Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/690 E. 2019/843 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/690 Esas
KARAR NO : 2019/843

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2018
KARAR TARİHİ : 26/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin iş elbiseleri bu alım satıma ilişkin faturaların düzenlenerek davalıya gönderildiğini, davalının fatura alacağı olan bu cari hesap bakiyesini ödemediğini, alacağın tahsili amacı ile davalı aleyhine G.O.Paşa … İcra Müdürlüğünün… esas numaralı dosyası ile icra takibine başladıklarını, davalının takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edip durdurduğunu, alacağın fatura alacağı olduğunu dolayısıyla likit olduğunu, davanın kabulü ile yapılan itirazın iptalini takibin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın davacı ile ticari ilişkisinin olduğunu, davacıdan aldığı ürünlerin ayıplı olduğunu bunun üzerine noter vasıtası ile davacıya ihtarname gönderdiğini, ayıplı malın iadesi hakkının yasalarla mevcut olduğunu, ancak davacı firmanın müvekkilinin iade talebini reddettiğini, ürünlerin değişiminin yapılmadığını, davacının fatura kesmesinin bu durumu kapatmayacağını, davacının kötü niyetle olduğunu, davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu G.O.Paşa … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 5.832,00 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında bulunan iş elbisesi alım satımına ilişkin ticari ilişki gereğince oluşan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali noktasında toplanmaktadır.
Dosya mahkemizce iş elbiselerinin bulunduğu yerde keşif icra edilmek suretiyle reesen belirlenen tekstil mühendisi bilirkişiye ve sözleşme bilirkişisine tevdii edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi raporunda ” …Şti. tarafından …Şti.’ ye satılan 200 adet Lacivert İş Pantolonun ayıplı olduğu, Somut olayda hukuki sorunun davalı tarafından satın alınan ürünlerin ayıplı olup olmadığı noktasında toplandığı, satıcının satılanı teslim borcunu gereği gibi ifa edip etmediğinin değerlendirilmesi gerektiği, Taraflar arasında iş kıyafetlerinin satımı konusunda anlaşmaya varıldığı (sözlü) ve satıcının bu sözleşmeden doğan teslim borcunun 5.1.2018 tarihinde alıcıya teslim edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, Somut olayda her iki taraf da (tüzel kişi) tacir olduğu için ticarî nitelikli taşınır satış sözleşmesi bulunduğu (TTK m. 19). Olayda tüzel kişi tacirler arası ticarî nitelikli taşınır satım sözleşmesi bulunduğu için uyuşmazlığa TKHK’nin tüketiciyi koruyan özel hükümleri değil; TTK ve bu yasada hüküm bulunmayan hallerde TBK uygulanacağı (TTK m. 23), Heyetimiz sayın teknik üyesi tarafından satılanda (pantolonlar) gizli ayıp bulunduğu sonucuna varıldığı, her ne kadar yargılama sırasında taraflar arasında ayıbı ihbar külfetinin zamanında yerine getirilip getirilmediği tartışma konusu yapılmış ise de bu tartışmanın değerlendirilmesinin ancak ayıptan doğan hakların kullanılması konusunda kıymet taşıdığı, buna karşılık somut olayda olduğu gibi yalnızca davanın reddinin talep edildiği bir durumda, edimin gereği gibi ifa edilip edilmediği başka ifade ile TBK m. 112 hükmünün koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinin yeterli olduğu, ancak Sayın Mahkemenin bu görüşe üstünlük tanımaması ihtimali için ayrıca ayıptan sorumluluğun koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin de değerlendirildiği, Somut olayda, tarafların öncelikle malın teslimini ardından bedelin ödenmesini kararlaştırdıklarının anlaşıldığı, karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerektiği (TBK m. 97), buna göre satıcının borcunu (gereği gibi) ifa etmesi veya ifasını teklif etmiş olması halinde alıcıdan ifa isteminde bulunabileceği, teknik inceleme sonucunda satıcının borcunu gereği gibi ifa etmediğinin açıkça belirlenmesi karşısında alıcının borcunu ifadan (bir definin sağladığı koruma ile karşı tarafça ifa gereği gibi gerçekleştirilene kadar) kaçınabileceği, TBK m. 97’nin kendisine sağladığı imkandan (ödemezlik definden) yararlandığı için bedeli ödememesinin onu borçlu temerrüdüne düşürmeyeceği (TBK m. 117). Sayın Mahkemenin ayrıca ayıba ilişkin değerlendirmenin zorunlu olduğuna kanaat getirmesi (ilk değerlendirmeye üstünlük tanımaması) halinde, muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilip getirilmediğinin irdelenmesi gerektiği, ticarî satımda satıcının ayıptan sorumluluğuna gidilebilmesine ilişkin şeklî koşulların TTK m. 23/c’de düzenlendiği, Hüküm uyarınca, tacir alıcının, açık ayıplarda, malın teslim alınmasından sonraki 2 gün içinde ayıbı satıcıya ihbar etmesi gerektiği, bu sürenin gizli ayıplarda 8 gün olduğu, aksi halde malı ayıpla kabul etmiş sayılacağı (TTK 23/c, TBK m. 223/11), somut olayda olduğu gibi kullanmakla ortaya çıkan gizli ayıplarda ise muayene söz konusu olmayıp, ayıbı bildirim sûresinin düzenlendiği, bu tür ayıplar bakımından TBK m. 223/ll’nin uygulama alanı bulacağı, buna göre alıcının fark edilen ayıpları 2 yıllık zamanaşımı süresinde dürüstlük kuralı ve halin gereklerine göre uygun süre içerisinde bildirilmesi gerektiği, somut olayda ise ürünlerin 5.1.2018 tarihinde teslim edildiği, ayıp ihbarının, ürünlerin ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebi ile birlikte …Noterliği’nin 15.05.2018 tarih ve…yevmiye numaralı ihtarnamesi ile gerçekleştiği, teslim ile ayıp ihbarı arasında yaklaşık 4 aylık süre olduğu, böyle bir ayıbın anlaşılabilmesi için teknik İncelemeye göre ilk yıkamanın yeterli olduğu, Sayın Mahkemenin davalı tanıklarından …’nun beyanlarını davalı lehine takdir etmesi halinde ayıp ihbarının işlerin olağan akışına göre uygun sürede yapıldığı sonucuna varılacağı, belirtmek gerekir ki ayıp ihbarının esasen ödemezlik definin koşullarının oluşması ve davalının bu nedenle borcun geri kalanını ödemekten kaçınabilmesi konusunda bir değer taşımadığı, önce ifa yükümlüsü borçlunun gereği gibi ifada bulunmamış olmasının davalının karşı edimini yerine getirmekten kaçınması için yeterli olduğu, bu koşulun da gizli ayıbın varlığı ile gerçekleştiği, nihai takdirin Sayın Mahkemede olduğu tespit ve kanaatimizi arz ederiz” şeklinde rapor sunmuştur.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında iş elbisesi alım satımına dair ticari ilişkinin mevcut olduğu, alacağın davalıya fatura edildiği ancak davalı tarafından davacı şirkete ödemede bulunulmadığı,bunun üzerine G.O.Paşa … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalı tarafın yapılan bilirkişi incelemesinde itirazında haklı olduğu, zira teknik inceleme sonucunda satıcı olan davacının borcunu gereği gibi ifa etmediği, pantolonların ayıplı olduğunun açıkça belirlenmesi karşısında alıcı olan davalının borcunu ifadan (bir definin sağladığı koruma ile karşı tarafça ifa gereği gibi gerçekleştirilene kadar) kaçınabileceği, TBK m. 97’nin kendisine sağladığı imkandan (ödemezlik definden) yararlandığı için bedeli ödememesinin onu borçlu temerrüdüne düşürmeyeceği anlaşılmakla, mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu ve davalının itirazında haklı olduğu kanaatine varıldığından, takibe yönelik itirazın iptali talepli olarak açılan davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin koşullar oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli harç 44,40 TL olup, peşin alınan 99,60 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 55,20 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye avansın istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸