Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/896 E. 2022/1049 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/896 Esas
KARAR NO : 2022/1049

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:04/10/2018
KARAR TARİHİ:14/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/12/2012 tarihinde beyaz renkli, plakası belirsiz bir aracın müvekkiline çarptığını, çarpma nedeniyle müvekkilinin hastanede tedavi altına alındığını, savcılık soruşturması kapsamında müvekkiline çarpan aracın tespit edilemediğini, olay yerini gören bir kameranın da bulunmadığını, müvekkilinin uğradığı zarardan davalı … Hesabının sorumlu olduğunu belirterek davanın kabulü ile ilk aşamada 10.000,00-TL tazminatın müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; plakası tespit edilemeyen aracın ispatının somut delillere dayanması gerektiğini, ayrıca davacının kusuruna ilişkin kusur incelemesi yapılması gerektiğini, davacının zararının belirlenmesi için ATK incelemesinin gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle ZMMS kapsamında davalı … Hesabının sorumluluğuna dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava, İİK’nın 67. maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
İddia, savunma, toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyeti sunmuş olduğu raporunda özetle; “…Tüm delillerin hukuki münakaşası, her türlü hukuki tavsif, tarafların, masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer istemleri ile İİK Md. 67/2 kapsamına giren taleplerin takdiri ve nihai kararı tamamıyla Yüce Mahkemeye ait olmak üzere; Sayın Mahkemece verilen görev çerçevesinde, dosya içeriğinin, dosya incelemesi kapsamında elde edilen bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesi sonucunda yukarıda açıklanan nedenlerle; rapor, tazminat talebinin hukuken oluşup oluşmadığına dair bir değerlendirme içermeyip, sadece tazminatın hesabına ilişkindir.
Olay günü olan 10.12.2012 tarihinde gerçekleşen kazada davacının malul kalması sebebiyle sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı talebinde bulunulduğu, Plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen otomobil sürücüsünün davacı mağdur yaya …’ın yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında % 65 (yüzde altmış beş) oranında asli derecede kusurlu olduğu, davacı mağdur yaya …’ın ’un kendi yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında % 35 (yüzde otuz beş) oranında tali derecede kusurlu olduğunun kabulü ile hesaplama yapılmış ise de 6754 sayılı bilirkişi kanunu 6. Maddesi kapsamında Bakanlık tarafından 07.09.2020 tarihli bilirkişilerin uyacağı rehber ilkelerin 27. Maddesi gereği (asli kusurlu, tali kusurlu, kusur oranı, müterafık kusur ve hatır taşıması durumu) tespiti Hakim yetkisindedir. Davacının 29.09.2021 tarih 15855 karar numaralı Adli Tıp Kurumu- 2. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda; maluliyet oranının % 5,2olarak hesaplandığı ve 6 ay geçici iş göremez olduğu, sayın Mahkemenin vermiş olduğu görev çerçevesinde; 01.04.2022 tarihinde; TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak progresif rant yöntemiyle hesaplandığında; Davacı … ın 04.10.2012 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucu; 6 ay/180 gün süre ile geçici iş göremezlik zararının, 4.615,29 TL, Yüce Mahkemece kazanın oluşumunda davacının kusurunun %35 olduğu kabulü durumunda 2.999,94 TL olabileceği, SGK tarafından davacıya 1.055,43 ödeme yapıldığı, davalı sigorta şirketinden talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 1.944,51 TL olduğu, % 5,2 maluliyet oranı sonrası, sürekli maluliyet zararının, 53.140,43 TL, Yüce Mahkemece kazanın oluşumunda davacının kusurun %35 olduğu kabulü durumunda 34.541,28 TL olabileceği, Talep edilebilecek maddi zarar toplamının 225.000,00 TL limit dahilinde bulunduğu davalı kurum yönünden temerrüt tarihinin … Hesabının 11.04.2019 tarihli dilekçesinde belirtilen 23.07.2018 başvuru tarihini takip eden 8 iş günü bitim tarihinin 03.08.2018 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilebileceğinin (dava tarihi 04.10.2018) yasal faiz talep edilebileceğinin elbette hukuki tüm takdir ve değerlendirmesinin elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı…” yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
6098 sayılı TBK’nın 49. maddesine göre, hukuka aykırı kusurlu bir fiille başkasına zarar veren kimse bu zararı tazmine mecburdur. Böylece haksız fiilden sorumluluk, tazminat borcunun kaynağını oluşturmaktadır. Haksız fiil sorumluluğunda genel davranış kurallarına aykırılık söz konusu olmaktadır. Özel bir sorumluluk hükmüyle düzenlenmemiş olup bütün hallerde bir kimse için haksız fiil sorumluğunun söz konusu olması, 6098 sayılı TBK’nın 49′ deki şartların gerçekleşmesine bağlıdır. Diğer bir deyişle, ayrık bir düzenleme bulunmadığı kusur sorumluluğu hallerinde 6098 sayılı TBK’nın 49. ve devamında yer alan esaslar uygulanır.
Madde 49- Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Düzenlemesi mevcuttur. Haksız fiil sorumluluğunun ortaya çıkabilmesi için gerekli olan ikinci koşul, zarara sebebiyet veren hukuka aykırı fiilin, fail tarafından kusurlu olarak yapılmış olmasıdır. Kusur, hukuk düzeninin kurallarının bilerek ve isteyerek yada ihmal sebebiyle ihlal edilmesi gerekecektir.Kusurun kanunlarımızda tanımı yapılmamıştır. Uygulama ve öğretide kabul görmüş tanıma göre; kusur, hukuk düzenince kınanabilen davranıştır. Kınamanın nedeni, başka türlü davranma olanağı varken ve zorunlu iken, bu şekilde davranılmayarak, bu tarzdan sapılmış olmasıdır. Kısacası; kusur, genel tanımıyla, hukuk düzeni tarafından bir davranış tarzının kınanması olup; bu kınama, o davranışın belirli koşullar altında bireylerden beklenen ortalama hareket tarzından sapmış olmasından kaynaklanır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiil bir zararın doğması neden olmalı, zarara neden olan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi fiilden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişilerin maddi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararın haksız fiili ile gerçekleştiğinin diğer söylemle zarar ile haksız fiil arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Açıklanan yasal mevzuat ışığında somut olayımıza bakıldığında; davacı tarafça 10/12/2012 tarihinde beyaz renkli, plakası belirsiz bir aracın kendisine çarptığı, çarpma nedeniyle yaralanmalı
trafik kazasının meydana geldiği ve kaza sebebiyle malul kaldığı, davalı … Hesabının aracın olay yerinden kaçmış olması ve plakasının tespit edilememesi sebebiyle sorumluluğu bulunduğu iddia edilmiş ise de, gerek işbu dosya gerekse soruşturma dosyası kapsamında, trafik kazası meydana geldiğine ilişkin kamera görüntü kaydı, görgü tanığı ifadesi vb. hiçbir delil bulunmadığı, dolayısı ile iddia edildiği gibi bir trafik kazasının meydana gelip gelmediği, gelmiş ise (trafik kazasının nasıl gerçekleştiğinin dolayısı ile trafik kazasında tarafların kusur durum ve oranlarının tespit edilerek) plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunduğunun öncelikli olarak davacı tarafça ispatı gerekir.
Yukarıda ayıntılarına değinildiği üzere haksız fiil sorumluluğunun şartlarının oluştuğunun davacı tarafça ispatlanması gerekmekte olup, davacı tarafça dava konusu tazminat talebine dayanak haksız filin varlığı, haksız fiil sebebiyle oluştuğu iddia edilen zarardan davalı … Hesabının sorumlu olduğu ispatlanamamış olduğundan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 125,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 45,20-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/12/2022

Katip …

Hakim …