Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/477 E. 2019/1224 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/477 Esas
KARAR NO : 2019/1224

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 30/01/2015 tarihinde davalı yanın güvenlik hizmeti vermesine yönelik sözleşme imzalandığını, sözleşmenin süre başlıklı maddesi uyarıncada 2018 yılı için de devam ettiğini, ancak davalı şirketin 16/03/2018 tarihinde faks göndererek verdiği hizmeti askıya aldığını bildirdiğini, sözleşmenin incelenmesi halinde davalının böyle bir hakkının olmadığının görüleceğini, sözleşmede sözleşmeyi fesheden tarafın 6 aylık fatura tutarını diğer tarafa ödeyeceğinin belirtildiğini, müvekkilinin bu tutarın tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başladıklarını, davalının takibe itiraz ederek durdurduğunu, bunun üzerine huzurdaki davanın açılarak yapılan itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili aleyhine açtığı takip dosyasına itiraz ettiklerini, bunun üzerine davacının huzurdaki davayı açarak yapılan itirazın iptalini takibin kaldığı yerden devamını talep ettiğini, davacının başlattığı takipte haksız olduğunu, davacının aralarındaki sözleşme uyarınca her ay yapması gereken ödemeyi 3-4 ay geciktirerek yaptığını, davacıya verilen güvenlik hizmeti bedeli olan 3 ay 20 günlük fatura bedeli olan 70.000,00 TL civarında alacağın tahsili için davacı yana takip başlattıklarını buna rağmen alacağı tahsil edemediklerini, buna rağmen mahkemedeki davayı açmasının kötü niyet göstergesi olacağını, sözleşmeyi askıya aldıktan sonrada tarafların anlaşarak sözleşmeyi sonlandırdığını, taraflarca karşılıklı anlaşmayla sözleşmenin sonlandırıldığını, bu sebeple huzurdaki davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
İcra İflas Kanununun 67/1 maddesine göre ‘Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 91.646,94 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında bulunan güvenlik hizmet sözleşmesinin haksız feshi iddiası ile oluşan cezai şart alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce resen belirlenen bilirkişi heyetine dosya tevdi edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş olup, bilirkişi raporunda “Davacı ve davalının e-defter sisteminde olup, defterlerinin kendi lehlerine delill , olduğu, faturalarında e-fatura sistemi üzerinden gönderildiği, cari hesap konusunda itiraz konusu olan 26.3.2018 tarih … nolu KDV dahil 6,567,04 TL’lık e-fatura sistemi üzerinden Temel Fatura olarak düzenlenen e-faturaııın davalının hesaplarına madde 5’de paylaşıldığı üzere tebliği gereğince muhasebede kayıtlarına alınması gerektiği. iade faturanın kayda alınmasından sonra dava konusu olan cari hesap bakiyesinin 60.079.30 TL davalı tarafın alacaklı olduğu, somut olayda hukuki sorunun taraflar arasındaki sözleşmenin bir ikale sözleşmesi (sona erdirme sözleşmesi) ile sona erdirilip erdirilmediği noktasında toplandığı. 16.03.20l8 tarihli sözleşmeyi askıya alma konulu belgenin bir öneri niteliği taşıyıp taşımadığının hukuki sorunun çözümüne etkisi bulunmadığı, ister öneri sayılsın ister sayılmasın, dosya kapsamında yer alan hizmet bitiş protokolünün hukuki niteliği ve hükmünün belirlenmesinin taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde etkili olacağı, bu sözleşme öncesi davalıya yöneltildiği beyan edilen sözleşmeyi askıya alma konulu belgenin niteliğinin tartışılmasında yarar bulunmadığı, taraflar arasındaki 19.3.2018 tarihinde Hizmet Bitiş Protokolünün değerlendirilmesi gerektiği, 19.3.2019 tarihli Protokolün konusunun 3.1.2015 tarihli Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesinin sona erdirilmesine ilişkin olduğu, 31.1.2015 tarihli Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesinin, geniş anlamda borç ilişkisi olduğu, geniş anlamda ilişkinin sona erdiren hukuki işlemlerin, ikale sözleşmesi niteliği taşıdığı, konusu, 31.1.2015 tarihli Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesinin sona erdirilmesi olan 19.3.2019 tarihli Protokolün esasen bir ikale sözleşmesi olduğu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir ikale sözleşmesi oluşturduğunun tespit edilmiş olmasının somut olayın çözümünde yeterli olmadığı, ayrıca davacının yetkisiz kişilerin sözleşmeyi kurduğu ve yetkisiz temsilcinin işlemine onay verilmediği bu nedenle anılan sözleşmenin hüküm ve sonuç doğurmadığı yönündeki beyanlarının değerlendirilmesi gerektiği, anılan sözleşme incelendiğinde, imza atanların isimleri anlaşılmamakla birlikte her iki şirketin kaşelerinin bulunduğunun görüldüğü, bu sözleşmeyi imzaladığı iddia edilen …’ın. davacı şirketin çalışanı olmakla birlikte, firmayı temsile yetkili olup olmadığı, ticari temsilci veya ticari vekil olup olmadığının değerlendirilebilmesi için dosya kapsamında bir belgeye rastlanmadığı, bu kişinin şirketin olağan işlerinde rutin olarak yer alıp almadığı, karar alma süreçlerine katılıp katılmadığı veya katılmamakla beraber kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği konusundaki değerlendirmeye esas alınacak somut bilgilere ulaşılamadığı, Ancak bu konuya ilişkin dosya kapsamındaki diğer olgular değerlendirilerek sonuca ulaşılabileceği, şöyle ki taraflar arasındaki 31.5.2015 tarihli sözleşmenin 2018 yılında da (31,5.2016 tarihine kadar) uzatıldığının açık olduğu, davalı taralından dava dosyasına sunulan birden çok elektronik postada müteaddit defalar gecikmiş ödemelerin yapılmasının talep edildiği, davacının ödemelerini gerçekleştirmediği. 31.5.2018 tarihine kadar davalı tarafından davacıya hizmet verilmesi gerektiği, oysa 16.3.2018 tarihinde davalı tarafından gönderilen hizmetin askıya alınması konulu faks ile 19.3.2018 tarihi itibariyle hizmetin durdurulacağının açıkça ifade edildiği, ardından 19.3.2018 tarihinde de Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesinin de ıkale sözleşmesi ile sona erdirildiği, bu sözleşmenin davacı açısından yetkisiz bir temsilci tarafından kurulup kurulmamasıııdan bağımsız olarak bu tarihten sonra davalının Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesinden doğan edimlerini ifa etmediğinin sabit olduğu, davacının 29.5.2018 tarihli dava dilekçesinde, bu durumun davacıyı mağdur ettiğinin açıkça beyan edildiği, buna rağmen davacı tarafın aynen ifa talebinde bulunmadığı. Ö/el Güvenlik Hizmet Sözleşmesi m. 7 uyarınca 6 aylık fatura tutarı ceza koşulu için davalıya 15.05.201 S tarihinde istanbul 31.İcra Md. 2018/ 16801 \1. Sayılı dosyası ile ilamsız takibi başlattığı, başka ifadeyle hizmetin verilmesinin durdurulduğu tarihten itibaren yaklaşık 2 ay sonra ceza koşulunun talep edildiğinin görüldüğü, mali incelemede, davalının sağladığı hizmet karşılığında 60.079.00 TL. alacaklı olduğunun belirlendiği, Söz konusu ikale sözleşmesini imzaladığı ileri sürülen …’m çalışan olduğu sabit olmakla birlikte ticari vekil benzeri bir temsil yetkisine sahip olduğu varsayımında ikale sözleşmesinin dosya kapsamında başkaca bir değerlendirmeye gerek kalmaksızın geçerli sayılacağı, bu halde haksız fesih söz konusu olmayacağı için ceza koşulu talep edilemeyeceği, …’ın yetksiz olduğu kabul edildiğinde ise yukarıdaki tespitler ışığında davacının ccza koşulu talep etliği sırada Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi dolayısıyla 60.079.30 TL borçlu olduğu, davacı tarafından dava dosyasına sunulan birden çok elektronik posta yazışmasında müteaddit defalar gecikmiş ödemelerin yapılmasının talep edildiği, ödemelerin yapılmadığı ve dava dilekçesinde hizmetin verilmemesine dayalı olarak mağdur olduğunu beyan etmesine rağmen hizmetin durdurulduğu tarihten 2 ay sonra ceza koşulu talep etliği bu doğrultuda ceza koşulu talebinin MK m. 2 Dürüstlük Kuralı çerçevesinde hukuken korunup korumayacağı hususunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu kanaatine varıldığı” şeklinde rapor sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında güvenlik hizmet sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişkinin mevcut olduğu, 30/01/2015 tarihinde davalı yanın güvenlik hizmeti vermesine yönelik sözleşme imzalandığı, sözleşmenin süre başlıklı maddesi uyarınca da 2018 yılı için de devam ettiği, ancak davalı şirketin 16/03/2018 tarihinde faks göndererek verdiği hizmeti askıya aldığını bildirdiği, askıya alma gerekçesi olarak ta 2017 Aralık, 2018 Ocak ve Şubat olmak üzere davacı tarafından yapılması gereken 3 aylık hizmet bedeline ilişkin ödemenin yapılmadığı, bu durumun davalının kendi personellerinin giderlerini finansman açısından zor duruma soktuğu gibi hususların belirtildiği anlaşılmıştır.
Davalı taralından dava dosyasına sunulan birden çok elektronik postada müteaddit defalar gecikmiş ödemelerin yapılmasının talep edildiği, davacının ödemelerini gerçekleştirmediği. 31.5.2018 tarihine kadar davalı tarafından davacıya hizmet verilmesi gerektiği, oysa 16.3.2018 tarihinde davalı tarafından gönderilen hizmetin askıya alınması konulu faks ile 19.3.2018 tarihi itibariyle hizmetin durdurulacağının açıkça ifade edildiği, ardından 19.3.2018 tarihinde de Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesinin de ikale sözleşmesi ile sona erdirildiği olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Zira bu tarihten sonra davalının sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmediği ihtilaf konusu olmayıp, bu durumun davacıyı mağdur ettiğinin açıkça beyan edildiği, buna rağmen davacı tarafın aynen ifa talebinde bulunmadığı. hizmetin verilmesinin durdurulduğu tarihten itibaren yaklaşık 2 ay sonra ceza koşulunun talep edildiği anlaşılmakla, bilirkişi tarafından yapılan mali incelemede, davalının sağladığı hizmet karşılığında 60.079.00 TL. alacaklı olduğu belirlenmiştir.
Bilirkişiler tarafından raporda da alternatifli olarak değerlendirildiği üzere, ikale sözleşmesini imzaladığı ileri sürülen …’ın çalışan olduğu sabit olmakla birlikte ticari vekil benzeri bir temsil yetkisine sahip olduğu varsayımında ikale sözleşmesinin her halükarda geçerli sayılacağı, bu halde haksız fesih söz konusu olmayacağı için ceza koşulu talep edilemeyeceği, …’ın yetksiz olduğu kabul edildiğinde ise davacının ccza koşulu talep etliği sırada sözleşme dolayısıyla 60.079.30 TL borçlu olduğu, davacı tarafından dava dosyasına sunulan birden çok elektronik posta yazışmasında müteaddit defalar gecikmiş ödemelerin yapılmasının talep edildiği, ödemelerin yapılmadığı ve dava dilekçesinde hizmetin verilmemesine dayalı olarak mağdur olduğunu beyan etmesine rağmen hizmetin durdurulduğu tarihten 2 ay sonra ceza koşulu talep etliği bu doğrultuda ceza koşulu talebinin MK m. 2 Dürüstlük Kuralı çerçevesinde mahkememizce yapılan değerlendirmede, hukuken korunmayacağı kanaatine varılmış olmakla; neticeten taraflar arasındaki sözleşmenin ikale sözleşmesi ile sona erdirildiği ve davacı tarafın ileri sürdüğü taleplerinde haklı olmadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli harç 44,40 TL olup, peşin alınan 1.565,11 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 1.520,71 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 10.081,76 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
¸
Hakim …
¸