Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/708 E. 2022/1064 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/708 Esas
KARAR NO : 2022/1064
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2018
KARAR TARİHİ : 16/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … … A.Ş’nin müvekkili nezdinde sigortalı olduğunu, bu şirketin müvekkiline yaptığı başvuru sonucunda inşaatındaki hırsızlık neticesinde adet airless boya makinesinin çalındığını, bu makine değerinin ekspertiz raporu uyarınca 1.596,27 USD olduğu bedelin müvekkili tarafından sigortalısına 11/11/2014 tarihinde ödendiğini, sigortalının inşaatının güvenliğini davalı şirketin sağladığını, bu sebeple ödenen bu tutarın davalı şirketin sorumluluğunda olması sebebiyle rücuen tahsili amacı ile … icra müdürlüğünün 2015/… e dosyası ile icra takibi başlattıklarını yapılan itiraz sonucu itirazın iptali davası açtıklarını, huzurdaki davacının ise rücuen tahsil alacak davası olduğunu, davanın kabulü ile sigortalıya ödenen 1.596,27 USD tazminatın 11/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yapılan yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu hırsızlık olayı neticesinde meydana gelen zarardan müvekkili şirketinin herhangi bir kusuru ve sorumluluğunun olmadığını, Dava dışı 3. Kişi konumdaki … … A.Ş.’nin üzerine düşen özen ve dikkati göstermediğini, müterafik kusurunun bulunduğunu, davacının halef olabileceği bir hak veya alacağın bulunmadığını, bu hususlar göz önünde bulundurularak haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRMELER;
Dava, davacı tarafın sigortalısına davalı yanın kusuru sebebiyle ödediği tazminatın davalı yandan rücu edilmesi talepli alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Davacının, sigortalısının inşaatında çalınan iş makenesi bedelinin sigortalısına ödemesi, sonrasında inşaatın güvenliğinden sorumlu bulunan davalı şirketin kusuru sebebi ile meydana geldiğinden bahisle ödenen tutarın davalıdan rücuen tahsilini talep edip edemeyeceği noktalarında toplandığı görülmüştür.
Mahkememizce sigorta şirketinden ödemeye ilişkin dekontlar talep edilmiş dosyaya gönderilmiştir.
Dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek dava konusu uyuşmazlığa ilişkin rapor talep edilmiş heyet raporunda ” üçüncü kişiden tazminat isteme hakkının mevcut olmasıdır. Zira, sigorlalı, sigorta konusu menfaate zarar veren kişiden tazminat isteme hakkına sahip değilse, sigorta şirketinin de üçüncü kişiden tazminat hakkı olmayacaktır. Sigorta şirketinin rücu hakkının doğabilmesi için aranan ikinci şart, sigortalının zarar veren Dava dışı sigortalı … ile … A.Ş. arasında güvenlik sözleşmesi akdedildiği, işbu davanın da … A.Ş.’ne karşı ikame edildiği görülmüştür. (Daha İnce benzer ünvanlı bir şirkete davanın yöneltildiği, davanın pasif husumet yokluğu reddedildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür. ) ; Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih, … E,, … X. sayılı ilamı ile; “Davacı vekili müvekkili şirkete ile sigortalının yapımını tamamladığı sigorta konusu … konutları projesinde, davalı şirketin güvenliğinden sorumlu. olduğu ve sigorta konusu projenin elektrik işlerini gerçekleştiren taşeron nin depo olarak kullandığı … bodrum katında bulunan emtiaların çalınması sonucu maddi hasar meydaha geldiğini, davalı şirketin sigortalı ile yapmış olduğu özel çüvenlik hizmetleri sözleşmesi göreği güvenliğinden sorumlu olduğu alanda hırsizlik olması nedeniyle meydana gelen hasardan sorumlu olduğumu ileri sürerek, sigortalıya ödenen 9.619,04 TL, tazminat alacağının ödeme Yarihinden itibaren işleyecek avans faizi ilebirlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, hirsizlik olayının müvekkili şirket tarafından tüm önlemlerin alınmasına rağmen depo kapı kilidinin kırılarak içeri girilmesiyle meydana geldiğini, Ortaklığı tarafından gereken önlemlerin olması gerektiği gibi yerine getirilmediği savunarak, davanın beddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunmka ve düm dosya kapsamına göre, güvenlik komisyonunun güvenlik hizmeti verecek eleman sayısının 25 olarak belirlemesine rağmen 12 eleman ile güvenlik hizmeti alınması, kamera bulunduğuna dair bir tespitin yapılmaması bu sebeple dava dışı sigortatının kusurlu bulunduğunu, ancak kilitli bina içinden dışarıya kalabalık emtia çıkartılmasından güvenlik elemanlarımlı haberi olmadığı, davalının işini ihtimamla yapmadığını gerekçesiyle, kusur dağılımımı %70-%30 oranında paylaştırılarak, davanın kaismen kabulü ile, 6.733,32 TL tazminat itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere. Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin dartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. ” Teknik tespitler kapsamına, davalı … firmasının %100 oranında kusurlu olması karşısında; dava dışı sigortalının davalıdan tazminat isteme hakkının bulunuyor. Alması karşısında tazminatı ödeyen sigorta şirketinin dava hakkı olduğu kabul edilebilir. Zira, dava konusu güvenlik sözleşmesi, dava dışı sigortalı … ile davilı … arasında tüm müştemilatıyla; İstanbul ili, … İlçesi, … Köyü, … Pafta, … Ada, ve 2 nolu parseller üzerinde yapılacak olan …projesi inşaatı:adresinde yer alan AVM, Konut ve ofis şantiyesi, (… ) alanının güvenliğinin; sağlanması için akdedilmiştir. Yukarıda yapılan teknik tespitler ve güvenlik sözleşmesi kapsamında; tarafça yapılan ödemenin poliçe teminatında kaldığının ve teknik tespitlerin Sayın Mahkemece kabulü halinde davacı sigorta şirketi kusurlu olan davalıya rücu edilebilecektir. Rücu hakkı, sıgorta şirketinin zarar görene ödediği tazminala bağlı olarak sigortacıya tanınan bir haktır. Bu hakkın doğabilmesi için de, sigorlacının poliçe kabsamındaki zararı sigortalısına ödemiş olması gerekir Dolayısıyla, sigorla şirketi, henüz ödeme yapmadan rücu hakkını kazanamaz. – Nitekim; — Yargıtay kararlarında — da, sigonacinın rücu — hakkını kazanabilmesi için sigortalısına ödemede bulunmuş olması şart koşulmuştur. Dosyada davacının ödeme yaptığına dair belgesi mevcuttur. (… Bankası – A.Ş…. tarih, 1.596,27 USD bedelli dekont sureti) Tüm bu haller karşısında; davacı tarafça yapılan tazminat ödemesinin poliçe teminatında kalması halinde, davalının meydana gelen hırsızlık rizikosunda kusuru Hapsamında davacı sıgortacının rücu hakkı gerçekleşmiş olacaktır. Davacının rücu hakkının varlığının kabulü halinde; Sigortacının, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettirene haJef olabilmesi için öncelikle gerçekleşen riziko bedelini sigorlalışına ödemesi gerektiğinin, sigortacının 3.şahsa rücu edebilme tarihi, sigorta ettirene ödeme yaptığı tarihtir. Buna göre, temerrül faizinin başlangıcı da sigortalıya ödeme yapılan tarih olacaktır. Benzer bir olayda Yüksek Mahkeme kararında; “…Davacı vekili, müvekkili şirkete işyeri sigorta poliçesiyle sigortalı 15.04.2006 tarihinde davalı kurumun sorumluluğunda bulunan temiz su borusunmun patlaması neticesinde hasarın meydana geldiğini, sigorta tazmınatmın 29.11.2006 tarihinde_ Sigorla ettirene ödendiğini ileri sürerek, 1.545,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleydeek avans faiziyle birlikte davalıdan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, mahatlinde yapılan keğif ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davamın kismen kabulü ile 1.480,00 YTL nin 25.11.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacı sigorta şirketinin sigorta ettirenine tazminatı 29.11.2006 – iarihinde ödediği anlaşıldığına göre, davacı yararına bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken 25.11.2006 tarihinden – itiharen hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı,..” YARGITAY D1.HD. 01.02.2010 E.2008/10498 K.2010/1090 . Davalı … firmasının meydana gelen hırsızlık hadisesinde kusurlu olduğu, Hasar miktarının 3.607,57 -TL olduğu, Teknik tespitlerin kabulü halinde; tespit edilen kusur oranı %100) nispetinde ve davacı sigorta şirketinin sigortalışına yaptığı ödemenin poliçe teminatında kalması ya da temlikname var işe, TTK kapsamında rücu hakkını elde ettiği ve ödediği bedelin kusur oranında davalıdan talep edebileceği, aksi halde rücu hakkından bahsedilemeyeceği,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Taraflarca rapora karşı verilen itiraz ve beyanlar neticesinde ek rapor alınması talep edilmiş bilirkişi heyeti ek raporunda “… … A.Ş.’ye ait … katında … isimli şirkete ait depoda, 25.05.2014 tarihinde hırsızlık olayının meydana geldiği, depodan 1 adet … boya makinasının çalındığının tespit edildiğini, söz konusu zararın meydana geldiği sigortalı mahalde gerçekleşen hırsızlık olayı ile ilgili olarak, dosya kapsamı ve davalı vekilleri Av…. ve Av. … ‘ in … Asliye Ticaret Mahkemesine sunmuş olduğu 16.12.2019 tarihli bilirkişi raporuna karşı itirazları dilekçesi ile ilgili yapılan değerlendirmede, Sayın mahkemeye sunulan kök raporumuzdan sonra sonucu etkileyecek bir belgenin dosyaya konulmadığı, davalı vekillerince sayın mahkemeye sunulan 16.12.2019 tarihli dilekçede belirtilen konular ve özellikle kamera kayıtlarının devreye alınmaması hususu ağırlıklı olarak belirtilmiş, ancak hırsızlık olayı ile ilgili olarak kamera kayıtlarının devreye alınması veya alınmaması, hırsızlık olayının meydana gelmesinde bir etkisinin olmadığını ve sonucu etkilemesinde bir faktör olmadığı düşünülmektedir., Dosya kapsamında bulunan belgeler hep birlikte değerlendirilmiş, olayın üzerinden uzun zaman geçtiğinden yerinde yeni bir inceleme yapılmasının söz konusu olmadığından, … … A.Ş. … A.Ş. arasında 05.02.2015 tarihinde düzenlenen … Projesi Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi 4. Maddesi ve 8. Maddesinde belirtilen hususlarda ve … Ltd.Şti.’nin ise 29.09.2014 tarihinde Ekspertiz Raporunda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak değerlendirmeye gidilmiştir.” şeklinde ek rapor sunulmuştur.
Dosya kapsamında deliller toplanmış ve bilirkişilerden raporlar alınmıştır. İlk alınan 02/12/2019 tarihli rapor ve devamında aynı heyetten alınan ek raporlun dosya kapsamına uygun hazırlandığı, talep ve itirazları karşılar nitelikte olduğu anlaşıldığından hükme esas alınmış, dosya kapsamına ve dava konusuna uygun şekilde hazırlandığı anlaşıldığından hükme esas alınmış olup davacının ödemede bulunduğu bedeli davalıdan rücu etme hakkına sahip olduğu davalının güvenliğini sağlamak üzere anlaştığı inşaatta güvenlik zaafiyeti sebebi ile hırsızlık olayının meydana geldiği, davacı sigortalısının zarara uğraması akabinde bu zararın davacı tarafça karşılandığı, zararın oluşumuna davalı yanın sebebiyet vermesi nedeni ile davacı yandan rücuen tahsilini gerektirdiğine kanaat getirilerek davacının davasının kabulüne karar vermek gerkmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile
2-1.596,27 USD alacağın Ödeme tarihi olan 05/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli olan 556,11 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 174,93 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 381,18 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 174,93 TL ilk masraf, yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti ve bilirkişi ücreti 2.062,00 TL olmak üzere toplam 2.236,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 8.140,97 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde istek halinde ilgililere İADESİNE,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca … Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.15/12/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza