Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/541 E. 2020/643 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/541 Esas
KARAR NO:2020/643

DAVA:Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:19/06/2018
KARAR TARİHİ:02/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22.08.2016 tarihinde mülkiyeti davacı şirkete ait …sevk ve idaresindeki …plaka sayılı otomobil ile seyir halinde giderken karşı taraftan gelen araca vurmamak için direksiyonu sağa kırması sonucunda direksiyon hakimiyetini kaybedip kaldırımda bulunan ağaca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza neticesinde davacıya ait aracın ağır hasar alarak kullanılamayacak duruma geldiğini, aracın kaza tarihinde piyasa rayiç bedelinin 51.813,00 TL olduğunu, kaza sonucu hazırlanan ekspertiz raporunda hasar bedelinin 34.295,08 TL olarak hesaplandığını, bedel ile hasar arasında az fark olduğundan aracın perte çıktığının sabit olduğunu, aracın rayiç bedelinin kasko sigortacısı olan davalı tarafından karşılanması gerektiğini, davalıya başvurulduğunda davalının herhangi bir ödemede bulunulmayacağı cevabını verdiğini, ikinci bir başvuru ile davalıya şirkete ödeme talebinin iletildiğini ancak cevap verilmediğini, 28,03.2017 tarihinde …Komisyonu’na başvurulduğunu, davalı şirketin 05.06.2015 tarihinde komisyon üyeliğinden ayrılması sebebiyle başvurunun işleme alınmadan iade edildiğini, bu nedenle dava açma zorunluluğunun doğduğunu beyanla; davacı şirkete ait aracın sigorta rayiç bedeli olan 51.813,00 TL tutarındaki kasko bedelinin kaza tarihi olan 22.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini ayrıca yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili 26.02.2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;…plakalı aracın 20.12.2015 – 20.12.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile davacı adına davalı şirket nezdinde sigorta ettirildiğini, hasarla ilgili olarak yapılan başvuru neticesinde … numaralı hasar dosyasının açıldığını ve konunun değerlendirildiğini, yapılan incelemede davacıdan alınan yazılı beyan ile telefon görüşmelerinin örtüşmemesi, kaza tespit tutanağı tutulması, olay yerinden ayrılınması, sürücü değişikliği yapıldığı kanaatinin oluştuğunu, davalının davacının talebini haklı olarak reddettiğini, davacıya karşı hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, başvuranın uğradığı gerçek zararın tespit edilmesinin gerektiğini, davacının gerçek zararını ispatlamasının gerektiğini, davalının ispat yükünü yerine getirmediğini, aracın tam hasara uğrayıp uğramadığının tespitinin gerektiğini, araç piyasa değerinden hasarlı aracın değerinin düşülmesinin gerektiğini, emsal fiyatlar araştırılarak aracın rayiç bedelinin tespitinin gerektiğini, poliçe şartları gereğince araçta tam hasar meydana gelmesi halinde aracın piyasa rayiç bedelinin %40’ı düşülerek tazminat bedelinin belirleneceğini, ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizin talep edilebileceğini, davacının avans faizinin yasaya aykırı olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığını, uygulanacak faizin kanuni faiz olduğunu beyanla; davanın reddine, aksi halde dosyanın bilirkişiye şevki ile mevcut şüpheler giderildikten sonra hüküm kurulmasına, avans faizi talebinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, bilirkişi raporu ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
İddia ve savunmalar, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi için bilirkişi incelemesi yapılması karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle;
HasarYönünden; Davacıya ait …plaka sayılı araç … model, … marka, … tipinde otodur. Piyasa değeri 50.000.-TL olan ve 82.380 km de olan aracın hasar durumu ile ilgili yapılan kasko ekspertiz incelemesi sonucu verilen raporda aracın hasarlı parçaları ve onarım bedelleri belirtildiğini, Sol ön tarafından darbe alan aracın hava yastıkları açılmış olup dosya içindeki fotoğraflardan da hasar durumu hakkında bilgi edinildiği, Ekspertiz raporunda aracın alt rotil, alt salıncak, denge mili, iaft, amortisör, rot kolu, rot başı fren kaliperi, fren diski, direksiyon kutusu, ön panel, ön şase, ön tampon, sol ön çamurluk, çamurluk iç sacı, motor kaputu, ön cam, ön göğüs, yolcu hava yastğı,sürücü hava yastığı, emniyet kemeri ve braketleri, far, sis farı, v.s. gibi parçaların hasar gördüğü, yeni alınması gereken bu parçaların tutarının 29.658,08 TL olduğu, işçilik giderleri 4.610.-TL ile birlikte toplam hasar onarım bedelinin 34.295,08 TL olduğu belirtildiğini, Dava konusu aracın piyasa değerinin 50.000.-TL olması nedeni ile onarım bedelinin araç değerinin % 70 i olması nedeni ile onarımının ekonomik olmadığı, onarım sonrası araçta ayrıca değer kaybı da meydana geleceği, bu nedenle aracın onarımının ekonomik olmayıp aracın pert olarak kabul edilmesinin yerinde olduğu, Dava konusu aracın hasar görmeyen kaporta aksamı ve yine hasar görmeyen motoru dikkate alındığında, sovtaj değerinin 20.000.-TL olduğu, bu nedenle aracın onarılmayıp hasarlı hali ile satılması durumunda davacının zararının; 50.000 – 20.000 = 30.000.-TL olduğu kanaatine varıldığını,
Sigorta Hukuk Yönünden ise; T.T.K. nun ve 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun ilgili hükümleri, Kasko Sigortası Poliçe Genel ve Özel Şartlan açısından değerlendirildiğinde;T.T.K. 1409. maddesi; ‘‘Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. Sözleşmede öngörülen rizikolardan her hangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.”5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 11/4 maddesi ise; “Sigorta sözleşmelerinde kapsam dahiline alınmış olan riskler haricinde, kapsam dışı bırakılmış riskler açıkça belirtilir. Belirtilmemiş olan riskler teminat kapsamında sayılır” hükmünü getirildiğini, Kasko Poliçesi Genel Şartlarının A.l maddesi ; işbu sigorta ile sigortalının, karayolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz taşıtlardan, römork veya karavanlar ile iş makinelerinden ve lastik tekerlekli traktörlerden doğan menfaatinin; Aracın karayolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz taşıtlarla müsademesi Gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar, Üçüncü kişilerin kötü niyet veya muziplikle yaptıkları hareketler, Aracın yanması, Aracın çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi,dolayısıyla ihlali sonucu uğrayacağı maddi zararların sigorta güvencesine alınmış olduğu hususu ile teminatın yukarıda belirtilen tüm riziko grupları için verilmemesi durumunda poliçe başlığının en az 14 punto büyüklüğünde harflerle yazılmak koşuluyla “Dar Kapsamlı Kasko Sigorta Poliçesi” şeklinde yazılacağı hususu emredici olarak düzenlendiğini, Genel Şartların A.4. “Ek Sözleşme ile Teminat Kapsamına Dahil Edilebilecek Zararlar” başlığı altında 12 bent halinde tadadi olarak sayılan hallerin de poliçede yer alması durumunda, poliçe başlığının “Tam Kasko Sigorta Poliçesi” olarak yazılacağı ve poliçede, bu Genel Şartlarda sigorta teminatının kapsamına ilişkin olarak belirtilen ifadeler dışında ifade kullanılamayacağı hususu ile, A.5 maddesinde teminat dışında kalan hususlar 11 bent halinde tahdidi olarak sayılmış ve emredici olarak düzenlenmiş bulunmakta olduğunu, Davalı şirket tarafından düzenlenen uyuşmazlık konusu Kasko Sigorta Poliçesinin, genel şartlarda tanımlanan “Tam Kasko Sigorta Poliçesi” olduğu ve genel şartlarda belirtilen tüm riziko grupları için teminat verilmiş olduğu hususunun açık olduğunu, Davacıya ait araç davalı Mapfre Sigorta Şirketi nezdinde … noJu genişletilmiş kasko poliçesi ile 20.12.2015-20.12.2016 dönemi için rayiç değer teminatlı olarak genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı bulunmakta olduğunu, .Kasko Sigorta Genel Şartlan A.l. md. “Bu sigorta ile sigortacı, sigortalının, karayolunda kullanılabilen motorlu taşıtlardan doğan menfaatinin Gerek hareket gerek durma haline iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi yuvarlanması gibi kazalar ile 3. şahısların kötü niyet veya muziplikle yaptığı hareketler ” teminat kapsamına alındığını,
Dava konusu kazanın 22.08.2016 tarihinde kasko sigorta poliçesi vadesi içerisinde meydana geldiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. Maddesine göre; sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığının ispat yükü sigortacıya aittir. Sigorta Şirketince rizikonun, Kasko Sigortası Genel Şartlan A.5. maddesinde sayılan teminat dışı kalan zararlardan olduğunu şüpheye mahal vermeyecek şekilde somut ve net delillerle ispatlanmasının gerekmekte olduğunu, Sigortalının ihbar yükümlülüğünün kasten yerine getirilmediğinin ya da iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde kullanıldığının tartışmaya mahal vermeyecek somut kanıtlarla sigortacı tarafından ispat edilmesinin gerektiğini, Kasko sigorta sözleşmesinin sigorta teminatı dışı kalan halleri düzenleyen poliçe genel şartlarının A.5.5 maddesine göre taşıtın uyuşturucu maddeler veya 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların kasko sigortası teminatı dışında kaldığının kabul edildiğini,Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, “Genel Şartları’nın A.5.5. maddesi hükmü gereğince, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle, sürücünün münhasıran, sadece alkolün veya uyuşturucunun etkisi altında kaza yapmış olması gerekmekte olup. Böyle bir nedenle, hasarın teminat dışı kaldığının kanıt yükü de TTK hükmü uyarınca, sigortacıya düşmekte olduğunu
İspat yükü gereğince davacının dosyaya kaza ile ilgili beyan ve belgelerini sunduğunu, Davalı şirket tarafından aksini ispatlayan delil ibraz olunmadığını. Davalı şirket tarafından sunulan araştırma raporuna göre kaza yeri ve tarihinin beyanlar ile uyumlu olduğunun belirlendiğini, sigortalısı ve sürücü olan babasının telefon arama dökümlerinin verilmemesi sebebiyle incelenmesinin yapılamadığını, araştırma raporunda aracı kaza mahallinden çeken çekici Şerafettin … ifadesinde „ “22.08.2016 tarihinde öğle saatlerinde kendisine bilgi verilmesi üzerine olay mahalline gittiğini, kazanın doğru olduğunu, aracın sol ön kısımları ile ağaca çarpmış şekilde gördüğünü, aracın sürücüsünün kim olduğunu bilmediğini, polise bilgi verilmiş olmasına rağmen polisin gelmediğini, yaralama olmadığı için polisin gelmeyeceğini araç sahibine bildirdiğini, olay mahallinden ayrılarak akşamüstü tekrar olay mahalline giderek aracı çekici ile alarak … Servise götürdüğünü” beyan ettiği, neticede sürücü değişikliği kanaatine ilişkin iddianın davalı tarafından ispatlanamadığının görülmekte olup Ayrıca, davalı şirket tarafından sürücünün alkollü veya ehliyetsiz olduğuna ilişkin her hangi bir delil ibraz olunmadığını. Kaza sonrası olay mahalline ambulansın geldiği, sağlık tutanağına göre sürücünün … olduğu, ambulans doktorları tarafından muayene yapıldığı, sürücünün alkollü olduğuna ilişkin her hangi bir açıklamanın bulunmadığı ve sürücünün hastaneye girmek istemediği beyanı alınarak tutanak tutulduğunun görüldüğünü, meydana gelen hasarın poliçe teminatı kapsamında bulunduğu, kaza anında sürücünün … olduğu, … ın alkollü ve ehliyetsiz olduğuna ilişkin davalı tarafından delil ibraz olunmadığı ve zarardan sigorta şirketinin sorumlu olacağı kanaatine varıldığını,Poliçede yer alan “Tam Ziya Hasara Uğramış Araç” özel şartı incelendiğinde; “Sigortalı aracın sigorta başlangıcından önce ağır bir hasara maruz kalarak onarıldığının sigorta süresinin her hangi bir döneminde tespit edilmesi halinde sigortacının poliçeyi iptal etme hakkının saklı olduğu. Sigortacı poliçeyi iptal etmeyip, sigortanın devamını talep ettiği hallerde oluşabilecek her hangi bir kısım hasarda aracı dilediği serviste, eş değer parka kullanarak onarma hakkına sahip olacağını,Araçta tam hasar meydana gelmesi veya hırsızlık halinde ise aracın ağır hasarlı olarak onarıldığı göz önüne alınacak; piyasa rayiç bedelinin %40 düşülerek tazminat bedelinin belirlenecek olduğunu, ” Özel şart hükmü kapsamında ekspertiz raporunda yapılan Tramer araştırmasında davacı aracının dava konusu kaza öncesi özel şart hükmünde belirtilen şekilde bir hasara maruz kalmadığının belirlenmesi sebebiyle iş bu özel şart hükmünün dava konusu olayda uygulanma imkanının olmayacağı,Kasko Sigorta Genel Şartları B.3.3.4.1.maddesi tazminat ödemesini düzenlendiğini. “Sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 işgünü içinde Genel ve Özel Şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır. Tazminat Ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren45 gün sonra muaccel olur.” şeklinde olduğunu, davalıya hasar ihbarının 22.08.2016 tarihinde yapıldığı kabul edildiğinde, Genel Şartlar veT.T.K. gereği 07.112016 tarihinde ihtara gerek kalmaksızın davacının alacağı muaccel hale geldiğini,sonuç olarak dava konusu Meydana gelen zarar Kasko poliçesi teminatında olup, davalı şirketin zarardan sorumlu olduğunu, Aracın …olduğunun kabulü gerektiğini; davacının talep edebileceği zarar bedelinin 30.000,00.-TL. olduğunu,Davalı şirketin 07.11.2016 tarihi itibari ile temerrüde düştüğünün kabul edilebileceği ve avans faizi talep hakkı bulunduğu hususlarında görüş bildirilmiştir.
Davacıya ait aracın davalı şirket nezdinde kaskolu olduğu ve 22/08/2016 tarihli rizikonun poliçe yürürlük süresi içerisinde meydana geldiği konusunda taraflar arasında çekişme yoktur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı şirket nezdinde kasko sigortası ile sigortalı araçta meydana gelen hasarın kasko poliçesi kapsamında davalı tarafça karşılanması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen KSGŞ A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütününün sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Olay tarihi olan itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 1409. maddesinin 1. Fıkrası uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde olmayıp, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
Sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1.5.maddesi ve TTK 1446/2 maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar yükümlülüğünü kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu, riziko teminat içindeymiş gibi ihbar ederse ispat yükü yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçecektir.
Dosya kapsamında; 22/08/2016 tarihinde trafik kazasının meydana geldiği, sigorta araştırma tutanağında, çekici ihbarı ile çağrı merkezinin kaza günü bir bayan tarafından arandığı, arayan kişiye araç sürücüsünün sorulması üzerine … olduğunu söylediği, çağrı merkezi görevlisinin tekrar teyit amaçlı sorması üzerine telefonu …’ a verdiği, araç ile kaza yaptığını, tutanak tutturmadığını, çekici talebinde bulunduğunu söylediği, sürücünün … olduğu, ancak hasarla ilgili yazılı beyanda ise aracı kardeşi …’ ın kullandığının ifade edildiği, olay yerine ambulans geldiği, sürücünün hastaneyi gitmeyi kabul etmediği, hastaneye gitmeyi kabul etmesi durumunda, kazanın yaralamalı kaza olması nedeniyle polisin aracın sürücüsü ile ilgili işlem yapacağı ve alkol raporu için teste tabi tutalacağından kabul etmediği, kaza sırasında sürücünün alkollü olduğu veya sürücü belgesinin bulunmadığı, kazada sürücü değişikliği yapılmış olabileceği ihtimaline dayanarak davacıya tazminat ödemekten kaçındığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen Yasa maddeleri uyarınca ispat yükü üzerinde bulunan davalı kasko şirketi, aldıkları araştırma raporundaki tespitlere ve özellikle çağrı merkezi telefon kayıtlarına dayanarak olayda sürücü değişikliği yapıldığı iddiasında bulunmuş, bunun dışında ispata yarar herhangi bir delil sunmamıştır. Davalı sigortacının kazanın oluşumuna ilişkin ihbar edilenden farklı olduğu ve teminat dışında kalan hallerden olduğunu somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir.
Somut durumda; kazada davacı tarafın sürücü değişikliği yaptığı hususunun sabit olmadığı, sabit bile olsa, bunun tek başına doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmeme veya sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içerisinde gibi ihbar etme anlamına gelmeyeceği ve dolayısıyla ispat külfetinin de yer değiştirmeyeceği açıktır.
Mahkememizce, bilirkişi heyetinden alınan raporda; davacıya ait aracın piyasa değerinin 50.000,00-TL olduğu, hasar nedeniyle yeni alınması gereken parçaların tutarının 29.658,08-TL olduğu, işçilik giderinin ise 4.610,00-TL olduğu toplam hasar onarım bedelinin 34.295,08-TL olduğu, araç piyasa değerine göre hasar onarım bedelinin %70 olması nedeniyle aracın pert kabul edilmesi gerektiği, aracın sovtaj değerinin ise 20.000,00-TL olduğu, aracın piyasa değerinden sovtaj değerinin düşülmesi durumunda davacının gerçek zarar miktarının 30.000,00-TL olduğu, söz konusu bedelden ise davalının kasko sigortacısı olarak sorumlu bulunduğu, davacının 22/08/2016 tarihinde davalıya başvurusunu yaptığı, Kasko Sigorta Genel Şartları B.3.3.4.1. Maddesi uyarınca 07/11/2016 tarihinde davalının temerrüte düşmüş olduğu, dava dilekçesinde davacı tarafın 51.813,00-TL talepte bulunduğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile 30.000,00 TL kasko bedelinin 07.11.2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2.049,30 TL karar harcından peşin alınan 884,84 TL’nin mahsubu ile geri kalan 1.164,46 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacının yaptığı 925,94 TL İlk masraf, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 156,70 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.582,64.-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.495,36.-TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 4.500,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 4.080,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.02/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza