Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/135 E. 2020/205 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/135 Esas
KARAR NO:2020/205

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/03/2019
KARAR TARİHİ:26/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin ticaret ve inşaat işiyle uğraştığını, davalılardan ..Ltd.Şti’nin ise inşaat ve dış cephe malzemeleri satışı ile uğraştığını, taraflar arasında 01.09.2018 tarihinde imzalanan satış sözleşmesi ile müvekkilinin …/… adresinde bulunan şantiyesi için kullanılacak toplamda 42.687,09 TL tutarında inşaat malzemesinin satışı konusunda anlaştıklarını, sözleşmeye konu ürünlerin bedeli 15.000,00 TL’nin nakit olarak sözleşme anında, kalan 27.680,00 TL için davalıya 15.12.2018 tarihli ve 14.000,00 TL tutarlı çek ile 20.01.2019 tarihli 13.680,00 TL tutarlı 2 adet çekin teslim edildiğini, sözleşme uyarınca davalı tarafın müvekkiline teslim etmesi gereken ürünlerin bir kısmını teslim etmiş olmasına rağmen 9.420,00 TL tutarını tüm uyarı ve ihtarlara rağmen teslim etmediğini, müvekkiline teslim edilen mal kısmının değerinin 33.267,00 TL olduğunu, davalı tarafa müvekkili tarafından verilen 13.680,00 TL tutarlı çekin 9.420,00 TL’lik bakiyesinin bedelsiz kaldığını, davalı tarafın mezkur çeki diğer davalı … adlı şirkete sattığını, gelinen aşamada müvekkili davacının söz konusu çekin kimin elinde olduğunu bilmediğini ve ticari sicilinin bozulmaması adına gününde çek bedeli bankada hazır ederek ödediğini, ancak söz konusu çekin 9.420,00 TL’lik kısmı bedelsiz olması nedeniyle bu tutar için menfi tespit ve istirdat davası açmak zorunda olduklarını, açıklanan nedenlerle 13.680.00 TL bedelli, çekten 9.420,00 TL’lik kısmın bedelsiz kaldığının tespiti ile çek bedelinin ödenmesi nedeniyle 9.420,00 TL’lik kısmın istirdatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin dava konusu … Bankası … Şubesi … seri numaralı 20.01.2019 ödeme tarihli 13.680,00-TL bedelli çeke ilişkin alacağı cirantanın …’nden usul ve yasaya uygun olarak Faktoring Sözleşmesi, alacak bildirim formu , fatura ile tavsik ederek devraldığını, müvekkili şirketin çekin son hamili olduğunu, müvekkili şirketin alacağı usul ve yasaya uygun olarak üstlenmiş olduğunu ve alacaklı sıfatını kazandığını, takip konusu çek bedelinin takas odasında ödendiğini, müvekkilinin çekin alacağını devraldığı … ‘nin imzaladığı ön ödeme talimatında devredilmiş alacağın alıcıları ile arasında mal ve hizmet satışından kaynaklandığı, mal ve hizmetin eksiksiz olarak yerine getirildiği ve teslim edildiğinin imza altına alındığını, iş bu sebeple bu iki şirket arasındaki ilişkilerin dışındaki iddiaların müvekkili şirkete karşı ileri sürülemeyeceğini, açıklanan nedenlerle; davanın ve istirdat talebinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER V GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm deliller hep beraber incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava bedelsiz kalan çekler için açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafça davalı … …. Ltd. Şti.’ ye ticari sözleşme kapsamında mal satışı nedeniyle verilmiş olan çeklerin, malların teslim edilmemesi nedeniyle bedelsiz kalıp kalmadığı, davacının davalılara borçlu olup olmadığı, ödenen bedelin istirdatını talep edip edemeyeceği noktasında toplanmıştır.
Mahkememizce iddia ve savunmalar kapsamında tarafların kayıtları incelenerek detaylı gerekçeli denetime açık olacak şekilde rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi 04/12/2019 tarihli raporunda özetle; davacı ve davalı … şirketi arasında 01/09/2017 tarihinde satış sözleşmesi imzalandığı, sözleşme bedelinin 42.657,09-TL olduğu, ödemelerin 15.000,00-TL nakit, 14.000,00-TL’ nin 15/12/2018 tarihli çek ve 13.687,09-TL’ nin 15/01/2019 tarihli çek ile yapılmasının kararlaştırıldığı, davalının mal teslimi için 6 adet fatura düzenlediği, 6 adet fatura toplamının 34.633,00-TL olduğu, davacı ve davalı … şirketlerinin ticari defter ve kayıtlarını sunduğu, defter ve kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu, diğer davalı … şirketinin ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, davacı tarafın2018 yılı kayıtlarına göre davalı … şirketi 42.680,00-TL ödemenin borç, karşılığında 6 adet fatura 34.633,00-TL ve karşılıksız kalan 9.420,00-TL çeke istinaden alacak kaydedildiği, 01/01/2019-30/09/2019 arasında cari hesap toplamının 8.047,00-TL borç olarak yer aldığı, davacı ile davalı … arasındaki satış sözleşmesi nedeniyle teslim edilmesi gereken tüm ürürnlerin fatura edilip, teslim edilmediği, 8.047,00-TL kısmın boşta kalarak fazla ödeme yapıldığı, … şirketinin diğer davalı … şirketine verdiği davacı adına düzenlenen 02/09/2018 tarih 14.868,00-TL bedelli faturanın davacı kayıtlarında yer almadığı, diğer kesilen faturaların seri numaralarından farklı olarak irsaliyeli fatura olarak kesilmiş olduğu, Eylül 2018 (BA) kaydında 4 adet 27.986,00-TL beyan edildiği, 02/09/2018 tarih 14.868,00-TL bedelli faturanın beyan edilmediği, davacı ile davalı … arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığı, davalı … şirketinin davacıdan aldığı çeki diğer davalıya teslim ettiği, tahsil edilen çekin alacak olarak kaydedildiği, davacının 30/09/2019 tarihi itibariyle davalı … şirketinden 8.047,00-TL alacaklı olduğu görüş ve kanaati sunulmuştur.
Çek, düzenleyen tarafından çekle işleyen hesabın bulunduğu bankaya (muhataba) hitaben yazılan, üzerinde yazılı belli tutardaki paranın, lehtara yada çeki ondan usulünce devralan hamile, kayıtsız şartsız ödenmesi konusunda bir havaleyi ihtiva eden, kıymetli evrak niteliğine sahip senettir. Çek, poliçe ve bonodan farklı olarak sadece bir ödeme aracıdır. TTK 780/1-b maddesi uyarınca, çekin kayıtsız şartsız borç ihtiva etmesi gerekmekte, böylelikle mücerettlik ortaya çıkmaktadır. Mücerretlik durumu nedeniyle, temel ilişkiden bağımsız ve temel ilişkide ki sakatlık ve hükümsüzlük kambiyo hükümü etkilemeyecektir. TBK 133/2 maddesi gereğince mevcut bir borç için kambiyo senedi düzenlenmesi kural olarak ifa uğruna yapıldığı kabul edilmektedir. Kambiyo senedinin düzenlenmesi ile temel borç ilişkisinden bağımsız yeni bir alacak hakkı oluşur. “bedelsiz kambiyo senedi” kavramı kanundan değil, uygulamadan oluşmuş bir kavram olarak hukukumuzda yer almaktadır. Herhangi bir çekte, herhangi bir nedenle temel alacak bulunmuyorsa, o çek bedelsiz bir kambiyo senedidir. Senedin bedelsiz sayılmasından esas alınması gereken husus, temel borç ilişkisinin kendisi değil, temel borç ilişkisinden doğan temel alacaktır. Temel alacak niteliğindeki para alacağı, satılan malın hasarlı çıkması nedeniyle iadesi, ifa, takas, malın teslim edilmemiş olması gibi nedenlerle karşılıksız kalmış olabilir bu durumda çekin bedelsiz kaldığı dava yoluyla ileri sürülebilir. TBK 77.madde sebepsiz zenginleşme hükmü çerçevesinde açılan dava ile maddi hukuk bakımından borcun mevcut olup olmadığının tespiti, şayet senet bedeli tahsil edilmiş ise istirdat yoluyla senet bedelinin tahsili talep edilebilecektir. Bununla temel alacağın mevcut olmaması, senedin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta, buna karşılık temel ilişkideki geçersizlik, kambiyo borçlusuna, borçlu olmadığının tespiti ile alacaklıya karşı sebepsiz zenginleşme defini ileri sürme hakkı vermektedir. Bedelsizlik defi şahsi bir defi olup, sadece temel borç ilişkisinin tarafları arasında ileri sürülebilir. Ancak, çekin, emre veya hamiline değil de, nama yazılı olması halinde, TBK 183 vd. Maddeleri uyarınca, şahsi defiler senedi sonradan devralan hamillere karşı da ileri sürülebilecektir.Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin göre faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş ve doğacak fatura ve benzeri belgelerle tevsik edilmeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler. Faktoring şirketleri tarafından gerçekleştirilen işlemler fatura ve bu faturaya bağlı alacağın devri niteliğindedir.
Somut durumda, davacı tarafından davalı … şirketine satış sözleşmesine uygun olarak çekin teslim edildiği, … şirketi tarafından da aynı çekin diğer davalı … şirketine devrinin yapıldığı, çekin tahsil edildiği, satış sözleşmesine göre teslimi gerekli ürünlerin bir kısmının davacıya teslim edilmediği ve davacı kayıtlarına göre teslim edilmeyen ürün bedeli nedeniyle 8.047,00-TL fazla ödeme yapıldığı, davacının tahsili gerçekleşen çek yönünden fazla ödeme miktarı kadar temel ilişki içerisinde olan davalı şirkete bedelsizlik defi ileri sürmesinin yerinde olduğu, tahsil edilen çeki faturaya dayalı olarak devralan davalı … yönünden de TBK 183 vd maddeleri uyarınca şahsi defi niteliğindeki bedelsizlik defini ileri sürebileceği kanaatine varılarak, davacının dava değeri olarak 9.420,00-TL talepte bulunduğu da gözetilerek, davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile davacının … Bankası … Şubesi, … çek numaralı 20.01.2019 keşide tarihli, 13.680,00 TL bedelli çek nedeniyle yapmış olduğu 8.047,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 549,70 TL karar harcından peşin alınan 160,88 TL’nin mahsubu ile geri kalan 388,82 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacının yaptığı 1.211,08.-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.034,56-TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 3.400,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 1.373,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.26/02/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza