Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/598 E. 2020/88 K. 03.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/598 Esas
KARAR NO : 2020/88

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 01/12/2006
KARAR TARİHİ : 03/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında yapılan şifahi görüşmeler neticesinde …Devlet Başkanlığının açacağı 4000_tonluk kâğıt alım ihalesine katılma yönünde birlikte hareket etme kararı alındığını, bu karar akabinde davalı tarafın müvekkillerine 07/09/2005 tarihli Komisyon Ödeme Teminat Sertifikası başlıklı bir taahhütname vererek ihale anlaşma bedelinin %6,79’u oranında müvekkillere komisyon ödeyeceğini ve bu komisyonun %50’lik kısmını akreditifin açılmasını müteakip, kalan %50’lik kısmının ise akreditifte belirtilen 60 günlük teslim süresinin sonunda ödemeyi taahhüt ettiğini, davalı tarafın 07/09/2005 tarihinde …Organizasyonuna gönderdiği Anlaşma Mektubu başlıklı yazıda açılacak ihaleye müvekkillerinin davalı tarafı temsilen anlaşma metinlerini imzalamaya yetkili oldukları ve ihalenin kazanılması durumunda, istenen teminat mektubunun da müvekkilleri tarafından karşılanacağı, ihalenin kazanılması durumunda ihale şartnamesine uygun olarak malların üretileceği ve teslim edileceğinin yanı sıra müvekkillerinin bu anlaşmadan dolayı bir zarara uğraması durumunda uğranılacak olan bu zararın kendileri tarafından karşılanacağının taahhüt edildiğini, ihale sürecinin tamamlanmasından sonra ihaleyi düzenleyen…tarafından 10/11/2005 tarihinde davalı şirkete hitaben bir yazı yazıldığı; ancak davalı henüz işe başlamadan kendisinden istenilen evrakları bir türlü istenilen şekilde hazırlayarak göndermediği, anlaşma bedeli 2,980.000,00 Euro olan ihaİe ile ilgili olarak davalı tarafın bu taahhütlerine, bu güne kadar uymadığını ve bu nedenle ciddi anlamda gecikmeye sebebiyet verdiğini,
Müvekkili şirket ve yetkilisi ile davalı şirket arasında 21/12/2005 tarihinde 2 adet sözleşme imzalandığını, “Tek Yetkili Acentelik Sözleşmesi”ne göre davalının ürünlerinin satış ve pazarlaması hususunda Suriye’deki tek yetkili ajentesi olacağı; ücret olarak davalının Suriye’deki tüm sipariş ve satışlarının FOB değerinin %1’inin müvekkiline komisyon olarak ödenmesi ve ödemenin de akreditif tutarından düşülerek yapılmasının kararlaştırıldığını. “… ve Pazar Protokolü”nün ise davalı tarafından kâzanılan ihaleye konu malların satışına ilişkin olmak üzere özel olarak düzenlendiğini, müvekkilinin 21/12/2005 tarihli … ve Pazar Protokolü gereğince …’ya verilmesi gereken 298.000 Euro’luk teminat mektubunu masraflarını da üstlenerek zamanında hazırladığı ve …’ya teslim ettiğini, akrdetifin açılması ve teslim süresinin başlamasından sadece 6 gün sonra davalının …’ya 07/03/2006 tarihli bir yazı göndererek, akreditif mektubunun ve buna bağlı olarak da üretim ve teslim tarihlerinin ileri bir tarihe ertelenmesini talep ettiğini, davalının geç de olsa teslim etmesi gereken 4000 ton’un, 1.373,751 tonu rulo ve 73,024 tonu tabaka olmak üzere toplam 1.446,775 tonunu 01/06/2006 – 07/07/2006 tarihleri arasında partiler halinde üreterek teslim ettiğini, nakliye bedeli ve diğer masrafların müvekkilinin komisyonundan kesilmek üzere müvekkilinin talimatı ile davalı tarafından … A.Ş’ye fatura karşılığında 182.749,00 USD olarak ödendiğini, davalının kalan 2.553,225 tonluk bölümün üretimini durdurduğu; buna gerekçe olarak da yurt içinde girdiği ihaleleri gösterdiği; müvekkilinin tüm uyarılarına rağmen davalı şirket yetkilisi tarafından müvekkiline gönderilen 24/07/2006 tarihli yazıda 2.500 tonluk malın fiyatlar artırılmadan ancak Ağustos 2006 üretiminde teslim edileceğinin belirtildiğini,…tarafından davalıya hitaben gönderilen yazıda 2500 tonun teslimi için 3 günlük süre tanındığı aksi taktirde ihalenin iptal edileceği ve yatırılan teminatın devlet hazinesine irad kaydedileceği hususlarının bildirildiğini, davalının yazılı olarak taahhüt ettiği edimlerinin bir kısmını gecikmeli olarak yerine getirdiğini ve bir kısmını ise hiç yerine getirmemesi sonucunda müvekkillerinin çeşitli zararlarının ortaya çıktığını beyanla; müvekkillerinin davalı taraftan alacaklı olduğu toplam 1.240.251,00 USD’den fazlaya ve faize dair talep ve dava hakkının saklı tutulması kaydı ile şimdilik 50.000,00 USD’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacılardan … ile …arasında Suriye’nin bir kamu kurumu olan…tarafından açılacak 4000 ton kâğıt alımına dair ihaleye ilişkin bir işbirliği imkanı doğduğunu,…’nun 10/11/2005 tarihli faks mesajı ile…’a ihaleyi kazandığını bildirdiği ve ihaleye ilişkin çeşitli koşulları saydığı; bu yazı üzerine …’ın 21/11/2005 tarih ve 11/2005 sayılı Proforma Faturayı düzenlediğini, ihalede …teklifinin kabul edilmesi üzerine … ve …arasında 21/11/2005 tarihinde “… Market Protokol” başlıklı bir protokol akdedildiğini, bu protokol uyarınca, …’nin acentelik sözleşmesinin imzalanmasından sonra ve orijinal teminat mektubunun alınmasından sonra …’ın Suriye pazarında tek yetkili acentesi olacağının ve ihalede belirlenen fiyatlardan kağıtların maliyeti ve taşıma masrafları düşüldükten sonra bakiyenin …’ye yapılacak komisyon olarak ödeneceğinin kararlaştırılıp,…’nin ihale için …’ya teminat vereceği ve ayrıca …’a da 600.000 USD tutarında bir teminat temin edeceği ve çeşitli masrafların … tarafından karşılanacağı ve Türkiye dışında gerçekleşen gecikmelerdende …’nin sorumlu olacağının benimsendiğini, müvekkil şirketin geçmiş yıllarda da ihracat yaptığı Suriye pazarında payını arttıracağı, yıllık en az 9.000 ton ürün satabileceğini iddia ve taahhüt eden … ile müvekkili arasında yapılan görüşmeler sonucunda 01/10/2005 tarihinde bir (“…”) başlıklı tek satıcılık sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile, …’nin yıllık en az 9000 ton ürün satacağı, satılan ürünlerin bedellerini garanti edeceği ve bu anlamda teminat mektubu vereceği, müvekkil şirketi temsil ederek yapılacak sözleşmelerin ifası için gerekli önlemleri alacağı ve …’ın da yapılan satışlar karşılığı komisyon ödeyeceğinin hüküm altına alındığını, davacının kendi yükümlülüklerini ifa etmeyerek mevcut sözleşmeleri müvekkil açısından çekilmez bir hale getirdiğini, müvekkili garanti altına almak için sunması gerekli teminat mektuplarını sunmadığını, koşullarda ortaya çıkan olağanüstü değişiklikler karşısında sözleşmelerin uyarlanması için en ufak bir çaba göstermediğini, akreditiflerin vaktinde açılmasını temin ve akreditif metni üzerinde yapılması gerekli değişiklikleri de yaptırmadığını, müvekkili şirket ile sadece …arasında bir sözleşme ilişkisinin bulunduğunu, müvekkili şirketin … ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın … açısından husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davacı tarafın zararlarının ispatlanamadığını, bu iddialarını kanıtlayacak belgelerin dava dosyasına sunulmadığını, kısmi davanın hangi alacak kalemleri için ikame edildiğinin belli olmadığını, davacının taleplerinin hak düşümüne uğradığını, 21/12/2005 tarihli protokol uyarınca ödenmesi kararlaştırılan komisyonun hesaplama şeklinin belirlendiğini, rulo kâğıtların fiyatının 739 €/mt, tabaka kağıtların fiyatının ise 763 €/mt. olduğunu, komisyon hesabında sırasıyla fiyatların 730 USD ve 760 USD olarak esas alınacağı ve bu baz fiyatlara nakliye eklenerek ve ihaleye sunulacak fiyatla bu fiyatlar arasındaki farkın …’nin diğer koşulları da yerine getirmesi halinde komisyon olarak ödeneceğini, ancak tarafların daha sonra selüloz fiyatlarındaki artış nedeniyle baz fiyatlarda 30 USD’lik bir artışa gittiklerini, …’nin 09/04/2006 tarihli e-posta ile 30 USD fiyat artışını kabul ettiğini, …’ye komisyon ödemesinin sabit bir fiyat üzerinden yapılmadığını; …tarafından …’nin tuttuğu taşıyıcıya ödenen taşıma ücreti içinde komisyonun da bulunduğunu, keza davacıların da kendi hesaplarında taşıyıcıya …tarafından ücret ödendiğini kabul ettiklerini, … komisyon ödemesi için sunması gereken faturayı sunmadığı için komisyon ödemesinin nakliye faturası dahilinde ödendiğini, …’nin dükruar acente olduğunu; sözleşme bedelinin ödenmesini garanti ettiği ve sözleşme bedeli ödenmedikçe kendi komisyon alacağının tahakkuk etmeyeceğinin kabul edildiğini,…tarafından yapılan kısmi ödemeye karşılık gelen komisyonun zaten …’ye ödendiğini,…tarafından ödemesi yapılmayan yaklaşık 2553 ton mal için komisyon istenemeyeceğini, …’nin kendi edimlerini ifa etmeden başka edimlerin ifasını isteyemeyeceğini, kendisinin komisyona hak kazanabilmesi için gerekli teminat bedelini tam ve zamanında vermediğini, halbuki bu teminatın komisyon ödemeleri için bir ön koşul olduğunu,
Davacının, 01/10/2005 tarihli Tek Yetkili Acente Sözleşmesinde yüklendiği edimlerin hiçbirini yerine getiremediğini; yılda en az 9000 ton ürün satılamadığı gibi, müvekkiline sunulması gerekli teminat mektubunu da sunamadığını; bu sözleşmenin taleplerle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, zira tarafların ihaleye ilişkin olarak özel bir sözleşme yaptıklarını, bu taleplerinin hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere bir an için buna hakları olduğu düşünülse bile, bu bedellerin akreditif kapsamında ve kaynağında kesildiğini,…tarafından açılan akreditifin ilgili hükmü çerçevesinde her yüklemede mal bedelinin %75’inin ödenmesi gerekirken %1 komisyon kesildikten sonra %74 oranında ödeme yapıldığını, bu nedenle de davacıların bu sözleşme kapsamında bir komisyon alacaklarının olamayacağını, davacıların taleplerinin dayandırdıkları Komisyon Ödemesi Teminat Belgesinin orijinalinin dosyada bulunmadığını, müvekkilinin böyle bir belge imzalamadığını, bir an için böyle bir belgenin düzenlendiği varsayılsa dahi, bu belgenin Suriye İhalesi ve Pazar Protokolünün düzenlenmesiyle hükümsüz kaldığını, eğer davacıların hesap tarzına sadık kalınırsa ihale için üç ayrı belgede üç ayrı komisyon öngörüldüğü sonucunun ortaya çıkacağını, dosyada ki bilgi ve belgeler bu tür bir iddiayı kanıtlamadığı,
Davacılar tarafından …’ya sunulduğu ve ihalenin ifa edilmemesi neticesi paraya çevrildiği ileri sürülen teminat mektubuna ilişkin hiçbir kanıt sunulmadığını, gerçekten mektup paraya çevrildi ise dahi, ihalenin ifa edilmemesine …’nin kendi edimlerini yerine getirmeyerek bizzat kendisinin sebebiyet verdiğini, davacının diğer taleplerinin de ileri sürülemeyeceğini belirtip davasının reddi gerektiğini,
Karşı dava yönünden; davacıların sözleşmeler ile üstlendikleri edimleri hiç yerine getirmemeleri neticesi müvekkili şirketin büyük zararlarının doğduğunu, Tek Satıcılık Sözleşmesindeki taahhütleri yerine getirmeyen davacıların, müvekkilinin en az 700.000 USD zararına neden olduklarını, fazlayı talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla müvekkillerinin Suriye pazarından çekilmek zorunda bırakıldığı 04/10/2006 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte şimdilik 10.000 USD ile,…ihalesinin iptali nedeniyle teslim edilemeyen 2500 ton ürünün satış olanağından mahrum bırakılan müvekkili şirketin, mahrum kaldığı 1.910.000 € tutarındaki gelir üzerinden ortalama %10 kâr oranıyla yaklaşık 200.000 € kârdan mahrum kaldığını ve bu miktardan 04/10/2006 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 10.000 USD’ı talep ettiklerini, tüm programı aksayan müvekkilinin, o dönemde açılan ihalelere girme şansını kaybettiğini, yeni siparişler alamadığını, bu nedenle uğranan kâr kaybı ve zararların en az 500.000 USD olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 04.10.2006 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte şimdilik 10.000 USD talep ettiklerini, davacıların kusurlu davranışları neticesi müvekkilinin en az 1.000.000 USD manevi zararının doğduğunu, fazlayı talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 04.10.2006 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 20.000 USD manevi zarar olmak üzere, fazlaya talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 USD’nin 04.10.2006 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca işletilecek ticari faizi ile birlikte davacılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-karşı davalılar vekili, cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalının vermiş olduğu dilekçenin 10. sayfasında da açıkça belirtildiği gibi akreditif sözleşmesinin ilgili maddelerinde bizzat davalı tarafından da ikrar edildiği üzere davalının Suriye’de …numara ile tescilli …tarafından temsil edildiklerinin açıkça zikredildiği; ayrıca yine taraflar arasında imzalanan Tek Yetkili Acentelik Sözleşmesinin acente komisyonu başlıklı 5. maddesinde de yetkili acentenin … olduğunun açıkça zikredildiğini, dava dilekçesinde tüm zarar kalemleri ve miktarlarının belirtildiği; davalı tarafın talebin doğrultusunda 50.000 USD’nin hangi zarar kalemine ilişkin olduğunun ayrıntılarını sunduklarını, Türk Hukukunda hak düşürücü sürelerinin belli başlı olarak sayıldığı; davalı tarafın belirttiği gibi bir hak düşürücü sürenin Türk Hukukunda bulunmadığını,
Müvekkilinin söz konusu edilen teminat mektuplarını Suriye ve Lübnan’da olmak üzere iki ayrı bankadan aldığı ve ilgili makam ve yerlere ibraz ettiği; kaldı ki…tarafından yapılan ihalenin olmazsa olmaz şartı olan teminat mektubu ibraz edilmemiş olsa idi …’nun davalı lehine akreditif açmış olamayacağını, davalı tarafın protokol gereği müvekkiline ödenecek komisyon miktarını hesaplarken selüloz fiyatlarındaki artış nedeniyle baz fiyatlarda 30 USD artışa gidildiğini ve bunun da gönderilen e-posta ile kabul edildiğinin belirtildiğini, anılan e-postanın davacı tarafa gönderildiğini, ancak sözü edilen mesaj incelendiğinde müvekkilinin bu durumun kendisine yaklaşık olarak 120.000 USD zarar vereceği vurgulandıktan sonra uğrayacağı bu zararın bir nebzede olsun davalı tarafından hafifletilmesi için destek beklediklerini belirterek bu artışı kabul ettiğinin görüleceğini, müvekkilinin “sözleşme ifa ile sonuçlansın” yönündeki çabalarına karşın, davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyerek müvekkilime telafisi imkansız zararlar verdiğini, dolayısıyla müvekkilimin fiyatlardaki 30 USD’lik artışı kabulünün, sadece sözleşmenin devamı süresince geçerli olduğunu, nakliye bedelinin ton başına 78,43 USD olması konusunda müvekkilin dava dışı … A.Ş. ile anlaşma yaptığını, bunun dışında davalının %1 komisyonun…tarafından kesinti yapılması suretiyle 13.706 USD olarak ödendiği iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, bahsi geçen 13.706 USD’lik tutarın, davalının sözleşmedeki edimlerinin tamamını ifa etmemesi yüzünden…tarafından müvekkiline ödenmediğini, ayrıca davalının toplam 13.715 USD masraf yaptığına ilişkin belgelerin de sunulmadığını ,bu çerçevede davalı tarafından adlarına ödenen 182.750 USD’nin kapsadığı kalemlerin; (1.444,775 ton x 78,43 USD=) 113.471 USD, komisyon alacağı 69.279 USD şeklinde olduğunu,
Müvekkilinin dükrüar acente olması veya sözleşme bedelinin ödenmesini garanti etmesinin söz konusu olmadığını, kaldı ki…tarafından akreditifin açılması ile birlikte zaten davalının satacağı malların bedelinin garanti altına alınmış olduğunu, sözleşme bedelinin ödenmemesinin tamamen davalının taahhütlerini yerine getirmemesi ve sözleşmeye konu malları zamanında üreterek alıcıya teslim etmemesinden kaynaklandığını, davalının ön koşul olarak beyan ettiği 600.000 USD’lik teminat mektubunun tamamının, fazlasıyla alınarak ilgili yerlere ibraz edildiği; ancak sağladıkları mektup ve teminatların davalı tarafından sadece bir tanesinden bahsedilerek edimlerini yerine getirmedikleri yönünde kanaat oluşturulmaya çalışıldığını, davalı yanın kalan mal için, üretimini durdurduğunu ve teslim etmeyerek bunun gerekçesi olarak da yurt içinde girmiş olduğu ihaleleri ve bu ihalelere ilişkin mal teslimi yapacak olmasını gösterdiğini, davalı tarafın 2500 ton malın teslim edilmemesi üzerine …’nun davalı karşı davacıya teslim için 3 günlük süre tanıdığını ve aksi halde müvekkilleri tarafından yatırılan teminatın Hazineye irat kaydedileceğinin bildirildiğini, davalı karşı davacının bu tutumu neticesinde kazanılan ihalenin iptal edildiğini ve müvekkili tarafından yatırılan teminatın Hazineye irat kaydedildiğini beyanla, davalı karşı davacı tarafından açılan karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, karşı beyanlarında özetle; Suriye İçi Pazar Protokolünde yer alan davacı-karşı davalının sunmakla yükümlü olduğu teminat mektuplarına ilişkin hükümlerin, davacı-karşı davalı tarafından yanlış yansıtıldığını, belgenin 8. maddesi uyarınca davacı-karşı davalının …’ya sunması gerekli teminat mektuplarından “Başka müvekkıI şirkete de…tarafından akreditif açılmadan yani iş başlamadan önce 600.000 USD meblağlı teminat mektubu sunmak zorunda olduğunu, bu mektubun hiçbir zaman sunulmadığını, esasen anılan belgenin 1. maddesinin davacı-karşı davalının müvekkil şirketin Suriye’de tek yetkili acentesi olabilmesinin de davacı-k.davalının teminat mektubu sunması şartına bağladığını, davacı-karşı davalının, ihale sözleşmesine 30.500 ABD Doları tutarında pul eklediklerini belirtip müvekkil şirketten tahsilini talep etmişse de dayanak bir belgeyi dosyaya sunmadıklarını, dosyaya davacı-karşı davalı tarafından sunulan belgeler incelendiğinde, bahse konu teminat mektuplarının, Mr. … isimli bir kişinin… Bank S.A.I / … Şubesindeki … numaralı Euro hesabından verildiğinin görüldüğünü, bahse konu mektuplara ilişkin tüm masraflar ve komisyonların bu kişiden tahsil edildiğini, eğer mektupları içerisinde gerçekten nakde çevrilmiş olanı varsa, nakde çevrilen bu mektup bedelinin de aynı kişiden tahsil edilmiş olacağını, teminat mektuplarından dolayı gerçekten bir zarar doğmuş ise de bunun kesinlikle davacı-karşı davalının zararı olmadığını, zararın Mr. …’in zaârarı olduğunu ve davacı-karşı davalı tarafından müvekkili şirketten talep edilmesinin de mümkün olmadığını belirtmiştir.
Davacı-karşı davalı taraf, dava dilekçesinde talep etmiş olduğu bedelleri ayrı kalemler halinde açıklama dilekçesi ile bildirmiş olup, talebinin Komisyon Ödeme Teminat Sertifikası için 10.000 USD, Tek Yetkili Acentelik Sözleşmesi için 7.000 USD, … ve Pazar Protokolü için 20.000 USD, teminatların irat kaydedilmesi nedeniyle 8.000 USD, Lübnan bankasında açılmış olan teminat nedeniyle 2.000 USD, teminatların %25’lik kısmının işletilmemesi nedeniyle 1.000 USD, ihale pul bedeli nedeniyle 1.000 USD, teminat süresinin uzatılması nedeniyle 1.000 USD olmak üzere toplam 50.000 USD talep ettiği, 30.09.2009 harç tarihli dilekçesi ile talebini üç kalem yönünden artırarak Pazar Protokolü gereğince 480.250,00 USD, Tek Yetkili Acentelik Sözleşmesi gereğince 38.144,00 USD, devletleştirilen teminat mektubu nedeniyle 381.440,00 USD talep ettiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama neticesinde; Kapatılan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.-… K. sayılı ilamı ile “Davacı yan teminat mektubu verme edimini ifa etmemiş olup, davacının öncelikli edimini ifa etmemesi nedeniyle mukabil edimlerin ifasının karşı taraftan talep hakkı da bulunmamaktadır….Sözleşme konusu ihale yabancı bir devletin tasarrufu ile iptal edilmiş bulunmaktadır. Sözleşmenin feshedilmiş olması karşısında davacının müspet zararlarını değil, ancak menfi zararlarını talep edebileceği B.K. 108 madde hükümleri gereğidir…. Menfi zarar kapsamına akdin in’ikadı, akdin ifası ve mukabil edanın kabulü için yapılan masraflar, akdin ifası dolayısıyla uğranılan zarar, akdin muteberliğine inanılarak başka bir akit yapma fırsatını kaçırmış olması dolayısıyla uğranılan zarar, başka bir akdin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar ve dava masrafları gibi….Davacı-karşı davalının yukarıda zikredilen ve bilirkişi kurulunun kısmen istenebilir bulduğu zarar talepleri, taraflar açısından sanki sözleşme halen ayaktaymış gibi müspet zarar niteliğinde olup, akit feshedildiğinden ve aksi kararlaştırılmış da olmadığından ve davacı bu halde ancak menfi zararının tazminini isteyebileceğinden, davacının müspet zarar kapsamındaki istemlerinin reddi gerekir. Karşı dava yönünden de kâr kaybı ve mahrum kalınan kâr ve yeni sipariş alınamamasına dayalı istemleri de bu niteliktedir….açıklanan tüm bu nedenlerle gerek asıl, gerekse karşı davadaki taleplerin istenebilir olmadığı sonucuna varılarak, yerinde görülmeyen asıl ve karşı davanın reddine” şeklindeki gerekçesiyle asıl ve karşı davanın reddedilmesi üzerine taraflar kararı temyiz etmişlerdir.
Temyiz incelemesi yapan Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2012/12511 E.-2013/10766 K.sayılı 11/06/2013 tarihli kararı ile “Mahkemece bilirkişi raporu alınmış ise de; rapordaki davacı tarafın sözleşmeye göre yeterli teminat vermediği şeklindeki tespitlere katılınmış, ancak yeterli teminat verilmemesinin davalı tarafın edimini yerine getirmemesini haklı kılmadığı yönündeki tespitlere ise iştirak edilmemiştir. Bu durumda mahkemece konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınıp, taraf vekillerinin itirazları da gözetilerek tüm deliller ve özellikle sözleşme hükümleri üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu da kısmen esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Bu bozma kararına karşı davalı-karşı davacı tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmuş ve Yargıtay 19. H.D.’nin 02.12.2013 tarih, 2013/16053 E, 2013/19155 K.sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiş, İstanbul (Kapatılan) …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayısına kaydedilerek yargılamasına devam olunmuş, Asliye Ticaret Mahkemelerinin birleşmesi sonrasında ise dosyanın Mahkememizin … Esasını kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, 22/10/2015 tarihli heyet raporda özetle; “davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalının kendisine vermeyi taahhüt ettiği 600.000 USD tutarındaki teminat mektubunu vermediği, akreditiflerin vaktinde açılmasını temin etmediği ve akreditif metni üzerinde yapılması gerekli olan değişiklikleri yaptırmadığı dolayısıyla ihalede kararlaştırılan malların bir kısmının teslim edilmemesine vc ihalenin feshine sebebiyet verdiği yönündeki iddiasının yerinde olmadığı, davalı-karşı davacının süresi içinde bakiye 2500 tonluk malı göndermemesi sonucu ihalenin feshedilmesine sebebiyet verdiği, dolayısıyla davacı-karşı davalının uğramış olduğu müsbet ve menfi zararların tümünü karşılaması gerektiği, bu bakımdan davalı-karşı davacının, karşı davayla ileri sürdüğü tazminat talebinin de yerinde olmadığı, davacı-karşı davalının ise “Suriye İçi Pazar Protokolü” ile “Komisyon Ödeme Teminat Sertifikası”nın yürürlükten kaldırılmış olması sebebiyle “Komisyon Ödeme Teminat Sertifikası”na dayanarak davalı-karşı davacı taraftan komisyon talep edemeyeceği, 21/12/2005 tarihli “… ve Pazar Protokolü” hükümlerine göre 456,544 USD, “Tek Yetkili Acentelik Sözleşmesi” hükümlerine göre ise 38.144 USD talep edebileceği, davacı-karşı davalının diğer zarar taleplerinin ispata muhtaç olduğu” belirtilmiştir.
Bu rapor üzerine mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; “Asıl dava, Komisyon Ödeme Teminat Sertifikası, Tek Yetkili Acentelik Sözleşmesi ve … ve Pazar Protokolü başlıklı sözleşme hükümlerine aykırı olarak edimlerin eksik ve geç ifası nedeniyle tazminat, teminatlar nedeniyle oluşan zarar ile teminat mektuplarının %25 olarak yatırılan tutarlarının işletilmemesinden, ihale pul bedelinden ve teminat süresinin uzatılması nedeniyle ödenen komisyon bedelinden kaynaklanan zararın tahsili istemine ilişkin olup, karşı dava ise Tek Yetkili Acente Sözleşmesinden,…ihalesinin iptalinden, ticari itibarın zedelenmesinden ve kaybedilen işlerden doğan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasında Suriye Hükümeti tarafından yapılan kağıt alım ihalesi ile ilgili işbirliği ve acentelik sözleşmeleri imzalandığı, ihalenin taraflarca kazanıldığı, ihaleye konu bir kısım malların davalı-karşı davacı tarafça gönderildiği, geri kalan malların ise zamanında gönderilmemesi sebebiyle ihalenin feshedildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında yer alan “Komisyon Ödeme Teminat Sertifikasında” …şirketinin üretici olarak, …’nin ise tek yetkili acente olarak yer aldığı ve anlaşma uyarınca “Teklif Komisyon Ödemesi” başlıklı A maddesinin “Suriye acentemizin komisyonu anlaşma değerinin (%6,79) kadar olacaktır..”, “Komisyon Ödeme Şekli” başlıklı B maddesinin “Teyit edildiği gibi komisyonun %50’si tek yetkili acenteye üretici teknik şartnamede bahsedilen teyitli akreditifi aldığında ödenecek ve %50’si tek yetkili acenteye akreditifin vadesinde …tarafından ödenecektir. şeklinde olduğu belirlenmiştir.
Taraflar arasında yapılan ilk sözleşme olan 01/10/2005 tarihli “Tek Yetkili Acente Sözleşmesinin” dava konusu uyuşmazlık ile ilgili maddeleri incelendiğinde; “Ürünlerin Çeşidi ve Yıllık Asgari Miktarı” başlıklı 2. maddesinde; “asgari miktar, 9000 ton/yıl (ihaleler ve yurtiçi pazar içerisinde)”, “Acentenin Münhasırlığı” başlıklı 3. maddesinde; “Acente, …ürünlerini, Suriye’deki tüm gümrük masraflarını ve vergilerini kendileri tarafından ödenerek, ithalatçılara ve üçüncü kişilere satacak ve dağıtacaktır.” “Acente Komisyonu” başlıklı 5, maddesinde; “…, Suriye’deki tek yetkili acentesine (KILANI TİCARET), siparişlerin FOB değerinin %1’ini komisyon olarak vereceğini ve komisyon yüzdesinin akreditif tutarından düşüleceğini kabul eder.” Süre başlıklı 6.maddesinde; “6.1- İşbu sözleşme, karşılıklı olarak imzalandıktan itibaren 12 ay süreyle geçerlidir. 6.2- 6.1’de belirtilen süre, …’ın izni dahilinde ana şirket tarafından acenteye bitimden en az 60 gün önce faks ile bir fesih ihtar mektubu gönderilmedikçe 1 yıl periyotla yenilenecektir.” hükümlerinin yer aldığı, yine taraflar arasında düzenlenen 21/12/2005 tarihli “… ve Pazar Protokolünün” 1. maddesinde “…, Suriye pazarında …’ın tek yetkili acentesi olacaktır ve orijinal banka teminatını aldıktan ve sözleşmeyi imzaladıktan sonra …Suriye’ye teslimatları …aracılığı ile yapacaktır…” hükmünün, sözleşmenin 8. maddesinde ise Bay …, teklif senedini/performans senedini …’ya ibraz edecek ve ayrıca tam veya yaklaşık 600.000 USD tutarındaki gayrikabili rücu teyitli banka teminatını ibraz edecektir. (…’nun akreditifinden önce olacaktır) hükmünün yer aldığı anlaşılmaktadır.
Asıl dava yönünden;
Davacı taraf, davalının ihaleye konu olan malları süresinde teslim etmemesi sebebiyle ihalenin feshedildiğini, bu nedenle işbirliği protokolü ve acentelik sözleşmesinden kaynaklanan komisyon alacaklarını alamadığını, teminat mektuplarının irat kaydedilmesi sonucu zarara uğradığını iddia etmiş, davalı ise davacının taahhüt ettiği 600.000 USD tutarındaki teminat mektubunu vermediğini, akreditiflerin vaktinde açılmasını temin etmediğini ve akreditif metni üzerinde yapılması gereken değişiklikleri yapmadığını bu nedenlerle ihalede kararlaştırılan malların bir kısmının teslim edilmemesine ve ihalenin feshine sebebiyet verdiğini savunmuştur. Davacının ihaleyi yapan firmanın talep ettiği teminat mektubunu temin ederek akreditif açtırdığı ve davalının açılan akreditifle 01/06/2006-07/06/2006 tarihleri arasında ihalede belirtilen 4.000 ton malın 1.446,775 tonluk kısmını partiler halinde üreterek teslim ettiği, davalının sözleşmede kararlaştırılan sürede ve miktarda olmayan teminat mektubunu davacının 26/05/2006 tarihinde ibraz etmesinin ardından ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin 01/06/2006-07/06/2006 tarihleri arasında 1.446,775 tonluk malı teslim ettiği, bu durumda teminat mektubunu zımmen kabul ettiği kanaati ile davalının savunmalarının yerinde olmadığı, ihaleye konu malların son yükleme tarihinin 04/06/2006 olmasına rağmen davalının, davacıya göndermiş olduğu 24/07/2006 tarihli yazı ile bakiye malı Ağustos 2006 üretiminden yükleyeceğini bildirdiği, davalının 05/09/2006 ve 08/09/2006 tarihli İstanbul toplantılarında ise kalan miktarı 45 gün içinde bitirebileceğini ancak ihaleyi yapan firmanın 3 iş günü süre tanıması sebebiyle olumsuz cevap göndereceklerini belirttiği, davalı tarafın bakiye 2.500 tonluk malı süresinde teslim etmeyerek ihalenin iptaline sebebiyet verdiği, davacının ise ihalenin iptali nedeniyle kusurunun bulunmadığı ve sözleşmeyi fesheden tarafın kendisi olmadığı belirlenmekle zararlarının tazmini talebinde haklı olduğu anlaşılmıştır.
Davacının iptal edilen ihale nedeniyle üç farklı komisyon tutarı talebi bulunmaktadır. Birinci talebi 07/09/2005 tarihli “Komisyon Ödeme Teminat Sertifikası” Suriye’de kazanılan…ihalesine ilişkin toplam 2.980.000,00 Euro tutarındaki ihale bedeli üzerinden hesaplanan %6,79 oranındaki komisyon, ikinci talebi 01/10/2005 tarihli “Tek Yetkili Acentelik Sözleşmesi” uyarınca Suriye’de kazanılan…ihalesine ilişkin toplam 2.980.000,00 Euro tutarındaki ihale bedeli üzerinden hesaplanan %1 oranındaki komisyon, üçüncü talebi ise 21/12/2005 tarihli “… ve Pazar Protokolü” uyarınca…ihalesine ilişkin 480.250,00 USD tutarındaki komisyon bedellerine ilişkindir. Yine davacının ihale nedeniyle 298.000 Euro tutarındaki teminatın ihaleyi yapan firma tarafından hazineye irat kaydedilmesi nedeniyle oluşan zararın, Lübnan bankasında açılan 300.000 USD’lik teminattan davalı tarafından haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen 14.000 Euro karşılığı 17.920 USD’nin ve teminat mektuplarının %25 olarak yatırılan tutarlarının işletilmemesinden, ihale pul bedelinden ve teminat süresinin uzatılması nedeniyle ödenen komisyon bedelinden kaynaklanan zararın tazmini talebi bulunmaktadır.
Davacının ilk talebine konu 07/09/2005 tarihli “Komisyon Ödeme Teminat Sertifikası” Suriye’de kazanılan…ihalesine ilişkin toplam 2.980.000,00 Euro tutarındaki ihale bedeli üzerinden hesaplanan %6,79 oranındaki komisyon bedeli talebi ile “… ve Pazar Protokolü” uyarınca…ihalesine ilişkin 480.250,00 USD tutarındaki komisyon bedeli talebi değerlendirildiğinde; her iki sözleşmedeki komisyon bedelinin teslim edilecek mallar neticesinde elde edilecek ihale bedeli için öngörüldüğü, aynı edim için iki kez komisyon ödemesi söz konusu olamayacağından sonraki tarihli “… ve Pazar Protokolü”nün, “Komisyon Ödeme Teminat Sertifikası”nı yürürlükten kaldırdığı, bu durumda davalının kusuru ile iptal edilen ihale nedeniyle “… ve Pazar Protokolü” uyarınca bilirkişi heyetince tespit edilen 4.000 ton malın tamamı üzerinden hesaplanan ve nakliye bedeli tenzili ile kalan net 456.544 USD’nin davacıya ödenmesi gerektiği, yine “Tek Yetkili Acentelik Sözleşmesi” uyarınca Suriye’de kazanılan…ihalesine ilişkin toplam 2.980.000,00 Euro tutarındaki ihale bedeli üzerinden hesaplanan %1 oranındaki komisyon tutarı olan 38.144 USD’nin de davacıya ödenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı ihale nedeniyle 298.000 Euro tutarındaki teminatın ihaleyi yapan firma tarafından hazineye irat kaydedilmesi nedeniyle oluşan zararın tazminini talep etmiş ise de dosyaya sunmuş olduğu belgede yazının dava dışı “…” isimli kişinin ilgisine yazıldığı, talep ettiği miktarın hesabından çıktığına dair belge ibraz edemediği, Lübnan bankasında açılan 300.000 USD’lik teminattan davalı tarafından haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen 14.000 Euro karşılığı 17.920 USD’nin tahsili istemine ilişkin de herhangi bir belge ibraz edemediği, teminat mektuplarının %25 olarak yatırılan tutarlarının işletilmemesinden, ihale pul bedelinden ve teminat süresinin uzatılması nedeniyle ödenen komisyon bedelinden kaynaklanan zarar istemlerine ilişkin delil sunamadığı anlaşılmakla iddialarını ispatlayamadığından bu talepler yönünden red kararı vermek gerekmiştir.
Karşı dava yönünden;
Karşı davacının ihalede belirtilen 4.000 ton malın son yükleme tarihinin 04/06/2006 olmasına rağmen, sözleşmede kararlaştırılan sürede ve miktarda olmayan teminat mektubunu karşı davalının 26/05/2006 tarihinde ibraz etmesinin ardından ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin 01/06/2006-07/06/2006 tarihleri arasında partiler halinde 1.446,775 tonluk malı üreterek teslim ettiği, bu durumda teminat mektubunu zımmen kabul ettiği kanaati ile karşı davacının teminat mektubuna yönelik savunmalarının yerinde olmadığı, ihaleye konu bakiye 2.500 tonluk malı süresinde teslim etmeyerek ihalenin feshine kendi kusuru ile sebebiyet verdiği anlaşılmış olup bu gerekçelerle karşı davanın reddine karar verilmiştir.” şeklinde gerekçeye dayalı olarak karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın taraflarca temyizi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2017/2147 E.-2018/1623 K.sayılı, 29/03/2018 tarihli ilamı ile,
“(1) Mahkemece bozma kararına uyulmuş ve bozma kararı gereğince bilirkişi raporu alınmış ise de alınan bilirkişi raporu Yargıtay denetimine ve hükme esas alınmaya elverişli değildir,
(2) Taraflar arasındaki işbirliği sözleşmeleri gereğince davalı-karşı davacı tarafından Suriye Hükümeti’nin açtığı kağıt tedarik ihalesinin kazanıldığı, davacı-karşı davalının bu ihalenin kazanılması ve teminat temininde davalı-karşı davacıya yardımcı olduğu ve ihalenin bu şekilde davalı-karşı davacı tarafından kazanıldığı anlaşılmakladır. Ancak davacı-karşı davalının: bu sozleşmeler bağlamında davalı-karşı davacıya karşı bir diğer yükümlülüğü, ihracata konu mal bedelinin Suriye Hükümeti tarafından ödenmesini ve bu ödeme olmadığı takdirde davalı-karşı davacının ihracattan kaynaklanan alacağını teminat altına alarak garanti etmektir. Davacı-karşı davalının Suriye Hükümeti nezdındc davalı-karşı davacı lehine akreditif aktırdığı ve ancak davalı-karşı davacıya vermesi gereken teminat mektubunu eksik ve gecikerek teslim ettiği, davalı-karşı davacının ise daha sonra 4.000 ton malın belli bir bölümünü teslim edip geri kalan bölümünü teslim etmediği, ihalenin bu sebeple Suriye Hükümeti tarafından iptal edildiği anlaşılmakladır. Bu durumda öncelikle davalı-karşı davacı tarafından yüklenilen toplam ihracat bedelinin ne kadar olduğu, Suriye Hükümeti tarafından akreditifin nerede açıldığı, miktarı, tüm ihracat bedelini karşılayıp karşılamadığı açık ve net bir şekilde saptanmalıdır. Açılan akreditif tüm mal bedelini karşılıyorsa, bu takdirde davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalının verdiği kısım teminatı yeterli görerek ihracata başladığı ve ihracatın tamamını yapmak zorunda olduğu kabul edilmelidir. Açılan akreditif tüm mal bedelini karşılamıyorsa, davalı-karşı davacının ihraç etmek zorunda olduğu mal, açılan akreditif miktarı kadar yada davacı-karşı davalı tarafından, davalı-karşı davacıya verilen teminat mektubu miktarı kadar olduğu kabul edilmelidir. Bu durumda davalı karşı davacının ihracatın geri kalanını yapmaması halinde, davacı-karşı davalının bakiye kısmı için komisyon alacağından bahsedılemeyecek, ihraç edilen kısma göre komisyon alacağına hak kazanılacaktır.
Mahkemece yapılması gereken iş davanın esas çözümü bu şekilde kabul edildikten sonra, tarafların birbirlerinden talep edebilecekleri alacak ve tazminat miktarları açısından konusunda uzman üç kişilik bir bilirkişi heyetinden denetime elverişli, yapılan hesaplamaları ayrıntılı bir şekilde gösteren, mahkemece daha önce alınan tüm bilirkişi raporlarını ve bu raporlarda benimsenen hesaplama yöntemlerini tartışan, ayrıca taraflar arasında üç ayrı sözleşme bulunduğu, bu sözleşmelerden birincisinin geçerliliğini yitirdiğinin benimsendiği gözetilerek, diğer iki sözleşme hükümlerini detaylı btr şekilde irdeleyen rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır.” şeklindeki gerekçe ile mahkememizce verilen ikinci karar da bozulmuş ve mahkememizce yeni esasa kaydedilen dosyada bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı karşı davalının iddia ve savunması, davalı karşı davacının savunma ve iddiası daha önce alınan raporlar, bu raporlara dayalı olarak verilen kararlar ve bu kararlara karşı Yargıtayca verilen bozma kararları ile en son verilen bozma kararı dikkate alınarak detaylı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınmak üzere dosya bilirkişiler YMMM …, Muhasebe Finansman Prof.Dr…. ve Sözleşme bilirkişisi Dr….’a tevdi edilmiştir.
Bilirkişiler 14/10/2019 tarihli raporda özetle;
A. Davalı-karşı davacının beyanları doğrultusunda akreditifin içerdiği miktarın, toplam mal bedelinin altında kaldığı sonucun varılırsa;
İhraç edilen kısma göre komisyon alağına hak kazanılacağı, Suriye İçi Pazar Teklifleri Protokolüne göre gerçekleşen %36 lık ihracat komisyon bedelinin ödendiği, bunun dışınd Raporda ayrıntılı olarak açıkladığımız üzere Sayın Mahkemenin Tek Yetkili Acentelik Sözleşmesi uyarınca da %1’lik komisyonun talep edilebileceği sonucuna ulaşması halide gerçekleşen % 36’lık kısmın %1’i oranında komisyon talep edilebileceği, Bozma Kararında bir açıklık olmadığı için bu ihtimalde Sayın Mahkeme tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin ifasının (…-…arasındaki ihalenin iptal edilmesi nedeniyle) İmkansızlaşmasının hangi tarafın kusurlu davranışından kaynaklandığı konusundaki kanaatine göre asıl dava ve karşı dava tazminat taleplerinin değerlendirilebileceği,
B. Davalı-karsı davacının beyanları doğrultusunda akreditifin İçerdiği miktarın, toplam mal bedelini karşıladığı sonucuna varılırsa;
Akreditif tüm mal bedelini karşılıyorsa, teminatın kısmen yatırılmasına rağmen tüm ihracatın yapılması gerektiğinin kabulü ile Sayın Mahkemenin de kabulü halinde bozma kararından ihracatın yapılmayan kısmından davalı-karşı davacının TBK m. 112 uyarınca sorumlu olacağının anlaşıldığı,
Komisyon Ödeme Teminat Sertifikası başlıklı sözleşmenin Bozma İlamında açıkça değerlendirme dışı bırakılması gerektiğinin belirtildiği, dolayısıyla davacı-karşı davalının taleplerinde yer alan birden fazla komisyon alacağının söz konusu olup olmadığı diğer bir deyişle yürürlükte olduğu kabul edilen (Suriye İçi Pazar Protokolü ve Tek Yetkili Acentelik Sözleşmesi) sözleşmeler uyarınca birden fazla komisyon talep edilip edilemeyeceği hususunda alternatifli değerlendirme yapıldığı,
Tek Yetkili Acentelik Sözleşmesinin, … Pazar Protokolü’ne göre genel nitelikli olduğu, bu sözleşme kapsamına …’nun açtığı/açacağı ihaleler dışındaki ihale, teklif ve siparişlerin gireceğinin açık olduğu, Sonraki tarihli … Pazar Protokolü ise yalnızca …’dan kazanılan ihaleye özgü olduğu, Söz konusu iki sözleşmenin düzenleme alanlarının ve konularının özdeş olmaması nedeniyle, sonraki tarihli Acentelik Sözleşmesinin, önceki tarihli … Protokolünü örtülü olarak yürürlükten kaldırdığını söylemenin mümkün görünmediği,
Bununla birlikte somut olayda tarafların gerçek iradelerinin belirlenmesi ile hukuki sorunun çözüme kavuşacağı, tarafların, ikinci (sonraki tarihli) ve …’ya özgülenmiş (özel nitelikli) … Pazar Protokolü ile …’dan alınacak ihaleyi; önceki tarihli ve genel nitelikli (… dahil ve onun dışındaki tüm sipariş ve ihaleleri kapsayan) Acentelik Sözleşmesindeki düzenlemelerin dışına çıkarmak ve komisyon bedeli ile sair konularda farklı düzenlemeler yapmak istedikleri sonucuna varılırsa; bu halde yalnızca … Protokolündeki komisyonun talep edilebileceği, daha önceki bilirkişi raporlarında hesaplandığı üzere, teslim edilmeyen 2553,225 tonluk mal için (teslim edilen mallar için (önceki komisyon ödemesi olan 69.271,58 USD, paketleme gideri 10.000 USD, akredife göre yapılan % 1’lik kesinti olan 13.706,00 USD’nin mahsubu sonucu) 4.000 tonluk mal üzerinden hesaplanan komisyon tutarının, 456.544 USD olacağı;
Buna karşılık, tarafların Suriye İçi Pazar Teklifleri Protokolü ile …’dan kazanılan ihaleye özgü özel düzenlemeler yapmalarının, her iki sözleşmenin de bağımsız şekilde varlığını sürdürmesine etkisi olmadığı ve …’dan kazanılan ihaleyi Acentelik Sözleşmesi kapsamı dışına çıkarmak istemedikleri sonucuna varılırsa her iki komisyon birden talep edilebileceği, buhalde 456.544 USD’lik komisyone ek olarak Yetkili Acentelik Sözleşmesinde kararlaştrılan siparişlerin FOB değeri üzerinden verilecek % 1’lik komisyonun da (4.000 tonluk malın ihale değeri 2.980.000 Euro üzerinden) 2.980,00 Euro (Doğrusu 29.800 Euro olmalı maddi hata yapılmıştır) karşılığı 38.144 USD olarak talep edilebileceği, Ancak bu sonucun kabulü halinde, … Pazar Protokolüne göre ihale edilen toplam 4.000 tonluk mal üzerinden belirlenecek komisyon ile Acentelik sözleşmesi uyarınca aynı 4.000 tonluk malın ihale bedeli üzerinden alman %1’lik komisyonun özdeş konulara eş deyişle 4.000 tonluk mala ilişkin olduğu sonucuna ulaşılacağı, nihai takdirin Sayın Mahkemede olduğu,
Hazineye kaydedilen teminatın ise bir olumlu zarar kalemi olarak talebi mümkün olup (298.000 Euro), Mr. … tarafindan …’ya verilen Suriye Bankasından alınan 298.000 EURO tutarlı teminat mektubunun, davacı-karşı davalının malvarlığından çıktığının ispatı halinde …’tan talep edilebileceği, hususları mütalaa edilmekle birlikte;…..” görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Rapor taraflara tebliğ edilmiş, taraflar rapora karşı beyan ve itirazlarını sunmuştur.
Davalı-karşı davacı vekilince 16.01.2020 tarihinde dilekçesi ve ekinde Dış Ticaret Uzmanı …’dan alınan uzman mütalaası sunmuş olup “(1)kendisinden sorulan akreditifin kim tarafından, ne zaman ve nereden açıldığı?, (2) İhracatçı …A.Ş tarafından yüklenilen ve gerçekleştirilen toplam ihracat tutarının ne kadar olduğu?, (3) Akreditifin miktarı, tutarının ne kadar olduğu, (4)Akreditif yapılacak ihracatı karşılamakta/garanti altına almakta mıdır? (5) Akreditifin özellikleri nelerdir ?” sorularına ilişkin olarak sunulan mütalaasında; “Akreditifin ithalatçı (Amir)…firması talep ve talimatı ile amir banka …(…) … (… Ticaret Bankası …Arap Cumhuriyeti) tarafından milletler arası ticaret odasının akreditiflere ilişkin bir örnek Usuller Ve Uygulama Kuralları UCP 500 no’lu yayınına tabi olarak 01.03.2006 tarihinde düzenlenerek, … Bank A.Ş’nden (İhbar ve Teyit bankası) teyidini de ilave etmesi talep edilerek “Vesaik ibrazında ödeme” ile kullanımda olacak şekilde, ihracatçı (lehtar) …A.Ş’ne ihbar edilmek üzere …Bank A.Ş merkez İstanbul’a 01.03.2003 tarihinde açılmıştır. …Bank A.Ş … şubesi açılan akreditifi “Teyitli” açılmış olup yazılı teyit talebinizin banklamıza ulaşmasına müteakip teyit talebi işleme alınacaktır. Teyit talebinizin yükleme yapılmadan önce tarafımıza bildirilmesi gereklidir. Ek bilgilerini de içeren 02.03.2006 tarih 2321 no’lu ihracat akreditif bildirim formu ekinde lehtara ihbarını yapmış olduğu ve …Bank A.Ş’nin 15.05.2006 tarih 5690 sayılı yazıları ile 2.980.000,00 Euro’ya kadar tutarlı akreditifin %75’lik kısmı olan 2.235.000,00 Euro için bankalarının teyidinin 15.05.2006 tarihi itibariyle eklenmiş olduğunun bildirildiği,
Lehtar …A.Ş ‘ne kısmen kullanım hakkı veren ve/veya kısmi yükleme yapmasına izin veren yani ihracatçı firma …A.Ş’nin tamamını yüklemek/kullanmak zorunda olmadığı veya son yükleme tarihine kadar kısmi yüklemeler yaparak kullanıp tamamlayabileceği tek bir seferde sevkiyat yaparak tamamını kullanabilme hak ve serbestisini veren nitelik/özellikte açılmış olan akreditif üzerine, akreditifte görülen mal cinsi beyaz ofset baskı kağıdı olmak üzere teslim şekli … (Mal bedeli ve navlun) malların gideceği yere kadar navlun masraflarının satıcıya ait olduğu, uluslararası teslim şeklinde(sigorta dahil değildir) olduğu, navlun …A.Ş’ne ait olmak üzere müşterinin Damascus’daki depolarına teslim olacak şekilde, 3000 MT’a kadar rulo/bobin, 1000 MT’a kadar tabaka halinde olmak üzere toplam miktar 4000 MT’a kadar tutarı da 2.980.000,00 Euro’ya kadar ve aşmayacak şekilde, herhangi bir miktar ve miktarın karşılığı olacak tutardır şeklinde olduğu, kısmi kullanım ve/veya kısmi yüklenim yapılmasına izin verildiği, …A.Ş’nin akreditifin tamamını kullanmak zorunda olmadığını, …A.Ş’nin fiilen gerçekleştirdiği ihracatının ise miktarının toplam 1.446,775 ton ve karşılığının 1.070.919,30 Euro olduğu, buna göre de lehtar …A.Ş’nin kısmi yüklemeler yaptığı, akreditiften kısmen kullanım gerçekleştirdiği ve akreditif şartlarının bir aykırılığının söz konusu olmadığı,
Akreditifin miktarı ve tutarının ne kadar olduğu, akreditif yapılacak ihracatı karşılamakta/garanti altına almakta mıdır? sorusuna ilişkin olarak da akreditifte görülen mal cinsinin beyaz ofset baskı kağıdı olduğu, teslim şekli … (mal bedeli ve navlun), malların gideceği yere kadar navlun masraflarının satıcıya ait olduğu teslim şeklinin seçildiği ve navlun …A.Ş’ne ait olmak üzere Damascus’daki depolarına teslim olacak şekilde 3000 MT’aya kadar rulo, 1000 MT’a’ya kadar tabaka halinde olmak üzere toplam miktarın 4000 MT’aya kadar, tutarı da 2.980.000,00 Euro’yu aşmayacak şekilde ve bu tutara kadar olmasına rağmen; (a) Akreditifte istenilen belgelerin ibrazı karşılığında akreditif tutarının %75’i ödenecektir, (b)Akreditif tutarının bakiye kalan %25’lik kısmın malların suriye limanına ulaştıktan ve sözleşmedeki özelliklere, şartlara ve koşullara tam olarak uygun oldukları tescil edilip onaylandıktan sonra …’nun vereceği açık ve net ödeme yapma yetkisi ile ödenecektir. Şartını taşıyan (b) fıkrası ödeme şartına göre akreditif amirinden ödeme talimatı alınmadığı sürece amir bankanın veya görevli bankanın veya teyit bankasının %25’lik kısmı ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Akreditifin görünen tutarı/yapılması ön görülen ihracat tutarı 2.980.000,00 Euro’ya kadar olmasına rağmen akreditifin tamamı %100’ü değil yalnızca %75’i yani 2.235.000,00 Euro’luk kısmı bankaların ödeme garantisi altındadır. Burada ödemenin akreditif amirinin talimatına bağlı olduğu, bakiye %25’e tekabül eden 745.000,00 Euro’luk kısmının bankaların ödeme garantisi altında olduğunun düşünülme imkanı bulunmamaktadır. Akreditiflerin doğası gereği uygun evrakın ibrazı halinde evrak tutarının tamamının garanti altında olması gerekirken, burada yalnızca %75’lik kısmın akreditif garantisi altında, bakiye %25’lik kısmın ise akreditif amirinin (ithalatcının) inisiyatifinde, ancak ödemesi için açık ve net olarak yazılı talimat verdiği takdirde ödenecektir. Keza teyit bankası …Bank A.Ş’nden bu nedenlerden dolayı toplam tutar olan 2.980.000,00 Euro için değil %25’lik kısmı akreditiften ayrı tutup 15.05.2006 tarihi itibariyle akreditifin %75’lik kısmı olan 2.235.000,00 Euro için TEYİT İLAVESİ yapmıştır.(15.05.2006/5690 sayılı …Bank A.Ş teyit ilave yazısı) Sonuç olarak açılan akreditifin tüm mal bedelini/yapılacak ihracatı karşılamamakta ve garanti altına almamaktadır. Yine buradan hareketle söz konusu akreditif ile bağlı kalınarak lehtar/ihracatçı firma …A.Ş’nin ödemenin akreditif amiri/ithalatçı…talimatına bağlı olduğu %25’lik kısmı ile ilgili Mr. …’den 30.08.2006 tarihine kadar geçerli olan 26.05.2006 – 153/652 tarih numaralı 237.000,00 Euro tutarında … Bank A.Ş teminat mektubu temin etmiş olduğu görülmektedir.(%25’lik kısmın tamamını karşılamamaktadır)” şeklinde mütalaada bulunduğu görülmüştür.
Asıl dava yönünden: Davacı tarafın sunduğu açıklama dilekçesi ve harçlandırma da dikkate alınarak, (1) komisyon ödeme teminat sertifikası için 10.000,00 USD, (2)Tek Yetkili Acentelik Sözleşmesi için 7.000,00 USD, (3) … ve Pazar Protokolü için 20.000,00 USD, (4)Teminatların irad kaydedilmesi nedeniyle 8.000,00 USD,(5) Lübnan bankasına açılmış olan teminat nedeniyle 2.000,00 USD, (6) Teminatların %25’lik kısmının işletilmemesi nedeniyle 1.000,00 USD, (7) İhale pul bedeli nedeniyle 1.000,00 USD, (8)Teminat süresinin uzatılması nedeniyle 1.000,00 USD olmak üzere toplam 50.000,00 USD talep ettiği dava dilekçesindeki taleplerini 30.09.2009 harç tarihli dilekçesi ile talebini 3 kalem yönünden artırarak Pazar Protokolü için 480.250 USD, tek yetkili Acentelik Sözleşmesi gereğince 38.144,00 USD, devletleştirilen teminat mektubu nedeniyle 381.440,00 USD alacağa ilişkin olduğu,
Karşı dava yönünden: (1) Davacı-karşı davalının tek satıcılık sözleşmesindeki taahhütlerine aykırılıktan, davalı-karşı davacının Suriye pazarından çekilmek zorunda kalmasından kaynaklı zarara ilişkin olarak 10.000,00 USD, (2)…ihalesinin iptali nedeniyle teslim edilemeyen 2500 ton ürünün satış olanağından mahrum kalması nedeniyle bundan elde edilecek mahrum kalınan kâr için 10.000,00 USD, (3) Davacı-karşı davalının eylemleri nedeniyle programı aksayan ve o tarihte açılan ihalelere girme şansını kaybedip yeni sipariş alamamaktan kaynaklı kâr kaybı ve zararlardan dolayı 10.000,00 USD ve (4) davacı-karşı davalının eylemleri nedeniyle davalı-karşı davacının uğradığı manevi zararın karşılığı olarak 20.000,00 USD olmak üzere 50.000,00 USD’lik maddi ve manevi tazminata ilişkin karşı alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, açıklama dilekçeleri, dosyadaki bilgi ve belgeler, alınan raporlar, mahkememizin önceki kararları, kararlara karşı Yargıtay’ın vermiş olduğu bozma kararları, bozmaya uyulma sonrası alınan rapor, tarafların rapora beyan ve itirazları, davalı-karşı davacı tarafından dosyaya sunulan uzman mütalaası ve tüm dosya kapsamınca asıl dava yönünden davacının davasının kısmen kabulüne, karşı dava yönünden karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı-karşı davalı ile davalı-karşı davacı arasında toplamda 3 adet sözleşmenin bulunduğuna kanaat getirilmiştir. Bunlardan ilki 07.09.2005 tarihli “Komisyon Ödeme Teminat Sertifikası” başlıklı, ikincisi 01.10.2005 tarihli “Tek Yetkili Acentelik Sözleşmesi” başlıklı ve üçüncüsü de 21.12.2005 tarihli “… Pazar Protokolü” olup, taraflar arasında yapılan bu son anlaşma ile ilk yapılan 07.09.2005 tarihli sözleşmenin zımnen ortadan kaldırmış olduğuna kanaat getirilmiştir. Nitekim bu konuda yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 19. H.D.’nin 29.03.2018 tarihli 2017/2147 esas, 2018/1623 karar sayılı bozma ilamında “…ayrıca taraflar arasında 3 ayrı sözleşme bulunduğu, bu sözleşmelerden birincisinin geçerliliğini yitirdiğinin benimsendiği gözetilerek, diğer iki sözleşme hükümlerini detaylı bir şekilde irdeleyen rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır.” şeklindeki açık ve mahkememizce uyulan bozma ilamı ile sabit olduğuna ve buna göre de taraflar arasında ihtilafın geriye kalan iki sözleşme hükmü dikkate alınarak çözümlenmesi gerektiğine, uyulan bozma hükmü nedeniyle davalı-karşı davacı lehine usuli kazanılmış hak doğduğuna, buna göre davacı-karşı davalının bu sözleşmeye dayalı olarak davalı-karşı davacıdan bir talepte bulunamayacağına kanaat getirilmiş ve yapılacak olan değerlendirmenin de diğer iki adet sözleşme hükmüne göre yapılması gerektiği yönünde mahkememizde kanaat oluşmuştur.
Taraflar arasındaki sözleşmelerden Tek Yetkili Acente Anlaşması Sözleşmesi incelendiğinde, giriş kısmında açıkça “…, acentesi tarafından Suriye’deki ürünlerini tek yetkili acentesine vermeyi arzu etmektedir. Acente, dağıtım ve ticaret işi ile iştigal eden ve yabancı şirketlerin Suriye’deki yetkili acentesi olan Suriye şirketlerinden biridir.” şeklindeki açıklama ile bu sözleşmenin konusunun dosyamız davacı tarafına Suriye için tek yetkili acentelik yetkisi verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Sözleşmenin 3.maddesinde “Acente, …ürünlerini, Suriye’deki tüm gümrük masraflarını ve vergilerini kendileri ödeyen ithalatçılara ve taraflara satmalı ve dağıtımını yapmalıdır.” 5.maddesinde “…, Suriye’deki tek yetkili acentesine (… Ticaret) siparişlerin FOB değerinin %1’ini komisyon olarak vereceğini ve komisyon yüzdesinin akreditifin tutarından düşüleceğini kabul eder.” , 6.maddesinde ise süresinin 12 ay olduğu belirtilmiş, 7.maddesinde acentenin sorumlulukları, 8.maddesinde …’ın sorumlulukları düzenlenirken, 10 maddesinde de genel şartlar ve koşulların düzenlenmiş olduğu ve anlaşmanın dava açılışına kadar yürürlükte olduğuna kanaat getirilmiştir.
Taraflar arasındaki bir diğer anlaşma olan “… ve Pazar Protokolü” olduğu ve bu sözleşmenin 2.maddesi ile “… tarafından kazanılan tekliflerin 3000 MT rulo ve 1000 MT tabakaların proforma faturasının faks yoluyla…ve bay …ye gönderilecektir.” , sözleşmenin 3.maddesinde “…’ya düzenlenecek olan proforma fatura, harçlar ödenmemiş olarak Damascus’un onayına göre rulo için 739 Euro/MT ve tabaka için 763 Euro /MT olarak düzenlenecektir.” , sözleşmenin 4.maddesinde de “17 Kasım 2005 İstanbul toplantımızda kararlaştırdığımız gibi bu teklif için fiyatlarımız Dalaman Fabrikası teslimli olup, rulolar için 730 USD/MT ve tabakalar için 730 USD/MT olarak alınmıştır.” ve sözleşmenin 5.maddesinde “Tüm nakliye masrafları ve diğer masraflar taban fiyata ilave edilecektir ve masraflar satış fiyatından düşüldükten sonra kalan değer Bay …’ye faturasına mukabil komisyon olarak ödenecektir. sözleşmenin 8.maddesinde “Bay …, teklif senedini/performans senedini …’ya ibraz edecek ve ayrıca tam veya yaklaşık 600.000,00 USD tutarındaki gayri kabili rücu teyitli banka teminatını (Mektubumuz gibi) ibraz edecektir.(…’nun akreditifinden önce olacaktır)” Sözleşmenin 10.maddesinde “…, teklif verenin ürününün izin verilen süre içinde …’ya teslimi için yeterli bir zamanda üretilmesini garanti edecektir ve gecikme nedeniyle oluşan her türlü ceza …tarafından ödenecektir….” yine 11. Maddesinde “…’ın yapması gerekenler: Teklif verenin ürününü en az…tarafından kabul edilen numunenin kalitesinde üretecektir. Dalaman-İzmir veya Denizli-Suriye arası tüm yükleme ve teslimat organizasyonlarını ve Suriye konsolosluğu onay işlemleri, tüm belgelerin hazırlanması ve gerekli diğer prosedürleri yerine getirecektir. …’nin yapması gerekenler: Demiryolu vagonlarının boşaltılması, kamyonlara yükletilmesine, …’nun depolarına teslimat ve malların alıcı tarafından kabulü ve malların Suriye’deki sigortalarından Bay … sorumlu olacaktır.” şeklinde hükümler içerdiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki bu anlaşmalardan sonra davacı tarafça 21.12.2005 tarihli sözleşmeye dayalı olarak …’suna verilmesi gereken 298.000,00 Euro’luk teminat mektubunun alınacak olan ihale şartı olması nedeniyle masraflarını da üstlenerek hazırladığı ve …’ya teslim ettiği, buna göre de Suriye …’su tarafından 01.03.2006 tarihinde akreditif açıldığı, bu akreditifte istenilen malların cins ve özellikleri, teslimlerinin akreditifin açılması tarihinden itibaren 60 gün olduğu, fiyatının rulolar için 739 Euro /MT tabakalar için 763 Euro/MT olduğu ve teslim edilecek mallar bedelinin %75’inin istenilen evrakların ibrazı anında, bakiye %25’in ise teslim edilen malların Suriye makamlarınca kontrol edilip onay verilmesi halinde ödeneceği hususlarının kararlaştırıldığı, uyulan Yargıtay bozması ilamı gereği, gerek mahkememizce yapılana incelemede, gerekse de davalı-karşı davacının dosyaya sunduğu akreditife ilişkin uzman mütalaası sunan Dış Ticaret Uzmanı …’un raporunda akreditifin açıkça ithalatçı(amir) … (Genel Dış Ticaret Organizasyonu, Şam/Suriye) firması talep ve talimatı ile amir banka olan … tarafından ve milletler arası ticaret odası akreditiflere ilişkin bir örnek Usuller Ve Uygulama Kuralları ( UCP) 500 no’lu yayınına tabi olarak 01.03.2006 tarihinde düzenlendiğinin sabit olduğu, Türkiye’de yerleşik olan … Bank A.Ş’nden bu bankanın ihbar ve teyit bankası olarak teyidini de ilave etmesini talep ettiği ve “vesaik ibrazında ödeme” ile kullanımda olacak şekilde ihracatçı(lehtar) … A.Ş’ne ihbar edilmek üzere … Bank A.Ş Merkez, İstanbul’a 01.03.2006 tarihinde açıldığı sabittir. … Bank … şubesinde açılan akreditifin 02.03.2006 tarihinde … no’lu İhracat Akreditif Bildirim Formu ekinde dosyamız davalı-karşı davacısı olan lehtar …A.Ş’ne ihbarın yapılmış olduğu da sabittir.
Teyit bankası olan … Bank A.Ş tarafından 15.05.2006 tarih, 5690 sayılı yazıları ile 2.980.000,00 Euro’ya kadar tutarlı akreditifin %75’lik kısmı olan 2.235.000,00 Euro için bankalarının teyidinin 15.05.2006 tarihi itibariyle eklenmiş olduğunun ayrıca akreditif lehtarı, dosyamız davalı-karşı davacısı …A.Ş’ne bildiriminin de yapılmış olduğu anlaşılmıştır.
Dosyamız davalı-karşı davacısı …A.Ş yapılan sözleşme ve açılan akreditif üzerine 26.05.2006 tarihinden 10.07.2006 tarihine kadar talep edilen mallardan toplamda 1446,775 ton ve karşılığı 1.070.919,30 Euro’luk mal bedelini içeren malın sevkiyatının yapılarak kısmi yüklemelerin yapılmış olduğu, akreditif miktarının ise 4000 MT’a kadar ve tutarının da 2.980.000,00 Euro’yu aşmayacak şekilde kararlaştırmış olduğu da sabittir.
Davalı-karşı davacı yükümlülüğünde olan, alınan bilirkişi raporları ile doğru şekilde tespit edildiği üzere sevk edilen (gönderilen) kısımlar düşüldükten sonra talebe rağmen gönderilmeyen 2553,225 tonluk mal sevkiyatının yapılmamış olduğu ve bunun üzerine de yapılan ihtar da karşılıksız kalınca ihale makamı olan …’sunun ihaleden kaynaklanan yaptırımları uygulayarak, ihale sebebiyle verilen teminatları irad kaydettiği, buna davalı-karşı davacının sözleşmeye aykırı, üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemesi, kusurlu olarak ifadan kaçınmasının sebep olduğu ve buna göre de davalı-karşı davacı yönünden 6098 sayılı yasanın 112.maddesi uyarınca davacı-karşı davalının zararlarını karşılaması gerektiğine kanaat getirilmiştir.
Davalı-karşı davacının, Borçlar Kanunu 112.maddesi uyarınca davacının doğan zararları için de…ile yapılan anlaşmadan kaynaklı 21.12.2005 tarihli protokol hükümlerine istinaden, kendi kusuru ile sözleşmenin ifasını engellemiş olduğundan ve kendisinde kusur bulunmadığını ispatlayamamış olduğundan bakiye kalan 2553,225 tonluk gönderilmeyen mal bedelinden kaynaklı bilirkişilerce usulüne uygun şekilde tespit edildiği üzere davacı-karşı davalının doğan toplamda 456.544,00 USD zararını karşılaması gerektiğine kanaat getirilmiştir. Buna göre de davacının bu kalem alacağı için dava açılışında talep ettiği 20.000,00 USD için dava açılış tarihinden itibaren bilahare bu kalem alacağını ıslah etmesi nedeniyle de ıslah tarihi olan 30.09.2009 tarihinden itibaren de bakiye kısmı 436.544,00 USD’nin 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uygulanmak suretiyle davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesi gerektiğine kanaat getirilmiştir. Mahkememizce bu şekilde kanaat oluşmasına rağmen duruşmada hüküm yazılırken sehven 20.000,00 kısmı için USD yazılacağına TL yazılmış olduğu, bunun ise HMK 304 maddesi uyarınca açık maddi hata olduğu, zira gerek hüküm fıkrasındaki “20.000,00….’nın dava tarihinden, bakiye kısmın ıslah tarihinden 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uygulanmak suretiyle….” ibareleri de dikkate alındığında, gerek davacı-karşı davalının dava dilekçesinde ilk baştaki talebinin de TL değil dolar olması ve 3095 sayılı yasa 4/a madde uygulamasının ancak yabancı para cinsinden yapılan taleplerde uygulanabileceği dikkate alındığında bunun dosyadan her zaman için tespit edilebilecek bir maddi hata olduğu ve gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmemiş olması nedeniyle mahkememizce gerekçeli karar yazılırken fark edilmesi üzerine resen bu hususun düzeltilmesi yönünde kanaat oluşmuş ve hüküm kısmındaki sehven yazılan TL ibaresi gerekçeli karar yazılırken USD olarak düzeltilmiştir.
Davacı tarafın acentelik sözleşmesinden kaynaklanan talebi yönünden de bilirkişilerce doğru tespit edildiği üzere 38.144,00 USD’^lik talebinde haklı olduğu, ancak dava açılışında bu kalem alacağı için 7.000,00 USD talep ettiğinden 7.000,00 USD’lik kısım için dava tarihinden itibaren, bakiye kısım için ise ıslah tarihi olan 30.09.2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uygulanmak üzere davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya verilmesine kanaat getirilmiştir.
Davacının …’sundan alınacak ihale için karşılanması gereken teminat mektubuna ilişkin olarak yapmış olduğu talebi yönünden yapılan değerlendirmede; ihalenin alınmış olduğu ve alınan ihalenin teminat mektubu sunulmadan alınamayacağı, nitekim … bankasına ait 17.12.2015 tarih, … referans numaralı 298.000,00 Euro meblağlı teminat mektubunun davalı-karşı davacının ithalat talebini karşılamaması nedeniyle…tarafından teminat mektubunun nakde çevrilerek Suriye Hazinesi’ne aktarıldığı, bu teminat mektubunun dava dışı … tarafından alındığı sabit ise de; bunun dosyamız davacısı tarafı adına ve hesabına verildiği, zira açıkça teminat mektubunun ne için verildiği sabit olup, dava dışı 3.kişi … ile dosyamız davacısı arasında bir temsil ilişkisinin bulunduğu ve buna göre de 6098 sayılı yasanın 40.(Eski B.K.’nun 32) maddesi uyarınca …’ya verilen teminat mektubunun teslimine ilişkin işlem sonucu da dosyamız davacılarına aittir. Nitekim bu durumun açıkça dosyamız davacısı ile davalı arasında …’suna yapılacak ihracat miktarı olan miktarı olarak 4000 ton’a kadar, bedel olarak 2.980.000,00 Euro’ya kadar olan ihaleye istinaden verildiği sabit olduğundan eski Borçlar Kanunu 32.maddesindeki “….şu kadar ki kendisi ile akdi yapan kimse bir temsil münasebeti mevcut olduğunu, halden istidlal eder….akdin hakları temsil olunan kimseye ait olur.” şeklindeki düzenleme ile 6098 sayılı B.K’nun 40/2.maddesindeki “Ancak, karşı taraf bir temsil ilişkisinin varlığını durumdan çıkarıyor veya çıkarması gerekiyor….ise hukuki işlemin sonuçları doğrudan doğruya temsil olunana ait olur.” şeklindeki yeni düzenlemesinde de aynı sonuca hükmedildiği, buna göre de dosyamız davacısını temsilen dava dışı 3. Kişi …’in açılan akreditife dayanak …’dan alınan ihalenin teminatı olarak verilen ihale bedelinin %10’unu oluşturan 298.000,00 Euro’un…tarafından nakde çevrilmesinin davacı taraf yönünden ayrıca bir müspet zarar oluşturduğu, bu müspet zararın da davalı tarafça kusursuz olduğu ispatlanamamış olduğundan karşılanması gerektiğine ve buna göre de davacı tarafın bu kalem alacağı için dolar cinsinden başta 8.000,00 USD olarak talepte bulunduğu, bilahare ıslah dilekçesi ile bu kalemdeki alacağını 381.440,00 USD’ye artırdığı, buna göre de 8.000,00 USD’ye dava tarihinden itibaren, bakiye 373.440,00 USD’ye ise ıslah tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalı tarafa verilmesi gerektiğine kanaat getirilmiştir.
Bilirkişiler tarafından, dosyamız davacısı tarafından talep edilmemiş olmasına rağmen raporda … Bank’dan 26.05.2006 tarih, 153/652 referans numaralı 237.000,00 Euro tutarlı kısmın iadesi gerekeceği yönündeki değerlendirmelerine talep dışı olması nedeniyle itibar edilmemiştir.
Davacının kabul edilen kısmın dışında kalan diğer talepleri yönünden ise, iddialarını ispatlar kesin, resmi belgeler ile iddiasını delillendirmediğinden fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafça her ne kadar davacı tarafın aralarındaki sözleşmeye göre …’dan alınan ihale için karşılamaları gereken 600.000,00 USD’lik teminatın karşılanmadığını, bundan daha azının karşılandığı belirtilmek suretiyle, davacı tarafın sözleşmeyi kendisinin ihlal ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiş ise de; davalı tarafın bu savunmasına itibar edilmemiştir. Zira, davalı taraf sözleşmedeki açık hükme rağmen 600.000,00 USD’lik teminat mektubu kısmı davacı tarafça karşılanmayıp, bundan daha az miktar olan 237.000,00 USD’lik … Bank’a ait teminat mektubu sunmuş olmasına ve sözleşme 8.maddesindeki açık …’nun akreditifinden önce karşılanacağı hükmüne rağmen, bunu dikkate almadan, davacı tarafın daha az bir teminat mektubunu karşılaması sonrasında değişik tarihlerde toplamda 1446,78 tonluk ihracatı, itirazı kayıt olmaksızın gerçekleştirdikten sonra, …’nun uyarısına rağmen bakiye tedarik yükümlülüğünü yerine getirmeyip, davacı tarafın dava açmasından sonra bu savunmayı geliştirmesinin M.K.2.maddesindeki dürüstlük kuralına aykırılık oluşturulduğu ve hakkın kötüye kullanılmasına yol açtığı, M.K.2.maddesine aykırılık halinin ise yargı makamlarınca ve mahkememizce korunamayacağı cihetiyle davalının bu savunmalarına itibar edilmemiştir.
Davalı tarafça bir diğer savunma sebebi olarak, 2.980.000,00 Euro’luk sözleşmeye karşılık sunulan akreditifin %75’lik kısmı karşıladığını, bu nedenle de sözleşmeye aykırı davranışın kendisinden kaynaklanmadığını savunmuş ise de; bu savunmasına da itibar edilmemiştir. Zira, gerek alınan bilirkişi raporları, gerek dosyadaki akreditif tercüme metni ve gerekse davalı tarafın sunduğu akreditife ilişkin uzman mütalaasında açıkça zikredildiği üzere; akreditifin 4000 ton için 2.980.000,00 Euro’yu karşılacak şekilde açıldığı, ancak buınun %75’inin … Bank A.Ş tarafından teyitli olarak vesaik sunulduğunda davalıya ödeneceği, geri kalan %25’lik kısmın ise ihraç edilen malın alıcısı olan akreditif açan …’suna ulaştıktan sonra yapılacak kontrollerle, miktar ve evsaf olarak sözleşmeye uygun olması halinde bakiye %25’in ödeneceğinin kararlaştırıldığı ve davalı tarafça bu kararlaştırmaya uygun olarak yine daha önce çeşitli tarihlerde itirazi kayıt ileri sürmeksizin 1446,78 tonluk toplamda 1.070.919,30 Euro’luk mal. İhracatını yaptığı ve gerek ihracat sırasında, gerekse akreditif sunumunda veya sonrasında gönderilecek malın tamamı için yani mal bedelinin %100’ü için vesaik sunulduğunda Türkiye’deki…Bank A.Ş tarafından tamamı teyitli ödenmesi yönünde herhangi bir talep veya itirazının olmadığı, buna göre de taraflar arasındaki kabul edilen sözleşmelerin tarafların anayasası hükmünde olduğu, her iki tarafın da ahde vefa ilkesi gereği bu hükümlere uyması gerektiği, davalı tarafın tüm bu verilere rağmen yapmış olduğu savunmasının aynı zamanda dürüstlük kuralına da aykırı olduğu ve dinlenemeyeceğine kanaat getirilmiş ve bu yöndeki savunmalarına da itibar edilmemiş ve davacı tarafın, hükümde açıkça belirtildiği üzere ispatlanan taleplerinin bu nedenle kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı tarafça açılan davada cevap dilekçesi ile karşı dava olarak … ihalesinden kaynaklanan teslim edilmeyen 2500 ton karşılığı elde etmesi gereken mahrum kalınan kârdan dolayı 10.000,00 USD, … ihalesine ilişkin tesisin tüm programlarının aksamış olması, o tarihte açılan diğer ihaleye girme şansını kaybetmesi, yeni sipariş alamamasından kaynaklı 10.000,00 USD ve tek satıcılık sözleşmesinden doğan 10.000,00 USD olmak üzere 30.000,00 USD maddi ve ticari itibarının zedelenmesinden kaynaklı olarak 20.000,00 USD manevi olmak üzere toplamda 50.000,00 USD tazminat talebine ilişkin davasının subut bulmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Zira, taraflar arasındaki gerek acentelik sözleşmesi, gerekse …’sundan alınan ihaleye ilişkin eksik kalan muhtemel ihracat kaybının davacı tarafın eyleminden değil, sözleşmenin açık hükümlerine aykırı davranan, uyarıya uymayan bizzatihi davalı-karşı davacının eylemlerinin sebep olduğu, buna göre de bu sözleşme gereklerinin yerine getirilmemesinde bizzatihi davalı-karşı davacı tarafın kusurlu olduğu ve buna göre de bir kişinin kendi kusurundan bir hak talebinde bulunamayacağı cihetiyle talebinin yerinde olmadığına ve hem maddi hem de manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddi gerektiğine kanaat getirilmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM :
I-Asıl dava yönünden davacının davasının kısmen kabulü ile;
1-21.12.2005 tarihli protokol hükümlerine istinaden 456.544,00 USD’nin 20.000,00 USD’lik kısmının dava tarihinden, bakiye kısmının 30.09.2009 ıslah tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uygulanmak suretiyle davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine,
2-Davacının acentalık sözleşmesinden kaynaklanan 38.144,00 USD’ye ilişkin davasının kabulü ile 7.000,00 USD’nin dava tarihinden itibaren, bakiye kısmın ise ıslah tarihi olan 30.09.2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uygulanmak suretiyle davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya verilmesine,
3-Davacının dava dışı … tarafından… Bankası’na ait 17.12.2005 tarih, … referans numaralı 298.000,00 Euro meblağlı teminat mektubunun karşılığı 381.440,00 USD’ye ilişkin davasının kabulü ile 8.000,00 USD’ye dava tarihinden 373.440,00 USD’ye ise ıslah tarihi 30.09.2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uygulanmak suretiyle davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya verilmesine,
4-Davacı-karşı davalının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
5-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 88.630,43 TL karar harcından peşin alınan 18.285,20 TL’nin mahsubu ile geri kalan 70.345,23 TL bakiye harcın davalı-karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Davacı-karşı davalının yaptığı 27.911,50.-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 26.737,70.-TL nin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı-karşı davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 78.211,58 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya verilmesine,
8-Davalı-karşı davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 8.204,84 TL ücret takdirine, bunun davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya verilmesine,
II-Davalı-karşı davacının davasının reddine,
1-Harçlar yasası uyarınca maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 54,40 TL ilam harcının peşin alınan 926,00 TL’den düşümü ile ve yine manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken 54,40 TL ki toplam 108,80 TL dava red harcının mahsubu ile bakiye kalan 762,80 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı-karşı davacıya iadesine,
2-Davalı-karşı davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına
3-Davacı-karşı davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden davalı-karşı davacının reddedilen maddi tazminat talepleri yönünden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4 maddesi gereği 3.400,00 TL ücret takdirine, bunun davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya verilmesine,
4-Davacı-karşı davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden davalı-karşı davacının reddedilen manevi tazminat talebi yönünden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/3 maddesi gereği 3.400,00 TL ücret takdirine, bunun davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya verilmesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza

HARÇ BEYANI / YARGILAMA GİDERİ /
88.630,43 TL İ.H 1.008,50 TL İlk masraf
18.285,20 TL P.H / 8.100,00 TL Bilirkişi ücreti
70.345,23 TL Bakiye harç 518,00 TL Tebligat gideri
18.285,00 TL Islah harcı /
27.911,50 TL