Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/456 E. 2018/1208 K. 10.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/456 Esas
KARAR NO : 2018/1208
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 24/05/2018
KARAR TARİHİ: 10/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı …Ş’de … %20, C… %15 ve … %5 olmak üzere toplam %40 hisse sahibi olduğunu, davalı şirketin 15.09.2003 tarihinde kurulduğunu, antika ve kullanılmış eşya satışı yaptığını ve bu satışları yapmak için müzayedeler düzenlediğini, müvekkili …’nin davalı şirkette kuruluştan itibaren yönetim kurulu başkanlığı görevini yaptığını, mutlak imza sahibi olduğunu, müvekkilinin görev süresi sona ermeden 17.01.2018 tarihli yönetim kurulu kararı ile müvekkilinin yönetim kurulu başkanlığına ve mutlak imza yetkisine kötü niyetli olarak son verildiğini, davalı şirkette 26.01.2018 tarihli yönetim kurulu kararı ile 06.03.2018 tarihinde genel kurul yapılmasına karar verildiğini, 06.03.2018 tarihli genel kurulda müvekkilleri tarafından bazı işlem ve hareketlerle ilgili olarak tereddütlerin ortaya çıkmış olması nedeniyle 1 ay ertelenmesinin talep edildiğini, diğer ortaklar tarafından kabul edildiğini ve bir sonraki genel kurulun 06.04.2018 tarihine ertelendiğini, müvekkilleri dışında kalan ve toplamda %60 pay sahibi olan ortaklar tarafından genel kurulun keyfi olarak ertelendiğini, tüm bu süreç sonrası davalı şirketin tasfiyesi için dava açıldığını, İstanbul … Asliye ticaret mahkemesi’nin … E. Sayılı dosya üzerinden davanın devam ettiğini, açıklanan nedenlerle; davalı şirketin 21.05.2018 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararların iptaline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacıların huzurdaki dava ve daha evvel ikame etmiş oldukları şirketin feshi davası ile müvekkili şirketi kilitlemek, şirketin tasfiyesi tehdidi altında kendi hisselerini fahiş bedelle devretmek ve müvekkil şirketi itibar kaybına uğratmak istediklerini, İstanbul … ATM … E. Sayılı dosyada devam eden dava dosyası evraklarına rücu ettiklerini, ortaklığın zarara uğramasını engellemek için davacılar hakkında teminat göstermeleri yönünde karar verilmesini talep ettiklerini, davacıların iptal sebebi olarak ileri sürdükleri dürüstlük kuralına ve ana sözleşmeye aykırılık iddialarının mesnetsiz olduğunu, açıklanan nedenlerle; öncelikle TTK md.448/3 uyarınca davanın esasına geçilmeden önce davacıların mahkememizin takdir edeceği nispette bir teminat göstermelerine karar verilmesini, davacıların genel kurul kararının iptalini talep etmekte hukuki yararlarının bulunmadığından HMK’nın ilgili maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, 21.05.2018 tarihli olağanüstü genel kurul kararının yasaya, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına uygun olması sebebiyle ortada iptalini gerektiren yasal bir sebep bulunmadığından davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizde açılan dava, davalı şirketin 21/05/2018 tarihli Olağan Üstü Genel Kurul toplantısında alınan kararların iptaline ilişkindir.
İddia, savunma, toplanan deliller doğrultusunda davacının davasının usulden reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından açılan davada, davalı şirketin 21.05.2018 tarihli Olağan Üstü Genel Kurulu ile 6102 sayılı TTK’nun 376. Maddesi kapsamında sermaye kaybı telefisi içeren bir gündem ile toplantının yapıldığı ve buna göre de karar alındığı, zira 6102 sayılı TTK’nun 376/2. Maddesinde “son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamı 3 de 2’sinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhal toplantıya çağrılan genel kurulun sermayenin 3 de 1’i ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer” hükmü uyarınca son yıllık bilançosunda sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının 3’de 2 sinin karşılıksız kaldığı, bu nedenle 6102 sayılı yasanın 376. Maddesinin 2. Fıkrasının emredici nitelikte bulunduğu ve davalı şirketin buna istinaden de ertelenen genel kuruldan bağımsız olarak Olağan Üstü Genel Kurul çağrısı yaptığı ve yapılan bu çağrı üzerine de şirketin genel kurulda ya bakiye kalan 3 de 1 ile yetinme, ya da sermayenin tamamlanmasına karar verilmesi gerekeceği, aksi halde ise şirketin kendiliğinden sona ereceği sabit olmakla davacı şirketçe de sermayenin tamamlanması yönünde karar alındığı ve şirketin devamı yönünde görüş oluşturulduğu, alınan bu kararın davacıların da lehine bulunduğu, aksi halin onların zararına yol açabileceği, bu nedenle de iptal davası açmalarında güncel bir hukuki yarar, menfaatlerinin olmadığına, aksine İst. .. ATM dosyasında açılan şirketin feshi davası olduğu dikkate alındığından ve yasa koyucunun şirketlerin hayatiyetlerinin sürdürülmesinin asıl amaç olduğu, bu amacın gözetildiği, buna göre de İst. …ATM’de bulunan dava sonucunu da etkileyebilecek bir karar olması nedeniyle güncel menfaatlerinin de olmadığı, bunun için onaylanmış bilanço şartının olmadığı, yasa koyucu tarafından son bilanço şartı öngörüldüğü ve yönetim kurulunca alınan ara bilançonun olduğu, davacıların dahil İst. 1. ATM’deki davalarında bu son ara bilançoya atıf yaparak buna karşı itirazlarının olmadığı, bu nedenle yasanın aradığı son bilançoya(onaylanmış son bilanço deği) şartını da yerine getirmiş olduğu, şirketi zarar durumundan kurtarma görüntüsü değil TTK 376. Maddesinde ön görülen yönetim kurulu yetkisinin altında bulunan, zorunluluk sebebiyle bu genel kurulun yapıldığı, keza bununla davacılara ek bir yük getirilmediği, sermayesinin azaltılmadığı, hisselerinde azalma olmadığı, şirket ana sözleşmesindeki %75 çoğunluğun TTK 462 ve 473. Maddede ön görülen durumlar için gerektiği, oysa 376. Maddede öngörülen hususun sadece karara katılan ortakları etkileyen bir madde olduğu ve sözleşme 9. Maddede ön görülen bir çoğunluk gerektirmediğine kanaat getirilmiştir. Nitekim Yargıtay 11. H.D.’nin 29.12.2014 tarih 2014/1336 E., 2014/20440 K. Sayılı kararı da aynı yönde olup dürüstlük kuralına aykırılık bulunmadığı, aksine karara olumlu oy verenlere mali yükümlülükler getirildiğinden davacıların davasının hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-Davacının davasının HMK 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine,
2-Harç peşin alındığından yeniden belirlenmesine yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.180,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca peşin yatırılıp harcanmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …