sözleşmeye göre davacının ancak gördüğü depolama-elleçleme ve taşıma sevk işleri için fatura tanzim edebileceğinin değerlendirildiği,
Davacının bakiye alacak iddiasının dayanağı faturaların taşıma ve sevk evrakı ile teyit edilmediği gözetilerek, davalı yanca yapılan itiraz ve iade faturalara itibar edilerek davacının ticari kayıtlarında yer alan 35.893,91 TL alacaklı olduğunun söylenemeyeceği,
Davacının davalı tarafından garanti edilen taşıma işleri de gözetilerek iş verilmemesi veya iş verilmesinde aksamanın fesih sebebi olacağı, davalının taahhüt ettiği işi vermemesinin ve veremeyecek olmasının anlaşılmasının da eylemli fesih olarak değerlendirilebileceği,
Sözleşme feshinden süre sonuna kadar 15 ay için hesaplanan 300.000 TL cezai kart ödemesi talebinin somut olaya uygun olduğu,
Hesaplanan cezai şartın tek başma davalının ekonomik mahvı sebebi olarak değerlendirilemeyeceği, zira taahhüt ettiği işi sağlayabilecek olsa, davacının zaten bu miktarlarda gelir elde etme ihtimalinin sözleşme gereği olduğu,
Hakkaniyet ve dürüstlük gereği indirim takdir yetkisinin sayın mahkemeye ait olmakla birlikte, sözleşmede iki taraf için ve dengeli bir cezai şart düzenlemesi öngörüldüğü, tarafların ticaret şirketi olduğu hususlarının da yüce mahkeme değerlendirmesini gerektirdiği, hususlarında ek görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmede; davacı …Pazarlama Tic. Ltd. Şti. tarafından davalı şirket… Sanayi ve Ticaret A.Ş. aleyhine, taraflar arasında 30.05.2018 tarihinde imzalanan Sözleşmenin haksız sebeple feshi ve hizmet faturalarının ödenmemesi sebebiyle işbu davanın açıldığı, davacı şirketin talebinin Sözleşmenin feshi neticesinde doğan toplam 300.000,00-TL. cezai şart bedelinin tahsili, davalı şirket tarafından ödenmediği iddia edilen fatura bedelleri olan toplam 37.585,70-TL’nin tazmini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davalı taraf, davacı ile arasındaki Sözleşme’ye ek Fiyat Tablosu’nda yer alan 3. Maddenin “…/İstanbul arası sevkiyatlar haftada en az 3 sefer olacak şekilde ve …’ın sevkiyat günleri baz alınarak planlanacaktır.” hükmünde yer alan haftada en az 3 kere sevkiyat yapılacağı hususunda ifa imkansızlığına düştüğünü, davalı şirket’in sair ekonomik ve piyasa koşulları sebebiyle taze peynir üretimini durdurmuş olup gerçekleştirdiği üretim hacmi ile haftada en az üç kere sevkiyat yapabilecek konumda olmadığını, İşbu durumun, TBK uyarınca davacının olası zararlarını da önlemek amacıyla derhal ve defaten davacıya bildirildiği savunmasında bulunmuş olup, davalı tarafından davacıya gönderilen 5.2.2019 tarihi elektronik postanın, sözleşme koşullarında değişiklik eş deyişle yeni duruma uyarlama yapmak üzere karşı tarafa gönderilmiş bir öneri olduğu, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere bu elektronik postaya karşılık 07.02.2019 tarihinde gönderilen ancak hangi mail adresine gönderildiği belli olmayan yazışmaya göre, değişiklik önerisinin kabul edilmediği, davalının davacı tarafından haftada bir gün sevkiyata devam edildiğini ve değişikliğin kabul edildiğini iddia etmesine karşılık dosya kapsamında bu konuda bir belgeye rastlanmadığı, davacının talep ettiği ceza koşulunun dayandığı hükmün sözleşme m. 9 olduğu, hükmün “Hizmet Alan iş bu sözleşmeyi belirtilen tarihten önce feshini talebi durumunda aylık net 20.000TL ( Yirmi Bin Lira ) tazminat ödemeyi peşinen kabul eder” şeklinde düzenlendiği, davacının depolarından mallarını aldırmasının sözleşmenin örtülü irade beyanı ile feshedildiği kanaatine varıldığı ve davacı tarafın cezai şart alacağını talep edilebileceği anlaşılmıştır.
Talep edilen ve belirlenen 300.000,00 TLcezai şartın davalının ekonomik mahvına sebep olmayacağı da davalının müzekkere ile istenilen vergi dairesi kayıtlarına göre belirlendiğinden, herhangi bir indirim yapılmamıştır.
Davacının bakiye alacak iddiasının dayanağı faturaların taşıma ve sevk evrakı ile teyit edilmediği gözetilerek, davalı yanca yapılan itiraz ve iade faturalara itibar edilerek davacının bu alacak kalemine ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile, 300.000,00 TL cezai şart alacağının 13/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin 37.585,70 TL’lik talebinin reddine,
3-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 20.493,00 TL harçtan önceden davacıdan alınan peşin harç 5.765,12 TL harcın mahsubu ile kalan 14.727,88 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye aktarılmasına,
4-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 120,00 TL, bilirkişi ücreti 4.250,00 TL olmak üzere toplam 4.370,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 88,86) 3.883,18 TL yargılama gideri ve 5.765,12 TL peşin harç olmak üzere toplam 9.648,30 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinden, davalıdan tahsiline karar verilenden hariç kalan miktarın kısmen kabul- kısmen red dolayısıyla davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 29.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 5.637,86 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
9- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.18/10/2021

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza