Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/777 E. 2019/698 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/777 Esas
KARAR NO: 2019/698

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ: 03/09/2018
KARAR TARİHİ: 09/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı …den …projesinden 2 adet 96,35 brüt metrekareli ve 61 brüt metrekareli daire satın aldığını, 03/09/2013 tarihinde gayrimenkulun diğer davalı …Ş. Tarafından tapu ile teslim edildiğini, müvekkillerinin söz konusu ofisleri teslim aldıktan sonra kendi imkanı ile metrekare alanını ölçtürdüğünde sözleşmedeki metre karelerin çok altında olduğunun anlaşıldığını, müvekkillerine satılan dairelerin brüt metre kareleri ile net metre kareleri arasında fark bulunduğunu, davalı …’dan satın almış olduğu dairelerin eksik metrekare ile teslim edildiğini, bedelin tenzilini talep ettiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında …projesinde rezidansa ilişin olarak taşınmaz satış sözleşmesi akdedildiğini, davacının ayıp iddiasının 30 gün içinde müvekkiline bildirmediğinden davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu taşınmazı sözleşme ve teknik şartnameye ve projeye uygun olarak imal ettiğini, dava konusu taşınmazın niteliğinin residans olduğu ve davacının da tacir olmadığı nedenle Mahkemenin görevsiz olduğunu dosyanın görevli ve yetkili tüketici mahkemesine gönderilmesi gerektiğini beyan etmiştir.

CEVAP: Diğer davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının tacir olmadığını bu sebeple mahkemenin yetkisiz olduğunu, İstanbul tüketici mahkemesinde açılması gereken işbu dava, ticaret mahkemesinde açılmış bulunduğunu, görev itirazımızın kabulü ile davanın görevli ve yetkili istanbul tüketici mahkemesine gönderilmesini, davacıların daireyi teslim aldıktan 5 yıl sonra davayı açtıklarını davanın zaman aşımına uğrayacağını, müvekkili şirket yönünden husumet itirazlarının olduğunu satışın diğer davalı ile yapıldığını bu sebeple davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini mahkeme aksi kanaatte ise yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.

DEĞERLENDİRME;
Dava, taraflar arasındaki taşınmaz (rezidans) alımına ilişkin anlaşma gereği belirtilen şartlara uymadığı iddia edilen daireler dolayısıyla zararın tazminine ilişkin tazminat davasıdır.
Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 2015/1506 esas 2015/5494 karar sayılı ilamına göre; “davanın ticarî niteliğinin ve görevli mahkemenin belirlenmesinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile getirilen düzenlemelerin değerlendirilmesi gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir.”
Somut olayda; uyuşmazlık taraflar arasındaki emlak(rezidans) alışverişine ilişkin taşınmazın kusurlu- eksik metreli çıkması nedeniyle aradaki fiyat farkının iadesine yönelik alacağının olup olmadığına ilişkin olup bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
Davacılardan …’ın tacir olmadığı, ticaret sicilde kaydının bulunmadığı gelen müzekkere cevabından anlaşılmış, dava konusuna esas teşkil eden otel konseptilnde olan rezidans niteliğindeki taşınmazı ticari işleri gereği ticari bir amaç için değil, yatırım amaçlı olarak almak istediği kanaatine varılmış, bu davacı yönünden mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
“Ticari dava” tanımı, 6102 sayılı TTK m.4’te gösterilmiştir. Buna göre, mutlak ticari davalar hariç olmak üzere, asliye ticaret mahkemelerinin görevli olması için, tarafların her ikisinin de tacir olması ve dava konusunun tarafların ticari işletmesine ilişkin olması gerekmektedir. …Müdürlüğünün cevabi yazısında da belirtildiği üzere davalılardan … adına “gerçek kişi ticari işletme kaydı” bulunmaktadır. Bu işletme; “Güngören / İstanbul” adresinde müseccel, 100,00 TL (yüz Türk Lirası) sermayesi olan ve “inşaat yapım işleri”yle uğraşan bir ticari işletmedir. Davacı … yönünden sözleşme, 470.000,00 USD bedelli Satış Vaadi Sözleşmesi’dir. 100,00 TL sermayeli İnşaat yapım işleriyle uğraşan bir tacirin, 470.000,00 USD lik rezidans niteliğindeki taşınmazı almak istemesinin ticari işletmesini ilgilendirmediği, “ticari işletmeden doğmama” sebeplerinden ötürü, “nisbi ticari dava” niteliğinde görülmediği kanaatine varılmakla bu davacı yönünden de bu gerekçelerle mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesinin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Netice olarak açıklanan tüm gerekçelerle aşağıdaki şekilde mahkememizin görevli olmadığı, tarafların bu taşınmazları kendi tüketimleri için değil, yatırım amaçlı aldıkları anlaşıldığından tüketici sıfatlarının da bulunmadığı kanaatiyle genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK ve TTK nın göreve ilişkin maddeleri doğrultusunda Mahkememizin görevsizliği ile dava dilekçesinin usulden reddine,
2-HMK nın 20. maddesinde belirtilen yasal süreler içerisinde başvuru yapılması halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Tarafların 2 haftalık hak düşürücü süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için müracaat etmemeleri halinde yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸