Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/137 E. 2019/229 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/137 Esas
KARAR NO: 2019/229

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/03/2019
KARAR TARİHİ: 13/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin, davalı bankanın …şubesi müşterisi olduğunu, müvekkilinin söz konusu davalı bankada 8 adet farklı tarih ve meblağlarda kredi kullandığını, Rekabet Kurulunun davalı bankanın da bulunduğu 12 bankanın RKHK’nun 4.maddesini ihlal ettiklerine karar verdiğini, müvekkilinin ihlal dönemimde davalı bankadan kredi kullanmış olması ve söz konusu ihlal nedeniyle serbest rekabet ortamında ödeyeceğinden daha yüksek faizler ödemek zorunda kaldığını, rekabetin kısıtlanması nedeniyle maddi zarar oluştuğunu, açıklanan nedenlerle; Rekabet Kurulu,nun 08.03.2013 tarih, … sayılı kararına dayanılarak davanının da içinde bulunduğu toplam 12 bankanın oluşturduğu karterin yol açtığı rekabet ihlalinden kaynaklanan müvekkilinin uğramış olduğu zararın 6100 sayılı yasanın 107 maddesi uyarınca tespit edilmesine, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 57 ve 58.maddesine dayanılarak tespit edilen zararın üç katının ve haksız fiilin gerçekleştiği andan itibaren hesaplanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının 21.05.2010 ve 25.08.2010 tarihinde kullandığı kredilerin kurul kararında belirtilen tarih aralığında yer almadığından zarar hesabı yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının müvekkili bankadan kullandığı ticari nitelikli kredilerin bu davanın konusu olamayacağını, davaya dayanak teşkil eden Rekabet Kurulu kararında ticari nitelikli kredilere ilişkin yer verilen tespitler ve değerlendirmeler incelendiğinde müvekkili banka hakkında hiç bir belge ve tespit bulunmadığını, davacının tazminat istemine ilişkin taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ortada bir zarar olmadığını, Rekabet Kurulu kararının başka hiç bir husus araştırılmaksızın banka müşterilerine tazminat talep etme imkanı yaratmayacağını, davacının zarara uğramış olması için öncelikle rekabete aykırı davranışların faiz oranlarındaki artış veya azalış üzerinde bir etki yaratması gerekeceğini, halbuki kurul kararında zarar doğurucu böyle bir etki olup olmadığının hiç incelenmediğini, davacının üç katı tazminat talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, açıklanan nedenlerle; Ankara …İdare Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının HMK 165.maddesi gereğince bekletici mesele yapılmasına, dava konusu bireysel kredi özelinde ihlal tarihi aralığında yer almadığından, ticari nitelikli krediler yönünden ise Rekabet Kurulu kararında müvekkili bankanın ticari kredilerine yönelik bir ihlalinin veya uyumlu eyleminin bulunduğuna dair her hangi bir tespit yer almaması nedeniyle davanın reddine, bu talebin kabul olmaması halinde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, bu talebin de kabul edilmemesi halinde dava konusu olayda haksız fiil unsurlarının tamamı bulunmadığından ve davacı zararını ispat etmediğinden davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dosyanın mahkememizin … E.sayılı dosyasından 21/05/2010 tarihli … hesap nolu bireysel taşıt kredisi ve 25/08/210 tarihli … hesap nolu bireysel nakit kredileri yönünden tefrik edildiği anlaşılmıştır.
Davanın 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4.maddesinin ihlali nedeniyle açılan tazminat davası olduğu, Mahkememizin … E. Sayılı dosyasından yapılan yargılama sırasında, tarafların beyanları ve dosyaya sundukları kayıt ve belgelerin incelenmesi neticesinde; toplam 8 adet kredinin türleri açısından uyuşmazlığımız bulunmamaktadığı, 2 adet kredinin bireysel taşıt kredisi ve bireysel nakit kredisi olduğunun geri kalan krediler ticari kredi niteliğinde olduğu anlaşılması nedeniyle, taraflar arasında imzalanan 21.05.2010 tarihli … hesap numaralı bireysel taşıt kredisi ve 25.08.2010 tarihli … hesap numaralı bireysel nakit kredilerine ilişkin olarak davacı talepleri yönünden dosyanın tefrikine karar verilerek mahkememiz yeni bir esasına kaydedilmiştir. yeni esas numarası alan dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde ise tefrik edilerek ayrılan ve taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmelerin ticari kredi vasfı taşımadığı ve bireysel kredi oldukları hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin Türk Ticaret Kanun’u kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenmiş olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Mahkememiz önüne gelen durumda, taraf beyanları ve sunulan belgeler kapsamında taraflar arasında imzalanan 21.05.2010 tarihli … hesap numaralı bireysel taşıt kredisi ve 25.08.2010 tarihli … hesap numaralı bireysel nakit kredilerine ilişkin uyuşmazlığın konu edildiği, davacının tüketici olduğu,Taraflar arasındaki arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
İncelenen dosyada tüketici konumundaki davacı olan şahıs, davalı banka arasında imzalanan bireysel kredi sözleşme kapsamında, tazminat talep edildiği anlaşılmakla, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun göreve ilişkin maddeleri ile TTK 4.madde gereğince görevli mahkemenin Tüketici mahkemeleri olduğu, mahkememizin görevli olmadığı gerekçesiyle mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekip aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM
1-Davanın HMK 114/1-c, 115/1 maddelerine göre görev dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Taraflarca istinaf edilmemesi halinde merci tayini için resen ilgili dairesine gönderilmesine,
3-HMK 20.maddesinde belirtilen yasal süreler içerisinde başvuru üzerine dosyanın görevli İstanbul 4.Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
4-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5- HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …

Hakim …