Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/722 E. 2019/1046 K. 11.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/722 Esas
KARAR NO : 2019/1046

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2018
KARAR TARİHİ : 11/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalıların 12.03.2015 tarihi ile 09.05.2018 tarihi arasında hukuka aykırı olarak … A.Ş’nde yönetim kurulu üyeliği yaptıklarını, hukuka aykırı olarak seçilen (seçilmelerine ilişkin genel kurul kararının yok hükmünde olduğu mahkemece tespit edilen) yönetim kurulu üyelerinin 11.03.2018 tarihli ve 2018-05 karar numaralı yönetim kurulu kararı ile ihbar olunan …A.Ş’nin bağlı ortaklığı …A.Ş’nde bulunan … ve …’e ait payların …A.Ş tarafından satın alınmasına karar verildiğini ve bilahare bahse konu satışın gerçekleştiğini, söz konusu yönetim kurulu kararı ile davalınarın yönetim kurulu üyeliğinin kanundan ve esas sözleşmeden doğan görevlerini kasten kötüye kullanarak …A.Ş’ni açıkça zarara uğrattıklarını, …A.Ş açısından doğrudan doğruya zarara neden olan işlemlerin müvekkili pay sahiplerini de dolayısıyla zarara uğrattığını, açıklanan nedenlerle; dava konusu zarar miktarının tahsilinin temini adına, davalı yönetim kurulu üyelerinin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz mahiyetinde tedbir konulmasına, pay satın alma işlemi ile davalı yönetim kurulu üyesi … lehine sağlanan örtülü kazanç trasnferi nedeniyle ihbar olunan …A.Ş’nin uğradığı zararın bu aşamada belirsiz olduğu nazara alınarak şimdilik 50.000,00 TL’sinin davalı yönetim kurulu üyelerinden 11.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak …A.Ş’ne ödenmesine, giderleri davalıya ait olmak üzere huzurdaki davanın ikame edildiği bilgisinin 3.kişilerin uğrayacağı muhtemel zararların önlenmesine binaen ilanına, dava sonucunda mahkemece verilecek müspet kararın gazete ile yayınlanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Huzurda görülen dava bakımından davacıların tümünün ya da birinin veya birkaçının davacı sıfatıyla müvekkili şirket …A.Ş ya da grup şirketleri aleyhine yöneltmiş oldukları 40’ın üzerinde dava bulunduğunu, davacıların her fırsatta yeni bir dava konusuyla şirketlere haksız davalar ikame ettiklerini, zira davacıların bu kadar çok sayıda dava ikame etmelerinin nedeni bir şekilde şirketlere kayyım ya da denetçi atanmasını sağlayarak çoğunluk pay sahiplerinin panik olmasını ve hisselerini yok pahasına davacılara satmalarını sağlamak ya da kendi hisselerinin ederinden çok yüksek bir fiyata satın alınmasını sağlamak olduğunu, bu davalar vasıtasıyla şirketleri meşgul etmek, yıldırmak, işlemez hale getirmek ve zarar vermek amaçlarının olduğunu, şirketin ticari defterler ve belgelerinin bu davalar sebebiyle neredeyse her hafta bilirkişi incelemesine gittiğini, davacının belirttiği …pay grubu,… pay grubu ve …pay grubu kendisinin ortakların soyadlarına göre yapmış olduğu tamamıyla farazi bir gruplandırma olduğunu, … soyadlı ortakların paylarını devrederek ortaklıktan çıktığını, böyle bir gruplandırmanın ne şirket ana sözleşmesinde ne de şirket içinde mevcut olmadığını, bir zarar söz konusu olmadığı halde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini, zarara yol açmamış işlemlerin sorumluluk davasına konu edilemeyeceğini, davacıların söylemleri iddia etmekten öteye geçemediğini, ispatlayamadıkları birçok dava açarak şirketi yıpratmaya çalıştıklarını, açıklanan nedenlerle; davacılar tarafından talep edilen ihtiyati tedbir isteminin reddine, pay satın alma işlemi nedeniyle herhangi bir zarar oluşmadığından iddia edilen zararın ispatlanamadığından davacıların zararın şirkete ödenmesi taleplerinin reddine, davanın ikame edildiği bilgisi ilanının reddine ve kararın gazete ile yayımlanması talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, 6102 sayılı yasanın 553.maddesine ilişkin olarak 555.maddesinde sayılanlardan olan ortağın açtığı yönetim kurulu üyelerinin şirketi zarara uğratma iddiasına dayalı sorumluluktan kaynaklanan davadır.
Dava 6102 sayılı yasanın 560.maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, davanın iddia edilen olaya göre süresinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davanın niteliği itibariyle basit yargılamaya tabi ve belirsiz alacak davası olarak açılmış olduğu görülmüştür.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve tüm dosya kapsamınca davacının daıvasının 114/1-h maddesindeki hukuki yarar dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça açılan davada şirketin ihtiyacı yokken hisse devralındığı ve devralınan hisselerin imtiyazlı olmamasına rağmen 24.300 adet hissenin 1.000.000,00 USD’ye alınmasına rağmen alınan bu hisseden farkı bulunmayan, imtiyazlı olmayan 300 adet hisse için ise 1.800.000,00 USD ödenmek suretiyle hisseyi satan ortağa örtülü kazanç aktarımı yapıldığını belirterek hem bu sebeple hem de 300 adet hisse için fazladan 1.787.655,00 USD ödendiğinden bahisle şirketin zarara uğratıldığını ve zararın yöneticilerden alınarak şirkete ödenmesini talep ettiği davasını belirsiz alacak davası olarak açmış ise de davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağına, zira açıkça her iki hissedarın hissesinin satış miktarları belli olup, davacı ortak olan tarafından bu satış bedelleri de net olarak bildirilmiş olmasına göre şirketin her bir hissesinin değerinin bilinebilecek olmasının yanında, 300 adet hisse için imtiyazlı olmaması rağmen 24.300 adet hisseye ödenen 1.000.000,00 USD’nin üzerinde 1.800.000,00 USD ödenmiş olduğu bu 300 adet hisse için 24.300 adet hisseye ilişkin ödenen 1.000.000,00 USD dikkate alındığında her bir hissenin 41.15 USD değerinin olacağı ve davacının kendi ifadesiyle 300 adet hisse yönünden imtiyazının söz konusu olmamasına rağmen, 1.800.000,00 USD ödemesinin doğru olmadığı belirtilip, ödenmesi gereken bedelin 12.345,67 USD olduğu zımni kabulü ile ortağı olduğu şirketin 1.787.655,00 USD zarara uğratıldığını tespit ettiğine göre açılan davanın öncelikle bu görünen değer üzerinden en azından bu hisse yönünden belirsiz olamayacağı ve bu nedenle de belirsiz alacak davası olarak açılamayacağına kanaat getirilmiştir.
Bir an için şirketin zarara uğratıldığı kabul edilip, yönetici yönünden sorumluluğun bulunduğu kabul edilse bile davacı tarafça farklılaştırılmış teselsüle ilişkin sorumluluk açıklamalarının bunun tespitinini mümkün olmadığı, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği düşünülse bile, davacının dilekçesindeki talebinin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile dava dışı ortak olunan şirkete ödenmesine ilişkin talebinin TTK 557.maddesi dikkate alındığında davacı yönünden bu yönde bir belirsizliğin olmadığı, bunun tespitinin hakim yükümlülüğünde olduğu, bu nedenle davanın bu sebep ileri sürülerek belirsiz alacak davası olarak açılamayacağına kanaat getirilmiştir. Zira farklılaştırılmış teselsülün dış ilişkide değil iç ilişki yönünden önemli olduğu ve yargılama sonucunda tespitin hakim tarafından yapılabileceği, bunun da davacıya, davasını belirsiz alacak davası olarak açması sonucunu doğurmayacağına kanaat getirilmiştir. Bu nedenle de HMK 107. Maddesinde düzenlenmiş olan belirsiz alacak davası açılma şartlarının bulunmadığı, ancak davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açmasında hukuki yararın bulunmadığına kanaat getirilmiştir.
Hukuki yarar HMK 114/1-h maddesinde dava şartları içerisinde sayılmış olup, dava şartlarının HMK 138 maddesi uyarınca öncelikle değerlendirilmesi ve HMK 115/1 maddesi uyarınca da yargılamanın her safhasında resen göz önünde bulundurulacak olması nedeniyle yapılan değerlendirme sonucunda mahkememizce davacının davasının açıklanan nedenlerle hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM
1-Davacının davasının HMK 114/1-h maddesindeki hukuki yarar dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL ilam harcının peşin alınan 853,88.TL’den düşümü ile geri kalan 809,48 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.725,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan bakiye gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza