Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/918 E. 2019/405 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/918 Esas
KARAR NO: 2019/405

DAVA : Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/10/2018
KARAR TARİHİ: 02/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait aracın Sürücü … sevk ve idaresinde iken 24/11/2016 tarihinde davalının sigortalısı olan araç ile çarpıştığını, bu kazada tutulan tutanakta davacı aracı sürücüsünün kusurlu davalı tarafın sigortalısının kusursuz olduğunun tespit edildiğini, davalının kusursuz olduğu iddia edilen aracın hasarını giderdiğini, yapılan ödemeyi davacı sürücünün alkollü olduğunu öne sürerek davacı aracı sürücüsü aleyhine Büyükçekmece… İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başladığını, halbuki davalının araç sürücüsünün alkolsüz olduğunu bildiğini, kötü niyetle takip başlattığını, süresinde takibe itiraz ederek durdurduklarını, ancak müvekkilinin ticari faaliyetleri zedeleneceğinden haciz tehdidi altında gözüküyor olmasının sıkıntıya sebep olacağından, davalının takibe devam etmesi hali ile takibin devamına karar olunmasını gerektiren bir durum olması halinde teminatsız olarak takibin borcun durdurulmasının ihtiyati tedbirine karar verilmesini, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, icra takibinin iptaline , yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin dava konusu kaza sebebiyle sigortalısına 6.669,00 TL ödediğini, bu kazada davacının maliki olduğu aracın sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin sigortalısına ödediği miktarı kusurlu olan davacıya rücu etme hakkını kullandığını, ancak davacının bu rücu işlemi neticesindeki takibe itiraz ederek durdurduğunu, aynı zamanda menfi tespit davası açarak borcu inkar ettiğini, açılan menfi tespit davasında davacının hukuki bir yararının bulunmadığını, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DEĞERLENDİRME:
Dava Büyükçekmece … İcra müdürlüğünün… esas sayılı dosyasında borçlu olunmadığının tespitine dair menfi tespit davasıdır.
Dava konusu miktarın talep edildiği Büyükçekmece … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası uyap üzerinden dosyamız arasına alınmış olup, incelenmesinde; alacaklının işbu dosyamızın davalısı, borçlunun işbu dosyamızın davacısı, olduğu görülmüştür.
Dosyanın incelenmesinde; davacıya ait aracın, sürücü … sevk ve idaresinde iken 24/11/2016 tarihinde dava dışı … plakalı araç ile çarpıştığı, bu kazada tutulan tutanakta kazaya karışan her iki sürücünün de kusurlu olduğunun belirlendiği görülmüş, davalı … Şirketinin davacıya ait ZMMS kapsamında dava dışı …plakalı aracın hasarını giderdiği, bu hasar gideri için yapılan ödemeyi ZMMS Genel Şartlar B maddesine göre rücuen tahsil amacıyla davacıya ait aracı kullanan sürücünün alkollü olduğunu öne sürüp, (takip talebinde de bu hususu belirtilerek ) kendi sigortalısı olan davacı ve davacı aracı sürücüsü aleyhine Büyükçekmece …İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığı görülmüştür.
Davacı taraf bu takip dolayısıyla, araç sürücüsünün alkollü olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davalı taraf ise müvekkilinin karşı taraf aracı için ödediği miktarı kusurlu olan davacıya rücu etme hakkını kullandığını, ancak davacının bu rücu işlemi neticesindeki takibe itiraz ederek durdurduğunu, aynı zamanda menfi tespit davası açarak borcu inkar ettiğini, açılan menfi tespit davasında davacının hukuki bir yararının bulunmadığını iddia etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2011/19-622 K: 2012/9 K.T.: 18.01.2012 numara/tarihli olan ve mahkememizce de yerinde olduğuna kanaat getirilen ilamında da belirtildiği üzere “Bir davanın korunmaya değer, güncel hukuksal yarar bulunmaması nedeniyle reddedilebilmesi için, borçluyu tehdit edebilecek tehlike ve savsaklamalara karşı onu koruma gereksinmesinin olmaması gerekir. Borçlunun, hakkında henüz icra takibi başlamadan önce de yapılabilecek olası bir takibi düşünerek, kendisini bir borçla tehdit eden kimseye karşı !böyle bir borcu bulunmadığının saptanması! için dahi menfi tespit davası açabileceği kabul edilmişken, hakkında yürümekte olan bir icra takibi olan borçlunun bu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunda hiç kuşku olmadığı gibi, böyle bir davayı açmasına da hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır. Alacaklının elinde “İİK’nın 68. maddesinde sayılan belgeler bulunmaması”, borçlu hakkında başlattığı icra takibine, borçlunun itiraz etmek suretiyle takibi durdurması da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını kabule yeterli olmayıp, bu halde dahi borçlu borç tehdidi altında olup, bu nedenle de menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır. Kaldı ki, davacı-borçlunun borçlu olmadığını ileri sürerek ilamsız icra takibine itiraz etmesi, ancak takibin durmasını sağlamakta olup, icra takibini ortadan kaldırmamaktadır. Takibin iptali ise eldeki davanın açılmasından sonra gerçekleşen bir sonuçtur. Bu nedenle, davacının, takibe konu icra dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespiti davası açmakta hukuki yararı vardır. Diğer taraftan, davalı-alacaklının alacağını isteme ve dava açma tehdidi altında bulunması nedeniyle de davacının menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı vardır.”
Bahsedilen HGK kararında belirtilen husus ve açıklamalar karşısında itiraz üzerine durmuş olan takip dolayısıyla, davacının menfi tespit davası açamayacağını düşünmek, bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını kabul etmek, davacıyı bu takip dolayısıyla alacaklının her an itirazın iptali davası açacak şekilde dava tehdidi altında bırakmasına yol açacaktır, davacının hakkında dava açılması tehdidi ve düşüncesinden kurtulması için borçlu olmadığının tespiti için bu davayı açmakta hukuki yararının olduğu kanaatiyle davalı tarafın bu yöndeki beyanları dikkate alınmamıştır.
Davacı tarafından bildirilen polis merkezi kayıtları ve alkol raporu ile kaza tespit tutanağı dosyaya istenilerek incelenmiş netice olarak …Emniyet müdürlüğü tarafından gönderilen evraklar içerisinde yer alan … Hastanesinin 24/11/2016 tarihli evrakında da sürücü …’ta alkol olmadığı anlaşılmış, aynı yönde ilgili hastane tarafından istenilen ve gönderilen evraklarda da alkollü olmadığına dair ifadelerin yer aldığı görülmüş olmakla, kaza anında alkollü olduğu iddiasıyla kendi sigortalısı ve sürücüsüne takip başlatan davalı … şirketinin takipte haklı olmadığı, davacının takip dolayısıyla borçlu olmadığı kanaatine varılarak davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
Davalı her ne kadar icra takibinde haksız ise de kötüniyetli olduğu ispatlanamamış, mahkememizce de bu kanaate varılamamış ve tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın kabulü ile Büyükçekmece … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası kapsamında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli 606,29 TL karar ve ilam harcından peşin alınan toplam 151,58 TL harcın mahsubu ile eksik olan 454,71 TL harcın davalıdan alınarak hazineye aktarılmasına,
4-Davacı tarafça yapılan 192,68 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan posta, tebligat ücreti 62,50 TL olmak üzere toplam 255,18 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak giderlerin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸