Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/771 E. 2022/1083 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/771 Esas
KARAR NO:2022/1083

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:31/08/2018
KARAR TARİH:20/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; , müvekkil sigorta şirketi ile …arasında kasko sigorta sözleşmesi akdedildiğini, … plaka sayılı aracı rizikolarının müvekkil himayesine alındığını, 18/03/2018 tarihinde müvekkil tarafında rizikosu üstlenilen bu aracın …ve … plaka sayılı araçların kazaya karıştığını, 76.000 TL tutarındaki hasar bedelinin müvekkilce 27.04.2018 tarihinde sigortalıya ödendiğini, TTK 1472 maddesine göre sigortalının kanuni haklarına halef olduğunu, müvekkilin davalı yana sigortalısının %43 kusuru oranında rücu ettiğini, rücusu için başvuruda bulunduğu ama davalı tarafın ZMMS sigortacısı sıfatıyla cevap vermediği gibi ödeme de yapmadığını, %43 kusur oranına karşılık 32.680 TL tutarındaki bedelin faizi ile beraber tazmini gerektiğini, tüm bu nedenlerle öncelikle davalının sigortalısı olan … plakalı aracın müvekkil şirket sigortalısı olan aracın hasarından sorumlu olduğunun ve kusur oranının tespitine, davalı yanın hasara neden olan aracın trafik sigortacısı sıfatıyla sorumluğunun tespitine, müvekkil şirketçe sigorta tazminatı olarak ödenen paranın davalı şirket sigortalısının kusuruna tekabül eden ve ödenmeyen 32.680,00 TL’sinin davalıdan tahsili ile müvekkil sigorta şirketine ödenmesine, asıl alacak olan 32.680,00 TL’nin ödeme tarihi olan 27/04/2018 tarihinden itibaren ticari faizi işletilmesine ve tazminatın faizle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya ilişkin olarak trafik sigortacısının sorumluluğunun ancak sigortalı aracın kusuru oranında olacağını, davacı tarafından ödeme tarihinden itibaren ticari faiz talep edildiğini ancak, ticari birin söz konusu olmadığını, aracın hususi otomobil olup, sadece şirket adına kayıtlı olmasının avans faiz işletilmesi için yeterli olmadığını, kazanın oluş şekli itibari sigortalıya ait aracın maruz kaldığı darbenin kazada sigortalısının kusuru bulunmadığını, aksine olayın mağduru olduğunu gösterdiğini, sigortalının kusursuzluğu sebebi ile davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir
Dava rücuen tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının davalıdan tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı, bulunabilecek ise ne oranda ve ne tutarda olacağı hususunda toplanmaktadır.
Taraflarca dava, hasar dosyası, hasar tespit formu, ekspertiz raporları, poliçeler, kaza tespit tutanakları, tanık, bilirkişi incelemesi deliline dayandırılmıştır. Yargılama aşamasında tanık bildirilmemiştir.
İddia, savunma, taraflarca sunulan bilgi ve belgeleri, mahkememizce celp edilen bilgi ve belgeler hep birlikte değerlendirilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın uzmanlık gerektirdiğinden, dosyanın ATK’ya sevk edilerek kusura ilişkin rapor alınmasına karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca, kusura ilişkin değerlendirme yapılması için yeterli bilgi ve belgenin bulunmaması gerekçe gösterilerek dosyamız işlemsiz olarak iade edilmişti.
Davacı vekilince ATK yazısına beyanda bulunulmuş, 27/11/2019 tarihli yazılı beyan dilekçesi ile ATK tarafından talep edilen belgelerin mevcut olmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyanın … trafik kürsüsünden seçilecek 3 kişiden oluşacak bilirkişi heyetine tevdi ile kusura ilişkin rapor alınmasına kanaat olunmuştur.
Bilirkişi heyetince sunulan 13/03/2022 tarihli raporda özetle; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış oldukları inceleme sonucunda, dava konusu olayda;
Davalı … Sigorta A.Ş.’ye Trafik Sigortası ile sigortalı, … plaka numaralı otomobilin dava dışı sürücüsü …’ın hatalı sevk ve idaresinin, birinci derecede ve takdiren %40 (yüzde kırk) oranında etkili olduğunu, … plaka numaralı otomobilin dava dışı sürücüsü …’un hatalı sevk ve idaresinin, birinci derecede ve takdiren % 40 (yüzde kırk) oranında etkili bulunduğunu, davacı … Sigorta A.Ş.’ye Kasko Sigortası poliçesi ile sigortalı,… plaka numaralı otomobilin dava dışı sürücüsü …’nın hatalı sevk ve idaresinin ise, ikinci derecede ve takdiren % 20 (yüzde yirmi) oranında etkili olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur. Mahkememizce tarafların itirazları değerlendirilmiş, itirazları karşılar nitelikte ek rapor alınmasına kanaat olunmuştur.
Bilirkişi heyetince mahkememiz talimat doğrultusunda sunulan ek raporda özetle; tarafların kök raporu sundukları beyan, itirazlar, dosyaya sunulan bilgi belgelerin hep birlikte değerlendirildiğini, neticeten kök rapordaki görüşlerin kusur oranlarını değiştirmeyi gerektirecek bir. durum bulunmadığı gerekçesi ile kök raporu yinelemişlerdir.
Taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuş, tarafların yeni bir bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınmasına ilişkin taleplerinin, dosyada mevcut raporların denetime elverişli ve yeterli olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce davaya konu kaza nedeniyle hasar tespiti ve gerçek zarar miktarının belirlenmesi hususunda dosyanın bilirkişi heyetince tevdiine karar verilmiş, bilirkişi heyetince sunulan raporda özetle; iddia, savunma ve tüm dosyanın hep birlikte incelendiğini, yapılan bu incelemeler neticesinde;
Kasko değer listeleri, piyasa araştırması dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde
*Aracın kaza tarihinde 215.000 TL piyasa rayici olduğunu,
*Hasar onarımı için gerekli parça toplamının 83.519,23 TL , işçilik toplamının 6.955 TL , toplam hasar onarımının KDV hariç 90.474,23 TL olacağını , sigorta eksperi tarafından parça fiyatlarının sigortalar tarafından ortak kullanılan sistem üzerinden kontrol edildiği, parça fiyatlarının kadri marufunda olduğunu, yine de yüksek tutarlı parçalar üzerinden piyasa araştırması yapıldığını, fiyatların tutarlı olduğunun tespit edildiğini ,
*Aracın onarımında ekstra parça ve işçilik çıkmasının kuvvetle muhtemel olduğu , görülen dava konusu aracın aracın … olmasının uygun olduğunu, hasar ve sovtaj bedellerinin doğru ve piyasa rayiçlerine uygun olduğunu,
*Bu anlamda davacı Sigortacının sovtaj sonrası ödemiş olduğu 76.000.-TL’nin makul olduğu, Sigortacının Kasko Sigortası Genel Şartlarınca ve geçerli bir poliçe ile ödemiş olduğu hasar tutarının makul olduğu, Sigortacının ödemiş olduğu tutar kadar Sigortalısının haklarına halef olduğu ve kazada sorumluluğu olan III. Şahıslara rücu talebinin yerinde olduğunu,
*Davalı sigortacı tarafından 08.11.2017 tarihinde düzenlenen ZMMS poliçesine istinaden, 01.01.2018 tarihi itibari ile yürürlüğe giren araç başı kaza teminat limitinin 36.000 TL olduğu, 2018 yılında gerçekleşen kaza sebebiyle davalı sigortanın sorumluluğunun sigortalısı kusuru nispetinde 2018 yılı teminat limiti olan 36.000 TL ile sınırlı olabileceği, görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklı sigortacının ödediği bedeli, kusurlu zarar verenin sigortacısı davalı sigorta şirketinden TTK 1472. Maddesi gereğince alacağın rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanunun 1472 sayılı maddesinde; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
Davalı sigortanın sigortalısının %40 kusurlu olduğu tespit edilmiş, davacı sigortanın ödemiş olduğu bedelin makul olduğu bilirkişi raporuyla belirlenmiştir.
Davacı, rücuya konu bedeli ödediği tarih itibari ile işleyecek faizi ile birlikte istemiştir. Rücu alacaklısı olan davacı sigorta şirketinin dava konusu hasar nedeniyle üçüncü kişilere ödeme yaptığı tarih itibariyle rücu borçlusu olan davalı temerrüde düşmüş olup, faiz başlangıç tarihinin talep gibi ödeme tarihi olarak kabul edilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile 30.400,00 TL’nin ödeme tarihi olan 27/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2.076,62 TL karar harcından peşin alınan 558,10 TL’den mahsubu ile eksik olan 1.518,52 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacının yaptığı 599,20 TL ilk masraf ve yargılama aşamasında yapılan 4.759,00 TL posta, tebligat ve bilirkişi masrafının toplamı olan 5.358,20 TL’den, davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 4.984,20 TL ve 558,10 TL peşin harç olmak üzere toplam 5.542,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 9.200,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendini vekili le temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.280,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili (e duruşma) yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır