Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/802 E. 2019/862 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/802 Esas
KARAR NO : 2019/862

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2015
KARAR TARİHİ : 02/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirket çalışanlarından iş akitleri 27.10.2015 tarihinde feshedilen 28.10.201 tarihinde Noter bildirimleri keşide edilen işçilerle ilgili olarak aynı gün (28.10.2014 tarihli) … Gazetesinde ”…’de 5 işçi işten atıldı” başlıklı haber yapıldığını, yazı ve yorumlarda şirketin ve Ülker markasının kişilik haklarına zarar vermesi kastı ile hareket ederek saldırı-karalama kampanyası başlatıldığını konu siyasi bir zemine de oturtularak mecrasından tamamen çıkartıldığını basın özgürlüğü ile ilgili tüm ilkeler ihlal edildiğini, müvekkili şirkete, markasına ve ticari itibarına(kişilik haklarına) basın-yayın yoluyla saldırı niteliğindeki halen devam eden; kişilik haklarına tecavüz oluşturan gerçeğe aykırı yayınların tedbiren durdurulmasına, saldırıların önlenmesine 50.000 TL manevi tazminatın haksız fiil vuku tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu olan tüm haberler ve tüm köşe yazıları ve mektuplar bu çerçece içinde ele alınmasını adı geçen bir haber makale veya mektup davacı şirketin ticari itibarına bir saldırı mahiyetinde olmadığını, dava konusu haberler ve köşe yazıları ise, DİSK Konfedarasyonuna bağlı … sendkasına üye olduğu için işten atılan davacı işyerinde çalışan işçilerin bu konu ile ilgili yapmış olduğu eylemler, haberler, yazıların haber verme hakkı kapsamında kamuoyuna aktarılması olduğunu bu haberlerin davacının aleyhine olması davacının kişilik hakları ihlali sonucunu doğurduğunu, gazeteciliğin bir kamu görevi olduğunu,sadece bu haberle değil dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları… Sendikasının grevinin yasaklanması ve işçilerin ve sendilanın bu karara karşı tepkileri Gebze de bulunbna … isimli fabrikada çalışan işçilerin yaptığı protesrı gösteriler ve özet olarak ülke ve dünyada yaşanna tüm işçi eylem ve haberlerini …gazetesinde yayınladıklarını, gazetecilerin çeşitli olay ve olguları kamuya aktarmakta bu olay ve olgularla ilgili görüşlerini eleştirilerini açıkladıklarını, dava konusu haberler bu kapsamda incelendiğinde tamamen hukuka uygunluk sınırları içerisinde ve haber verme hakkı kapsamında kaldığını, açıklanan nedenlerle haksız olarak açılan davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Davanın, … Gazetesinde 28.10.2014-29.12.2014 tarihleri arasında yayımlanan haberler ile ilgili basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklı manevi tazminat davası olduğu anlaşıldı.
Dava konusu yayınlara ilişkin gazete nüshaları, Bakırköy…İş Mahkemesinin ilgili dosyaları Uyap sistemi üzerinden celp edilmiştir.
Dosya; İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/05/2017 tarih,… E. … K. Sayılı davanın reddine ilişkin ilamının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi…Hukuk Dairesinin, 07/06/2018 tarih … E. … K. Sayılı ilamı ile İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesi 09/05/2017 tarihli kararının kaldırılması ve görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar verilerek mahkemesine iadesine karar verilmesi üzerine, İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/07/2018 tarih … E., … K. Sayılı görevsizlik kararı neticesinde, mahkememize tevzi edilmiştir.
Görevsiz bulunan İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında; taraf iddia ve savunmaları ile tarafların göstermiş olduğu tanıkların dinlendiği görülmüştür. Dosyanın Mahkememizde yapılan yargılamasında, 13/03/2019 tarihli celsede taraflara dosyaya sunmadıkları delil ve beyanlarını sunmaları için kesin süre verilmiş, taraflarca dosya kapsamı haricinde başkaca bir delil ibraz edilmemiştir.
Dosyaya sunulan deliller, gazete nüshaları, görevsiz mahkemede dinlenilen ve dosyada yer alan tanık ifadeleri hep beraber incelendiğinde; uyuşmazlığın davalı gazete tarafından yapılan yayınlar ile davacı şirketin kişilik haklarının ihlal edilip edilmediği, yapılan yayınların basın özgürlüğü içerisinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Basın özgürlüğü; genel olarak haber, fikir ve düşüncelerin basılmış eserler yoluyla, serbest olarak açıklama ve yayma özgürlüğü olarak tanımlanabilir. …düzeyde bir hak, aynı zamanda ifade özgürlüğünün de bir parçası niteliğindedir. Basın özgürlüğü önemine atfen, Anayasamız içeriğinde de kendisine yer bulmuştur. Anayasa’nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 1 ve 3. maddelerinde düzenlenmiş, basının özgürce yayın yapmasının sağlanması amaçlanmıştır. Anayasa’nın 28. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca basın özgürlüğünün sınırlanmasında ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasına ilişkin hükümler uygulanır. Bu anlamda basın özgürlüğü, ifade özgürlüğünün farklı bir görünümü olarak karşımıza çıkar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ve Anayasa Mahkemesine göre ifade özgürlüğü, demokratik toplumun temelini oluşturan ana unsurlardan olup, sadece toplum tarafından kabul gören, zararsız veya ilgisiz kabul edilen bilgi ve fikirler için değil incitici, şok edici ya da endişelendirici bilgi ve düşünceler için de geçerlidir. İfade özgürlüğü, yokluğu hâlinde demokratik bir toplumdan söz edemeyeceğimiz çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin bir gereğidir.
Bununla birlikte, her özgürlükte olduğu gibi basın özgürlüğününde belli sınırları bulunmaktadır. Anayasa’nın 17. Maddesine bakıldığında, bireyin manevi varlığının bir parçası olan şeref ve itibara üçüncü kişilerin saldırılarını önlemesi gerekmektedir. Söz konusu özgürlük ve haklar arasında bir denge kurulması gerekmekte, denge kurulurken ise Anayasa’nın 13. maddesi kapsamında hakkın özüne dokunulmamalı, demokratik toplum düzeninin gerekleri ve sınırlama amacı ile aracı arasındaki ölçü gözetilmelidir. İşbu kapsamda, yayında kamu yararı bulunmasına, kamusal yarara dair bir tartışmaya katkı sağlamasına, toplumsal ilginin varlığına ve konunun güncel olmasına, haber veya makalenin konusu ile yayımlanma şartlarına, bunlarda kullanılan ifadelerin türüne, yayının içeriğine, şekli ve sonuçlarına, habere yönelik kısıtlamaların niteliğine ve kapsamına, haberde yer alan ifadelerin kim tarafından dile getirildiğine, hedef alınan kişinin kim olduğuna ve tanınırlık derecesi ile ilgili kişinin önceki davranışlarına dikkat edilmelidir.
Somut olayda, davalı gazete yayınlarında; davacı şirket çalışanlarında iş sözleşmeleri 27/10/2015 tarihinde feshedilen işçilerle ilgili 28/10/2014 tarihinde başlayan ve 2 ay boyunca devam eden yayınlarda, işçilerin …Sendikasına üye olmaları nedeniyle işten çıkarıldıkları belirtilmek suretiyle, yapılan eylemler, gösteriler, grev yasakları, işçilerin ve sendikaların olaya ilişkin tepkilerinin kamuyu aydınlatma niteliğinde haber konusu yapıldığı, davalı gazete tarafından manşet ve sür manşet olarak verilen, davacı tarafça kişilik haklarına saldırı olarak nitelenen ve dava dilekçesinde belirtilen ifadelerin, haberlere dayanak yapılan işçiler tarafında yapılan röportaj ve söyleşilerde beyan edilen ifadelerin manşete taşınmasından ibaret olduğu, gazetecilik tekniğinin gereği olarak bir olayın haber haline getirilip okuyucunun ilgisini çekecek nitelikte verilmesi için başlığın çarpıcı kullanılabileceği, manşet altında yer alan haberlerde yapılan yorumlarda kişilik haklarını zedeler nitelikte bir beyan veya içerik olmadığı, ifadelerin değer yargılarını açıklar özellikte olduğu, maddi vakıaya yer verilirken kaba, incitici, aşağılayıcı veya küçük düşürücü bir dil kullanılmadığı, yayında, davacının kişilik değerleri hedef alınmaksızın ve rahatsız edici bir üslup kullanılmaksızın haberin sunulduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda belirtilmelidir ki basın, somut gerçeği değil, o anda belirlenen, var olan ve orta düzeydeki kişilerce de yayının yapıldığı biçimi ile kabul edilen olguları yayınlamak durumundadır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların ve olguların yayınından basın sorumlu tutulamaz. İkinci bir husus olarak haberlerin yapıldığı tarihte, haber konusu yapılan işçilerin davacı şirket ile yargılama süreçlerinin devam ettiği, bu anlamda haberin güncel değer taşıdığı, sendikaya bağlı çalışan işçilerin haber konusu yapılması ile toplumu yakından ilgilendiren bir meselenin konu edildiği, kamunun bilgilendirilmesine yönelik haber değeri ve dolayısıyla kamu yararının bulunduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu haberlerde, haber tarihleri itibarıyla güncel ve kamu yararı bulunan konularda basın ve ifade özgürlüğü kapsamında kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyen açıklamalara yer verildiği, gazetecilik tekniğinin gereği olarak bir olayın haber haline getirilip okuyucunun ilgisini çekecek nitelikte verilmesi için başlığın çarpıcı kullanılabileceği hususu da dikkate alındığında, dava konusu haberlerin bütünü itibarıyla görünür gerçekliğe uygun, basının haber verme, toplumun haber alma hakkı kapsamında kalıp davacının kişilik hakkına bir saldırı bulunmadığı sonucuna varılarak, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL ilam harcının peşin alınan 853,88 TL’den düşümü ile geri kalan 809,48 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına
4-Davalının yaptığı 145,50 TL posta giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 5.850,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza