Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/160 E. 2021/413 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/160 Esas
KARAR NO:2021/413

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/03/2019
KARAR TARİHİ :23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davalı borçlu ile 06.10.2017 tarihinde İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Sözleşmesi akdettiklerini,davalının 990+KDV bedel ve gecikme halinde aylık %2 gecikme zammı ödemeyi kabul ettiğini,müvekkilinin sözleşme şartlarını yerine getirdiğini ve davalı adına düzenli olarak fatura tanzim ettiğini, bir kısım faturaların ödemelerinin yapıldığını yapılmayan ödemeler için ise …. İcra Müdürlüğü … E sayılı icra dosyası ile takibe başladıklarını,davalının 02.11.2018 tarihinde sözleşme süresi dolması nedeniyle sözleşmeyi feshettiğini,tarafların e-fatura mükellefiyetlerinin bulunduğunu faturaların elektronik ortamda düzenlendiğini, bu faturalara itiraz edilmediğini iade edilmediğini, Arabuluculuk son Tutanağında tarafların anlaşmaya varamadıkları imza altına alındığını, davalı şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini,alacağın likit olduğunu, bu nedenle yargılama masrafı ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmilini,işleyecek avans faizi ile birlikte davalı tarafın müvekkil şirkete %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile cezalandırılarak takip talebi belirtilen alacak miktarı üzerinden itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde özetle; davacı ve davalı tarafların 06.10.2017 tarihinde İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmet Sözleşmesi imzaladıklarını,müvekkilinin aylık 990+KDV ödemeyi kabul ettiğini, sözleşmenin müvekkil şirket tarafından 02.11.2018 tarihinde feshedildiğini, davacının kötü niyetli ve haksız olarak takip başlattığım, takibe yasal süresi içinde itiraz edildiğini ve durdurulduğunu,sözleşme süresince davacının yüklendiği edimleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini,hizmet İfasında bulunduğu aylara ait ücretlerinse ödendiğini,davalının sözleşme gereğince edimleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiği iddiasnıı ispatla yükümlü olduğunu, davalı yanın düzenlediği faturaların iade edildiğim,defter kayıtları incelendiğinde durumun ortaya çıkacağını, davanın esastan reddini,davacı tarafın 20% den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesini,yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş olduğu, Davalı vekilinin 20.11.2019 tarihli cevap dilekçesi konulu beyan dilekçesi sunduğu, ancak sunulan cevap dilekçesinin süresinde olmadığı görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE :

Dava dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 10.734,99 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılamada iddia ve itirazlar tekrarlanmış, davacı tarafça İş Sağlığı ve Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi, fesih beyanı, işletme defteri, personel görevlendirme raporu, faturalar, takip dosyası, ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi delillerine dayanılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, tarafların ticari kayıt ve defterlerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi SMMM … … tarafından sunulan 10/02/2020 tarihli raporda özetle; Davacı … Ve Tic. A.Ş. 2018-2019 takvim yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil vasfına haiz olduğunu, Davalı …Tük. Malz. Paz. Dış Tic. Ltd. Şti’ nin 2018-2019 takvim yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil vasfına haiz olduğunu, davacının tarafın kayıtlarına göre davalıdan, cari hesap bakiyesinden kaynaklanan 9.398,27-TL alacaklı olduğu, davalı kayıtlarında bu tutarın 8.260,07 TL olduğu, davalı tarafından davacıya “Yapılmayan Hizmetler Hakkında Kesilen İade Faturası” açıklaması ile fatura kesildiğini, iade faturası sonrası davalı tarafın davacıdan 1.137,93-TL alacaklı duruma geçtiği, ancak davacı tarafın bu iade faturasını kayıtlarına almadığı, davacının, davalı şirkete verdiği hizmetler için … Tespit ve Öneri Defteri ibraz ettiği, ancak bazı sayfalarda eksik kaşe ve imzalar olduğunu,davacının ….İcra Müdürlüğü … E. sayılı takip dosyasında takibe başladığı tarih ile dava tarihine kadar temerrüt faiz talebinin yerinde olduğu ve bu tutarın 131,32 TL olduğu, davacının dava tarihi 22.03.2019 itibariyle davalıdan 9.398,27 TL ana para, 131,32 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 9.529.59-TL alacaklı olduğu hususlarında görüş ve kanaatini sunmuştur.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmiş, tarafların rapora karşı itirazları nedeniyle Mahkememizce, SMMM bilirkişinin yanına iş güvenliği ve mevzuatı konusunda uzman bilirkişi Mühendis …’ ın heyete katılarak, davalı ve davacı kayıtlarınca inceleme yapılarak davacının davalıya sözleşme kapsamında hizmeti yerine getirip getirmediğinin denetlenmesine ve davacının takip tarihi ve dava tarihi itibariyle ayrı ayrı ne miktarda alacaklı olduğunun tespiti ile tarafların asıl rapora karşı sunduğu itirazları da karşılar nitelikte ek rapor alınmasına karar verilmiştir. İş güvenliği uzmanı bilirkişinin sunduğu 03/09/2020 tarihli raporunda özetle; taraflar arasında 06/10/2017 başlangıç tarihli 1 yıl süreli iş sağlığı ve güvenliği sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşme gereğince, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirilmesinin … sistemi üzerinden yapıldığı, İş Sağlığı Ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği 13.maddesi, İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk Ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik 9.maddesi, İşyeri Hekimi Ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk Ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik 9.maddesi hükümleri gereğince; davacının davalıya karşı yükümlülüklerini görevlendirdirdiği iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi aracılığı ile yerine getirmesi gerektiği, bu yükümlülüklerin; davalı işyerine dair risk değerlendirme raporu, davalı işyerinin, … … kodu ile az tehlikeli işyeri sınıfında yer aldığı, bu kapsamda çalışanlarına en az 8 saatlik İş Sağlığı ve Güvenliği eğitimi verilmesi, acil durum eylem planının hazırlanması, çalışan sayısına göre acil durum ekiplerinin oluşturulması, çalışanların periyodik sağlık muayenelerinin yapılması, çalışma ortamı gözetimi yapılması, çalışanların yaptıkları işlere göre sağlık gözetimleri, iş sağlığı ve güvenliği tespit ve öneri defterinin düzenli olarak yazılması, yıllık çalışma planının hazırlanması, yıllık değerlendirme raporunun hazırlanması, gerek olması durumunda çalışma talimatları ve iş izni prosedürlerinin hazırlanması, işyerine özgü yürütülen çalışmaların, İş sağlığı ve güvenliği yönünden planlamasının ve organizasyonun yapılması, hususlarında rehberlik ve danışmanlık görevlerini yerine getirmesi gerektiği, anılan bu hususlara dair dosyasında; 13 çalışanın sağlık testleri/tetkikleri yapıldığına dair fatura ve 4-10.2018 ayları için … tespit ve öneri defterinin yazılması dışında başkaca bir bilgi ve belgenin dosyasında bulunmadığı anlaşılmakla sonuç olarak davacının, davalı ile akdettiği sözleşme gereğince iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri kapsamında, iş sağlığı güvenliği mevzuatlarında asgari olarak belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmediğinin dosyasındaki mevcut bilgi ve belgelerden sabit olduğu hususlarında görüş ve kanaatini sunmuştur.
Yine SMM bilirkişisi tarafından sunulan 12/10/2020 tarihli raporunda özetle; Davalı… Tük. Malz. Paz. Dış Tic. Ltd. Şti. vekili tarafında kök rapora yapılan itiraz dilekçesinin; 1 ve 2.Maddesinde, incelenen defter sonuçlarının bilirkişi tarafından ticaret, borçlar ve usul hukuku bakımlarından değerlendirilmediğinden bahsetmişse de bilirkişi olarak hukuki yoruma veya bu meyanda değerlendirmede bulunulmadığı ve bulunulmayacağını incelenen defter sonuçlarının Mahkemenin takdirlerine sunulmak üzere rapor hazırlanarak ve kök raporda gerek davacının gerekse davalının defter kayıtlarındaki bakiyeler belirlenerek hukuki değerlendirme mahkemenin takdirlerine sunulduğu, itiraz dilekçesinin 5.Maddesinde ise davalı vekili müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu ancak bununla ilgili bir hesaplama yapılmadığından, bu tutarın yok sayıldığından bahsetmekte olduğu, Kök raporun 4.A-1 ve 6.D maddelerinde alacak tutarının net biçimde belirtildiği, 5.E maddesinde ise davalının düzenlediği faturanın kayıtlara alınmadığına açıkça değinildiği, dava dosyasında davalının alacak bakiyesini davacıdan talep ettiğine dair hiçbir bilgi bulunmadığı gibi Mahkemenin de bu minvalde isteklerinin bulunmadığı, davalı vekilinin dilekçesinde diğer maddelerinde de kök rapora atıfta bulunmuşsa da , dava konusu edimlerin yerine getirilip getirilmediğinin tespitinin alanında uzman bilirkişi tarafından belirlenebileceği, itirazlar doğrultusunda yeniden yapılan hesaplama neticesinde davacının davalıdan: takip tarihi itibariyle:10.734,99 TL, dava tarihi itibariyle ise 11.051,85 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği görüş ve kanaatlerini bildirmiş olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporlarının taraflara tebliğ edildiği, tarafların rapora karşı itirazlarını doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetinin sunmuş oldukları 26/03/2021 tarihli raporda özetle;
İş sağlığı güvenliği hizmetlerinin yerine getirilip getirilmediği yönünden;
Kök rapor aşamasında verilen görevin, davacı tarafından üstlenilen iş sağlığı güvenliği hizmetlerinin yerine getirilip getirilmediğine yönelik rapor tanzimi olduğu, dosyada mevcut belgeler dahilinde kök raporun tarafınca tanzim edildiği, dosyaya sunulmamış belgelerin varmış gibi değerlendirilmesinin hiçbir açıdan hiçbir uygunluğunun olmadığı, dosyada mevcut belgelere göre kök raporun hazırlandığı ve sunulduğu ve sunulan raporun da rapor aşamasındaki dosya kapsamına göre denetime açık ve elverişli olduğu, kök raporda olması gerekli belgelerin tarafınca belirtildiği ve bu belgelerin somut olarak mevcut olması durumunda, mevcuttaki aşamasında olduğu üzere dosyaya sunulmasının sağlanmış olması gerektiği, dosyaya eklenen belgelerin; acil durum eylem planı dokümanının 07.10.2017 tarihli olarak hazırlandığı ve taraflarca imzalanmış olduğu, 16.10.2017 tarihli temel iş sağlığı güvenliği eğitiminin 8 saat olarak 14 çalışana verildiği, katılımcı listesinin bulunduğu, katılımcılar ve taraflarca imzalı olduğu, 05.01.2018 tarihli yıllık değerlendirme raporu, taraflarca imzalı, 2018 yılı iş sağlığı güvenliği eğitim planı, taraflarca imzalı, 07.10.2017 tarihli risk değerlendirme raporu, taraflarca imzalı, belgelerinin dosyaya eklenmiş olduğu, eklenen belgelerin ve kök rapor aşamasında dosyasında bulunan belgeler birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, davalı tarafa dair üstlenmiş olduğu iş sağlığı güvenliği hizmetleri kapsamında; risk değerlendirmesi yaptığı, acil durum eylem planı dokümanını hazırladığı, iş sağlığı güvenliği temel eğitimlerini verdiği, yıllık çalışma/değerlendirme/eğitim planlarını hazırladığı, düzenli aralıklarla iş sağlığı güvenliği tespit ve öneri defterinin yazıldığı, işe giriş periyodik muayeneleri kapsamında çalışanlardan istenen sağlık testlerinin yapıldığının anlaşılmakta olduğu, davacının üstlenmiş olduğu iş sağlığı güvenliği hizmetleri kapsamında; İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği, İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik ,İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik yükümlülüklerine yerine getirmiş olduğu,
Hesaplama yönünden ise; davacı şirketin defter ve belgelerini ibraz etmiş olup 2018-2019 takvim yıllarına ait incelenen defter ve belgelerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğunun tespit edildiği, davacı şirketin 2018-2019 yıllarına ait ticari defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde, davacının 26.02.2019 tarihi ile 22.03.2019 tarihi arasında; toplam temerrüt tutarın 131,32 TL olduğu tespit edildiği, davacının alacaklı olduğu tutarın (Anapara+Faiz) toplam : 9.529,59 TL olduğu tespit edildiği, sonuç olarak ise davacının, davalı ile akdedilen sözleşme gereğince üstlendiği iş sağlığı güvenliği hizmetlerini yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğu, davacının davalıdan toplam 9.529,59 TL alacaklı olduğu hususlarında görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı şirket tarafından sözleşme kapsamında edimlerini yerine getirilip getirilmediği, sözleşme edimleri yerine getirilmiş ise davalı şirketten hizmetleri karşılığında alacaklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dosya kapsamında; taraflar arasında 06/10/2017 başlangıç tarihli 1 yıl süreli iş sağlığı ve güvenliği sözleşmesinin imzalandığı hususu çekişme konusu değildir. Uyuşmazlık hizmetin verilip verilmediği noktasındadır. Mahkememizce, iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri konusunda uzman bilirkişiden alınan 03/09/2020 tarihli raporunda, İş Sağlığı Ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği 13.maddesi, İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk Ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik 9.maddesi, İşyeri Hekimi Ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk Ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik 9.maddesi hükümleri gereğince; davacının davalıya karşı yükümlülüklerini görevlendirdirdiği iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi aracılığı ile yerine getirmesi gerektiği, bu yükümlülüklerin; davalı işyerine dair risk değerlendirme raporu, davalı işyerinin, … … kodu ile az tehlikeli işyeri sınıfında yer aldığı, bu kapsamda çalışanlarına en az 8 saatlik İş Sağlığı ve Güvenliği eğitimi verilmesi, acil durum eylem planının hazırlanması, çalışan sayısına göre acil durum ekiplerinin oluşturulması, çalışanların periyodik sağlık muayenelerinin yapılması, çalışma ortamı gözetimi yapılması, çalışanların yaptıkları işlere göre sağlık gözetimleri, iş sağlığı ve güvenliği tespit ve öneri defterinin düzenli olarak yazılması, yıllık çalışma planının hazırlanması, yıllık değerlendirme raporunun hazırlanması, gerek olması durumunda çalışma talimatları ve iş izni prosedürlerinin hazırlanması, işyerine özgü yürütülen çalışmaların, İş sağlığı ve güvenliği yönünden planlamasının ve organizasyonun yapılması, hususlarında rehberlik ve danışmanlık görevlerini yerine getirmesi gerektiği, anılan bu hususlara dair dosyasında; 13 çalışanın sağlık testleri/tetkikleri yapıldığına dair fatura ve 4-10.2018 ayları için … tespit ve öneri defterinin yazılması dışında başkaca bir bilgi ve belgenin dosyasında bulunmadığı anlaşılmakla sonuç olarak davacının, davalı ile akdettiği sözleşme gereğince iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri kapsamında, iş sağlığı güvenliği mevzuatlarında asgari olarak belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmediğinin dosyasındaki mevcut bilgi ve belgelerden sabit olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizde görülen dava, basit yargılama usulüne tabi olarak yürütülmüştür. 6100 sayılı HMK’ nin davanın görüldüğü tarihteki hükümleri göz önüne alındığında; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yargılamanın makul sürede bitirilmesi için delillerin bildirilme zamanı özel olarak düzenlenmiştir. HMK’nin 119/1-(f) hükmü uyarınca, gerek yazılı gerekse basit yargılama usulünde, iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin, dava dilekçesinde belirtilmesi gerekir. Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir (HMK. m.140/5). Tarafların delil olarak dayandıkları belgeler tamamlanmamışsa tahkikata başlamadan önce, taraflara son kez kısa bir süre verilerek bu eksiklikleri tamamlamaları düşünülmüştür. Taraflar bu haklarını da doğru kullanamazlarsa, artık tahkikat mevcut delillerle yürütülecek ve tarafların o delile dayanmaktan vazgeçtikleri kabul edilecektir. Ancak, basit yargılama usulüne ilişkin Delillerin İkamesi Başlıklı 318.maddesinde “taraflar dilekçeleriyle birlikte tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın hangi delili olduğunu da belirterek bildirmek ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar içinde bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadır” hükmü yer almakta, delillerin sunulmasına ilişkin özel bir düzenleme yapıldığından, artık HMK 140/5.maddesinin basit yargılamaya tabi davalarda uygulama olanağı bulunmamaktadır. Belirtilen hükümlerin Kanunda iki istisnası mevcut olup, bu istisnai haller; iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesini düzenleyen 141. madde ile sonradan delil gösterilmesinin hüküm altına alındığı 145. maddedeki durumlardır. Kanunda düzenlenen diğer süreler delil sunmaya yöneliktir.(HGK‘nın 20.04.2016 tarih 2016/2-695 Esas, 2016/522 Karar ve HGK’ nın 2015/8-881 Esas, 2017/518 Karar sayılı benzer nitelikte kararları )
Somut dosya değerlendirildiğinde, davacı vekilinin dava dilekçesinde deliller kısmında, İş Sağlığı ve Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi, fesih beyanı, işletme defteri, personel görevlendirme raporu, faturalar, takip dosyası, ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi delillerine dayanmış olduğu, dosyaya 06/11/2020 tarihinde bilirkişi raporuna ilişkin beyanlarını içeren dilekçesi ekinde sunduğu kayıtlara, dava dilekçesinde delil olarak dayanmadığı, sunulan kayıtların yukarıda açıklanan HMK hükümleri gereğince süresinden sonra ibraz edildiği, bu nedenle her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından sunulan 26/03/2021 tarihli bilirkişi raporu sonradan sunulan kayıtlar dikkate alınarak hazırlanmış ise de, süresinden sonra davacı vekilince sunulan kayıtların dikkate alınmaması gerekeceğinden, mahkememizce, 26/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda yer alan iş sağlığı ve güvenliği hizmetine ilişkin tespitler kabul edilmeyerek hükme esas alınmamış, mahkememizce, 10/02/2020 tarihli bilirkişi raporu ve 03/09/2020 tarihli bilirkişi raporlarında yer alan inceleme ve tespitler hükme esas alınmış, davacı şirketin iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sözleşmesine ilişkin edimlerini yerine getirdiğini dosya kapsamında ispat edemediği, salt fatura düzenlenmiş olmasının, fatura düzenleneni borçlu hale getirmeyeceği, davalı şirketinde faturayı kabul etmeyerek, “Yapılmayan Hizmetler Hakkında Kesilen İade Faturası” kesmiş olduğu, davalının münkir olduğu da dikkate alınarak, davacı şirketin davalı şirketten alacağının mevcut olmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 59,30 TL ilam harcının peşin alınan 183,33 TL’den düşümü ile geri kalan 124,03 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 4.080,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.23/06/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza