Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/76 E. 2020/134 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/76 Esas
KARAR NO : 2020/134

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/08/2017
KARAR TARİHİ : 13/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının ana şebeke hattından kaynaklanan sızan suların sigortalı iş yerine sirayeti ile hasar meydana geldiğini, zarara sebebiyet veren olayla ilgili müvekkili şirkete yapılan hasar ihbarı üzerine müvekkili şirket nezdinde açılan hasar dosyasından görevlendirilen eksper tarafından sigorta kapsamında bulunan hasar miktarının 5.378,36 TL olduğu şeklinde görüş ve kanaat belirtildiğini, zararın şebeke hattının patlaması sonucu meydana geldiğinin sabit olduğunu, su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, bunların bakım ve onarımını yapmak ve yaptırmanın davalının görev ve yetkileri arasında sayıldığını, …’nin haksız fiili sonucu oluşan zarardan sorumlu olduğunu, beyan etmekle sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya dayanak gösterilen olguların hizmet kusuru niteliğinde olduğunu, davanın İdari Yargı’da görülmesi gerektiğini, şayet rücu davasına istinaden açıldı ise görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, yapılan tetkikler sonucunda davaya konu arızanın binanın iç tesisatının tıkanmesi nedeniyle meydana geldiğini, ayrıca müvekkiline herhangi bir arıza kaydının bildirilmediğini, iç tesisat kusurunun müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, binaların çatı ve içerisinde oluşacak yağmur sularının atığına ilişkin kanalların atık su kanallarına bağlanmaması gerektiğini, müvekkilinin zarardan sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava; şebeke hattının patlaması sebebiyle, davacı şirkete sigortalı olan işyerinde meydana gelen hasar nedeniyle sigortalıya yapılan ödemenin, hasara sebebiyet verdiği iddia edilen davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/14448 Esas, 2017/7024 Karar sayılı ilamında; “…Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; davacı … şirketi, sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açacak idi ise o mahkemede davasını açmalıdır…” denilmekle, sigortalının meydana gelen hasar nedeniyle hangi mahkemede dava açma hakkı varsa, sigorta şirketinin de halefiyet gereğince, aynen sigortalı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir. Dava dışı sigortalı ile akdedilen sözleşmenin işyeri sigorta poliçesi olması sebebiyle Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce 08/03/2019 tarihinde hasar mahallinde keşfen inceleme yapılmış olup; bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacı …. sigortalısı …’ in… adresindeki dükkanında 19/09/2016 tarihinde şebeke hattının patlaması sonucu suların bastığı bildirildiği, …’den gelen yazıda … adresinde 01/01/2017-28/09/2017 tarihleri arasında kayıtlarında herhangi bir arıza veya çalışmaya ait iş emrine rastlanmadığının bildirildiği, su basmasının yaşandığı 16/09/2016 tarihindeki kayıtlar ile ilgili bilgi verilmediği, bu nedenle …’den su basmasının yaşandığı döneme ilişkin arıza kayıtlarının istenmesi gerektiği, …’a ait inşaat projesi 24/03/2011 tarihinde … Belediyesince onaylandığı, yapı kullanma izin belgesinin 29/02/2012 tarih ve 41 belge nolu olduğu, ekspertiz raporundaki … borusunun patlaması dolayısı ile dükkana su basması yaşandığı yönündeki tespitin uygun bulunduğu, 5.387,36 TL hasar değerinin kadri maruf olduğu, 10/10/2106 günlü Ekspertiz Raporunda hasarın binaya gelen ana şebeke borusunun patlaması sonucu zemine yayılan suların hasara neden olduğunun belirtildiği ve hasarın dahili su teminatında kabul edildiği, bu halde hasara dahili su yol açmış kabul edilmesi halinde hasarın dahili su teminatı altında olması gerektiği ancak davacı … tarafından tanzim edilen … poliçe nolu İş Yeri Paket Sigorta Poliçesinde, dahili su teminatı vermediği, davacı … sigortalısının haklarını TBK 183 ve devamı maddelerine göre temlik aldığını iddia etmediği gibi, bu yönde bir belgede sunmadığı, bu halde davacı …’nun sigortalısına yaptığı ödemenin, poliçe kapsamında olmayıp hatır ödemesi olduğu, TTK1472 maddesine göre kanuni halef veya TBK183 madesine göre akdi halef sıfatının olmadığı, Mahkemenin aksi görüşte olması ve davacı …’nun davasında haklı olduğu sonucuna varması halinde ise, sigortalı ile … arasındaki ilişkinin akde dayandığını kabulü halinde, davacı …’nun …’ye başvuru tarihi dosyada belgelenmediğinden, davacı …’nun ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur.
Hasar tarihi olduğu beyan edilen 16/09/2016 tarihine ilişkin kayıtların celbi için …’ye müzekkere yazılmış olup, gelen kayıtların incelemesinde; belirtilen tarihte herhangi bir hasar beyanı ve … tarafından yapılan bir çalışmanın olmadığı belirtilmiştir. Davacı sigortalısı tarafından da …’ye başvuru yapıldığına dair bir kayıt, davacı tarafça sunulmamaıştır. … idaresine bildirilmiş ve arıza kayıt servisine işlenmiş bir müracaata rastlanmadığı hususlarının belirlenmiş olması da dikkate alındığında meydana geldiği iddia olunan hasar ile ilgili olarak hasarın ne şekilde oluştuğu hususunun açıkça belli olmadığı, hasara neden olan suların temiz su-pis su ayrımının dahi belli olmadığı, olayın oluş şeklinde göre zararın …’nin hizmet kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunun tam olarak tespit edilemediği anlaşılmıştır. Davalı …’nin hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğunun ispatlanamadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M :
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 92,01-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 37,61-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

BU EVRAK 5070 SAYILI KANUN GEREĞİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR