Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/83 E. 2019/978 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/83 Esas
KARAR NO: 2019/978

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/01/2018
KARAR TARİHİ: 22/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 2011-2012 ve 2013 yıllarındaki faturaya dayalı ticari ilişki kapsamında müvekkilinin cari hesap bakiye alacağı için İstanbul … İcra Müdürlüğünün…esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, ancak davacı tarafından borcun tamamına itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin 2013 yılında 35.602,00 TL cari hesap alacağı iddiası ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ancak davacı vekilinin takipsiz bıraktığı icra dosyasının düştüğünü ve 2016 yılında …esas numarası ile yenilediğini, davacı şirketin boya badana işleri yaptığını, müvekkili şirketin ise davacı şirketten boya aldığını, şube ile diğer bölümlerin boya işlerini yaptırdığını belirterek davanın reddine, yargılama masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 35.602,00 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; davacı şirket yetkilisi …’ın, şirket çalışanı olan … hakkında, davacı şirketin ticari ilişki içerisinde olduğu çeşitli firmalardan yetkisi olmamasına rağmen tahsilat makbuzları mukabilinde tahsilat yaptığı, tahsil ettiği bedelleri şirkete teslim etmediği, yine bazı firmalardan aldığı çekleri 3.kişilere ciro ettiği iddiası ile şikayetçi olması sonucu resmi belgede sahtecilik ve güveni kötüye kullanma suçlarından kamu davası açıldığı, …’in hazırlık aşamasında; “… İnşaatta 1996-1997, 2000-2005 ve 2010-2013 yılları arasında boya pazarlama elamanı olarak çalışıyordum. Çalıştığım bütün dönem boyunca şirket adına fiili olarak para tahsil etme yetkim vardı. Sadece 2000-2005 yılları arasında bazı dönemleri kapsamak üzere sigortam yapılmıştı. Bunun dışında hep sigortasız çalıştım. Yazılı bir tahsil yetkisi verilmemişti. Müşterilerimiz beni bizzat tanıdıkları için bana güvenip parayı vermekteydiler. Ben de tahsil ettiğim parayı şirkete elden veriyordum. Benim şirketten toplamda 2005 yılında 15.000,00 TL alacağım vardı, alacağım tahsil edemediğim için şirketten problemli şekilde ayrıldım. Daha sonra …Şirket yetkilisi … 2010 yılında benimle görüşmek istediğini söyledi. Eski alacağımın 50.000 TL şeklinde ödenmesi şeklinde sözlü olarak anlaştık, kendisiyle aynı şekilde şirketin alacaklarını tahsil ettiğinde buradan kendi alacağımı peyder pey tahsil etmem konusunda da anlaştık. Bu şekilde şirket alacaklarını tahsil ettiğimde kendi alacağıma mahsuben toplamda 40.000-41.000,00 TL parayı kendimde tuttum. Bu paranın çoğunu … Otomotiv’den tahsil ettim. Ben …’yu tanımam,…’den ödeme almadım, … Otomotiv’de çalışan…, …’ın talimatıyla bana ödeme yapmıştır. Yanılmıyorsam … … Otomotiv’in genel müdürüdür, …’ı ise hatırlamıyorum. Ben …’la sadece … Otomotiv’e gittiğimde selamlaşmışımdır, bütün ödemeleri …’ın onayıyla…’dan aldım. …İnşaatın, … Otomotiv aleyhine icra takibine başvurup başvurmadığını bilmiyorum. Ben sigortamın yapılması konusunda ısrarcı olduğum için ve kalan alacağımı istediğim için …İnşaat’la ilişkilerimiz bozuldu, işten ayrıldım, ben işten ayrıldıktan birkaç ay sonra hakkımda suç duyurusunda bulunuldu. …’la aramızdaki mutabakat dolayısıyla tahsil ettiğim paralardan dolayı uzun süre şikayetçi olmamıştır…” şeklinde beyanda bulunduğu, yargılama aşamasında ise “…Ben müştekinin firmasında 2000-2005 arasında ve 2010-2013 arasında çalıştım, … Otomotivden peyder pey 37-38 Bin TL kadar tahsilat yaptım, bunu müştekinin firmasındaki alacağıma karşılık …’ın bilgisi dahilinde alacağıma masup ederek uhdemde tuttum, sürekli … Otomotive mal veriyorduk, peyder pey ödemeler alınıyordu, almış olduğum ödemelerden firmaya ödeme yapılmaması halinde firmanın bundan bilgisi yoksa ses çıkarmaması hayatın olağan akışına uygun değildir…” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
İddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemlerine ait davacı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda özetle; davacı şirket tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği ve bilirkişiye defterlerin ibraz edilmeyeceğinin bildirildiği, davalı şirket ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalı şirketin davacıya 2011 yılından devreden 2.273,00 TL borçlu olduğu, 2012 yılında ticari ilişkinin devam ettiği ve 31/12/2012 tarih itibari ile hesabın sıfırlandığı, 2013 yılına devreden bakiye bulunmadığı, 2013 yılında ticari ilişkinin devam ettiği ve 31/12/2013 tarih itibari ile davalı şirketin davacı şirkete 143,20 TL borçlu olduğu, 2014 yılında ticari ilişkinin Mayıs 2014 ayına kadar devam ettiği, bu tarihten sonra taraflar arasında ticari ilişkinin sona erdiği 31/12/2014 tarih itibari ile davalı şirketin davacı şirkete 4.745,20 TL borçlu olduğu, 2015 yılında taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunmadığı, 2014 yılından devreden 4.745,20 TL tutar ile davalı şirketin davacı şirkete 31/12/2015 tarih itibari ile bu tutar kadar borçlu olduğu, 2016 yılında taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunmadığı, 2015 yılından devreden 4.745,20 TL tutar ile davalı şirketin davacı şirkete 31/12/2016 tarih itibari ile bu tutar kadar borçlu olduğu, 2017 yılında taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunmadığı, 2016 yılından devreden 4.745,20 TL tutar ile davalı şirketin davacı şirkete 31/12/2017 tarih itibari ile bu tutar kadar borçlu olduğu, 31/12/2017 tarih itibari ile davalı şirketin davacı şirkete olan borcunu kaydi bir işlem ile kapattığı kendi lehine sıfırladığı, 2018yılında önceki yıldan devreden bakiye bulunmadığı, 2018 yılında davalı şirketin davacı şirkete yapmış olduğu nakit ödemeleri ticari kayıtlarına girdiği, nakit ödemelerin 2012 ve 2013 yıllarına ait olduğu, bu şekilde yapılan ödemenin 26 adet makbuz için toplam 21.879,10 TL olduğu, davalı şirketin 31/12/2017 tarihinde kendi lehine davacı aleyhine kayıtlardan çıkardığı 4.745,20 TL borcu 31/12/2018 tarih itibari ile tekrar davacı lehine kayıt ettiği, bu şekilde 31/12/2018 tarih itibari ile davalı şirketin davacı şirketten 21.879,10 TL – 4.745,20 TL = 17.133,90 TL alacaklı konuma geçtiği ancak herhangi bir makbuz olmamasına rağmen davalının fazladan yaptığı ödemenin gerekçesinin anlaşılamadığı, davacı şirketin ticari defterleri incelenemediğinden davalı-davacı kayıtlarının karşılaştırılması ile farklılıklarının tespitinin yapılamadığı, davacı şirket tarafından ceza dosyası kapsamında yapılan şikayette kendi elemanının davalı şirketten toplam 26.887,30 TL aldığını belirterek makbuz suretlerini sunduğu, bu durumda davacının talep ettiği 35.602,00 TL cari hesap bakiye alacağından aslında 26.887,30 TL tutarın bilgisi dışında davalıdan tahsil edildiğinin kabulü ve davacı defterlerinde kayıtlı olması halinde alacağının (35.602,00 TL – 26,887,30 TL=) 8.714,70 TL olarak kabul edilebileceği yönünde görüş sunulmuştur. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında 2012 yılından itibaren süregelen ticari ilişki bulunduğu, davalı şirket tarafından bir kısım ödemelerin davacı şirket çalışanı olan …’e yapıldığının davacı şirket yetkilisinin ceza dosyası kapsamındaki beyanı, davalı kayıtları ve …’in beyanları ile sabit olduğu, davacı takip dosyası kapsamında davalıdan 35.602,00 TL alacaklı olduğunu iddia etmiş ise de alacağını ispatlar mahiyette herhangi bir belge sunmadığı, ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesi için ibraz etmediği ve defterlerin ibraz edilmeyeceğini bildirdiği, davalı tarafın incelenen ticari defter ve kayıtları kapsamında ise davacıya borcu olmadığının belirlendiği, ispat yükü üzerinde olan davacının alacağın ispata dair herhangi bir delil sunmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M :
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL ilam harcının peşin yatan 608,00 TL’den düşümü ile 563,60 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.266,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

BU EVRAK 5070 SAYILI KANUN GEREĞİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR