Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/867 E. 2021/662 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/867 Esas
KARAR NO:2021/662

DAVA :Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:26/09/2018

BİRLEŞEN ….ASLİYE TİCARET MAH. … E.SAYILI DOSYASI

DAVA :Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:26/09/2018
KARAR TARİHİ:15/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin 17.07.2018 günü yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısının TTK 447.md. gereğince butlanla malul ve batıl olduğu kanısında olduğumuzdan işbu Genel Kurul Toplantısının hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesini, davalı şirket Genel Kurul Toplantısı yeter sayılar oluşmadan gerçekleştirildiğini, Davalı şirketin % 78 hissesi miras nedeni ile elbirliği halinde mülkiyete ait olduğunu, Bu hususun hazirun cetvelindeki kayıtlarla açıkça ortada olduğunu, varislerin hisselere elbirliği halinde sahip olup, Genel Kurulda bir temsilci vasıtası ile temsil edilmeleri veya varislerin tamamının toplantıya katılarak oybirliğiyle karar alması gerektiğini, müvekkilinin toplantıdan önce bu konularda yazılı olarak gerekli uyarıyı yaptığını, hükümsüzlüğünün tespiti istenen Genel Kurul Toplantısına varislerin tamamının katılmadığı gibi, katılanlar arasında da oybirliği hasıl olmadan kararlar alındığını, bu durumda alınan kararlar yeter sayı oluşmadan alındığından batıl olduğunu, ayrıca yasanın emredici kurallarına da aykırı davranıldığını, hükümsüzlüğü talep edilen Genel Kurul Toplantısında Yönetim Kurulunun da seçildiğini, daha önce de yönetimde olan yeni yönetim kurulu üyelerinin, müvekkilin haberi olmadan, … A.Ş. unvanlı yeni bir şirket kurup, davalı şirketin ortağı olduğu … İnşaat Taahhüt Turizm işletme ve Ticaret A.Ş. ndeki hisselerini, işbu şirketin bölünmesi nedeni ile müvekkilin muvafakati olmadan kurdukları şirketin alınması için harekete geçtiklerini, kötü niyetli, tereke varlığını kaçırma girişimi açıkça ortaya çıktığını belirterek, davanın kabulü ile 17.07.2018 günlü Olağan Genel Kurul Toplantısının ve işbu toplantıda alınan kararların batıl olduğunun tespitine, tespite kadar tedbiren şirkete yönetim kayyımı atanmasına, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davacı babası ve ailesi ile yaşadığı sorunlar nedeniyle Türkiye’yi terketmiş ve akabinde ABD’ye yerleşmiş ve uzun yıllar boyunca babası ve aile fertleri ile hiçbir irtibatı olmadığını, babasının vefatından sonra ise kendi payına düşen tereke payını nakit olarak almak niyetinde olduğunu, davacı dışında hiçbir mirasçının gerek murislerinin vasiyetine ve sağlığında yaptığı tasarruflara gerekse de miras payına ilişkin hiçbir itirazının olmadığını sadece babasının sağlığında özellikle makedonya’da başlatmış olduğu bir inşaat projesi nedeniyle ve murisin sağlığında …’te arsalar satın almış olup inşaatlara çok büyük miktarlarda para harcaması nedeniyle, bu projelere aktarılan paraların ödenmemiş gibi terekenin hesap edilerek, kendi mlras payını alıp gitmek derdinde olduğunu, bu nedenle gerek bu dava ile gerekse diğer mahkemelerde belirtilen davalar ile diğer mirasçıları bıktırarak bezdirerek, herhangi bir tedbir kararı almak suretiyle şirketleri işlevsizleştirerek şirketleri ve ailesini zor durumda bırakarak isteklerini kabul ettirmek ve kazarıç elde etmeye çalıştığını, diğer açtığı davalarda yargılamalar sonucunda genel kurul iptali davaları da dahil olmak üzere tüm davaların birer birer reddedildiğini, dava konusu Yapılan olağan genel kurulda kanuna ve esas sözleşmeye uygun olarak karar alındığını, müvekkili şirkete ait payların …’in müvekkili yönetim kurulu üyeleri dahil olmak üzere tüm varisler tarafından elden paylaştırma yöntemi ile paylaşılmış olup, mevcut durumda mirasçıların münferit olarak pay sahibi olduklarını, Yapılmış olan ilgili Genel Kurul’da Kanun’a ve esas sözleşmeye uygun olarak karar alındığını, bu sebeple davacı tarafın haksız iddialarının reddi gerektiğini, sermaye artırımı dolayısıyla şirket hissedarlarının hakkını haleldar edecek herhangi bir değişiklik olmadığını, şirketin ortaklık yapısı değişmediği gibi şirket dışına çıkarılmış herhangi bir kaynak bulunmadığını, müvekkili Şirketin Yönetim Kurulu üyeleri …, … ve … tarafından kanuna ve esas sözleşmeye uygun olarak yönetildiğini, kararların usulüne uygun alındığını belirterek müvekkili şirketin 17.07.2018 tarihinde yapılmış olan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısının kanuna ve esas sözleşmeye uygun olarak yapılması ve alınan tüm kararların usulüne uygun olarak alınmış olması nedeniyle davacı tarafın haksız ve mesnetsiz taleplerinin reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İST… Asliye Ticaret Mah.2018/… E.sayılı dosyasında;
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı şirket Olağanüstü Genel Kurul Toplantısını yeterli nisap oluşmadan gerçekleştirdiğini, davalı şirketin % 78 hissesinin, miras nedeni ile elbirliği halinde mülkiyete ait olduğunu, varislerin hisselere elbirliği halinde sahip olduğunu ve bu nedenle yasanın emredici kuralı gereği Genel Kurulda bir temsilci vasıtası ile temsil edilmesi gerektiği veya varislerin tamamının toplantıya katılarak oybirliğiyle karar alınması gerektiğini, hükümsüzlüğünün tespiti istenen Olağanüstü Genel Kurul Toplantısına varislerin tamamının katılmadığı gibi, katılanlar arasında da oybirliği hasıl olmadan kararların alındığını, hükümsüzlüğü talep edilen Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında, sermaye arttırımının yedek akçelerden sermayeye aktarılma sureti ile yapıldığını, buradaki amacın şirketin sahip olduğu kendi hisselerinin yasal sınıra indirilmesi ve varislerin kar haklarının engellenip sermayeye katılarak kullanım haklarının yok edilmesi olduğunu, emredici hükme aykırı olarak davalı şirketin sahip olduğu hisselerinin oranının, hissedarların (varislerin) kar payları ile % 10’un altına düşürdüğünü, açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile 17.07.2018 günlü Olağanüstü Genel Kurul Toplantısının ve işbu toplantıda alınan kararların batıl olduğunun tespitine, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Yapılan genel kurulda kanuna ve esas sözleşmeye uygun olarak karar alındığını, müvekkili şirkete ait payların …’in varisleri tarafından elden paylaştırma yöntemi ile paylaşıldığını, mevcut durumda mirasçıların münferit olarak pay sahibi olduklarını, müvekkili şirketin terekeye dahil olan paylarının tamamen ve fiilen mirasçıların tasarruf altına sokulmasının söz konusu olduğunu, bu bağlamda şirket paylarının fiilen tüm mirasçılar tarafından ele geçirilmesi ve paydan doğan hakların kullanılmaya başlanılmasının fiilen elden paylaştırma niteliğinde olduğunu, mirasçıların elden paylaşma yoluyla şirket üzerindeki hak sahipliğini paylı mülkiyete çevirdiklerini, sermaye artırımı dolayısıyla şirket hissedarlarının hakkını haleldar edecek herhangi bir değişikliğin olmadığını, şirketin ortaklık yapısının değişmediği gibi şirket dışına çıkarılmış herhangi bir kaynağın bulunmadığını, davacı tarafın mal kaçırma iddiasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle; müvekkili şirketin 17.07.2018 tarihinde yapılmış olan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısının kanuna ve esas sözleşmeye uygun olarak yapılması ve alınan tüm kararların usulüne uygun olarak alınmış olması nedeniyle davacı tarafın haksız ve mesnetsiz taleplerinin reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, 17.07.2018 tarihli olağan genel kurulda alınan, birleşen dava ise aynı tarihli olağanüstü genel kurulda alınan kararların hükümsüz olduğunun tespiti ve yönetim kayyumu atanmasına ilişkindir.
Mahkememizin dosyası ile yine … E.sayılı dosyasında tarafların aynı aynı olduğu, … E.sayılı davada davalı …A.Ş.nin 17/07/2018 günlü Olağanüstü Genel Kurul Kararının iptaline, … E.sayılı dosyasının ise yine aynı tarihli Olağan Genel Kurul Kararın İptaline ilişkin açılan davalar olduğu, aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gibi, davaların birleştirilmesinin de usul ekonomisi açısından uygun olacağı kanaatine varılarak dosyalar birleştirilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın, davacının murisi …’in mirasının davalı şirket hisseleri yönünden pay edilip edilmediği ve pay edilip edilmemesi sonucuna göre de yapılan genel kurullarında alınan kararların yerinde olup olmadığı, hükümsüz olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Şirketin ticaret sicil dosyasının bir örneğini dosyaya celp edildiği, şirkete ait pay defterinin dosyaya temin edildiği ve gerekli ilanların yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın terekeye temsilci atanması için yetki verilmesi talebinin mahkememiz yetkisine tabi olmaması ve ayrıca davalı tarafın savunmaları dikkate alındığında bu hususun ancak bilirkişi raporu ile tespit edilebileceği cihetiyle bu yönde bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacı tarafın kayyım atanması talebinin aynı şekilde şirket organsız kalmadığından ve mevcut dosya itibariyle de kayyım atanması için gereklilik bulunmadığından bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Yine davacı vekili Davacı vekili 29/06/2020 tarihli talep dilekçesinde tedbir talep ettiği, mahkememizin 06/08/2020 tarihli kararı ile mahkememizde görülmekte olan davanın 17/07/2018 günlü olağan genel kurul toplantısının hükümsüzlüğüne ilişkin olup, belirtilen toplantılarda tedbir konusu edilen taşınmaza ilişkin bir karar da alınmadığı, davacı tarafın davalı şirket adına kayıtlı taşınmaza ihtiyati tedbir uygulanmasını talebinde bulunduğu, ihtiyati tedbirin sadece uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği ilişkin yasal düzenleme bulunması ile tedbir talebinin konusunun dava konusu uyuşmazlık konusu olmadığı dikkate alındığında talebin reddine karar verilmiştir.
Tarafların iddia ve itirazları, sunulan deliller ve dosya kapsamı değerlendirilerek, Cevap dilekçesindeki açıklamaların incelenmek suretiyle, …’in mirasının elden paylaştırma yöntemiyle müşterek mülkiyete dönüştürülüp dönüştürülmediği, asıl dosya yönünden davalı şirketin 17/07/2018 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısının TTK 447 md kapsamında, dava dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle batıl olup olmadığı, yönetim kayyımı atanması gerekli olup olmadığı, Birleşen davalı şirketin 17/07/2018 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısının TTK 447 md kapsamında, dava dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle batıl olup olmadığının belirlenmesi için Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler 18/02/2021 tarihli raporda özetle, “TTK m. 426/1’de; “Senede bağlanmamış paylardan, nama yazılı pay senetlerinden ve ilmühaberlerden doğan pay sahipliği hakları, pay defterinde kayıtlı bulunan pay sahibi veya pay sahibince, yazılı olarak yetkilendirilmiş kişi tarafından kullanılır.” hükmüne yer verilmiş olduğu, Davalı şirketin pay defterine yapılan kayıtlarda kayıt tarihinin gösterilmemiş olduğu, ancak 02.08.2018 tarihli 80802-003 numaralı Mahsup fişinden görüldüğü üzere, … Varislerine ait payların, 02.08.2018 tarihinde, daha açık bir ifade ile 17.07.2018 tarihli genel kurul toplantılarının yapılmasından sonraki bir tarihte her bir mirasçı adına pay defterine kaydedilmiş olduğu, bu nedenle 17/07/2018 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı ve aynı tarihli Olağan Üstü Genel Kurul Toplantısının yapıldığı tarihte, … Varisleri’ne ait payların elbirliği ile mülkiyet rejimine tabi olduğu, Elbirliği halinde mülkiyet rejimine tabi olunan dönemde, varislerin Genel Kurulda bir temsilci vasıtası ile temsil edilmedikleri ve varislerin tamamının toplantıya katılarak oybirliği ile karar almalarının da söz konusu olmadığı, … Varislerinin davalı şirketteki pay oranlarının sermayenin % 78’ini teşkil ettiği ve diğer pay sahiplerinin sermaye payı oranları toplamının % 22 olduğu nazara alındığında, … Varisleri’nin kanuna uygun şekilde genel kurul toplantısında temsil edilmemiş olmaları sebebiyle 17/07/2018 TTK’nın ilk genel kurul toplantısı için aradığı adi toplantı nisabının (sermayenin %25’i) dahi sağlanamadığı, bu nedenlerle;
Asıl dosya yönünden davalı şirketin 17/07/2018 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısının YOKLUKLA hükümsüz olduğu,
Birleşen dava yönünden davalı şirketin 17/07/2018 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısının YOKLUKLA hükümsüz olduğu,
Şirketin ticari faaliyetlerini sürdürmekte olduğu ve 02.08.2018 tarihi itibariyle … Varisleri’nin elbirliği ile mülkiyet rejiminin sonra ererek her bir pay sahibinin miras hisseleri oranında paylarının pay defterine isim isim işlenmiş olduğu, şirket organlarının kilitlenmesinin söz konusu olmadığı, davalı şirkete yönetim kayyımı atanması hususunda takdirinin Sayın Mahkemenizde olduğu”, hususlarında görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Bu kez mahkememizce dosya tekrar bilirkişilere tevdi edilerek, 19/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda muris …’in varislerine geçen ortaklık payı yönünden olağan genel kurul toplantısında gerekli temsilin sağlanıp sağlanmadığı yönünde değerlendirme yapılmış ise de davacı tarafın dava dilekçesinde genel kurul toplantılarının batıl olduğunun tespiti talebine dayanak yaptığı diğer sebep olan “Sermaye artırımının yedek akçelerin sermayeye aktarılması suretiyle yapıldığı ve bunun sermaye artırımı için öngörülen koşulları sağlamadığı” yönündeki iddiaları yönünden irdeleme, değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla bu hususta değerlendirme yapılmak suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişilerin 16/08/2021 tarihinde sundukları ek raporda özetle;
Davalı şirketin sermaye artırımını iç kaynaklardan (Olağanüstü Yedekler-İhtiyari İhtİyatlar ve Özel Fonlar-İştirak Hisse Satış Kazanç Fonu) yapmasının TTK md. 462 hükümlerine uygun olduğu, yasaya uygun olarak yapılan sermaye artırımının dava konusu Genel Kurul’un iptali için bir sebep teşkil etmediği Aksine md 462/3 de Bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonların bulunması hâlinde, bu fonlar sermayeye dönüştürülmeden, sermaye taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılamaz hükmünün bulunduğu , dolayısıyla davacı tarafın “Sermaye artırımının yedek akçelerin sermayeye aktarılması suretiyle yapıldığı ve bunun sermaye artırımı için öngörülen koşulları sağlamadığı” yönündeki iddialarının dava konusu Genel Kurul’un yok hükmünde kabul edilmesine sebep teşkil etmediği, Yukarıda verdiğimiz ek açıklama dışında kök raporumuzda yer vermiş olduğumuz görüşlerimizde herhangi bir değişiklik olmadığı, ” hususlarında ek sonuç ve kanaatlerini bildirmiştir.
Ek rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre, yukarıda da belirtildiği üzere taraflar arasındaki ihtilafın, davacının murisi …’in mirasının davalı şirket hisseleri yönünden pay edilip edilmediği ve pay edilip edilmemesi sonucuna göre de yapılan genel kurullarında alınan kararların yerinde olup olmadığı, hükümsüz olup olmadığı olduğu olup, bu hususta bilirkişiler toplantı nisabının sağlanamadığına dair görüş bildirmişler ise de mahkememizce bu görüşe iştirak edilmemiştir.
TTK m.494 hükmüne göre; “Devir için gerekli olan onay verilmediği sürece,
payların mülkiyeti ve paylara bağlı tüm haklar devredende kalır. Payların miras, mirasın
paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebri icra gereği iktisap edilmeleri
halinde, bunların mülkiyeti ve bunlardan kaynaklanan malvarlığına ilişkin haklar derhal,
genel kurula katılma haklarıyla oy hakları ise ancak şirketin onayı ile birlikte devralana
geçer. Şirket, onaylamaya ilişkin istemi, aldığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde
reddetmemişse veya ret haksızsa, onay verilmiş sayılır.”
Bilirkişi kök raporundaki asıl ve birleşen dava konusu toplantılara katılanlara ilişkin tespitler ve 10. Sayfada yer alan tablo da gözetilerek, dava konusu olan olağan ve olağanüstü genel kurullarda davacı dışında diğer mirasçıların şirket çoğunluğunu temsil etttiği görülmüş olup, bahsi geçen mirasçıların genel kurula katılması ve oy kullanmasının şirket açısından
mevcut pay çoğunluğu karşısında şirket onayı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafından emsal olarak sunulan ….Asliye Ticaret Mahkemesinin
2016/323 E. 2016/806 K. sayılı ilamı ve bu kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul
BAM 12.HD. 2017/233 E. 2017/390 K.sayılı ilamında da mevcut oy kullanılma hali yokluk olarak değerlendirmemiştir.
Netice olarak, davacı tarafın asıl ve birleşen dosyalara konu olan genel kurul kararların iptaline ilişkin olarak ileri sürdüğü, mirasçıların temsiline yönelik eksiklik olduğu hususu yerinde görülmemiş ve ileri sürülen bu iddiaların yukarıda yapılan değerlendirme uyarınca toplantıların iptalini gerektirecek bir durumun oluşmasına sebep olmadığı kanaatiyle ve sermaye artırıma ilişkin olarak bilirkişi ek raporundaki değerlendirmeler uyarınca asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın reddine,
2-Birleşen davanın reddine,
3-Asıl dava yönünden;
a-Alınması gerekli harç 59,30 TL olup, peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile, eksik kalan 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye aktarılmasına,
b-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı tarafından karşılanan 955,80 TL basın ilan kurumu ücreti ile, 100,00 TL posta tebligat masrafı olan 1.055,80 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Birleşen dava yönünden;
a-Alınması gerekli harç 59,30 TL olup, peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile, eksik kalan 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye aktarılmasına,
b-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı tarafından karşılanan basın ilan kurumu ücreti olan 955,80 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/11/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …
E-imza E-imza E-imza E-imza