Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/687 E. 2021/36 K. 18.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/687 Esas
KARAR NO:2021/36

DAVA:Tespit
DAVA TARİHİ:29/07/2018
KARAR TARİHİ:18/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı dava dilekçesinde özetle; 2017 yılında,tarafına SGK’dan bazı ödeme emirleri gönderildiğini, davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu ileri sürülerek,bu borçlarla mülzem bulunduğunu iddia ettiğini, Oysa bu şirketin yönetim kurulu üyesi olmadığı gibi,bu şirkete yönetim kurulu üyesi seçildiğinden de haberi olmadığını, yaptığı araştırmada,bu şirketin yönetim kurulu üyelerinden birinin istifa ettiğini ve geri kalan diğer iki yönetim kurulu üyesinin kendisinin gıyabımda bu şirkete yönetim kurulu üyesi seçtiklerini ve keyfiyeti tescil ve ilan ettirdiklerini istihbar ettiğini, kendisinin bu şirketin de dahil olduğu …’in bir başka bağlı şirketine yönetim kurulu üyesi seçildiğini, (… A.Ş.) ve daha sonra da bu görevinden istifa ettiğini.Lakin davalı şirketle hiçbir vakit,hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, Yaptığım araştırmada,yönetim kurulu üyelerinin,müstafi yönetim kurulu üyesi yerine geçici olarak ve istifa eden üyenin görev süresi sonuna kadar ve genel kurulun onayı alınmak kaydı ile işlem yaptıklarını tesbit ettiğini,Lakin,kendisinin haberi olmadığı için ne bir yönetim kurulu toplantısına iştirak ettiğini ne de yönetim kurulu toplantı defterine herhangi bir imza atmadığını, yine yaptığım araştırmaya göre,genel kurulun hiç yapılmadığını ve kendisinin yönetim kurulu üyeliğinin de doğal olarak genel kurul tarafından onaylanmadığını, diğer taraftan,yerine seçildiği yönetim kurulu üyesinin İmza yetkisinin ve dolayısıyla,Şirketi temsil ve İlzam yetkisi bulunmadığını tüm bu nedenlerle gün tayin buyurularak duruşmamızın icrasına,Davalı şirketin sicil dosyası ve tüm eklerinin İstanbul ticaret sicilinden celbine,Şirketin yönetim kurulu toplantı ve karar defterinin celbine,Bana ait olduğu iddia edilen imza var ise,imzamı havi belgeler üzerinde İmza tatbikatı yapılmasına ve yönetim kurulu üyesi sıfatının bulunmadığının tespitine,Gerek sosyal güvenlik mevzuatı ve gerekse Türk ticaret kanunu uyarınca,imza yetkisine sahip bulunmaması ve şirketi murahhasların yönetmesi muvacehesinde,şirketin kamu ve özel borçlarından sorumlu bulunup,bulunmadığının tesbitine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
HMK 124 gereği taraf değişikliği sonrasında davalı olarak yer alıp sonradan tekrar davalı sıfatı kaldırılan SGK vekilinin 19/10/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin 29.09.2020 tarihinde kuruma tebliğ edildiğini, henüz kurum kayıtları ve dava ile ilişkili belgeler taraflarına ulaştırılamadığını, İlgili belgelerin taraflarına ulaştırılması halinde ayrıntılı olarak cevaplarını sunma hakları saklı tutulmak üzere Öncelikle davanın konusu bakımından 5510 sayılı yasanın uygulanması nedeni ile ilgili ortaya çıkan bir uyuşmazlık olduğundan görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğunu, Bu nedenle işbu davada görevsizlik kararının verilmesi gerektiğini, Davacı yanın dilekçesinde; müvekkil kurumca kendisinin yönetim kurulu üyesi olması nedeni ile gönderilen bir ödeme emri olduğunu, söz konusu borçlar bakımından sorumluluğunun bulunmadığını iddia ederek, imza tatbikatını ve şirketin kamu borçlarından sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususunun tespitini talep ettiğini, Kurum tarafından gönderilmiş olan ödeme emrinin tüm yasal koşullara uygun olduğunu, Davalının, gönderilen ödeme emirlerinin hukuka aykırı olduğu yönündeki iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Davacı tarafın ilgili ödeme emrinin hangi yönlerden yasal mevzuata uygun olmadığını dilekçesinde ayrıntılı olarak açıklamadığını, Bu nedenle gerekçesiz ve hukuki dayanaktan yoksun bu iddia esasın hükme etki edebilecek nitelikte olmayıp,tüm bu nedenlerle işbu davada öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, aksi halde davanın esastan reddini,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiş olduğu görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava Kanuna uygun surette yönetim kurul üyesi olup, olmadığının ve şirketin kamu borçlarından sorumlu olup olmadığının tesbiti davasıdır.
Mahkememizce davalı …’e gönderilen tebligatın bila ikmal döndüğü, ticaret sicile müzekkere yazıldığı, verilen cevap ile davalı şirketin sicilden terkin edildiği, bunun üzerine davacıya taraf teşkilinin sağlanması için ihya davası açması yönünde süre verildiği, davacının ihya davasını açtığı ve mahkememizin … E.sayılı dosyasında ihya davasının ikame edildiği anlaşılmıştır.
… İş Mahkemesinin …esas sayılı dosyasının Mahkememiz dosyasının içine alındığı,yine Mahkememizin … esas sayılı dosyasının dosyamız arasına alındığı görüldü.
Mahkememiz dosyasının 6 nolu celsesinde davacı vekili, müvekkilinin bizzat kendisinin yazmış olduğu celse arasında sunduğu dilekçede de belirtildiği üzere davanın asıl amacının şirketle doğrudan ilgili olmayıp, şirketin SGK prim borçlarından davacının sorumlu olup olmayacağı olduğunu, bu sebeple davalının SGK olması gerekeceğinden HMK 124/3 maddesi gereğince davalının SGK olarak değiştirilmesini ve SGK’ya tebligat çıkarılmasını talep etmiştir.
Mahkememizin 6 nolu celse ara kararı ile “davacı vekilinin talebinin HMK 124/3 maddesi gereği kabulü ile davalı tarafın uyap kayıtlarında Sosyal Güvenlik Kurumu olarak değiştirilmesine ve yeni davalı SGK’ya dava dilekçesi ve 07.09.2020 tarihinde sunulan taraf değişikliğine ilişkin talep dilekçesinin tebliği ile 2 hafta içerisinde cevap dilekçesi ve delillerini bildirmesi için süre verilmesine,” dair karar verilmiş ve SGK davalı olarak davada yer almıştır.
Mahkememizin 18/01/2021 tarihli duruşması ara kararı gereğince Dava dilekçesi, … 18. İş Mahkemesinin dosyasının birlikte değerlendirildiğinde Mahkememizin HMK 124/3 maddesi gereği taraf değişikliğinin kabulüne ilişkin ara kararından rücu edilmesine, davalı olarak eklenmiş olan SGK’nın davalı sıfatının kaldırılmasına karar verilmiş olup, SGK’nın davalı sıfatının kaldırılması üzerine davalının dava dilekçesinde olduğu gibi … AŞ olarak uyap kayıtlarına yeniden eklenmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesi ile; yönetim kurulu üyesi sıfatının bulunmadığının tespitine,Gerek sosyal güvenlik mevzuatı ve gerekse Türk ticaret kanunu uyarınca,imza yetkisine sahip bulunmaması ve şirketi murahhasların yönetmesi muvacehesinde,şirketin kamu ve özel borçlarından sorumlu bulunup,bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş olmakla;
HMK’nın 14/2 maddesine göre “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.”
Bu doğrultuda hali hazırda davalı şirket yönetim kurulu üyesi olan davacı tarafından, davalı şirkete karşı açılmış bir davadır. HMK 14/2 maddesindeki kesin yetki kuralı gereği davalı şirketin adresinin adresinin … Mah. … Bulvarı no:… … … olduğu olduğu da gözününe alınarak mahkememizin yetkisizliği üzerine dosyanın HMK’nın 20 maddesinde belirtilen yasal süreler içerisinde yapılacak başvuru üzerine dosyanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-HMK.114/1-ç ve 14.maddeleri uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yer kesin yetkili olduğundan Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, HMK’nın 20. maddesi gereğince karara karşı kanun yoluna başvurulmaması halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Harç ve yargılama giderinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının Mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/01/2021

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza