Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/972 E. 2020/248 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/972 Esas
KARAR NO:2020/248

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/10/2018
KARAR TARİHİ: 04/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Müvekkil … ile dava dışı Şirket … İnş. San. Tic. A.Ş. arasında 19.02.2018 Tarihinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığını ve sözleşme bedelinin bir kısmının ödenmesi amacı ile müvekkili tarafından 15 adet bono düzenlendiğini, iş bu bonolardan; 31.07.2018 Vade Tarihli 90.000 TL Bedelli, … Nolu, 30.09.2018 Vade Tarihli 90.000 TL Bedelli, … Nolu,30.11.2018 Vade Tarihli 90.000 TL Bedelli, … Nolu, 31.01.2019 Vade Tarihli 90.000 TL Bedelli, … Nolu senetler … Bankası … Caddesi/… Şubesine teslim edildiğini, gelinen süreçte konu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin haklı gerekçeler ile feshi, ödenen miktarın iadesi ve vadesi gelmemiş bonoların iptali talebi ile müvekkili tarafından …. Tüketici Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, … Bankası … Caddesi şubesinde mevcut olan senetleri de kapsayacak şekilde dava tarihi itibari ile vadesi henüz gelmemiş 11 adet senet hakkında dava sonuçlanıncaya kadar ödenmelerinin ihtiyati tedbir olarak önlenmesine karar verildiğini, ihtiyati tedbir kararının 30.07.2018 Tarihli üst dilekçe ve alındı kaydı ile davalı bankanın … Caddesi Şubesine aynı tarihte teslim edildiğini, banka nezdinde bulunan senetler hakkında İhtiyati Tedbir Kararı doğrultusunda Protesto işlemi yapılmamasının talep edildiğini, ilgili evrakın teslim ve bildirimine rağmen, vadesi gelen 31.07.2018 Vade Tarihli 90.000 TL Bedelli, … Numaralı senet hakkında, müvekkili aleyhine protesto işleminin davalı banka tarafından yapıldığını, ilgili protesto işleminin yine İhtiyati Tedbir Kararı gereğince ivedilikle geri alınmasının davalı bankadan talep edilmiş olmasına rağmen davalı tarafça bu hususta herhangi bir işlemin tesis edilmediğini, protesto işleminin haksız olduğunu, açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, davaya konu 31.07.2018 Vade Tarihli 90.000 TL Bedelli, … Numaralı senet için davalı banka tarafından düzenlenen protestonun iptali ile protesto işleminin davalı banka tarafından geri alınmasına, düzenlenen protesto işlemi ve mahkeme ilamına uymamak sebebi ile manevi zarara sebebiyet veren davalı bankanın, müvekkiline iş bu zararın karşılığı olarak 90.000 TL Manevi Tazminat ödemesine ilgili tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama masrafları ve kanuni vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Atıf yapılan tedbir kararında mahkeme tarafından sadece ödeme işlemlerinin durdurulmuş olduğunu, mahkeme tarafından protesto işlemlerine ilişkin herhangi bir tedbir kararının verilmemiş olduğunu, müvekkili bankanın gerek tedbire uyma gerekse de protesto çekme yükümlülüklerine uygun, mevzuat hükümleri gereği işlem yaptığını, TTK. hükümleri gereği davacının iddiasının aksine senedin protesto edilmemesi halinde müvekkili banka kusur ve sorumluluğunun gündeme gelebileceğini, davacının iddia ve talebinin haksız olduğunu, müvekkilim banka’nın hukuka aykırı bir eylemi bulunmadığını, manevi tazminat talebinde sorumluluk atfedilebilmesi için bulunması gereken kusur şartının da gerçekleşmediğini, davacı tarafın zenginleşme amacı ile fahiş manevi tazminat talebinde bulunduğunu ve miktar yönünden de talebe itiraz ettiklerini, açıklanan nedenlerle; müvekkili banka tarafından kusurlu eylem şartı gerçekleşmediğinden manevi tazminat talebinin reddine, davacı tarafından uğramış olduğu zararın ispat edilememiş olması nedeniyle davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafça ….Tüketici Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasından açtığı davada, 11 adet vadesi gelmemiş bononun için verilen ihtiyati tedbir kararının, davalı banka tarafından yerine getirilmeyerek, bonoların protesto edilmesi nedeniyle uğramış olduğu manevi tazminatın tazmini istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK 114.maddesinde dava şartlarının düzenlenmiş; 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olmasının dava şartı olarak sayılmıştır. Görev husususun kamu düzenine ilişkindir. HMK 115.maddesinde, mahkemece dava şartlarının mevcut olup olmadığının yargılamanın her aşamasında resen araştırılacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Bu kapsamda dosya değerlendirildiğinde, dava konusunun Mahkememizin görev alanına girmediği belirlenmiştir.
Dava tarihi olan 29/06/2020 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde de görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir. Tüketici konumundaki davacı tarafından açılan davada, Kanunda “bankacılık ve benzeri sözleşmeler” olarak ifade edilen ve tahdidi olarak sayılmayan bir hukuki işlemine dayanılmaktadır.
Davacı tarafça ….Tüketici Mahkemesinde açılan asıl davanın konusu tüketici işlemi olduğu gibi davalı tarafça yerine getirilmediği iddia olunan ihtiyati tedbir kararı da yine ….Tüketici Mahkemesince tesis edilmiştir. Davanın, ihtiyati tedbir kararının uygulanmamasından kaynaklanan tazminat davası olduğu, kararın tüketici mahkemesinde verildiği, HMK 398.maddesi uyarınca tedbir kararının uygulanmaması nedeniyle açılan tazminat davalarında görevli mahkemenin asıl davayı gören mahkeme olduğu göz önüne alındığında ve TKHK 73 ve 83.maddeleri uyarınca, davacının tacir sıfatı bulunmadığı ve tüketici konumunda olduğu, taraflar arasındaki arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemesi görevli olması karşısında, görev yönünden davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda yetkili mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.04/03/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza