Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/698 E. 2020/421 K. 21.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/698 Esas
KARAR NO:2020/421

DAVA:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :01/08/2018
KARAR TARİHİ:21/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili bankanın … ile davalı ……A.Ş arasında 03.07.2017 tarihli 10.000.000,00 TL bedelli ve 19.06.2015 tarihli 2.400.000,00 TL bedelli Kredi Çerçeve Sözleşmelerine istinaden borçlu firmaya kredi kullandırıldığını, davalılardan … ve …’nın genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davalıların kredi hesaplarının kat edildiğini ve alacağın muaccel hale geldiğini, kredi şartlarına uyulmaması ve borcun ödenmemesi üzerine davalılara …. Noterliği’nin 08.03.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile alacağın ödenmesinin ihtar edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile 23.05.2018 tarihinde 3.876.946,12 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalıların borca itiraz ettiklerini ve takibin durdurulduğunu, açıklanan nedenlerle; müvekkili banka alacağının tahsili için davalıların yapmış oldukları itirazın iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca banka alacağının 10 yıl süresince peyderpey tahsil edileceğini, davacının 10 yıl süresince ve boyunca tahsil edilmesi planlanan bedellerin sözleşmenin ilk yılı içerisinde nakden ve defaten tahsilini talep etmesinin sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vereceğini, bu durumun sözleşmenin genel işlem şartlarına aykırı olduğunu, davacı tarafından yöneltilen alacak talebinin imkansız olduğunu, vade sonuna kadar doğacak tüm edimler toplamının tek seferde ifasının mümkün olamayacağını, doğmamış vadelere temerrüt uygulanamayacağını, bu nedenlerle alacak iddiasına konu edilen kredilerin kat edildiği tarih itibarı ile davacının ne kadar alacaklı olduğunun cevap dilekçesinde belirtilen hususlar çerçevesinde yapılan ödemeler ve yalnızca hesap kat tarihine kadar ana paraya işleyecek faiz hesap edilmek suretiyle değerlendirilmesi gerektiğini, fazlaya ilişkin taleplerin reddini savunduklarını, müvekkillerine kullandırılan asıl alacak miktarlarına kanuni faiz işletilmesi suretiyle hesap edilmesi gerektiğini ve davanın esastan reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalılar aleyhine toplam 3.876.946,12 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdi edilerek, dava dosyası ve takip dosyası, taraflar arasındaki sözleşme ve tüm dosya kapsamınca rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi 03/02/2020 tarihli raporunda özetle;
” Davacı/alacaklı banka ile davalı kredi lehtarı …….. Tic.A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, bahse konu sözleşmeyi davalı/kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduklarını, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin kararlaştırılan süre içerisinde ödenmemiş olduğu nazara alındığında, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler de dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiğini,
Davalı/Kefillerin Sorumluluğu: Davalı kefilin, kefalet sözleşmesinde gösterilen kefalet limitlerinin 12.400.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç toplamının 3.600.965,50 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı borçlu Kefillerin (Davalı/kefillerin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun sonuçlarında sorumlu oldukları) borcun tamamından tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebileceği (lütfen bkz: TBK 589 m. mülga B.K 490.m.nin sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği)
DAVACI BANKANIN TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE
ALACAKLARI:
Alacak kalemleri Talep edilen Hesap edilen Talep edilmesi gereken
Asıl alacak 3.603.667,97 3.600.965,50 3.600.965,50
İşlemiş faiz 273.278,15 276.974,22 273.278,15
BSMV-Talep edilmemiştir0,00 0,00 0,00 /
TOPLAM ALACAK 3.876.946,12 3.877.939,72 3.874.243,65
Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 2.702.47 TL (3.876.946.12-3.874.243.65=) reddi durumunda. TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl alacak tutarı 3.600.965,50 TL tamamen ödeninceye kadar, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla sözleşmesel olarak yıllık %39 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenebileceği,
Dava tarihinden önce ve sonra olmak Üzere, … A.Ş’nin yaptığı İki kalem toplam 2.134.902.46 TL’lık kısmi tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği bir an için düşünülebilinir. Ancak bu tahsilat normal koşullar içinde davalılarca sağlanmadığı için, kredi borcuna mahsup edilmeden takibe devam edileceği değerlendirilmektedir Hatta işte bu nedenle yapılan tazminat ödemeleri nazara alınarak dava tarihi itibariyle hesaplama bile yapılamamıştır Nihai takdir sayın mahkemeye aittir.
6-…-… A.Ş. KEFALETEN TAZMİN ETTİĞİ BEDEL YÖNÜNDEN;
Kredi garanti fonunun kefaletiyle kullandırılan kredi borcuna karşılık anılan kurum (… A.Ş.) tarafından davacı bankaya toplam 2.134.902,46 TL tutarında tazminat ödemesi yapılmıştır. Davacı banka kefalet protokolü kapsamında, tazmin edilen işbu bedelin davalıdan tahsil edilmesinde sözleşmesel olarak yetkili ve sorumlu pozisyonunda bulunduğu, yani davacı bankanın tazmin edilen bedel bakımından takibe devam etme yükümlülüğü bulunduğu, bir başka deyişle sanki hiç tahsilat yapılmamış gibi takibe devam etme hakkı bulunduğu kanısına varılmakta ise de, bu konuda nihai takdir sayın mahkemeye aittir.” görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, davalı ……A.Ş arasında 03.07.2017 tarihli 10.000.000,00 TL bedelli ve 19.06.2015 tarihli 2.400.000,00 TL bedelli Kredi Çerçeve Sözleşmelerine istinaden borçlu firmaya kredi kullandırıldığını, davalılardan … ve …’nın genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davalıların kredi hesaplarının kat edildiğini ve alacağın muaccel hale geldiği, ancak davalı tarafından davacı tarafa ödemede bulunulmadığı, bunun üzerine …. İcra müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalının yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun da belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu ve davalının itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, davanın kısmen kabulü ve takibin devamı ile bilirkişi raporunda belirlenen miktarlar üzerinden itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir.
İşbu davada davalı, mahkememizce bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibari ile haksız görüldüğünden ve talep olduğundan alacağın likit olması sebebiyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı taraflarca yapılan itirazın kısmen iptaliyle takibin 3.600.965,50 TL asıl alacak, 273.278,15 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.874.243,65 TL üzerinden takipteki aynı koşullar ile devamına,
2-Belirlenen toplam alacak miktarı olan 3.874.243,65 TL üzerinden %20 oranında 774.848,73 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 264.649,58 TL karar harcından peşin alınan 46.823,82 TL’nin mahsubu ile geri kalan 217.825,86 TL bakiye harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacının yaptığı 48.048,92.-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına ( %99,93) göre hesaplanan 48.015,28.-TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 127.367,44 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.702,47 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/09/2020

Başkan …
☪e-imzalıdır
Üye …
☪e-imzalıdır
Üye …
☪e-imzalıdır
Katip …
☪e-imzalıdır