Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/544 E. 2023/207 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/544 Esas
KARAR NO:2023/207

DAVA:Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/06/2018
KARAR TARİHİ:17/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirkete katkı sağlandığını, buna rağmen müvekkilinin acentelik sözleşmesinin haksız bir şekilde fesih edildiği, bu nedenle zarara uğrayan müvekkili yönünden TTK kapsamında denkleştirme tazminatının tahsiline karar verilmesi talep edildiği, dava dilekçesi ile 27.05.2013 tarihinde davalı şirket acentesi olarak faaliyete başlandığını, … acente kodu verildiği, sözleşmenin 27.03.2018 fesih tarihine kadar davalı şirkete portföy kazandırıldığı, davalı şirket tarafından … 47. Noterliğinin 14.11.2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin üç ay sonra etkisini doğuracak şekilde tek taraflı fesh edildiğinin bildirildiğini ve akabinde … 47. Noterliğinin 28.03.2018 tarih ve … yevmiye nolu fesihnamesi ile acenteliğin fesh edildiğinin bildirildiğini beyan edilmesini, arz ve izah edilen nedenlerle şimdilik 10.000,00-TL’si acenteliğin ani ve haksız feshinden dolayı denkleştirme tazminatının acenteliğin feshi tarihinden itibaren reeskont faizi masraf ve ücreti vekaletle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile akdedilen sözleşme gereğince sözleşmenin her zaman sebep gösterilmeksizin fesh edilebileceğini, buna göre denkleştirme tazminatına hak kazanılamayacağını, fesihten sonra önemli menfaat edildiğinin ispat edilmesi gerektiğini, davacının başka sigorta şirketlerinin de acenteliğini yaptığını beyan ederek davanın reddine, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, acentelik sözleşmesinin aksız feshedildiği iddiasına dayalı denkleştirme tazminatı talebine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizce dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 17.12.2020 tarihli raporunda özetle;
“1.Raporu mali inceleme bölümünde ayrıntılar açıklandığı üzere dava konusu Denkleştirme Tazminatı tutarı 92.800,27 TL olarak hesaplandığı,
2.Davalı sigorta şirketi tarafından tek taraflı olarak gerçekleştirilen feshin, gerek sözleşmede belirtilen ve gerekse TTK’nun 121/1. Maddesinde yer alan hüküm çerçevesinde 3 aylık fesih öneli verilerek yapıldığı, bu kapsamda hiçbir gerekçe gösterilmeksizin yapılan feshin acentenin kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması kapsamında değerlendirilemeyceği,
3.Fesihten sonra yenilenen poliçelerin olup olmadığının tespi edilemediği,
4.Gerçekleşen feshin 2 nolu bentte özetlenen acentenin kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması kapsamında olmadığının Sayın Mahkemece de kabulü halinde, TTK 122/1-c fıkrasındaki somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir hüküm de dikkate alındığında davacı/acentenin en fazla (üst sınır olarak) hesaplanan 92.800,27 TL kadar denkleştirme / portföy tazminatı talebinde bulunabileceği, bu konudaki nihai değerlendirmenin sayın mahkemenin takdirinde olduğu,
5.Hakkaniyet indirimi hususunda takdirin yüce mahkemede olduğu,
6.Uyuşmazlık hakkında yalnızca görüş bildirildiği,” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından rapora karşı sunulan itirazlar ile davalının beyanlarının değerlendirilebilmesi adına mahkememizce, davacı vekiline davaya konu acentelik sözleşmesini, fesih sonrasında davacı acente tarafından yenilenen poliçe listesini ve acente müşteri çevresi listesinin sunulması hususunda defaatle kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde sunulmadığında dosyanın mevcut kapsamıyla değerlendirileceğinin davacı vekiline ihtar edilmesine rağmen istenilen belgelerin tam olarak ibraz edilmediği, bazı poliçe bilgilerinin yer aldığı bir CD’nin sunulması ile Mahkememizce dosyanın yeniden bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 24/10/2022 tarihli ek raporda özetle;
“1.Mali inceleme hesabında 17.12.2020 tarihli kök rapordaki tespitlerin değişmediği,
2.Hakkaniyet indirimi hususunda takdirin Yüce Mahkemede olduğu,
3.Uyuşmazlık hakkında yalnızca görüş bildirildiği, poliçe yenilemeleri ve diğer bilgiler ışığında davalı sigorta şirketinin menfaatinin devam edip etmediği ve davacının denkleştirme tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususlarında nihai hukuki ve nihai tüm takdir Sayın Mahkeme’ye ait olacağı,” şeklinde görüş bildirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 121/1. maddesine göre, belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesini, taraflardan her biri üç ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 24. maddesinde de benzer yönde bir düzenleme bulunmaktadır. Buna göre, sözleşmenin, feshi düzenleyen 24. Maddesi ile TTK’nın 121/1 ilk cümle uyarınca usulüne uygun feshedildiği sabittir.
TTK’nın 122/1 ve 3. maddesine göre, Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmesi veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmesi halleri saklı kalmak kaydıyla sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir. Sigortacılık Kanunu’nun 23/16. maddesi de aynı mahiyettedir. Taraflar arasındaki sözleşme olağan fesihle sona ermiş olup, sözleşmenin acente tarafından haksız feshi vaya müvekkil tarafından acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmesi durumu söz konusu olmadığından acentenin denkleştirme tazminatı istemesine bir engel yoktur.
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23/16 hükmüne göre, sigorta acentesinin denkleştirme talep edebilmesi için, sigorta acentelik ilişkisinin sona ermesi nedeniyle sigortacının acentenin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde etmesi, hakkaniyetin tazminat verilmesini gerektirmesi, acentenin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmemiş olması yada kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olmaması şarttır. Bu şartlardan birinin mevcut olmaması halinde sigorta acentesi denkleştirme talep edemez. Bu şartları açıklanacak olursa;
Sigortacının acentelik ilişkisinin sona ermesinden sonra da sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaat elde etmesi, acentenin aracılık ettiği veya akdettiği sözleşmeler dolayısıyla acentelik ilişkisinin sona ermesinden sonra da prim elde etmeye devam etmesini ifade eder. Sigortacı tarafından önemli menfaat elde edilip edilmediğinin tespitinde, sigorta acentesinin ahdettiği yeni ya da yeni sayılabilecek sigorta sözleşmelerinin sayısı yanında bu sözleşmeler dolayısıyla elde edilen prim miktarı da esas alınmalıdır; zira sigortacının önemli menfaat elde edip etmediği hususunda acentenin portföyünün ekonomik değeri de belirleyicidir. Acentenin portföyünün ekonomik değeri acentenin aracılık ettiği veya ahdettiği sigorta sözleşmeleri dolayısıyla tahsil edilen veya edilecek olan prim miktarına göre belirlenir.
Sigorta acentesi, hakkaniyet gerektirdiği takdirde ve oranda denkleştirme talep edebilir. Bu koşul, somut durumun tüm özellikleri dikkate alınarak denkleştirme ödemesinin adil bir sonuç olup olmayacağının belirlenmesini ifade eder. Denkleştirme isteminin sınırları; sözleşmeden kaynaklanan menfaatler, sözleşmenin tarafları arasındaki risk paylaşımı, acentelik sözleşmesinin süresi, acentenin gelir miktarı, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmek için harcanan emek ve zaman, sözleşme dışı kazanç ve kayıplar, tarafların mal varlığı ve gelir ilişkileri, kişisel durum (Yaşlılık, sağlık durumu, çalışma yeteneği), işin önemi, acentenin tek firma-çok firma acentesi olması, markanın etkisi (unvanın), rekabet yasağının ihlal edilmesi, sözleşmenin sona erme nedeni ve varsa kusur oranları gibi hususlar göz önüne alınıp çizilir. (Koç, Mehmet, Acentenin Denkleştirme İstemi, s. 90).
TTK 122 m. uyarınca, acentenin talep edebileceği denkleştirme tazminatı miktarı, son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı tüm ödemelerin (komisyon, prim vs.) yıllık ortalamasını aşamaz. Beş yıldan daha az süren acentelik ilişkilerinde talep edilebilecek denkleştirme tazminatında azami miktar, faaliyet gösterilen sürenin yıllık ortalamasıdır.
Somut olayda, davacının talep ettiği denkleştirme yani portföy tazminatı belirlenirken, tazminatı belirleme noktasında, sözleşmeden kaynaklanan menfaatler, sözleşmenin tarafları arasındaki risk paylaşımı, acentelik sözleşmesinin süresi, acentenin gelir miktarı, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmek için harcanan emek ve zaman, sözleşme dışı kazanç ve kayıplar, tarafların mal varlığı ve gelir ilişkileri, kişisel durum (Yaşlılık, sağlık durumu, çalışma yeteneği), işin önemi, acentenin tek firma-çok firma acentesi olması, kazandırılan müşteri sayısı, markanın etkisi (unvanın), rekabet yasağının ihlal edilmesi, sözleşmenin sona erme nedeni ve varsa kusur oranları gibi hususlar bir bütün olarak dikkate alınarak Yargıtay 11. HD’nin 30/06/2020 Tarih ve 2019/2876 – 2020/3326 E-K sayılı kararı) tazminat hesaplaması yapılması gerekir.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında; yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği gibi değerlendirme ve hesaplama yapılması için davacı tarafça acentelik sözleşmesinin sona ermesinden davalıya kazandırdığı müşterilerin, davalının portföyünde kalmaya devam ettiği ve bu nedenle davalının önemli bir menfaat temin ettiği hususunda ispata elverişli bir delil sunulmadığı, davacı tarafça kök rapor tanziminin ardından dosyaya sunulu CD içeriğine göre 199 adet poliçenin sözleşmenin feshi sonrası yenilenmiş olabileceği değerlendirilmekle birlikte listede poliçe numaraları yer almakta ise de tanzim tarihlerine rastlanmamıştır. Bu hali yukarıda ayrıntılarına yer verilen ve sigorta acenteliği faaliyeti bakımından yapılan tespitler yönü ile dosya kapsamına göre denetime elverişli bulunan bilirkişi raporları ile de ifade edildiği üzere, davalı sigorta şirketinin menfaatinin devam edip etmediğinin ispat edilemediği açıktır. Dolayısı ile denkleştirme tazminatı talep edilebilmesinin ilk şartı olan davalı şirketin acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonrada önemli menfaatler elde etmesi şartının somut olayda varlığının ispat edilememiş olması sebebiyle denkleştirme tazminatı talepli davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2–Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 179,90 TL ilam harcının peşin alınan 170,78-TL ile 1.415,00 TL ıslah harcından düşümü ile bakiye 1.405,88‬‬-‬TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 14.848,00-TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/2023

Katip…
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır