Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/199 E. 2020/203 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/199 Esas
KARAR NO:2020/203

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/11/2012
KARAR TARİHİ: 26/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı vekili davası ile müvekkilinin yürüttüğü görev nedeni ile davalı borçlunun iş yerinde yapılan elemanlarınca denetlemede kaçak kullandığının tespit edildiği tarifeler yönetmeliğinin 36. Maddesine istinaden kaçak su kullanım tutanağı düzenlenerek ilgilisine tebliğ edildiğini, davalının dava tarihi itibariyle 2.817,50 TL su bedeli, 3.936,60 TL kaçak su 18.203,40 TL geçikme cezası, 16,52 TL açma kapama cezası olmak üzere toplam 24.973,85 TL borçlu olduğunu, borcunun ödenmediğini kendisi hakkında …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, bu nedenle toplam alacaklarının tahsiline bu alacağa dava tarihinden itibaren yasal alacak kısmına yasal faiz uygulanmasına, masraf ve ücreti vekalete hükmolunması talep ve dava olunmuştur.
CEVAP:Davalı vekili cevabında; icra takibine itirazın vekili tarafından yapıldığını, bu nedenle tebligatın vekil olarak kendilerine yapılması gerektiğini, dava konusu alacağın sözleşmeye dayalı bir alacak olup, alacak kaleminin 1997 yılına ait olup, üzerinden uzun bir zaman geçtiğini, fatura tarihinden itibaren de alacağın zamanaşımına uğradığını ayrıca su sayacına bağlı abonenin … olduğunu, müvekkili şirket ile davacı kurum arasında herhangi bir abonelik sözleşmesi olmadığını bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini, bunun dışında müvekkilinin idarenin izin ve onayı ile kuyu suyu sayacı takıldığını, suyun faturalarının fazlası ile gruba ödendiğini, haksız tahakkuk ettirilen faturala itiraz ettiklerini, ancak davacı idare memurlarının müvekkilinin suyunu keserek mağduriyetine neden olduğu tanker suyu kullanmalarını sağladıkları, …’a ait su sayacının yerinden söküldüğünü, şirketin 1997 yılından bu yana şehir suyu kullanımının söz konusu olmadığını iddiaları red ettiklerini haksız davanın reddini istedikleri görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava davalı şirketin kaçak abonelik ve kaçak su kullanımına ilişkin ceza ve talep ettiği kalemlere ilişkin alacak davası olup, yapılan yargılamada iddia ve itirazlar tekrarlanmış, takip dosyası, abonelik kartı , geçikme ceza tabloları, tutanak ve ihtarname, kimlik bilgileri, tarife yönetmeliği, abone işlem dosyası, yapılacak bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
İncelenen …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında idare tarafından davalı borçlu şirket aleyhine 8.291,32 TL alacak 27.987,36 TL geçikme cezası ile toplam 36.278,68 TL üzerinden takibin başlatıldığı, takibe de borçlu tarafından cevap dilekçesinde belirtilen hususlarda ifade edilerek itiraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve itirazları doğrultusunda tüm deliller toplanmış, idari kayıtlar dosyaya temin edilmiş, gelen idari genel müdürlük yazısı ile dava konusu edilen yerdeki ve abonelik sözleşmesine konu yerdeki işletmenin davalı şirket olduğu, usulüne uygun tüm tahakkukların yaptırıldığı verilen tablolar çerçevesinde her ne kadar sayacın … adına kayıtlı ise de bu ticari işletme tarafından kullanımının sağlandığı belirlenerek söz konusu alanda da kullanım tutanağında tüm işletmeye ilişkin detayların belirlendiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve itirazları, sunulan deliller çerçevesinde yapılan işlem takip dosyasındaki rakam ve dava dilekçesindeki istem kalemleri karşılaştırılarak davacının var ise alacağının belirlenmesi yönünde bilirkişi inceleme kararı oluşturulmuştur.
Yapılan inceleme ile davalı tarafından dosyaya temin edilen süreye ilişkin analiz raporları ibraz edilmiş ilgili otelde iş yerinde kayıtlarda kuyu ve tanker suyu kullandıkları görülse de 20/12/2004 tarihinde alınan numune depo suyunun tahlili neticesinde şebike suyu karekterine yakın çıktığı bu nedenle kaçak su kullanım tutanağında da davalının kaçak su kullandıkları yönünde düzenleme yapıldığı, …Belediyesinin … … Müdürlüğü … Başkanlığı … Müdürlüğünün hazırladığı su analiz raporuna göre gerek işletmeden alınan gerekse yakındaki … Parkından alınan su örneklerinin değerlendirildiği, davalının iki adet kuyu suyu ve tanker suyu kullandığı tesisat numaraları ile açıkça belirtildiği, dosya kapsamında aynı tarihlerde ve aynı şartlarda olmak üzere davalının kullandığı tanker suyundan ve davalı işyerinden kuyu suyu örneği ayrı ayrı alınarak resmi analiz raporlarının dosyaya sunulmadığı, ancak … Şebeke suyu ile kullanıldığı ifade edilen tanker veya kuyu suyu arasındaki incelemede şebeke suyu karakterinden su tespitinin yapılmış olması ile kaçak su kullanımının belirlendiği, bu doğrultuda daha önceki yapılan dosyada ve işletme kayıtlarında yatak kapasitesi işletmenin mevcut durumu, kullanılabilecek günlük su miktarı değerlendirilerek fatura dönemleri itibari ile miktar ve değerin tespiti cihetine gidildiği bu durumda davalının davacı şirketin tanzim ettiği faturalara istinaden dava tarihi itibariyle 4.338,20 TL asıl alacak talebinin mevcut olup, bunun faizinin de 17.415,05 TL olmak üzere toplam 21.753,25 TL olarak tespit edildiği, kaçak su kullanım bedelinin ise 3.936,60 TL olarak tahakkuk ettirildiği değerlendirilmiştir.
Davalının dosyada verdiği cevap ile yapmış olduğu usulü itirazın yerinde olmayıp, asile usulüne göre tebliğatın sağlandığı, dosyadaki takip dosyasının 24/01/2012 tarih itibariyle oluşu tutanak içeriği, idare tarafından yapılan işlemler değerlendirildiğinde zamanaşımı itirazlarının da Borçlar Kanunu Hükümleri çerçevesinde yerinde görülmeyip, bunun yanı sıra söz konusu abonelik kaydının her ne kadar … adına kayıtlı ise de davalı işletmenin abonelik kaydını değiştirmediği müracaatını sağlayıp, abonelik sözleşmesini kendi adına yapmadığı, şirket yetkilisi … ifadesi ile de söz konusu yeri … dan kiraladığını, iş yerinde faaliyete kendileri tarafında devam ettiğini ifade ettiği, bu nedenle davalının husumet itirazının da bu doğrultuda yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller ,izleme olanağı sağlayan bilirkişi raporları, idari kayıtlar, tahlil raporları değerlendirildiğinde otel tarafından her ne kadar kuyu ve tanker suyu kullanıldığı görülse de tutanak tarihi itibariyle depodan alınan numune suyun tahlili neticesinde şebeke suyu karekterinde çıktığı kayıtlar ile belirlenmiş olmakla kaçak su kullanımının sabit olduğu ve dolayısıyla düzenlenen kaçak su tutanağının da yerinde olduğu bunun yanı sıra kuyu tanker suyu aboneliklerinin bu abonelikten farklı bir abonelik olup, borçların ödenmiş olmasının bu aboneliğin borcunun ödendiği anlamına da gelmediği bunun yapılan bilirkişi incelemesi ile de tespit edildiği, bilirkişilerce asıl alacağın 4.338,20 TL olarak tespiti ile geçikme ceza faizinin 17.415,05 TL olarak belirlendiği ve tutanak ile de sabit olduğu üzere 16,52 TL açma kapama bedelinin belirlendiği, bunun yanı sıra yine bilirkişilerin kaçak su kullanımından kaynaklı miktarın 3.936,60 TL olarak tespit edildiği, bu durumda toplam alacağın 25.722,89 TL olduğu, ancak davacının talebinin 24.973,85 TL olup, talebin altında bulunduğu dava dilekçesindeki istemi ile asıl alacağı dava tarihinden itibaren yasal faiz istemide değerlendirildiğinde yine taraflar arasında doğrudan bir abonelik sözleşmesinin bulunmadığıda dikkate alınarak bu doğrultuda davasının talebi ile bağlı kabulü ile davalının tüm itirazları, zamanaşamına yönelik yine itirazları, rapor , inceleme dönem tutarları ve ilgili dönemler keza yapılan ödemeler doğrultusunda yerinde görülmeyip reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2017/1176 E.-2019/664 K.sayılı, 04/02/2019 tarihli kararı ile
“Davalı vekili, temyiz aşamasında 17 / 01 /2019 tarihli dilekçesi ile davalının borç yapılandırmasına başvurduğunu ve yapılandırma kapsamında dava konusu borcu taksitlendirdiğini beyan etmiştir.
Bu itibarla, mahkemece davalı tarafın, davacı idareye yaptığı bir başvurunun olup olmadığı, var ise ne gibi işlem yapıldığı, varsa yapılan anlaşmanın incelenip değerlendirilmesi, araştırılması ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” hükmü ile bozmuştur.
Bozma sonrası yeni esas kaydedilen dosyada yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce, bozma ilamında yer alan hususlarla ilgili olarak …’ ye müzekkere yazılarak, davalı tarafça … tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe giren 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ un 1.maddesinin birinci fıkrası ve 2.maddesinin altıncı fıkrası ve sekizinci fıkrası hükümleri uyarınca başvurusunun bulunup bulunmadığının sorulmasına karar verilmiştir. … Genel Müdürlüğü …Bölge Abone İşleri Dairesi Başanlığı’ nın … tarihli cevap yazısında “…Yapılan incelemede; … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No:… adresindeki … İdaremiz personellerince 20/12/2004 tarihinde kaçaksu kullanıldığı tespit edilerek, … nolu kaçaksu tutanağı tanzim edilmiş olup, tahakkuk eden bedeller … nolu borçtan iptal sözleşmeye aktarılmıştır. … Turizm San. Ve Tic. Ltd. Şti. firma yetkilisi 18/10/2016 tarihinde kuruma gelerek 6736 sayılı yasa gereği af yasasından faydalanarak 20.286,11-TL peşin olarak ödeme yapıldığı, 19/10/2016 tarihinde … Turizm San. Ve Tic. Ltd. Şti. adınada … nolu yenileme sözleşmesi yapılmış olduğu ve sözleşmesi aktif durumda olduğu görülmektedir.” şeklinde cevap verilmiştir. Söz konusu müzekkere cevabı dikkate alındığında, yasa değişikliği nedeniyle davalı tarafça kaçaksu kullanımına ilişkin olarak başvuruda bulunulduğu ve yine aynı kapsamda ödeme yapılarak, yenileme sözleşmesinin yapıldığı ve dava konusunun da kaçaksu kullanımı nedeniyle bu bedelin tahsiline yönelik alacak davası olduğu anlaşıldığından, yapılan ödeme ile davanın konusuz kaldığı kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında, yasa değişilikliği nedeniyle her ne kadar dava konusuz kalmış olsa da, dava tarihi itibariyle davacının kaçaksu bedelinin tahsilini talep edebileceği, kaçaksu kullanımında bulunan davalının, davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve bu sebeple HMK 326/1 ve 331/1. Maddeleri gereğince davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı gözetilerek yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ve davacı yararına AAÜT 6 ve 13.maddeleri kapsamında davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Açıklanan nedenlerle;
1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL ilam harcının peşin alınan 370,90 TL’den düşümü ile geri kalan 316,50 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının başlangıçta yaptığı 392,05 TL, bilirkişi ücreti 1.200,00 TL ve posta gideri 246,00 TL olmak üzere toplam 1.838,05 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi 6 ve 13.madde gereği 3.400,00 TL ücret takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/02/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza