Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/562 E. 2019/186 K. 04.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/562 Esas
KARAR NO : 2019/186
DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ: 25/06/2018
KARAR TARİHİ: 04/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı asil dava dilekçesinde özetle: …Ticaret Gazetesi’nin 20.06.2017 tarih, 9351 sayı, 320.sayfasında neşir ve ilan olunan, davalı şirketin … noterliği 13.06.2017 tarih… sayı ile onaylı Genel Kurul Kararına istinaden tasfiye memuru seçildiğini, şirketle ilgili hiçbir belge sunulmadığından görevini ifa edemediğini, bu nedenle istifasını … Noterliği 26.10.2017 tarih …sayı ile bildirdiğini, noterliğin adrese tebligatının PTT’nin 27 Ekim 2017 tarihli tebliğ mazbatası ile davalı şirketin yerinde bulunmadığının bildirildiğini, 25.06.2018 tarihinde yapılan müracaata … Vergi Dairesinden davalı şirketin terk halinde bulunduğunun tespit edildiğini, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne 05.01.2018 tarihli yazı ile tasfiye memurluğundan istifasının kabulü ile tescil ve ilanını talep ettiğini, açıklanan nedenlerle; TTK ve Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 28.maddesi gereğince tasfiye memurluğundan istifanın kabulüne, kararın tescil ve ilanı hususunda karar alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalıya usulüne uygun tebligatın yapıldığı ancak cevap verilmediği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava; şirket tasfiye memurluğundan istifanın tespiti ve tesciline ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davalının münkir olduğu, davacının şirket tasfiye memurluğundan istifasının gerçekleşip gerçekleşmediği ve tescili gerekip gerekmediği hususlarında toplandığı görülmüştür.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ve tüm dosya kapsamınca davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı, …ye 20.06.2017 tarihli 9351 sayılı ticaret sicil gazetesinde yapılan ilanda da belirtildiği üzere şirket genel kurulu tarafından … Noterliğinden verilen 13.06.2017 tarih … sayılı onaylı genel kurul kararına istinaden şirkete tasfiye memuru olarak atandığı sabittir. Limited şirketlerin tasfiyesinin 6102 sayılı yasanın 643.maddesinde ön görüldüğü üzere tasfiye usulü ile, tasfiyeli şirket organların yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağına ilişkin düzenleme uyarınca 6102 sayılı yasanın 540 ve devamı maddelerinde anonim şirketlere ilişkin hükümler arasında olan tasfiye hususu düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
6102 sayılı yasanın 542.maddede tasfiye memurlarının tasfiye sürecindeki yükümlülükleri düzenlenmiş, yine 545.maddesinde tasfiye memurunun tasfiyenin sonunda şirketin ticaret sicilden silinmesini talep edeceği kararlaştırılmış ve yine 547.maddesinde de tasfiye memurunun yapacağı işler belirtilen 4.fıkrasında bu maddedeki hükümlere aykırı hareketlerin 553.maddesinden sorumlu olacaklarına ilişkin düzenlemeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde tasfiye memurlarının atanmış oldukları şirketlerin tasfiye sürecini sağlıklı bir şekilde yürütmek ve sonlandırmak üzere bir takım hak ve yükümlülüklere tabi kılınmış ve yine TTK 553.maddesi uyarınca ayrıca yönetici sorumluluğu hükümlerine göre sorumlu olacakları kararlaştırılmış olduğundan tasfiye memurunun tasfiyeyi sağlıklı bir şekilde sonuçlandırması için yapması gereken işlerde şirkete ait defter, kayıt v.s. ulaşması, taleplerinin şirket ortaklarınca yerine getirilmesi gerekir ki görevini layıkıyla ifa edebilsin.
Davacı tasfiye memuru, alınan karar üzerine şirket tarafından tasfiye memuru olarak atanmış olmasına ve ticaret sicilde bu hususun tescil ve ilan edilmiş olmasına rağmen tasfiye sürecinin yürütülmesi için davacı tasfiye memuruna gerekli katkıların şirket ve ortakları tarafından sunulmadığı anlaşıldığından tasfiye memurunun bu nedenle tasfiye memurluğundan istifa ettiği ancak istifa gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır.
İstifa tek taraflı, varmakla sonuç doğuran bir irade beyanı olup, davacının istifası şirkete karşı irade beyanının şirkete ulaştığı anda, şirket ile kendisi yönünden o tarihten itibaren hüküm ifade etmiş olmasına rağmen 3.kişilere karşı hüküm ifade edebilmesi için mutlak suretle bunun 6102 sayılı yasanın 31.maddesi dikkate alınarak tescil ve ilanı gerekir. Tasfiye memurluğuna seçilmenin ve atanmanın tescil ve ilanı nasıl ki şirkete ait ise istifa hususunun tescil ve ilanı da 6102 sayılı yasanın 31.maddesi uyarınca şirkete aittir. Ancak şirketin istifayı tescil ve ilan ettirmemesi, görevini yerine getirmemesi halinde istifa hususunun tescil ve ilanında hukuki menfaati bulunan davamızda olduğu gibi davacının, ilgililerin bu hususu mahkemeden talep edebileceklerine kanaat getirilmiştir.
Buna göre davacı tarafça şirket tasfiyesini yürütemeyecek olması nedeniyle istifa etmiş olduğu ve istifanın tek taraflı irade beyanı ile hüküm doğurması ancak bu hususun 3.kişiler yönünden hüküm ifade edebilmesi için tasfiye memurluğunun ticaret sicilde tescil ve ilanının yapılmış olması süreli bu sefer tersinden geriye doğru işletilmesi gerektiğinden davacının istifasının tespitine, bu kararın ticaret sicilde tescil ve ilanına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulü ile,… Ticaret Sicil Müdürlüğünün… sicil no’sunda kayıtlı Tasfiye Halinde…Şti’nin tasfiye memuru olarak atanan … T.C Kimlik numaralı …’ın tasfiye memurluğundan istifa etmiş olduğunun tespitine, kararın Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve ilanına,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile geri kalan 8,50 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacının yaptığı 71,80 TL ilk yargılama gideri ve 48,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 120,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı asilin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …