Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/692 E. 2021/547 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/129 Esas
KARAR NO:2021/541

DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/03/2019
KARAR TARİHİ:29/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin 1992 yılından beri dalış sporu ekipmanları satışı yapmakta olduğunu, aynı zamanda bu ekipmanları ilişkin bakım ve onarım hizmeti de vermekte olduğunu, müvekkil ile … arasında 25/11/2013 tarihinde akdedilmiş distribütörlük sözleşmesi ve akabinde akdedilmiş mal tedariki sözleşmesi hususunda herhangi bir ihtilafın bulunmadığını, müvekkilin sözleşme imzaladığı … isimli firmanın ABD menşeili … (…) firmasının çatışı altında toplanmış alt şirketlerden birisi olduğunu, … (…) firmasının ise … isimli firmaya devredildiğini, müvekkilin … isimli selef olduğu idia edilen firmaya siparişlerin ne durumda olduğunu, firmanın satın alınıp alınmadığını, alındığı ise distribütörlerin durumunun ne olacağını, soran elektronik postalarının defalarca gönderdiğini, karşı tarafça ısrarla müvekkilin gönderdiği elektronik postalara yanıt vermediğini, müvekkilin uzun bir süre karşı tarafa ulaşma çabası neticesinde karşı taraf şirket yetkilisi tarafından 01/12/2017 tarihinde gönderilen e posta ile müvekkil ile mevcut distribütörlük sözleşmesinin sona erdiğinin bildirildiğini, bahse konu posta, müvekkilin adına tescilli markaları koruma altına alıp tescil etmesinden tam 8 ay sonra gerçekleştirildiğini, aynı tarihle müvekkil tarafından elektronik postanın cevaplandırıldığı ve dava konusu markaların tescil edildiği tescil belgesi de eklenmek suretiyle bildirildiğini, müvekkilinin markayı tescil etmekte iyi niyetli ve davalı marka tescilinden haberdar olmasından sonra kötü niyetli davranışlar sergileyerek müvekkili el haksız rekabet teşkil eden davranışlar içerisine girdiğini, davalının kötü niyetli hareket ederek müvekkilinin ticaretini engellemeye çalıştığını ispat eden bir diğer vakıanın ise davlının … ve … markaları için Türk Patent ve Marka Kurumuna başvuruda bulunmadığını fakat başvurunun reddedildiğini, müvekkilin yalnızca Türkiye sınırları içerisinde değil Avrupa ülkelerinde de hak sahibi konumunda olduğunu,müvekkilin Avrupa Birliğine ülkelerde geçerli olmak üzere … markası için yapmış olduğu bir başvuru bulunmakta olup bahse konu marka başvurusuna davalı tarafça itiraz edildiğini ve yapılan itirazların reddedildiğini, davalının Avrupa Birliğine üye ülkelerde yapmış olduğu başvurunun en önemli red gerekçesinin 2000 yılından bu yana bu yönde bir başvuru olmamışken davalının, müvekkilin başvurusundan sonra başvuruyu gerçekleştirmiş olması olduğunu, işbu davanın davalısının gerçek hak sahibi olduğu ve müvekkilin dava konusu markayı kötü niyetle tescil ettirdiği iddiasıyla … Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile dava ikamet etmiş olduğunu, davanın halen derdest olduğunu, davalının haklı gerekçe olmaksızın distribütörlük sözleşmesini sona ertelemesinin başkaca bir distribütör tayin etmesi, bu durumu uzun süre müvekkilden gizlemesi, müvekkil adına tescili … ve … markalarının satışı gerçekleştirmesi ve hatta bu bilgiyi müvekkilin şifahen öğrenmesi, sözleşmeye aykırılık teşkil etmesi bir tarafa aynı zamanda haksız rekabet teşkil etmekte olup iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı k almak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, davalı tarafın haksız rekabet teşkil eden üçüncü kişiler ile distribütörlük sözleşmesi akdedilmesi ve müvekkil adına tescili … ve … markalı ürünlerin üçüncü kişilere satılması yönündeki haksız rekabet teşkil eden fiil ve eylemlerin tedbiren önlenmesine, yargılama sonunda haksız rekabetin tespit ve men’ine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının … ve … markalarının sahibi olmadığını, bu markaların müvekkilimiz adına tescilli olduğunu, Davacı tarafın … ve … markalarının sahibi değil, bu marka altın üretilen dalış ürünlerinin 1992 – 2017 yılları arasında Türkiye’de satışını gerçekleştiren distribütörü olduğunu, müvekkilimizin haksız rekabet teşkil eden hiçbir eylemi, işlemi, hareketi, davranışı, söylemi olmadığını,davacının Türkiye distribütörü olduğu … ve … markalarının başka bir şirkete devredildiği duyumunu alan davacının zaman geçirmeksizin bu markaların kendi adına tescili için 11/05/2017 tarihinde Türk Patent Enstitüsü’ne başvuru yapmış ve markaları kötü niyetli şekilde adına tecil ettirmiş, ardından Müvekkil Şirket yetkilisiyle görüşerek bu marka haklarını satmak için 500.000 ABD Doları para talep ettiğini, Davacının, Türkiye’de satışını yaptığı Müvekkil Şirket’e ait … ve … markalarının kendi adına tescili için 11/05/2017 tarihinde kötü niyetli şekilde başvuruda bulunduğunun öğrenilmesinin üzerine Müvekkil Şirket tarafından …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı davası açıldığını, …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, yaptığı yargılama sonucu ve uzman Bilirkişilerce hazırlanan rapor doğrultusunda Müvekkilinin davasına kabulüne karar verildiğini, mahkeme kararı ile dava konusu … numaralı “…” markasının hükümsüzlügüne ve sicilden terkinine,- … numaralı “…” markasının kısmen müvekkile devrine,- … numaralı “…” markasının Müvekkilimize devrine karar verilen emtia dışında kalan tescilli olduğu tüm mal ve hizmetler için kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, bu davanın Davacısının Müvekkilimize devrine karar verilen emtialar için “…” markasını kullanmasının yasaklanmasına karar verildiğini, davacının olası taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın iddiasını somutlaştıramadığını, Müvekkilimizin hangi eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin iddia edildiği belli olmadığını, Müvekkili ile davacı arasında herhangi bir distribütörlük sözleşmesi bulunmadığını, davacının sunduğu distribütörlük sözleşmesi hükümlerine göre dahi, ihtilafların çözüm yerinin …/… Mahkemesi olduğunu, sözleşmeye ilişkin taleplerin Sayın Mahkeme önünde incelenmesi mümkün olmadığını, davacının önce ihtiyati tedbir talebinin, ardından davasının reddi gerekmekte olduğunu, tüm bu nedenlerle İlk İtirazlarının öncelikli olarak incelenmesi ile, distribütörlük sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıklarda …, … Mahkemeleri yetkili kılındığından davanın usulden reddine, Mahkemenin talepleri haksız rekabet hükümleri çerçevesinde değerlendirmesi halinde, haksız rekabetin meydana geldiği tarihin en geç 01/12/2017 tarihinde davacı tarafından öğrenildiği kabul edilerek 01/12/2018 tarihi itibariyle 1 yıllık dava açma süresi geçmiş olduğundan, davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine,Davacı, … ve … markalarının hak sahibi olmadığından ve bu markalara ilişkin hiçbir hak ve tasarruf yetkisi bulunmayacağından, dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine, mahkemenin davayı usulden reddetmemesi halinde açıklamaları uyarınca davanın esastan reddine,Haksız ihtiyati tedbir talebinin reddine,Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, haksız rekabetin men’i ve tazminat davasıdır.
Davaya konu markaların tescillerine ilişkin ABD Patent Ofisi kayıtları ve Türkçe tercümeleri sureti, …. Fikri Sınai ve Haklar Hukuk Mahkemesinin … esas ve 2021/19 karar sayılı karar sureti, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 20/06/2019 tarihli bozma kararı sureti evraklarının dosyamız içine sunulduğu anlaşılmıştır.
Dava, taraflar arasında imzalanan distribütörlük ve tedarik sözleşmeleri kapsamında, davalı tarafça sözleşmeye aykırı hareket edilerek, haksız rekabet eylemlerinin meni ve tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 2/4. maddesi uyarınca hâkimin, Türk Kanunlar ihtilâfı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re’sen uygulayacağı ve yetkili yabancı hukukun muhtevasının tespitinde tarafların yardımını isteyebileceği düzenlenmiş, aynı Yasa’nın 24/1. maddesinde ise sözleşmeden doğan borç ilişkilerinin tarafların açık olarak seçtikleri hukuka tâbi olacağı ve 29/1. maddesinde ise eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmelerin tarafların seçtikleri hukuka tâbi olacağı belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında imzalanan Distribütörlük Sözleşmesi’ nin “3.Çeşitli Hükümler” başlıklı maddesi altında 3.3. Maddesinde “İşbu Sözleşmeden doğabilecek tüm anlaşmazlıklar, işbu Sözleşmenin, herhangi bir maddesinin geçerliliğine ilişkin olan anlaşmazlıklar da dahil ancak onlarla sınırlı olmamak üzere, … … Mahkemeleri tarafından çözümlenecektir.” hükmünün yer aldığı tespit edilmiştir.
Dosyada, Türkiye’deki herhangi bir mahkemenin yetkili olarak belirtilmediği, … mahkemelerince verilmiş bir yetkisizlik kararı da bulunmadığı, bu suretle yetki sözleşmesi ile yabancı devlet mahkemesi yetkili kılındığından doğrudan Türk mahkemelerinde dava açılamayacağı yabancı mahkemeyi yetkili kılan yetki sözleşmesinin münhasıran bir yetki sözleşmesi niteliğinde olduğu, davalının da süresinde mahkemenin yetkisine itiraz ettiği, mahkemenin milletlerarası yetkisinin olmadığı, HMK 114/1-a maddesinde dava şartları arasında Türk mahkemelerinin yargı hakkı bulunması düzenlendiği, dava şartlarının mevcut olup olmadığı davanın her aşamasında mahkemece resen araştırılacağı düzenlemesi göz önüne alındığında, davanın Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunmaması nedeniyle, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1-a maddesi ile HMK 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin alınan 85,39 TL’nin mahsubu ile geri kalan 26, 09TL bakiye harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacının üstünde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 4.080,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Karar kesinleşinceye kadar yapılacak giderlerin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.29/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır