Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/852 E. 2019/231 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/852 Esas
KARAR NO: 2019/231

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/03/2017
KARAR TARİHİ: 13/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili müvekkilinin, davalı … Şubesinin … no’lu müşterisi olduğunu, müvekkilinin söz konusu bankadan 8 adet kredi kullandığını, rekabet kurulu tarafından yürütülen soruşturma sonucunda davalı bankanın da olduğu 12 bankanın mevduat, kredi, kredi kartı hizmetleri alanında RKHK’nun 4. Maddesini ihlal ettiklerine karar verildiğini, bankalar arasında rekabeti kısıtlayıcı anlaşma olmasaydı ödenecek faiz tutarının daha az olacağını, rekabetin ihlali nedeniyle oluşan zararın ihlali gerçekleştiren tarafların anlaşması, kararı ya da ağır ihlalden kaynaklanması halinde hakimin zarar görenlerin talebi üzerine uğranılan maddi zararın üç katı tutarında tazminata hükmedilebileceğini düzenlediğini, açıklanan nedenlerle; Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarih 13-13/198-100 sayılı kararına dayanılarak davalı bankanın da içinde bulunduğun toplam 12 bankanın oluşturduğu kartelin yol açtığı rekabet ihlalinden kaynaklanan müvekkilinin uğramış olduğu zararın 6100 sayılı yasanın 107. maddesi uyarınca tespit edilmesine, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 57 ve 58.naddesine dayanılarak tespit edilen zararın üç katının ve haksız fiilin gerçekleştiği andan itibaren hesaplanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanmadığını, rekabet kurulu kararının iptali için müvekkili banka tarafından açılan davanın karar düzeltme aşamasında olduğundan söz konusu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının 21.05.2010 ve 25.08.2010 tarihinde kullandığı kredilerin kurul kararında belirtilen tarih aralığında olmadığından zarar hesabı yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının müvekkili bankadan kullandığı ticari nitelikli kredilerin iş bu davanın konusu olamayacağını, davacının tazminat istemine ilişkin taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ortada bir zararın olmadığını, rekabet kurulu kararı ile işbu davada iddia edilen fazla faiz ödenmesinden kaynaklanan zarar arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığını, açıklanan nedenlerle; Ankara … İdare Mahkemesi… esas sayılı dosyasının HMK 165. gereğince bekletici mesele yapılmasını, dava konusu bireysel kredi ihlal tarihi aralığında yer almadığından, ticari nitelikli krediler yönünden ise, Rekabet Kurulu kararında müvekkili bankanın ticari kredilerine yönelik bir ihalinin veya uyumlu eyleminin bulunduğuna dair herhangi bir tespit yer almaması nedeniyle davanın reddine, bu talebin kabul görmemesi halinde davanın zamanaşımından reddine, dava konusu olayda haksız fiil unsurlarının tamamı bulunmadığından ve davacı zararını ispat edemediğinden davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, davacı tarafından ticari nitelikte genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan krediye kartel faizi uygulanması sebebiyle zarara uğradığını belirtilerek açılan tazminat davasıdır.
İddia, savunma ve toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişinin sunmuş olduğu raporunda özetle; taraflar arasında 6 adet taksitli ticari kredi ile 2 adette taşıt kredisi kullandırıldığını, davalı bankanın ticari kredileri kullandırdığı dönemde, kamu bankalarının Merkez Bankasına bildirdiği faiz oranına göre fahiş faiz uygulamadığı daha düşük oranda faiz uyguladığı, Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarih ve 13-13-198-100 sayılı kararının incelenmesinde, rekabet kurulu kararının “…belge 6” adlı bölümünde konut, ihtiyaç ve taşıt kredilerine ilişkin uygulamaların değerlendirildiği, kararın içerik ve özü itibariyle tüketici niteliğinde bireylere kullandırılan konut, ihtiyaç ve taşıt kredilerini kapsadığı, davanın konusu konut yada ihtiyaç kredisi olmadığı, 6 adet ticari taksitli kredi ile 2 adet taşıt kredisi yönelik davalı bankanın rekabeti ihlal ettiği yönünde somut bir tespit bulunmadığı, taşıt kredisinin kullandırıldığı tarih ile rekabet kurulunun inceleme döneminin çakışmadığı, tarihler çakışsa bile inceleme konusu bireysel nitelikli taşıt kredisi olduğu için ticari taşıt kredisi ile mukayese etme olanağının bulunmadığı, TTK’ nun 8.maddesi uyarınca ticari nitelikli kredilerin bahse konu rekabet kurulu kararına konu edilmesinin çelişki olacağı ve 4054 sayılı RKHK 4.maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği yönünde tespitte bulunulduğu görülmüştür.
Yargılama esnasında ve dosyaya sunulan kayıtlar, belgeler ve kredi sözleşmeleri ile taraf beyanları incelendiğinde, toplam 8 adet kredinin türleri açısından taraflar arasında uyuşmazlığın bulunmadığı, dava konusu 6 adet kredinin ticari nitelikte olduğu, 2 adet kredinin ise bireysel taşıt kredisi ve bireysel nakit kredisi olduğu anlaşıldığından, 21.05.2010 tarihli … hesap numaralı bireysel taşıt kredisi ve 25.08.2010 tarihli … hesap numaralı bireysel nakit kredilerine ilişkin olarak davacı talepleri yönünden dosyanın tefrikine karar verilmiştir. Geriye kalan 6 adet ticari nitelikli kredi yönünden ise yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; Davaya dayanak gösterilen Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarih ve 13-13-198-100 sayılı kararında; rekabet yasağını ihlal eden kredi oranlarının konut, ihtiyaç ve taşıt kredileri gibi bireysel nitelikli krediler olduğu, ticari nitelikli kredilere ilişkin herhangi bir rekabet yasağı belirlenmediği, somut olayda davacının kullandığı kredilerin kullanım tarihleri açısından, Rekabet Kurulunun inceleme dönemi içerisinde bulunmadıkları, maddi zararın talep edilebilmesi için gerekli şartlardan biri olan hukuka aykırı eylemin oluşmadığı, dosyaya bu yönde sunulan bir delilin de bulunmadığı, dolayısıyla RKHK 57.maddesinde düzenlenen şartların mevcut olmadığı anlaşıldığından, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.725,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …

Hakim …