Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/814 E. 2019/414 K. 06.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/814 Esas
KARAR NO: 2019/414

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/09/2018
KARAR TARİHİ: 06/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili bankanın İstoç şubesi ile davalı …Şti. arasında genel kredi sözleşmesine istinaden müvekkili banka tarafından davalı …Şti’ne kredi kullandırıldığını, davalı borçluların kredi geri ödemelerini düzenli olarak yapmadıklarından dolayı hesabın kat edilerek kredi borcunun ödenmesi için … Noterliğinin 13.07.2018 tarih,… yevmiye numaralı ihtarnamenin düzenlenerek davalılara gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, bu nedenle İstanbul … İcra müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçluların borca, faize ve ferilerine itiraz ettiklerini, borçluların itirazlarının tümünün haksız olduğunu, borçluların kendilerine gönderilen ihtarnameye itiraz etmediklerini ancak icra takibi başlatıldığında böyle bir borcun olmadığını iddia ettiklerini, davalıların müvekkili bankanın alacağını geciktirmek maksadında olduklarını, açıklanan nedenlerle; borçluların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile, dosya alacağı nakit ve gayrinakit alacakların tahsili için takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı … cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin… Şti.’nin yetkilisi olarak iddia edildiği gibi kredi sözleşmesi imzaladığını, ancak icra takibine konu alacak kadar bir borcunun bulunmadığını, kullandırılan krediye karşılık müvekkilinin yetkilisi olduğu diğer davalı şirketin müşterilerinden aldığı müşteri çeklerinin şirket tarafından davacı bankaya teslim edildiğini, davacıya verilen çekler ile meblağlarının tarafların ticari defterleri üzerinde yapılacak inceleme ile ortaya çıkacağını, yine müvekkilinin müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesinin geçerli olmadığını, TBK 583 ve 584.maddelerinde belirtilen şartlara uygun olarak düzenlenmediğini, açıklanan nedenlerle; haksız olarak ikame edilen iş bu davanın reddine, davacı aleyhine %20 tazminata karar verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin … Şti.’nden ayrıldığını, … Şti.’nin müvekkili ortaklıktan ayrıldıktan sonra davacı banka ile yeniden genel kredi sözleşmesi imzaladığını, yeni imzalanan sözleşmelere istinaden 2017 ve 2018 yıllarında çekilen kredilerden müvekkili hakkında icra takibi yapılması ve alacağın müvekkilinden tahsil edilmeye çalışılmasının hukuki dayanağının olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkili …’in 22 Nisan 2016 tarihinden sonra … Şti. ile ilgili hiçbir ticari anlaşma, kullanılan kredi, alınan ve satılan ticari ürünlerde onayı ve imzasının bulunmadığını, açıklanan nedenlerle; ikame edilen davanın reddine, kötüniyetli davacının %20 tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 817.391,18 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, takip dayanağının asıl borçlu … ve … tarafından imzalı 27.05.2013 tarihlisözleşme yine borçlusu …ŞTi olan 500.000,00 TL bedelli … ve … tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalanan 25.02.2014 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi yapıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İncelenen 27/05/2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde borçlusunun …Şti, diğer davalılar … ve …’in müteselsil kefil olduğu, müteselsil kefalet limitlerinin 350.000,00 şer TL olduğu, yine 25/02/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde borçlusunun …Şti, diğer davalılar … ve …’in müteselsil kefil olduğu, müteselsil kefalet limitlerinin bu kez 500.000,00 şer TL olduğu görülmüştür.
Davacı vekili 23/01/2019 tarihinde sunduğu dilekçe ile davalılardan … yönünden karşılıklı olarak mahkeme masrafı ve avukatlık ücreti talep edilmemek koşuluyla feragat ettiklerini bildirmiş, Feragat eden davacı vekili …’un incelenen …Noterliği … yevmiye nolu, 02/02/2018 tarihli vekaletnamesinde feragat yetkisinin olduğu görülmüştür.
Davalı … vekili ise 28/01/2019 tarihli dilekçe ile müvekkili yönünden feragat edilmesi halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını beyan etmiştir. Davalı vekili Av….’nin incelenen …Noterliği 30/07/2018 tarihli vekaletnamesinde feragati kabule yetkisinin olduğu görülmüştür.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu ihtilaf; davacının genel kredi sözleşmesinden kaynaklı davalıdan alacağı olup olmadığı varsa dava ve takip tarihi itibariyle miktarı ve alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplanmıştır.
Mahkememizde açılan itirazın iptali davası 2 adet genel kredi sözleşmesine dayalı olarak, takipteki miktar üzerinden itirazın iptaline ilişkindir. Davacı vekilince 23.01.2019 tarihli dilekçesi ile müteselsil kefillerden … yönünden davadan feragat ettiğini bildirir dilekçe sunmuştur. Hakkında feragat beyanı sunulan …’in biri 500.000,00 TL, diğeri 350.000,00 TL olmak üzere toplamda 850.000,00 TL müteselsil kefaletinin olduğu, yine diğer davalı asıl borçlu …Şti ile müteselsil kefil …’nın da aynı sözleşmelerden kaynaklanan (500.000,00 TL + 350.000,00 TL) toplam 850.000,00 TL’lik genel kredi sözleşmesine istinaden takip borçlusu ve itirazen de davalı oldukları sabittir.
Feragat HMK 307 maddesinde “…davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” şeklinde tarif edilmiş olup, feragat ile davacı talep sonucundan vazgeçtiğinden, 6098 sayılı TBK’nun 162 maddesinde belirlenen “…birden çok borçludan her biri alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirirse müteselsil borçluluk doğar” hükmü uyarınca davalılardan … borcun müteselsil kefili olup …’da aynı şekilde aynı kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun müteselsil kefili olduğundan ve 6098 sayılı TBK’nun 166.maddesindeki “…borçlulardan biri ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur.” şeklindeki hüküm dikkate alındığında, doğan maddi sonuçtan diğer davalılar da yararlanır.Davacı tarafça sunulan 23.01.2019 tarihli … yönündeki feragat dilekçesinde açıkça ifa veya takastan bahsetmemiş olmasına rağmen diğer davalıların bu feragatten madde 6098 sayılı TBK’nun 166/1 uyarınca yararlanmaları gerektiği, keza 166/2.fıkrasındaki “borçlulardan biri alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin el verdiği ölçüde yararlanabilirler” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında davacı tarafça borcu ne şekilde … yönünden sonlandığına ilişkin açıklama yapılmaksızın doğrudan feragat edildiği, yani koşulsuz bir feragatte bulunulduğu, bu nedenle de diğer borçlular yönünden bu madde hükmü uyarınca da yine …’e yönelik feragatten yararlanacaklarına, nitekim Yargıtay 11. H.D 31.10.2006 tarih 2005/9944 esas, 2006/10090 karar sayılı ilamı da mahkememiz görüşünü destekler nitelikte olup, bu nedenle davacının davasının … yönünden feragat nedeniyle, diğer borçlular yönünden de esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı taraf her ne kadar kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de açıkça davacı tarafın kötü niyetinin iddia ve ispat edilemediği cihetiyle şartları oluşmadığından bu taleplerin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM
1-Davacının davalı …’e ilişkin davasının HMK 307 maddesi uyarınca FERAGAT nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının diğer davalılara ilişkin davasının REDDİNE,
3-Şartları oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
4-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL ilam harcının peşin alınan 9.872,49 TL’den düşümü ile geri kalan 9.828,09 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
6-Davalı … ve …Şti kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 46.645,65 TL TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile bu davalılara verilmesine,
7-Feragat yönünden talep edilmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
8-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili yüzüne karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan …
E-İmza
Üye …
E-İmza
Üye …
E-İmza
Katip …
E-İmza