Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/166 E. 2019/891 K. 07.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/166 Esas
KARAR NO : 2019/891

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/09/2005
KARAR TARİHİ : 07/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili sunduğu dilekçede özetle, müvekkilinin tanınmış bir halı üreticisi olduğunu ve halı üretiminde kullanılmak üzere 1 nolu davalı … … Şti’nden acenteliğini yaptığı, diğer davalı … Şti’nden … marka … boyasını satın aldığını ve boyanın solabilirlik değerlerinin 1/12 SD de 5, 1/3 SD de 6, 1/1 SD de 6-7 olduğunun belirtildiğini ve teknik broşürde boyanın solabilirlik değerinin en az 5 olduğunun tahmin edildiğini, müvekkilinin dava dışı müşterisi …A.Ş’ye ait otelin halı kaplama işini üstlendiğini ve davalılara ait boyanın kullanılarak toplam 33.916 m2 halının otele döşendiğini, adı geçen şirketin…Noterliği’nin 14.03.2004 tarih ve… yevmiye nolu ihtarnamesiyle halılarda önemli ölçüde renk solmaları olduğunu ve değiştirmeyi talep ettiğini, müşterinin bildirdiği halılardan örneklerden alınarak kontrol edildiğinden boyanın solabilirlik değerinin alt sınır olan 4 ün altında olduğunun tespit edildiğini ve bunun davalı laboratuarında belirlendiğini ve müvekkiline gönderdiği raporda adı geçen boya yerine … marka boyanın kullanılmasının tavsiye edildiğini ve yine … Üniversitesi Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma Uygulama Merkezi Kimyasal Tekstil Muayeneleri Laboratuarında yapılan incelemelerde … markalı boyanın yoğun kullanıldığı kısımlar için (sarı kısım) ışığa karşı haslık değerinin 3 ve söz konusu boyanın daha az kullanıldığı kısım (yeşil kısım) için haslık değerinin 3-4 olarak belirtildiğini ve daha sonra kimya sektöründe önde gelen kuruluşlarından …’in baş mühendisinin davet edildiğini ve bu kişinin verdiği raporda davalılar tarafından verilen boyanın halı üretiminde kullanılan diğer boyalarıda bozduğunun belirlendiğini, müvekkilinin bundan zarar gördüğünü ve bu konuda davalılara…Noterliği aracılığıyla ihtar çekildiğini, müvekkilinin bununla yetinmeyerek Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasıyla tespit yaptırdığını ve otele döşenen halıların büyük bir kısmının solduğunun belirlendiğini, müvekkilinin bu yüzden ücretsiz olarak 32.958 m2 halı üreterek teslim etmeyi taahhüt ettiğini ve bunları ücretsiz olarak üretip dava dışı …A.Ş’ye teslim ettiğini ve müvekkilinin hatalı boya nedeniyle 353.751,85 TL zarara uğradığını, davalının akdi gereği gibi ifa etmemesi nedeniyle müvekkilin zarar gördüğünü, davalıların sundukları broşüre uygun olmayan boyayı müvekkiline vererek zarara yol açtıklarını belirterek şimdilik bu miktarın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili sunduğu cevap dilekçesinde ise, öncelikle … Şti’nin davada taraf olamayacağını çünkü sözleşmenin diğer davalıyla davacı arasında yapıldığını, sadece müvekkiline aracılık yaptığını belirterek bu müvekkili hakkındaki davanın reddini talep etmiştir. Esasa ilişkin cevabında ise davacının 20 yıldır müvekkilinden boya satın aldığını ve 27.11.2000 tarihli fatura incelendiğinde müvekkilden miktarları değişen 9 çeşit boya aldığının görüleceğini, dava konusu … tipli sarı boyanın miktarının 90 kilo olduğunu ve daha önce 9 kilosunun broşürde belirtilen niteliklerden düşük olduğunu ve bunun aldatma sayılamayacağını, davacının kusurlu mal ürettiğini ve … tipi boyanın ışık haslığının 5 olmadığını bilmesine rağmen kullandığını, yapılan testlerde boyanın değil halının baz alındığını oysa ki boyaların incelenmesi gerektiğini, sunulan broşürde 5. sayfada ışık haslığı testinin sadece adı geçen boya ile ve beraberinde hiçbir kimyasal madde kullanmadan yapılması gerektiğinin açıklandığını ve davacının buna uymadığını, broşürün ilk sayfasında yer alan Ksnon lambası testine uyulmadığını, broşürde bu boyanın hangi tür kimyasal maddeyle kullanılırsa kullanılsın 5 ışık haslık değerinin verileceğinin taahhüt edilmediğini ve ayrıca kataloglarda tedarik edilen ürünlerin özel kullanım amaçlarına uygun olup olmadıklarının tespiti açısından müşterilerin kendi testlerini yapmaları gerektiğinin belirtildiğini ve ışık haslığı testinin üretimden önce yapılması gerekirken davacının bunu yerine getirmediğini, davacının dayandığı raporda test için gönderilen halının hangi boya yada boyalar kullanılarak imal edildiğinden bahsedilmediğini, müvekkilinin ışık haslığı değeri bakımından istenilen sonucun elde edilmesi için davacıya … boyasının kullanılmasının önerildiğini, … Üniversitesi’nden alınan raporda da 3 adet halı örneğinin hangi boya yada boyalar kullanılarak imal edildiği konusunda açıklık olmadığını, tüm talep ve tespitlerin yanlış olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili sözleşmenin her iki şirket ile müvekkili arasında yapıldığını ve bu nedenle husumet itirazının yersiz olduğunu ve husumet itirazında bulunan davalının 14.09.2004 tarihli ihtarında bunu doğruladığını ve boyaları onun sattığını, satış sözleşmesinde taraf olarak yer aldığını, testlere ilişkin itirazların yerinde olmadığını çünkü davalı tarafından yapılan test sonucunda raporda bazı sarı boyaların nemli ortamlarda test edilmeye karşı hassas olduğunu bildiklerini ifade ettiklerini, testlerin zorunlu olarak üretimden 1 yıl sonra yapıldığını, kusurun ve hatanın tamamen davacılarda olduğunu belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekili ise düplik dilekçesinde husumet itirazını yinelemiş, ihtarın 1 nolu müvekkilini taraf haline getirmeyeceğini ve raporlara ilişkin itirazların yerinde olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık görüldüğü üzere sözleşme ile davacıya satılan boyalar kullanılarak üretilen halıların ışık haslıklarının düşük olması nedeniyle uğranılan zararın tazmininde davalıların kusurlu olup olmadıkları noktasında toplanmaktadır. Öncelikle davalı ……Ltd Şti tarafından çekilen …Noterliği’ne ait 14.09.2004 tarih… yevmiye nolu ihtarnamede bu davalı açıkça taraf olduğunu kabul etmiş ve kendisinin de alıcı olduğunu belirtmiştir.
Deliller toplanmış dosya bilirkişilere tevdi edilmiştir. Bilirkişiler yaptıkları incelemede davacının halı döşeme, montaj ücreti, nakliye ücreti ve mahkeme masrafı olmak üzere toplam 31.347, 14 TL harcama yaptığı, dava dışı şirkete 167.645,41 USD karşılığı 221.543,88 TL’lik halı satılıp bunun değişiminin yapılması sonucunda masraf toplamının 306.023,23 TL olduğu, davacının … isimli boya maddesini 3.şahıs firmanın talep ettiği … 6 elyafından mamul ettiği halılara davalılarca sağlanan diğer boya maddeleri ve baskı için gerekli olan diğer kimyasal maddelere de baskı uyguladığı ve halıların güneş alan pencere ve kapı önlerinde ve rutubet alan kısımlarda ciddi renk değişimine uğradığı, davalılar tarafından satılan dışında bir boyanın uygulandığı iddiasının gerçek olmadığı, boyanın tek başına kullanıldığında renk değişiminin yaşanmadığı, uygulamada tüm boya maddelerinin tekstil eşyası üzerinde su, kıvamlaştırıcı, dayanaklaştırıcı vb kimyasal katkı malzemelerinin kullanımıyla uygulanabileceği ve bunun kaçınılmaz olduğu, davalılardan temin edilen diğer boya maddeleri ile kullanımında renk değişimi olduğu, … boya maddesinin sebep olduğu tepkimeyi uyaran herhangi bir bilginin davalı tarafından verilen herhangi bir spesifikasyonlarda açık ve net içinde yer almadığı, aynı belgelerden boyar maddenin değişik miktarlarda kullanılmasının boya haslığına etki ettiği belirtilmiş olsa da bu miktarın altında kullanılması durumunda boya haslıklarının garanti edilemeyeceğine dair bir uyarı yer almadığı ve farklı tonlar elde edebilmek için farklı miktarda kullanılmasının kaçınılmaz olduğu, broşürde satıcının, ürünün belli bir amaca elverişliliği konusunda hiçbir garanti beyanında bulunmadığı yolundaki katalogda yer alan ifadenin dikkate alınmaması gerektiği, yine katalogda amaçlanan kullanım şartlarına göre yapılacak testlerle teyit edilmelidir uyarısının davacı tarafından tedarikçiye duyulan güvenin ihmal edildiği, belritilerek sonuç olarak davacının uğradığı zarardan kendisinin de özellikle güneşin yoğun olduğu sahillerdeki bir otelde kullanımında ve ortaya çıkabilecek sonuçları önceden test etmeden boyar maddeleri kullanıp halı üretimi yapmasında kusurunun da olduğu ve zarardan davacının %35 oranında, davalının ise %65 oranında kusurlu oldukları belirtilerek rapor sunulmuştur.
Yan vekilleri tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmekle heyetten ek rapor alınmıştır. Bilirkişiler verdikleri ek raporlarında, aynı görüşleri tekrarlamışlar ve bu sefer davalının %70 davacının ise %30 oranında kusurlu olduğunu açıklamışlardır.
Bu rapora itiraz edilmesi üzerine tekrar ek rapor alınmış ve bilirkişiler kök raporundaki görüşleri tekrarlamışlar ve ilk ek rapordaki kusur oranının yanlış olarak yazıldığını, ilk rapordaki %65 ve %35 kusur oranının geçerli olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Davacı vekili uygulama devam eder iken, 3095 sayılı yasanın 2/2 md gereğince dava açarken talep etmediği faiz konusunda ıslahta bulunmuş ve avans faizin uygulanmasını talep etmiştir.
Görüldüğü üzere davacı ve davalı arasında halı üretiminde kullanılacak … boyasının satımı konusunda anlaşma yapılmıştır. Üretilen malın cinsine göre ışık haslığının 5’ten az olmaması gerekmektedir. Aksi halde üretilen malda ışık azlığı nedeniyle renk karışması ve solmalar olacağı tartışmasızdır. Davacı tarafından davalıya boya satılır iken verilen kataloglarda ışık haslıklarının 5 olduğu belirtilmiş ve bu taahhüt edilmiştir. Ayrıca kataloglarda boyar maddenin başka kimyasallarla kullanılması halinde tepkime nedeniyle ışık haslığına uğrayabileceği açıklanmamıştır. Bu son derece önemli bir husustur. Çünkü sadece adı geçen boyar madde ile halının üretilmediği veya üretilmeyeceği de gözden uzak tutulmamalıdır. Bu nedenlerle davacı bu boyayı yapmamakta kusurludur. Katalogda davalının ürünün belli bir amaca elverişliliği konusunda hiçbir garantide bulunulmayacağı yolundaki beyanı ise dikkate alınmamalıdır zira BK 96 ve devamı maddeleri ile satım ilişkisinin düzenleyen diğer maddeler değerlendirildiğinde özellikle 198 ve 202. maddeler göz önüne alındığında, her türlü ayıptan muaf olunacağı yolundaki tek taraflı beyanın geçerli olamayacağı gözden uzak tutulmamalıdır. Bunun yanında davalı tarafından halı üzerine yapılan inceleme sonucunda verilen raporda hatanın olduğu kabul edilmiş ve yerine başka boyanın kullanılması tavsiye edilmiştir. Davacı tarafından yapılan testlerin sadece boya üzerine yapılması da mümkün değildir. Boyanın kullanıldıktan sonra ne tepkime yaratacağının saptanması açısından ürünün incelenmesi kaçınılmazdır. Bu nedenlerle davalıların halı üzerinde yapılan testlerin dikkate alınmaması yolundaki talepleri yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle davalının sattığı maldan doğan zararları karşılaması kaçınılmazdır.
Durum bu olmakla beraber davacının da basiretli tacir gibi aldığı malı öncelikle dokunan bir halı üzerinde test etmeden ve ışık haslığını kontrol etmeden seri üretime geçmesi ve gereken önlemleri almaması kendi kusurudur. Eğer davacı zamanında bu testleri yapsa idi belkide seri üretim yapmayacak çok küçük bir zararla kurtulacak idi. Yani zararın artmasında BK 44. md anlamında kendisinin mutefarik kusuru da söz konusudur ve bilirkişilerce belirlenen kusur oranları da mahkememizce uygun görülerek 198.915,09 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bu kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 04/10/2010 tarihli, 2009/5636 esas, 2010/987 karar sayılı ilamı ile “Türk Ticaret Kanunu’nun 20/2. Maddesine göre her tacir ticari faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi davranmak zorundadır. Dosyanın incelenmesinde tarafların uzun yıllardır boya alım satımı konusunda sözleşmeler yaptıkları ancak … kodlu boya maddesinin alımını ilk kez gerçekleştirdikleri anlaşılmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun 25. Maddesine göre davacı yanca gerekli muayenenin yapılmaması ve davalıya duyulan güvenden söz edilmesi yasanın açık düzenlemelerine aykırı olduğu gibi henüz satımın gerçekleşmesinden önce akdeniz bölgesindeki bir otelde kullanılmak üzere üretilecek halılarda adı geçen boyanın istenilen sonucu vermeyeceğinin davalı yanca davacıya bir e-posta mesajı ile bildirildiği ve başka bir boyanın önerildiği tartışmasızdır. Bu durumda mahkemece davalının bilirkişi raporuna yaptığı ayrıntılı itiraz ve yukarıda açıklanan bilgilendirme üzerinde de durulmak sureti ile bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir. Bu nedenle kararın bozulmasına” şeklinde karar verilmiş, bu karara karşı karar düzeltme yoluna gidildiğinde aynı daire tarafından karar düzeltme talebinin reddine dair 12/10/2010 tarihinde verilen karar üzerine mahkememize geri gönderilen dava dosyasında mahkememizce verilen bozma kararına karşı 30/03/2011 tarihinde direnme kararı verilmiştir.
Bu karara karşı davalı taraf vekilinin temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05/10/2011 tarih, 2011/19-450 esas, 2011/589 karar ile “…direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli gerekçesi önceki karara göre genişletebilirse de değiştirmemelidir. Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde direnme kararının varlığından söz edilemez….. Hal böyle olunca ortada varlığından söz edilebilecek bir direnme hükmü bulunmayıp yerel mahkemece bozma kararından esinlenerek oluşturulmuş yeni bir hüküm bulunmaktadır. O halde ikinci ön sorunun kabulü ile kurulan yeni hükme ilişkin davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın özel daireye gönderilmesi gerekir.” gerekçesi ile temyiz incelemesi yapılmaksızın dava dosyası Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk dairesinde 23/02/2012 tarih, 2011/15896 esas, 2012/2703 karar sayılı ilamı ile “… Uyuşmazlık ticari satışlarda satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümlerinden kaynaklanmakta olup, somut olayda BK.’nun 99 ve TMK.’nın 2. Madde hükümlerinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece önceki bozma kararımızda belirtildiği gibi davalının bilirkişi raporuna yönelik ayrıntılı itirazları ve yukarıda açıklanan e-posta mesajı ekindeki bilgilendirme belgesi üzerine durulup belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile mahkememiz kararı yeniden bozulmuş, bu bozma kararına karşı taraf vekillerinin yapmış olduğu karar düzeltme başvurusunun Yargıtay 19. Hukuk dairesinin 10/12/2012 tarih, 2012/12572 esas, 2012/18699 karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talepleri reddedilmiştir.
Bozma sonrası mahkememizin yeni esasına kaydı yapılan dava dosyasında mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, beyanlar alınmış, bozma gereklerinin yerine getirilmesi için daha öncede dosya hakkında yeterli denetleme yapmış olan uzman bilirkişilerden ek rapor alınması yönünde ara kararı oluşturulmuştur.
Bilirkişilerden Prof. …’in …Başkanı olup görevinin yoğunluğu nedeniyle affını istediği, anlaşılmakla yerine dosyanın uzamaması için …’ın heyete dahili ile rapor alınmıştır.
Bilirkişiler ilam doğrultusunda yaptıkları incelemeler ile söz konusu e-posta ve eki belgeleri değerlendirmiş, dava konusu ürünün boyalarının 27.11.2000 tarihinde satın alındığı, ancak bu tarihten önce 29.04.1999 tarihinde yani 19 ay önce davalı tarafından davacıya gönderilen e-posta eki…Baskı tekniğiyle ait bilgilendirme belgesi niteliğindeki belgenin dava konusu boya satışı, imalatı veya kataloğu ile doğrudan ilgisinin bulunmadığı, 29.04.1999 tarihli e-posta mesaj ekinde gönderilen teknik dokümanın dava konusu boya satışı, imalatı veya kataloğu ile doğrudan ilgisinin olmadığı, birlikte, bilgilendirme belgesinden olduğu gibi alıntı yapıldığı, bilirkişi raporunun İncelemeler Bölümü C) iii. maddesinde verilen yazılı bilgilerden görüleceği üzere dava konusu Lanaset tipi boyanın halı boyamada kullanılmaması yönünde bir uyarı bulunmadığı tam aksine konut ve ticari amaçlı kullanılacak polyamidden yapılmış halılar için …, …, … boyaların yanı sıra yüksek bir ıslak sürtünme mukavemetinin istenmesi durumunda (paspaslar gibi) …, … ve … tipi boyaların da seçilebileceği bu durumda 29.04.1999 tarihli e-posta ekinde gönderilen bilgilendirme notuna göre, Lanaset boya evsel ve/veya ticari amaçlı polyamid halılar için yanlış bir seçim olmadığı , tam tersine davalı firma tarafından bu amaçla önerilen boyalar grubunda yer alan, ayrıca ilave bir avantaj olarak yüksek ıslanma sürtünme mukavemeti de sağlayan bir boya türü olarak değerledirilmesi gerektiği, davacının tavsiyelere uymaması ve yanlış bir seçim yapmış olmasının söz konusu olmayacağı, Yargıtay Daire Başkanlığının bozma gerekçesinde “Davacının belirtilen tavsiyeler karşısında seçtiği boyalar üzerinde inceleme yaparak açık ayıp halinde TTK’nun 25/3 maddesinde öngörülen iki günlük süre içerisinde ya da gözle görülür açık ayıp tespit edilememesi durumunda ise sekiz günlük muayene süresi içerinde gerekli muayene yaptırılarak malın ayıplı olduğunun saptanması durumunda ihbarda bulunulması veya en azından numune halılar üretilip kullanılacak yerde denenmesi ve bu deneme sonunda ayıp durumunun ortaya çıkması halinde derhal ayıp ihbarında bulunulması TKK’nun 25. maddesi hükmü gereğidir”’ denildiği, davacı tarafın satın aldığı boyalarla istenilen halı üretimini gerçekleştirmeden ve müşterisinin kullanımına sunmadan mallardaki ayıbın anlaşılması mümkün olamayacağı, dolayısıyla Yargıtay Daire Başkanlığının bozma gerekçesinde belirttiği TTK’nun 25/3 maddesinde öngörülen iki ve sekiz günlük süreler içerisinde boyalar üzerinde gerekli muayenelerin yapılması ve malın ayıplı olduğunun saptanması durumunda ihbarda bulunulması hükmünün burada geçerli olamayacağı, davacı tarafın davalıdan boyaları satın aldıktan sonra doğrudan üretime geçtiği ve ürettiği halıları sattığı firmadan şikayet gelmesi üzerine tespit yaptırdığı, durumu hemen davalıya ilettiği, davacının üretim öncesi numune halılar üretmemesini ve gerekli testleri yapmamasını göz önünde bulundurulduğu, bu doğrultuda eksik bir incelemenin söz konusu olmadığı kanaatine varıldığı, önceki yıllarda verilen kök raporunda ve ek raporlarda belirtilen hususların yinelendiği, dava konusu renk solması nedeniyle davacının müşterisi dava dışı üçüncü şahıs firmaya ödediği tespit edilen halı bedelleri ile masrafların toplamı 306.023,23 TL olduğu, davalı dava konusu boyarmadde olan “…”i davacıya tesliminde bu boyar maddenin diğer boyarmadde ve kimyasal maddeler ile birleştiğinde ciddi solmalara sebep olacak tepkimeler oluşturacağı uyarısı yapmadığından davacının karşılaşmış olduğu zarardan %65 oranında sorumlu olduğunu, davacının da satın aldığı dava konusu boyarmadde ile geliştirdiği renklerin özellikle güney sahillerdeki bir otelde kullanımında ortaya çıkabilecek sonuçlan öncelikte test etmeden dava konusu halıları üretip dava dışı firmaya sevk ettiği için de %35 oranında sorumlu olduğu ifade ve rapor olmuştur.
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller, izleme olanağı sağlayan bilirkişi raporları, rapora beyanlar yeniden denetlenmiş, dosyada Yargıtay ilamı çercevesinde yapılan inceleme ve denetleme ile raporun bu ilkelerde düzenlendiği, teknik inceleme ve detayların değerlendirildiği nedenle mahkememizce yeniden incelemeye takdiren gerek görülmemiş, taraflar arasında bir anlaşmanın da söz konusu olmayıp, bilirkişilerce taraflar yönünden belirlenen müterafik kusur oranları yerinde görülüp bu oranlar doğrultusunda yapılan hesaplama ile davanın bu kez kısmen kabulüne, tarafların tacir sıfatları ile avans faizine hükmedilerek davalılardan tahsili yönünde karar oluşturulmuştur.
Davacının mahkememize sunduğu 01.07.2014 tarihli dilekçesi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili yönündeki eksikliği ve taleplerini ifade ettikleri dilekçe doğrultusunda talebin bu yönde olduğu ve kısa karar zuhulen bu hususun eksik geçtiği nedenle hükmedilen değerin davalılardan müştereken ve müteselsilen hüküm diğer hususları doğrultusunda değerlendirilmiştir.
25/06/2014 tarihinde 2013/27 Esas, 2014/167 sayılı karar ile davanın kısmen kabulü ile 198.915,09 TL’nin davalılardan dava tarihinden itibaren avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkin karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 07/05/2015 tarih, 2014/16809 esas, 6788 Karar sayılı ilamı ile “… Tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında davalıların sorumluluğunun niteliği bakımından çelişki yaratılmıştır. Bu hal, HMK’nın 298/2 maddesine aykırılık oluşturduğundan 10/04/1992 gün, 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere hükmün bozulması gerektiği gibi kısa karar tefhim edildikten sonra davadan elini çeken mahkemece dosyanın davacı vekilinin talebi üzerine yeniden ele alınarak kararda değişiklik yapılması da usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesi ile yeniden bozulan mahkememiz kararı üzerine dosya mahkememizin 2015/968 esas numarasına kaydedilmiştir.
Yeni esas üzerinden yapılan yargılama neticesinde kısa kararda “davalılardan tahsiline….” denmiş olup, oysa mahkemenin ifade etmek istediği davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğu çerçevesindeki düşüncesi zuhulen eklenmemiş, ek karar ile talep üzerine tavzih cihetine gidilmiş ve bunun üzerine verilen karar ise, usul hükümleri doğrultusunda bozma nedeni olarak görülmüştür.
Yargıtay’ın bozma ilamına tarafların beyanları alınarak uyulmasına karar verilmiş, bozmanın sadece bu noktada olması, dosyanın geçirdiği safahat kapsamında tüm iddia ve itirazların tekrarlandığı, alınan raporlar ile itirazların karşılandığı, olayın teknik nitelikte olması ve bu yönde konusunda uzman bilirkişilerin detaylı denetlemelerin yanı sıra oluşan tazmine konu olay çerçevesinde davacı ve davalıların sorumluluklarının tüzel kişilikleri, yapmış oldukları iş, aralarındaki sözleşmenin hükümleri doğrultusunda denetlenmiş, davalıların da üretici olarak sorumlulukları, davacının yine tacir sıfatı ile sorumluluğu belirlenmiş, olayda kasıt unsurunun gündeme gelmediği, zira basiretli tacirlerin kasten zarar verme çabası içerisinde olmasının ticari hayatın örf ve adetleri ile bağdaşmayacağı gibi, tacir sıfatlarını da yakışmayacağı, dosya kapsamında yargılama aşamasında yapılan işteki özen, ayıp ve kusurun da denetlendiği, dairenin 23/02/2012 tarihli bozma gereklerinin yerine getirilerek raporlar ile ve sunulan dayanaklar ile de detaylandırıldığı nedenle heyetimizce tüm dosya kapsamı, sunulan deliller ve izleme olanağı sağlayan raporlar çerçevesinde 22/02/2016 tarihinde verilen karar ile davanın kısmen kabulü ile 198.915,09 TL’nin davalılardan dava tarihinden itibaren avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalılar vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesince 09/02/2017 tarih, 2016/13103 Esas, 2017/988 Karar sayılı ilamı ile “davacının seri üretime geçmeden önce satıma konu bu boyar maddelerle numune üretim yapıp, boyama işlemi yapılan halılar üzerindeki kimyasal etkisinin gözlemlenerek sonucuna göre seri üretime geçmesi gerekirken, doğrudan seri üretime geçmesi tacirin basiretli davranması gerekliliğine ve yükümlülüğüne aykırıdır. Bu sebeple, davacı tarafça basiretli davranılmaması nedeniyle meydana gelen renk solması olayında somut olay bakımından davalı tarafa yüklenebilecek kusur bulunmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir” gerekçesi ile mahkememiz kararı yeniden bozulmuş bu bozma kararına karşı davacı vekilince yapılan karar düzeltme başvurusu üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20/02/2019 tarih, 2017/3003 Esas 2019/1066 Karar sayılı kararı ile karar düzeltme talebi reddedilmiş ve bunun üzerine dava dosyası mahkememizin 2019/166 Esas sayılı numarasını almıştır.
Mahkememize bozma ile gelen dosya yeni esasa kaydedilerek, bozma ilamına uyularak yargılamasına devam olunmuştur.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, alınan raporlar verilen karar ve karara karşı yapılan bozmalar ile en son mahkememizce verilen kararın tekrar Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 19/02/2016 bilirkişi raporunda belirtildiği üzere dava konusu …boya maddesi ile birlikte verilen teknik spesifikasyonlarda bu boya maddesinin değişik miktarlarda kullanılmasının boya haslığına etki ettiği ayrıca boyar madde katoloğunda amaçlanan kullanım şartlarına göre yapılacak testler ile teyit edilmesi gerektiği belirtilmiş olmakla yapılan bu açıklama ve uyarılara rağmen davacı tarafın seri üretime geçmeden önce bu gerekliliğe uymadığı, seri üretim öncesi numune üretim yapıp labrotuvar ortamında uygun şartlarda testlerini yapıp kullanım yeri ve kullanım süreleri göz önünde bulundurularak yapılacak denemeler sonrasında seri üretime geçmesi gerekirken bunları yapmadan seri üretime geçmiş olması nedeni ile oluşan zarardan davalı tarafın kusurunun bulunmadığı bu nedenle de davasının reddi gerektiğine ilişkin Yargıtay 19. Hukuk Dairesi bozma gerekçesi mahkememizce de yerinde görülmüş ve bozma hükmüne uyulmakla bu gerekçe ile davacının davasının reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL ilam harcının peşin alınan 4.775,70 TL’den düşümü ile geri kalan 4.731,30 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
4-Davalıların yaptığı bozma öncesi 383,50 TL ve bozma sonrası yaptığı 94,00 TL toplamda 477,50 TL posta giderinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Davalılar kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 27.175,11 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansı var ise karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza