Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/67 E. 2018/291 K. 03.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1117 Esas
KARAR NO : 2018/334
DAVA : Sıra Cetveline İtiraz
DAVA TARİHİ : 19/12/2017
KARAR TARİHİ : 12/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağı nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasından borçlu … hakkında icra takibi başlattıklarını, takip neticesinde borçlu adına kayıtlı kayıtlı taşınmazların haczedildiğini ve icra dairesinde satış yapıldığını, satış paralarının taşınmazlar üzerindeki ilk haciz sahibi olan İstanbul …İcra Dairesinin… Esas sayılı icra dosyasına gönderildiğini ve 10/10/2013 tarihli sıra cetveli düzenlendiğini ve müvekkiline 44.678,98-TL, adı geçen dosyanın alacaklısına ise 137.456,40-TL ayrıldığını, davalı tarafın gerçekte alacaklı olmadığı halde alacağın tahsilini engellemek için muvazaalı olarak alacak oluşturduğunu, İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının alacaklısı ile borçlusu arasında bir zamanlar vekillik ilişkisi bulunduğunu, borca dayanak bononun vekalet ücreti nedeniyle hazırlandığını, tarafların anlaşarak müvekkilinin alacağının tahsilini engellemek için borç gösterdiklerini, davalı tarafça alacağın ispat edilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulü ile 10/10/2013 tarihli sıra cetvelinin iptaline, alacakları oranında taraflarına ödeme yapılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı cevap dilekçesinde özetle; borçlu …’nun ve şirketi …Şti.’nin on yıldan fazla bir süredir avukatlığını yaptığını, borçlu tarafından kendisine azilname gönderildiğini ve 07/09/2005 tarihinde vekilliğini bıraktığını, borçlunun şikayetleri üzerine İstanbul Barosuna cevabi dilekçe verdiğini, bu dilekçesinde özetle; hemşeri olduklarını, Haziran 1995 tarihinde kendisine vekalet verildiğini ve yaklaşık olarak 10 yıl boyunca borçlunun avukatlığını yaptığını, borçlu adına yaptığı işlemlerde özenli çalıştığını, hatalarının bulunmadığını fakat buna rağmen borçlu tarafından suçlandığını; sonuç olarak hem İstanbul Barosunca hem de Adalet Bakanlığınca başlatılan soruşturmalardan aklandığını, alacağının borçlunun vekalet ücretinden doğduğunu, anlaşma bulunmadığını, kendisinini başlattığı takip tarihinin, davacının başlattığı takip tarihinden önce olduğunu, ayrıca davacının, borçlu ile çok yakın olduğunu, davacının eşinin borçlunun akrabası olduğunu, asıl muvazalı senedin kendileri tarafından oluşturulabileceğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava konusunun, davalı tarafın gerçekte alacaklı olmadığı, davacının alacağının tahsilini engellemek amacıyla muvazaalı olarak alacak oluşturduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı icra dosyasında yapılan 10/10/2013 tarihli sıra cetvelinde davalı tarafa ayrılan alacağın varlığının muvazaalı olduğu iddiası ile davalı sırasının iptali ve davalı adına hesaplanan alacağın davacıya ödenmesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememizin… Esas, … Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş ise de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesinin… Esas, … Karar sayılı ilamı ile dava konusu uyuşmazlıkta Mahkememizin görevsiz olduğu, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verildiği, ancak dosyanın yapılan incelemesinde davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas,…Karar sayılı görevsizlik kararı sonucu dosyanın İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği ve ticaret mahkemelerinin birleşmesi neticesinde yargılamaya Mahkememizce devam olunduğu, Mahkememizin… Esas, …Karar sayılı kararı ile verilen karşı görevsizlik kararı neticesinde görev uyuşmazlığının Yargıtay … Hukuk Dairesi …esas… karar sayılı ilamı ile çözüldüğü ve Mahkememizin görevli olduğunun kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyası, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası dosyamız kapsamında yer alan diğer kayıt ve belgeler incelenmiş, bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasında alacaklı … 30/09/2005 tarihinde borçlu … aleyhine 13/08/2004 tarihli 22/12/2004 vadeli 60.000 Euro bedelli bonoyu dayanak göstererek 60.000 Euro karşılığı 97.548,00 YTL asıl alacak, 3.655,00 YTL reeskont faizi olmak üzere toplamda 101.203,00 YTL alacağa takip tarihinden işleyecek reeskont faiz, masraf ve vekalet ücreti ile birlikle tahsili amacıyla takibe geçtiği, borçlu adına kayıtlı olup devredilen …’de bulunan taşınmaza ilişkin kıymet takdiri yapılarak satışının gerçekleştiği ve satış bedelinin sıra cetveli düzenlenmek üzere taşınmaz üzerinde birinci sıra alacaklısı olan İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Beyoğlu …İcra Müdürlüğü’nün (İstanbul … İcra Müdürlüğü) … Esas sayılı dosyasında alacaklı … 26/10/2005 tarihinde borçlu … aleyhine Beyoğlu … İcra Müdürlüğümün… Esas numaralı dosyası ile 10/08/2005 tarihli 31/08/2005 vadeli 50.000,00 YTL bonoyu dayanak göstererek 50.000,00 YTL asıl alacak, 3.055,00 YTL reeskont faizi olmak üzere toplamda 53.055,00 YTL alacağa takip tarihinden işleyecek reeskont faiz, masraf vc vekalet ücreti ile birlikle tahsili amacıyla takibe geçtiği, borçlu adına kayıtlı olup devredilen…’de bulunan diğer taşınmaza ilişkin kıymet takdiri yapılarak satışının gerçekleştiği anlaşılmıştır. Her iki satış işlemi sonucu bedeller İstanbul … İcra Müdürlüğü dosyasının haciz işleminin ilk sırada olması sebebiyle bu dosya kapsamında toplandığı ve sıra cetveli düzenlendiği, davalının sıra cetvelinde ilk sırada yer aldığı belirlenmiştir.
İİK 140, 141 ve 142 maddelerinde; Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemiye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar. Alacaklılar 206 ncı madde mucibince iflas halinde hangi sıraya girmeleri lazım geliyorsa o sıraya kabul olunurlar. Bununla beraber ilk üç sıraya kayıt için muteber olan tarih haciz talebi tarihidir. Sıra cetvelinin birer sureti icra dairesi tarafından alakadarlara tebliğ edilir. Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir hükümleri yer almakla, davalının haciz tarihi itibariyle sıra cetvelinde ilk sırada yer aldığı ve davacı tarafından süresi içerisinde davanın açıldığı tespit edilmiştir.
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında genel olarak borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri iddia edilmektedir.. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, diğer anlatımla kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Daha önce doğan alacak, daha sonra doğan alacak için muvazaa oluşturamaz. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı alacağının varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek nitelikte olan usulüne uygun, birbirini doğrulayan yazılı delillerle kanıtlamalıdır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bono, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli değildir. Dosya kapsamında davacı düzenlenen bononun muvazaalı olduğu iddiasına dayanmakta, davalı ise borçlu ile aralarında 1995 yılından itibaren avukatlık ilişkisi olduğunu, bu süre boyunca borçlunun vekilliği görevini üstlendiğini, takibe konu bononun bu ilişki nedeniyle alacaklarına karşılık verildiğini, borçlu ile aralarında muvazaalı bir işlem olmadığını, ayrıca borçlu ile aralarında oluşan husumet nedeniyle borçlunun kendisini baroya şikayet ettiğini beyan ettiği, bu kapsamda gerek vekilliğe ilişkin gerekse şikayete ilişkin evrakları ibraz ettiği, sunulan belgelerin takip tarihinden önceye ilişkin olup birbirini teyit eder mahiyette olduğu anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :
İstanbul BAM … Hukuk Dairesinin … esas …karar sayılı ilamı ile Mahkememizin görevsiz olduğu gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilmiş ise de görev uyuşmazlığının Yargıtay …. Hukuk Dairesi … esas… karar sayılı ilamı ile çözüldüğü ve Mahkememizin görevli olduğu belirlendiği anlaşılmakla,
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 35,90-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 24,30-TL harcın mahsubu ile eksik 11,60-TL harcın davacıdan tahsili Hazine’ye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 35,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
Dair, Davacı vekili ile davalı asilin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
(e-imza)
Hakim …
(e-imza)
BU EVRAK 5070 SAYILI KANUN GEREĞİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR