Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/170 E. 2022/1000 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/170 Esas
KARAR NO : 2022/1000
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/03/2019
KARAR TARİHİ : 30/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle: 19.08.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda müteveffanın eşi müvekkil … … adına Sigorta tahkim komisyonu hakem heyetine destekten yoksun kalma tazminatı için 14/05/2018 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, ve 2018E… sayılı dosyanın açıldığını, burada verilen karar karşı taraflarca itiraz yoluna gidilmesi üzerine dosyanın itiraz hakem heyetine geldiğini, 17/12/20187 tarihli, 2018/İHK-… sayılı itiraz hakem heyeti kararı sonucunda dosyadan el çekilmesine karar verildiğini, davaya konu kaza neticesinde davalı sigorta şirketine … poliçe nolu trafik sigortalı olan … plakalı aracın karıştığı trafik kazası neticesinde diğer araçta sürücü konumunda olan 1965 doğumlu … …’nın vefat ettiğini, geride imam nikahlı birlikte yaşadığı eşinin kaldığını, trafik tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsünün asli kusuruyla kazaya sebebiyet verildiğinin belirlendiğini, davalı sigorta şirketine 14.05.2018 tarihinde tazminat talepli müracaatın sonuçsuz kaldığını, müteveffanın gelirinin asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle ve resen ele alınacak nedenlerle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere şimdilik 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plaka sayılı aracın 09.05.2017-2018 tarihleri arasında … sayılı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluğun teminat İimiti ile sınırlı olarak sigortalı araç sürücüsünün kusuru nispetinde olduğunu tüm bu nedenlerle haksız davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilaf Trafik kazasında kusur durumunun ne olduğu, davacının destekten yoksun kalma tazminatını talep edip edemeyeceği, edebilecek ise ne miktarda olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Dava taraflarca, kaza tespit tutanakları, ekonomik ve Sosyal Durum Araştırması, trafik tescil kayıtları, Sigorta Poliçesi hasar dosyası, ekspertiz raporu, rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin bilgi ve belgeleri, tanık, adli tıp raporu, bilirkişi deliline dayandırılmıştır.
İddia, savunma, sunulan bilgi ve belgeler, mahkememizce celp edilen bilgi ve belgeler, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş, dosyanın kusur durumunun tespiti hususunda Adli Tıp Kurumuna sevkine karar verilmiştir.
15/02/2021 tarihli Adli Tıp Kurulu raporunda özetle; davaya konu dosya ve eklerinin incelendiğini sonuç olarak
*Sürücü … …’nın, %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu,
*Müteveffa sürücü … …’nın, %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurulu raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Mahkememizce tarafların beyan ve itirazları değerlendirilmiş, dosyanın Adli Tıp Kurulu Trafik Üst Kuruluna sevki ile yapılan itirazlar doğrultusunda rapor alınmasına kanaat getirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik Üst Kurulunca düzenlenen raporda 15/02/2021 tarihli rapor yinelinmiş, Davaya konu trafik kazasında;
* Sürücü … …’ın %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu,
*Müteveffa sürücü … …’nın %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirilmiştir.
Davalı vekilince Adli Tıp Kurumu … Kurulunca düzenlenen rapora itiraz edilmiş, davalı vekilinin yeniden rapor alınmasına yönelik talebi, dosya içerisinde mevcut raporların yeterli ve denetime elverişli olması nedeniyle reddedilmiştir.
Davacı vekilinin tanık deliline dayandığı, bildirilen tanıkların beyanları alınmak üzere … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, … Asliye Hukuk Mahkemesince 30/06/2022 tarihli duruşmada tanık beyanları alınmıştır.
Tanık … ‘ün duruşmadaki beyanında ” Ben … … ve … …’ı komşum olması sebebi ile tanırım, … trafik kazasında hayatını kaybetti, … ile zaten önceden resmi olarak evlilerdi, birlikte perdeci dükkanları vardı, …’nın babası öldükten sonra … annesine bakmaya başladı, boşanmalarına rağmen aynı evi paylaşıyorlardı, evi ayırmadılar, evin ihtiyaçlarını … karşılıyordu, fiilen ayrılmamışlardı, üç tane kızları vardı, kızlar İstanbul’da yaşar, ancak tatillerde anne ve babalarının yanına gelip kalırlardı, anne ve kızların tüm ihtiyaçlarını … karşılardı, … hem …’e işlerinde yardım eder hem de evin işleri ile uğraşırdı, bildiklerim bundan ibarettir,” şeklinde beyanda bulunduğu, tanık … in ise “Ben avukatım, tarafların boşanma davasını ben takip etmiştim, … ile …’nın perdeci dükkanları vardı, yaklaşık 20 yıldır bu aileyi tanırım, 2011 yılında … eşinin hasta olan babasına bakması sebebi ile gündüzleri babasının evine gittiğini, akşam eve geldiğini, tüm ev düzenlerinin bozulduğunu gerekçe göstererek eşi …’dan boşanmak istediğini söyledi, davayı açtık, ancak taraflar anlaşmalı olarak boşandılar, aradan iki üç ay geçtikten sonra … ile …’i birlikte iş yerinde gördüğümde “hayırdır siz ne yaptınız, ayrıldınız ama birliktesiniz” diye sorduğumda “bizim boşanmamız böyle olur” deyip birlikte yaşadıklarını söyledi, tarafları ben uzun yıllardır tanırım, aynı evde birlikte yaşarlar, çocuklarını birlikte büyüttüler, evin ihtiyaçlarını da … karşılardı, …’nın geliri yoktur, …’nın tüm bakım ve iaşesini … sağlardı,..” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizin 22/12/2021 tarihli duruşma ara kararı gereğince, dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edilerek dosya kapsamında rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan raporda özetle; dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, mahkemece celp edilen bilgi ve belgelerin hep birlikte değerlendirildiğini, sonuç olarak davaya konu 19.08.2017 tarihinde meydana gelen kazada vefat eden … …’dan dolayı desteğinden yoksun kalan imam nikahlı eşi … …’ın talebine ilişkin olarak; Müteveffa … … ile davacı … …’ın 27.04.2011 tarihinde boşandığını, Polis memurlarınca yapılan incelemede davacı ile müteveffanın birlikte aynı evde ikamet ettiğinin tespit edildiğini, davacının müteveffanın desteğinden yoksun kalıp kalmadığının takdirinin Mahkemede olduğunu, Mahkemece davacının destekten yoksun kaldığı yönünde hüküm kurulması halinde;
*Davacı imam nikahlı eş … … adına hesaplanan destek tazminatının 492.433,00 TL olduğunu,
* Söz konusu tutarın poliçe teminat üst limiti olan 330.000,00 TL’yi aştığını,
*Davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu tutarın 330.000,00 TL olduğunu,
*Davalı sigorta şirketi sorumluluğunda olan 330.000,00 TL’ye 20.03.2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Yargılama esnasında davacı tarafından dava ıslah edilmiş, dava değeri 325.000,00 TL artırılarak 330.000,00 TL’nin davalının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini talep etmiştir.
Dava ; Desteğinin ölümü nedeni ile onun desteğinden yoksun kaldığını ileri süren davacının bu nedenle oluştuğunu ileri sürdüğü zararının giderilmesi talebinden oluşmaktadır.
Davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı … adına trafikte kayıtlı olan … plaka sayılı araç için 09.05.2017-2018 tarihlerini kapsayan … sayılı ZMMS poliçesi düzenlenmiştir. Sigortalı araç … … sevk ve idaresinde iken 19/08/2017 tarihinde müteveffa … …’nın sevk ve idaresindeki motorsikletle çarpışarak kazaya neden olmuş, bu kaza sonucu … … ölmüştür. Davacı evli olmadıkları halde ölen kişi ile birlikte yaşadıklarını, tüm ihtiyaçlarının ölen kişi tarafından karşılandığını belirtip destekten yoksun kalma nedeni ile oluşan zararının giderilmesini istemiştir.
Temin edilen nüfus kaydına göre ; ölen kişi ile davacı kaza tarihi itibarı ile bekar olup, yapılan zabıta araştırması ve talimat mahkemesince dinlenen tanık beyanlarına göre davacı ile kaza sonucu ölen … …’nın birlikte yaşadıkları, davacının tüm giderlerinin ölen kişi tarafından karşılanması nedeni ile ölen kişinin davacının eylemli olarak desteği olduğu, bu nedenle davacının destekten yoksun kalma nedeni ile oluşan zararını davalıdan talep etmesinin mümkün olduğu kabul edilmiştir.
Zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenleyen sigorta şirketleri “sigortalı aracın işletilmesi sırasında 3.kişilerin uğradığı zararları sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sigortalı adına ödemeyi” üstlenmektedir. Bu nedenle öncelikli olarak ölen ile sigortalı araç sürücülerinin kusur dağılım oranlarının belirlenmesi için ATK’dan 15/02/2021 tarihli rapor alınmıştır. Bu rapordada belirtildiği gibi sigortalı araç sürücüsünün %80 kusurlu olduğu, davacının desteğinin ise %20 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Trafik sigortası genel şartları 01/06/2015 tarihinde değiştirilip, tazminatın diğer yasal düzenlemeler yanında bu genel şartlara göre hesaplanacağına ilişkin 2918 sayılı yasanın 90.maddesinde yapılan değişiklik ise 26/04/2016 tarihinde gerçekleşmiştir. Değişen yeni genel şartların yürürlük maddesi olan C 11 e göre ” yeni genel şartların ancak bu tarihten sonra düzenlenecek poliçeler dolayısı ile uygulanabileceğinin ” öngörülmüş ve davamıza konu araç ile ilgili poliçe 10/03/2011 tarihinde düzenlenmiş kaza ise 19/06/2011 tarihinde meydana gelmiş, kaza tarihi itibarı ile eski genel şartlar yürürlükte olup, genel şartlar 26/04/2016 tarihinde 2918 Sayılı Yasanın eki haline getirildiği ve bu tarihten sonra zarar gören kişileri de bağlayıcı hale geldiği için somut uyuşmazlıkta eski trafik sigortası genel şartların uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
Dava belirsiz alacak davası olup, davanın niteliği gereği davacı taraf alacağın miktarını belirleyemediği için belirli bir miktarı dava değeri olarak göstermek suretiyle dava açmaktadır. Bilirkişi raporu ile gerçek tazminat miktarı belirlendikten sonra dava dilekçesinde talep edilen ile bilirkişinin belirlediği miktar arasındaki fark için eksik harç tamamlanmaktadır. Bu işlem HMK’da düzenlenen ıslah olmayıp, davanın niteliğinden kaynaklanan eksik harcın tamamlanmasıdır.
Davacı ıslah dilekçesi ile alacağına dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasını istemiş, sigortalı araç ticari nitelikli olduğu için tüm alacak yönünden dava tarihinden itibaren avans faiz uygulanması gerektiği kabul edilip aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, 330.000,00 TL’nin 20/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 22.542,30 TL karar harcından peşin alınan 44,40 TL ve 1.111,00 TL ıslah harcının toplamı olan 1.155,40 TL’den mahsubu ile eksik olan 21.386,90 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacının yaptığı 95,20 TL ilk masraf, yargılama aşamasında yapılan bilirkişi, posta, tebligat gideri 1.450,50 TL, 1.500,00 TL Adli Tıp Kurumu masrafının toplamı 3.045,70 TL ve 1.111,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.156,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 49.200,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL’NİN DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye avansın istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır