Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/46 E. 2022/192 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/46 Esas
KARAR NO :2022/192

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:16/01/2018
KARAR TARİHİ:01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/01/2017 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında davalı … şirketine sigortalı, davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan, davalı …’un işleteni olduğu … plaka sayılı minibüsün müvekkillerinin desteği olan …’ın kullandığı motosiklete çarptığını ve kaza nedeniyle …’ın vefat ettiğini, kazaya ilişkin savcılık soruşturması başlatıldığını, ayrıca kamera görüntüleri ile kazanın oluşumunda … plaka sayılı aracın kusurlu olduğunun anlaşıldığını, tüm davalılarının kazadan birlikte sorumlu olduklarını, müteveffanın vefatı nedeniyle müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını belirterek ilk aşamada müvekkili … için 2.500,00-TL ve müvekkili … için 2.500,00-TL olmak üzere toplam 5.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan; müvekkili … için 50.000,00-TL ve müvekkili … için 50.000,00-TL olmak üzere toplam 100.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’tan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffanın kazada tam kusurlu olduğunu, kaza tespit tutanağının bu gerçeği ortaya koyduğunu, ayrıca davacı vekilinin soruşturma dosyasına verdiği beyanında başka araçların da kazaya sebep olduğunu belirttiğini, müvekkilinin araç sahibi olarak kazada kusurunun bulunmadığını, bu nedenle keşif yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tazminat talebinin yersiz olduğunu, müvekkiline yapılan başvuru üzerine davacılara 125.935,06-TL ödeme yapıldığını; ayrıca müvekkilinin sorumluluğunun, sigortalısının kusuru oranında ve poliçe teminat sınırları içerisinde olduğunu, kusur durumunun net olarak anlaşılması için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … … tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
20.01.2017 tarihinde … … Bulvarı – … tünelinden geri manevra ile çıkan davalı … ‘ın işleteni olduğu, davalı … sevk ve idaresindeki davalı …Ş. ‘ye ZMMS Sigorta poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı minibüs ile davacıların desteği … ‘ ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin çarpışması sonucu dava konusu çift taraflı trafik kazasının meydana geldiği ve kaza sonucu davacıların desteği …’ın hayatını kaybettiği, davacılar tarafından söz konusu ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemiyle işbu davayı açıldığı anlaşılmaktadır.
İddia, savunma, toplanan deliller değerlendirilerek 20/01/2017 tarihinde meydana gelen davaya konu trafik kazasında tarafların kusur durum ve oranlarının tespiti hususunda dosya üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişi heyeti sunmuş olduğu raporunda özetle;
“1. Davalı sürücü … %40 (yüzde kırk) oranında kusurlu, 2. Davacı murisi motosiklet sürücüsü … %60 (yüzde atmış) oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Mahkememizce gerek dosya kapsamında alınmış olan kusur raporu ile dava konusu kazaya ilişkin ceza yargılamasının yapıldığı …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamında alınan kusur raporları arasında mevcut çelişkilerin giderilmesi amacıyla yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmuş olup, 19/11/2019 tarihli yeni heyet raporunda özetle; “2 no’lu davalının kontrolünde olan minibüs ile tek yönlü yolda trafik kurallarına aykırı şekilde geri gelerek arkadan gelebilecek olan trafiği tehlikeye düşürerek dikkat ve özene aykırı davranışları nedeni ile meydana gelen olayda ASLİ KUSURLU olduğu, müteveffa sürücü …’ın ise mevcut mahal şartlarını dikkate alıp, zamanında fren tedbirini alarak kazayı önlemeye çalışması gerektiği halde tedbirinde yetersiz kalarak geri manevra yapan minibüse arkadan çarptığı olayda TALİ KUSURLU olduğu değerlendirilmiş olup, konu olaya ilişkin ceza dosyası kapsamında alınmış olan Adli Tıp Kurumu raporundaki görüşler isabetli bulunmuştur.
Yukarıdakı hususlar muvacehesinde meydana gelen olayda:
i) 2 no’lu davalı …’ın ASLİ kusurlu (75% oranında) kusurlu olduğu
il) Müteveffa sürücü …’ın TALİ kusurlu (25% oranında) kusurlu olduğu” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davalı vekilinin itirazları da değerlendirilerek son alınan kusur raporu ile ceza dosyası ve mahkememiz dosyasında alınan ilk kusur raporu arasındaki çelişkinin gerekçeli olarak yeterince giderilmediği bu hali raporun denetime elverişli olmaması sebebiyle mahkememizce kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosya Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiş olup, ATK tarafından sunulan 17/09/2021 tarihli raporda özetle; “Tüm dosya kapsamı, kaza tespit tutanağı, tüm ifadeler, 07.02.2017 tarihli bilirkişi raporu, 20.02.2017 tarihli ek bilirkişi raporu, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’ne ait 13/10/2017 tarihli ve … sayılı rapor, 10.12.2019 tarihli bilirkişi raporu, 27.05.2019 tarihli bilirkişi raporu,19.11.2019 tarihli bilirkişi heyet raporu, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, CD içerisinde bulunan video içerikleri ve dosya içerisindeki tüm veriler bir bütün halinde incelendiğinde kazanın yukarıda ”Olay” kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmıştır. Davalı sürücünün yönetimindeki minibüs ile olay mahalli tünel içerisinde ters istikamette geri manevra ile seyrederek gerisinden gelmekte olan ve sol şeritten sağ şeride manevra yapan müteveffa sürücü yönetimindeki motosikletin sürüş seyrini bozduğu kanaatine varılmıştır. Müteveffa sürücünün de yönetimindeki motosiklet ile olay mahalli tünel girişine hava ve yol koşullarını da dikkate alarak uygun hızla müteyakkız şekilde yaklaşması gerekirken bunu yapmadığı, sol şeritten sağ şeride manevra yaptığı, sağ şerit üzerinde ters istikamette geri manevra ile gelmekte olan davalı sürücü yönetimindeki minibüsle çarpıştığı kanaatine varılmıştır. Davalı sürücü yönetimindeki minibüsün ön ilerisinde bulunan ve geri manevra ile (minibüsün önünde olacak vaziyette) ters istikamette seyreden ticari taksilerin gerçekleşen kazada etkilerinin bulunmadığı anlaşılmış olup bu hususlar dikkate alınarak aşağıdaki şekilde rapor tanzim edilmiştir.
Mevcut verilere göre;
A) Davalı sürücü …, sevk ve idaresindeki minibüs ile gece vakti, aydınlatmanın bulunduğu tünel içerisinde, sağ şerit üzerinde, nizamlara aykırı şekilde ters istikamette geri manevra ile seyrederek gerisinden gelmekte olan ve sol şeritten sağ şeride manevra yapan müteveffa sürücü yönetimindeki motosikletin sürüş seyrini bozduğu anlaşılmakla gerçekleşen olayda asli derecede kusurludur.
B) Müteveffa sürücü …, sevk ve idaresindeki motosiklet ile gece vakti, aydınlatmanın bulunduğu tünel girişine hava ve yol koşullarını da dikkate alarak uygun hızla müteyakkız şekilde yaklaşması, dörtlü ikaz ışıkları yanar vaziyette geri manevra ile gelmekte olan minibüse karşı zamanında etkili fren-direksiyon tedbiri alması gerekirken bunları yapmadığı anlaşılmakla gerçekleşen olayda tali derecede kusurludur.
C) Davalı sürücü yönetimindeki minibüsün ön ilerisinde bulunan ve geri manevra ile (minibüsün önünde olacak vaziyette) ters istikamette seyreden ticari taksilerin sürücülerinin gerçekleşen kazada atfı kabil kusurları bulunmamaktadır.
SONUÇ:
Yukarıdaki hususlar çerçevesinde, olayda;
A) Davalı sürücü …’ın %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu,
B) Müteveffa sürücü …’ın %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir.
Yukarıda ayrıntılarına yer verilen ve dosya kapsamında alınan son kusur raporu olan 17/09/2021 tarihli ATK raporunun tüm dosya kapsamına göre kusur durumunu irdelemesi ve rapor edilen gerekçenin çelişkinin giderilmesi bakımından yeterli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacıların destekten yoksun kalma pay oranları ile tazminat miktarlarının tespit ve hesabı hususunda dosya aktüer bilirkişisine tevdi edilmiş sunulan 05/01/2021 tarihli raporda özetle; “Davacıların talep edebilecekleri maddi tazminat hesaplanmasında; poliçenin 01.06.2015 tarihinden sonra yeni genel şartlarda tanzim edildiği ve kaza tarihinin 20.01.2017 – olduğu dikkate alındığında; 24.04.2016 tarihli yasa gereği KTK ‘ nunda yapılan ve yürürlüğe alınarak Yargıtay 17 HD tarafından da kabul gören “Genel Şartlarda belirtilen usul ve esaslar” doğrultusunda davalı … şirketinin (17.07.2020 tarihli Anayasa Mahkemesi iptal kararı öncesinde) hesaplama yaptırarak davacılara maddi tazminat ödemesi yaptığı, bu bağlamda; öncelikle 07.12.2017 ödeme yapıldığı tarihte geçerli ve yürürlükte olan şartlar dahilinde; TRH 2010 yaşam tablosuna göre ve “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant” formülü äx,n = (Nx-Nx+n)/Dx kullanılarak Genel Şartlar gereği 1,8 Teknik faiz uygulanarak hesaplama yapıldığında; 20.01.2017 tarihinde destekçi …’ ın vefatı sonrasında; Davacı eş …’ ın; eşini kaybetmesi sonucu toplam DYK zararının 133.306,12 TL olduğu, desteğin kusuruna denk gelen zararların talep edilemeyeceğinin kabulü ile davalı …Ş. ‘den talep edebileceği maddi zararının 99.979,59 TL olduğu, davacıya yapılan 104.240,57 TL tazminat ödemesi ile maddi zararının karşılandığı, Davacı oğlu … ın; babasını kaybetmesi sonucu toplam DYK zararının 22.899,81 TL olduğu, desteğin kusuruna denk gelen zararların talep edilemeyeceğinin kabulü ile davalı …Ş. ‘den talep edebileceği maddi zararının 99.979,59 TL olduğu, davacıya yapılan 17.174,86 TL olduğu, davacıya yapılan 21.694,49 TL tazminat ödemesi ile maddi zararının karşılandığı, Davacıların davalılardan talep edebileceği maddi zararlarının bulunmadığı, Poliçenin 01.06.2015 tarihinden sonra yeni genel şartlarda tanzim edildiği ve kaza tarihinin 20.01.2017 – olduğu dikkate alındığında; 17.07.2020 tarihli Anayasa Mahkemesi iptal kararı dahilinde) hesaplama yaptırarak davacılara maddi tazminat ödemesi yapılması gerektiğine Sayın mahkeme karar vermesi halinde; bu bağlamda; PMF 1931 yaşam tablosuna göre ve “1/kn kullanılarak (prograsif rant) % 10 ıskonto ve artış ile hesaplandığında; 20.01.2017 tarihinde destekçi …’ ın vefatı sonrasında; Davacı eş …’ ın; eşini kaybetmesi sonucu toplam DYK zararının 172.837,27 TL olduğu, desteğin kusuruna denk gelen zararların talep edilemeyeceğinin kabulü ile davalı …Ş. ‘den talep edebileceği maddi zararının 129.627,95 TL olduğu, davacıya yapılan 104.240,57 TL tazminat ödemesi ile maddi zararının % 80,42 ‘sinin karşılandığı, Davacı oğlu … ın; babasını kaybetmesi sonucu toplam DYK zararının 26.230,92 TL olduğu, desteğin kusuruna denk gelen zararların talep edilemeyeceğinin kabulü ile davalı …Ş. ‘den talep edebileceği maddi zararının 99.979,59 TL olduğu, davacıya yapılan 19.673,19 TL olduğu, davacıya yapılan 21.694,49 TL tazminat ödemesi ile maddi zararının karşılandığı, Davacı oğlu …’ ın davalılardan talep edebileceği maddi zararlarının bulunmadığı hesaplanmaktadır.
Her iki teknikle ve yaşam tablosu ile hesaplama yapıldığında, davacı müteveffanın oğlu …’ ın maddi zararının 07.12.2017 tarihinde yapılan ödeme ile karşılandığı 2.3. 04.01.2021 rapor tarihinde; 17.07.2020 tarihli Anayasa Mahkemesi iptal kararı dahilinde)hesaplama yaptırarak davacı eş …’a maddi tazminat ödemesi yapılması gerektiğine Sayın mahkeme karar vermesi halinde; Bu bağlamda; PMF 1931 yaşam tablosuna göre ve “1/kn kullanılarak (prograsif rant) % 10 ıskonto ve artış ile hesaplandığında; 20.01.2017 tarihinde destekçi …’ ın vefatı sonrasında; Davacı eş …’ ın; eşini kaybetmesi sonucu toplam DYK zararının 334.143,16 TL olduğu, desteğin kusuruna denk gelen zararların talep edilemeyeceğinin kabulü ile davalı …Ş. ‘den talep edebileceği maddi zararının 250.607,37 TL olduğu, davacıya yapılan 104.240,57 TL tazminat ödemesi rapor tarihindeki güncel değeri 133.156,62 TL ‘ nin tenzili ile, bakiye maddi zarar alacağının 117.450,75 TL olabileceği, Davacı oğlu …’ ın davalılardan talep edebileceği maddi zararlarının bulunmadığı, Dava dışı anne için 42.553,68 TL, Dava dışı baba için 30.207,07 TL olduğu hesaplanmaktadır.
Davalı … şirketi tarafından 07.12.2017 tarihinde yapılan toplam 125.935,06 TL ödeme ile 330.000,00 TL teminat limiti dikkate alındığında; bakiye limitin (330.000,00 TL – 125.935,06 TL) 204.064,94 TL olduğu” şeklinde tespitte bulunulmuştur.
Mahkememizce gerek söz konusu aktüer rapor tarihinden sonra yeni bir kusur raporu alınmış olması, gerek 2022 yılına girilmesi sebebiyle tazminat hesabında karar tarihine en yakın tarihli asgari ücret verilerinin kullanılması gerekliliği ve gerekse güncel yüksek yargı içtihatlarında hesaplamada TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması gerektiğinin içtihat edildiği gözetilerek ek aktüer raporu tanzimi istenmiş olup, sunulan 06/01/2022 tarihli ek raporda özetle; ”
2- Davacının Talep Edebilecekleri Maddi Tazminat Hesaplanmasında;
2.1. Verilen görev çerçevesinde, TRH 2010 yaşam tabloları ve prograsif rant formülü ile hesaplama
yapıldığında; 20.01.2017 tarihinde destekçi …’ ın vefatı sonrasında;
-Davacı eş …’ ın; eşini kaybetmesi sonucu toplam DYK zararının
182.702,43 TL olduğu, desteğin kusuruna denk gelen zararların talep edilemeyeceğinin kabulü ile davalı
… ‘den talep edebileceği maddi zararının 137.026,82 TL olduğu, davacıya yapılan
104.240,57 TL tazminat ödemesi ile maddi zararının % 76,07 ‘sinin karşılandığı,
-Davacı oğlu … ın; babasını kaybetmesi sonucu 25 yaşına kadar toplam
DYK zararının 39.745,34 TL olduğu, desteğin kusuruna denk gelen zararların talep edilemeyeceğinin
kabulü ile davalı …Ş. ‘den talep edebileceği maddi zararının 29.809,01 TL olduğu,
davacıya yapılan 19.673,19 TL olduğu, davacıya yapılan 21.694,49 TL tazminat ödemesi ile maddi
zararının % 72,78 ‘sinin karşılandığı
2.2.06.01.2022 rapor tarihinde ise; (en son bilinen 2022 yılı asgari ücretlerle hesaplandığında)
TRH 2010 yaşam tablosuna göre ve “1/kn kullanılarak (prograsif rant) % 10 ıskonto ve artış ile
hesaplandığında;
20.01.2017 tarihinde destekçi …’ ın vefatı sonrasında;
– Davacı eş …’ ın; eşini kaybetmesi sonucu toplam DYK zararının 542.193,55 TL
olduğu, 50 yaşında eşini kaybeden ve 18 yaşından küçük bir çocuğunun bulunduğu dikkate
alındığında yeniden evlenme olasılığının bulunmadığı, desteğin kusuruna denk gelen zararların
talep edilemeyeceğinin kabulü ile davalı …Ş. ‘den talep edebileceği maddi zararının
406.645,16 TL olduğu, davacıya yapılan 104.240,57 TL tazminat ödemesi ek rapor tarihindeki
güncel değeri 142.589,67 TL ‘ nin tenzili ile, bakiye maddi zarar alacağının 264.055,49 TL
olabileceği, davalı … şirketinin kalan 204.064,94 TL bakiye limit dahilinde işbu zararın
119.949,17 TL‘sinden sorumlu olabileceği, kalan 144.106,32 TL ‘sinden diğer davalılar araç
işleteni ve sürücüsünün müşterek sorumlu oldukları,

– Davacı oğlu …’ ın; babasını kaybetmesi sonucu 25 yaşına kadar toplam DYK zararının
98.366,20 TL olduğu, desteğin kusuruna denk gelen zararların talep edilemeyeceğinin kabulü ile
davalı …Ş. ‘den talep edebileceği maddi zararının 73.774,65 TL olduğu, davacıya
yapılan 21.694,49 TL tazminat ödemesi ek rapor tarihindeki güncel değeri 29.675,69 TL ‘ nin tenzili
ile, bakiye maddi zarar alacağının 43.098,96 TL olabileceği, davalı … şirketinin kalan
204.064,94 TL bakiye limit dahilinde işbu zararın 19.578,02 TL ‘ sinden sorumlu olabileceği,
kalan 23.520,94 TL ‘sinden diğer davalılar araç işleteni ve sürücüsünün müşterek sorumlu
oldukları,” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Yukarıda ayrıntılarına yer verilen 06/01/2022 tarihli aktüer ek raporunda 2022 asgari ücret verileri ve TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre yapılan hesaplama, destek sahiplerine ayrılan pay ve paya denk tazminat miktarı hesaplama tekniği yönlerinden denetime elverişli bulunmakla davacılar vekilinin talep arttırım dilekçesi de gözetilerek destekten yoksun kalma tazminat talepleri yönünden davanın kabulü ile; davalı … şirketi yönünden temerrüt tarihinin kısmi ödeme tarihi, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinin temerrüt tarihi olduğu gözetilerek, davacı … yönünden 264.055,49-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 20/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine (davalı … AŞ’nin bu miktarın yalnızca 119.949,17-TL’sinden kısmi ödeme tarihi olan 07/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu tutulmasına), davacı … yönünden 43.098,96-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 20/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine (davalı … AŞ’nin bu miktarın yalnızca 19.578,02-TL’sinden kısmi ödeme tarihi olan 07/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu tutulmasına), dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİ YÖNÜNDEN;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesi (818 sayılı BK 47) hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Bu kapsamda tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, kaza sonucunda meydana gelen ölüm olayı, davacılar desteğinin kazadaki %25 oranındaki kusur durumu bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı eş için ve davacı oğul için 40.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiş manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜK Ü M: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Davacı … yönünden 264.055,49-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 20/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine (Davalı … AŞ’nin bu miktarın yalnızca 119.949,17-TL’sinden kısmi ödeme tarihi olan 07/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu tutulmasına),
-Davacı … yönünden 43.098,96-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 20/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine (Davalı … AŞ’nin bu miktarın yalnızca 19.578,02-TL’sinden kısmi ödeme tarihi olan 07/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu tutulmasına),
-Davacı … için 40.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı … için 40.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 26.446,52-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 358,63-TL harç ve 1.032,00-TL ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 25.055,89-TL eksik harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına (Davalı … AŞ’nin bu miktarın 5.464,80-TL’sinden muaf tutulmasına.),
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 41,10-TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 4.255,00-TL olmak üzere toplam 4.296,10-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 4.084,73-TL yargılama gideri ve peşin yatan harç gideri 1.390,63-TL’nin toplamı olan 5.475,36-TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına (Davalı … AŞ’nin bu miktarın 949,60-TL’sinden muaf tutulmasına.),
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 29.950,81-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine (Davalı … AŞ’nin bu miktarın 14.645,73-TL’sinden muaf tutulmasına.),
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan manevi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 11.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalılar … ve … vekille temsil olunduğundan manevi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,
Dair, davacılar vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2022

Katip … Hakim …