Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/528 E. 2019/478 K. 20.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/528 Esas
KARAR NO: 2019/478

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/06/2018
KARAR TARİHİ: 20/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Müvekkili bankanın dava dışı …ti. arasında imzalanan kredi sözleşmesine istinaden bu şirkete nakit krediler kullandırıldığını, davalının kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğunu, müvekkili banka alacağının borçlular tarafından ödenmediğini, bu nedenle kendilerine kredi hesaplarının kat edilerek… Noterliğinin 03.01.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen kredi borcunun ödenmediğinin ve borçluların mütemerrit olduğunu, alacağın tahsili için borçlular aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, müvekkili bankanın borçlulardan 28.12.2017 hesap kat tarihi itibariyle toplam 2.162.789,65 TL alacaklı olduğunu, icra takibinde sözleşme ve yasaya uygun şekilde faiz oranı ve BSMV talep edildiğini, açıklanan nedenlerle; davalı borçlunun İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptali ile takibin takip talebinde belirtilen koşullarla devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının başlatmış olduğu icra takibine ilişkin itirazın kaldırılması talepli dava dilekçesi, delil dilekçesi ve ekleri ile duruşma tarihi ve saatini bildirir çağrı kağıdının vekile değil davalı asile çıkarıldığını, fakat davalı asil adına çıkan tebligat, hukuka, mevzuata, içtihatlara, tebligat kanununa aykırı olarak doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21. Maddesinde göre tebligat yapıldığını, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzalamış olmasına rağmen sözleşme içerisinde yer alan bazı maddeler davacı bankanın gücünü kullanarak hem kefil müvekkili hem de borçluyu zarara uğratmak maksadıyla konulmuş maddeler olduğunu, huzurdaki dava konusu olayda taraflar arasında akdedilen ve davalı müvekkilin ticari anlamda sözleşme özgürlüğünü ciddi ölçüde sınırlayan genel kredi sözleşmesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, bankanın tek taraflı olarak temerrüt halini belirliyor olması, kredi borçlusunun sözleşme içeriğinin belirlenmesindeki rolünün kağıt üzerinde kaldığını gösterdiğini belirterek, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine, davacı aleyhine, icra takibinin konusu olan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dosyamıza getirtilen İstanbul… İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 2.233.718,39-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia savunma ve tüm dosya kapsamı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi 13/02/2019 tarihli raporunun sonuç kısmında,
l.A) Davacı bankanın 08.02.2018 Takip (Temerrüt) tarihi itibariyle, davalı müşterek borçlu müteselsil kefil …’dan, … Referanslı krediden 158,55,-TL asıl alacak, 3,51,-TL temerrüt faizi, faizin %5’i 0,18,-TL BSMV olmak üzere toplam 162,24,-TL alacaklı bulunduğu,
1.B) Davacı bankanın 08.02.2018 Takip (Temerrüt) tarihi itibariyle, davalı müşterek borçlu müteselsil kefil …’dan, … Referanslı krediden 2.162.631,10,-TL asıl alacak, 47.938,32,-TL temerrüt faizi, faizin %5’i 2.396,92,-TL BSMV olmak üzere toplam 2.213.128,58,-TL alacaklı bulunduğu,
2.)Davacı bankanın l.A) Maddesinde tespitlerimiz üzerinde kalan 5,99,-TL İşlemiş faiz ve 0,30,-TL Bsmv, l.B) Maddesinde tespitlerimiz üzerinde kalan 67.545,19,-TL İşlemiş faiz, 3.377,26,-TL Bsmv taleplerinin yerinde olmadığı,
3.)Takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar davalıdan l.A) kredisinde 158,55,-TL, l.B) kredisinde 2.162.631,10,-TL matrahlar üzerinden %38 oranında Temerrüt faizi, Faizin % 5 i Gider Vergisinin istenebileceği, hususlarında görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67 maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu ihtilafın, Davalı münkir olup, davacı ile dava dışı …Şti arasında yapılan genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil, müşterek borlu olarak yere alan davanın davacıya, bu sözleşmeden kaynaklı kefaleti nedeniyle borcu olup olmadığı, varsa takip tarihi itibariyle ferileriyle birlikte miktarı, alacağa uygulanan faiz oranının sözleşmeye uygun olup olmadığı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Davacı iddiası, davalı taraf savunması, genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, icra dosyası ve alınan bilirkişi raporu uyarınca davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafça sözleşmenin geçersiz olduğu ve davalı aleyhine hükümler içerdiği belirtilmiş ise de dava konusu alacağın genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, genel kredi sözleşmesinin tip sözleşmeler olmasına rağmen tek başına tacirler için tip sözleşmedeki aleyhe olan hükümlerin geçersiz kılınamayacağı, genel kredi sözleşmesinin asıl tarafı …Şti. olup, tacir olduğu, tacir basiretine sahip olması gerektiği, keza davalının da bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu ve hakkında 6102 sayılı yasanın 7.maddesinin uygulanması gerektiği ve buna göre de asıl borçlu için sözleşmenin kendisi için de ticari iş niteliğinde olduğu, yine 6102 sayılı yasanın 8.maddesinde faizin serbestçe tayin edilebileceğine ilişkin hüküm dikkate alındığında işin ticari ve tarafların ve asıl borçlunun tacir, davalının da asıl borca müteselsil kefil olması nedeniyle banka tarafından Bakanlar Kurulu kararına uyarak serbest şekilde merkez bankasına bildirmek şartıyla faiz uygulayabileceğini, faiz hususunun merkez bankasına bildirilmesi halinde her bankanın kendi şubelerinde de görünür vaziyette bulundurdukları ve sözleşme imzalama anında da tarafların bu hususu bildiği, keza ticari krediler için bankanın finans sağlarken temin ettiği finansın maliyetinde artışlar olduğunda bunu borçluya yansıtmasının hukuka uygun olduğu, M.K 2.maddeye bir aykırılık oluşturmadığı ve yine temin edilen finansmanın maliyetinde düşüş olduğundan bunu yine borçluya da olumlu yönde yansıtıldığı, banka uygulamaları şeklinde görülen uygulamalar olup süresi belli olmayan baştan yapılmış bir sözleşmeyle bankanın ne zaman ve ne kadar kullanılacağı belli olmayan, bu nedenle de maliyeti kestirilemeyen kredi sözleşmesinden kaynaklanan değişken faizli krediler için baştan bir faiz oranı belirlemesi davacıdan beklenilemeyeceği gibi, bu beklenti içine girmenin de M.K 2.maddesindeki dürüstlük kuralına uygun düşmediği ve TTK’nun faize ilişkin düzenlemesine de aykırı olmadığı, yine borçlu aleyhine onun durumunu ağırlaştırıcı nitelik de taşımadığı yine piyasa koşuıllarına göre belirlenen maliyetler üzerinden banka karları ve operasyonel giderleri düşünülerek faizlerin yansıtıldığı, bu nedenle de genel işlem şartları yönünden yok farzedilmesi gereken bir düzenleme olmadığı, kaldı ki davacı tarafça bakanlar kurulu kararına istinaden merkez bankasına bildirdiği faiz oranından daha düşük oranda faiz uygulaması yaptığı, bu haliyle davalının bu yöndeki savunmaları yerinde görülmemiş ve dikkate alınmamıştır.
Alınan detaylı gerekçeli, dayanaklı, dosya kapsamıyla uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporunda doğru şekilde tespit edildiği üzere takipten önce davalının temerrüde düşürülmediği, davalının takip ile ancak temerrüde düştüğü, ancak temerrüt anına kadar bankanın temerrüt faizi yerine akdi faiz işletebileceği tespit edilmiş ve buna göre de bankanın 0085…600 referanslı krediden kaynaklı olarak davacının davalıdan 158,55 TL ve 0085…156 referanslı krediden kaynaklı olarak 2.162.631,10 TL asıl alacak ki toplamda 2.162.789,65 TL asıl alacak ve 47.941,83 TL işlemiş faiz ve faizin %5 BSMV’si olan 2.397,01 TL olmak üzere toplam 2.213.128,58 TL’ye ilişkin davalı itirazının yerinde olmadığı, davalının bu kısma ilişkin itirazının iptali gerektiği ve iptal edilen kısım yönünden davalının imzalamış olduğu kredi sözleşmesindeki 3.000.000,00 TL’lik kefalet sınır içerisinde kaldığı anlaşılmakla, davalının itirazının haksız olduğuna ve iptali gerektiğine, kabul edilen asıl alacak üzerinden de taleple bağlı kalınarak %38 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si uygulanmak suretiyle takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Takibe konu alacak, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı olup, davalı tarafça borcun bilinebileceği bu haliyle alacağın likit olduğuna kanaat getirildiğinden kabul edilen kısım üzerinden takdiren %20 oran üzerinden hesaplanan 442.625,71 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen kısım yönünden her ne kadar davalı taraf kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de davacının açıkça kötü niyetli olduğunu iddia ve ispat edemediğinden kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığına kanaat getirilmiş ve davalının bu yöndeki talebinin de reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM
1-Davacının davasının kısmen kabulu ile, davalının İstanbul …icra müdürlüğünün … E.sayılı dosyasındaki 2.162.789,65 TL ( 158,55+2.162.631,10 ) asıl, 47.941,83 tl İŞLEMİŞ faiz+2.397,01 TL BSMV olmak üzere 2.213.128,58 TL ye ilişkin itirazın iptaline,
Kabul edilen asıl alacak 2.162.789,65 TL ( 158,55+2.162.631,10 ) %38 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV si uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazla istemin reddine,
2-Kabul edilen dava değeri üzerinde takdiren %20 oranında hesaplanan 442.625,71 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Red edilen kısım yönünden şartlar oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 151.178,81 TL karar harcından peşin alınan 38.146,33 TL’nin mahsubu ile geri kalan 113.032,48 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacının yaptığı 27.859,84 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 27.603,03-TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 83.396,93 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.725,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan
E-İmza
Üye
E-İmza
Üye
E-İmza
Katip 135195
E-İmza

HARÇ BEYANI / YARGILAMA GİDERİ /
151.178,81 TL İ.H 27.018,84 TL İlk masraf
38.146,33 TL P.H / 800,00 TL Bilirkişi ücreti
113.032,48 TL Bakiye harç 41,00 TL Tebligat gideri
27.859,84 TL