Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/451 E. 2021/213 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1121 Esas
KARAR NO:2021/272

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:20/12/2017
KARAR TARİHİ:16/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı sigorta şirketinin Dava dışı sigortalısının işyerinde su basmaya bağlı olarak oluşan zararı tazmin ettiği, İşyerindeki su baskınının nedeninin işyerinin bulunduğu sokaktaki Davalıya ait olan pis su rögarının tıkanması ve taşan pis suların işyerinin içine dolarak işyerine vc işyerindeki bulunan malzemelere zarar verdiğini, müvekkilinin sigortalıya 42.580,95 TL’lik sigorta ödemesi yaptığını, oluşan hasarın belgelenmiş olduğunu, sigortalı tarafından Dava ve talep haklarının müvekkil şirkete devredildiğini, bu nedenle …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası İle başlattıkları takibe Davalının itiraz ettiğini, takip tarihinden önce yaptıkları başvuruların da sonuçsuz kaldığını, bu nedenlerle Davanın kabulünü, itirazın iptalini ve takibin devamını, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı talep ettiği, Mahkeme masrafı ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacının takip talebinde yer alan 11.01.2016 tarihinde idarenin arıza kayıt servisinde ilgili adresle ilgili arıza kaydı olmadığını, ilgili binanın ruhsatlı olduğunu, atık sularının motopomp yoluyla tahliyesi şartıyla rabıt imalatı yapıldığını ancak iskan safhasında idareden kanal uygunluk yazısı alınmadığını, hasarın yoğun yağış nedeniyle gerçekleştiğinin düşünüldüğünü ve bu durumun idareye atfedilmesinin uygun olmadığını, … Genel Müdürlüğü Atık Suların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliğinin 14’üncü maddesinin 9’uncu fıkrasının atık su hattından aşağı kotta olan bodrum katların uygun bir pompaj sistemi ile tahliyesine ilişkin olduğunu, 12’incî fıkrasının ana hatlardaki pis suyun geri gelmesini önleyecek tedbirlerin alınmasının taşınmaz sahibinin sorumluluğunda olduğuna ilişkin olduğunu, 16’ıncı fıkrasının atık su parsel bacasıyla kanalizasyon şebekesi arasındaki bölümün taşınmaz sahibinin sorumluluğunda olduğu ile ilgili olduğunu, bu nedenlerle Dava konusu hasardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, davanın reddi ile yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiş olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dosyamıza getirtilen ….İcra Müd. … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 45.068,31TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davacı tarafından davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava; davacı sigorta şirketi tarafından hasar nedeniyle sigortalısına ödenen bedelin davalıdan tahsili istemiyle başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava konusu ihtilaf ise davalının hasar nedeniyle sorumlu olup olmadığı hasar miktarına ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, hasar dosyası celp edilen kayıt ve belgeler denetlenerek bilirkişi inceleme yapılamasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti raporunda özetle; Dava konusu hasarın oluşumunun iki esas nedeni bulunduğu ve bu nedenlerin:
I- Dava dışı işyerinin yol kotu altında, yağmur suyu akışı olabilecek bir yerde, binanın l’inci bodrum katındaki bağımsız giriş kapısının önünde ve tüm bodrum kat dış duvarlarında İstanbul İmar Yönetmeliğinin Bodrumlar başlıklı 18’ inci maddesinin 6’ıncı alt maddesinin “Toprağa dayalı tüm bodrum katlarda, dış etkilere karşı ısı ve su yalıtımı yapılması zorunludur.” şeklinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda Yönetmeliğe aykırı olarak yeterince önlem alınmaması olduğu ve aynı zamanda binanın bu bölümünün onaylı mimari projeye de aykırı bir şekilde yapılmış olması,
II- Binanın ıslak hacimlerinde oluşan atık suların bina içinde teşkil edilmesi gereken rögarlarla bina dışına alınması ve bina dışında yine binaya ait olacak, bina sahibinin sorumluluğundaki tek bir ana rögarda toplanan atık suyun da bir kanalla Davalı …’ye yolun altındaki ana pis su kanalına bağlanması ve binaya ait bu ana rögarda Davalı …’ye ait ana kanaldan geri tepen suların bina rögarından binaya doğru ilerlemesine engel olacak bir sistem kullanılmış olması gerekirken, İstanbul İmar Yönetmeliğinin Foseptikler başlıklı 41 ‘inci maddesinin 2’inci alt maddesinin ‘”Binaların en düşük kanal bağlantı kofu altında kalan pis su deşarjları ise, deşarj pompalarının elektrik kesintisi durumunda çalışmayacağı göz önünde bulundurularak; boyutları binanın kullanış şekillerine göre muvakkat depolama imkanını veren ayrı bir rögarda toplanır… ” maddesi de göz önünde bulundurulduğunda, binaya ait sistemin hatalı bir şekilde yapılması ve aynı zamanda onaylı projesine uygun yapılmamış olması, olduğu değerlendirilmekte olduğu,
Dava konusu hasarın oluştuğu binanın mimari projesinin incelenmesi ve keşifte elde edilen bilgiler ile karşılaştırıldığında: Hasarın oluştuğu 2.inci bodrum katın onaylı mimari projede binaya ait depo olarak görülürken üstündeki 1.inci bodrum katlı bağlantılı olacak şekilde fiilen tekstil atölyesi olarak kullanıldığı, hasarın oluştuğu zamanda da yine aynı şekilde üstündeki 1.inci bodrum katla bağlantılı olacak şekilde depo olarak kullanıldığı, 1.inci bodrum katın onaylı mimari projede otopark iken fiili durumda tekstil atölyesi olarak kullanıldığı, hasarın oluştuğu zamanda da depo olarak kullanıldığı, bu haliyle mimari projesinde belirtilen kullanım niteliğine aykırı olduğu, iç mekan düzenlemesi olarak da her iki bodrum katın kapsamlı değişiklikler geçirdiği ve bu açıdan da onaylı projesine aykırı olduğu, 1.inci bodrum kata bağımsız ulaşımı sağlayan kapının bulunduğu yerin de projesine aykırı olarak araç yaklaşımına izin verecek rampanın yerinin değiştirildiği ve projedeki doğal zemin kotlarının da değiştirildiği, binanın etrafındaki binaya ait rögarların da onaylı projesinde görülenden farklı yerlerde yapılmış olduğu, bina dışındaki binaya ait rögarlara bina içinde en alt kotta (temel kotunun altında) teşkil edilmesi gereken rögarlardan bağlantı yapılması gerekirken boru dirseği ile dönüş yapılarak ana pis su iniş hattının doğrudan bina dışındaki rögara bağlandığı ve bu haliyle de onaylı projeye ve inşaat tekniğine aykırı olduğu, Davalının kontrolünde olan kanalizasyon şebekesinden geri tepen atık suyun Davacının sigortaladığı işyerine girerek işyerinde ve çeşitli emtiaya zarar vermesinde Davalının birinci dereceden kusurlu olmadığı ve hasarın oluşmasının asıl nedeninin binanın 1. ve 2’inci bodrum katlarının onaylı projesine, mimari ve inşaat tekniğine uygun yapılmaması ve Davalı tarafından kanal bağlantısı kontrolünün yapılamamış veya yapıldıysa da uygun bulunmamış olması olduğu mimari açıdan değerlendirildiği, buna göre dava konusu zararın meydana gelmesinde; Davacının sigorta şirketi % 75 oranında, Davalı … % 25 oranında kusurlu bulunabileceği, Bu kusur oranlarına göre Davacının sigortalısına ödediği 42,580,95 TL’lik sigorta ödemesinin: 42.580.95 X 0,75 = 31.935,7125 TL’sinden Davacı sigorta şirketinin, 42.580,95 x 0,25 = 10.645,2375 TL’ sinden Davalı idarenin, sorumlu olabileceği hususlarında görüş bildirilmiştir.
Rapor taraflara tebliğ edilmiş olup, tarafların itirazları nedeniyle bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyetinin sunduğu ek raporda özetle; asıl raporda yapılan tespitler tekrarlanmış, görüş ve kanaatlerini değiştirecek bir hususa rastlanmadığına ilişkin görüş bildirilmiştir.
Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; 12/01/2016 tarihinde …’ye ait kanal ve rögarların tıkanması nedeniyle, dava dışı sigortalının “… Mah. … Cad. No:… …/…” adresindeki iş yerine pis suların dolması neticesinde, iş yerinde ve iş yerinde bulunan malzemelerde hasara neden olduğu, hasarın meydana geldiği işyerinin davacı sigorta şirketi tarafından sigortalı olduğu, hasar nedeniyle davacı tarafından sigortalısına 42.580,95 TL hasar tazminatı ödendiği, ödenen bedel nedeniyle davalıya 24/10/2016 tarihinde rücu istemiyle başvuru yapıldığı ancak davalı tarafından hasar bedeli ödenmediğinden takip başlatıldığı, bilirkişi incelemesi neticesinde; Hasarın oluştuğu 2.inci bodrum katın onaylı mimari projede binaya ait depo olarak görülürken üstündeki 1.inci bodrum katlı bağlantılı olacak şekilde fiilen tekstil atölyesi olarak kullanıldığı, hasarın oluştuğu zamanda da yine aynı şekilde üstündeki 1.inci bodrum katla bağlantılı olacak şekilde depo olarak kullanıldığı, 1.inci bodrum katın onaylı mimari projede otopark iken fiili durumda tekstil atölyesi olarak kullanıldığı, hasarın oluştuğu zamanda da depo olarak kullanıldığı, bu haliyle mimari projesinde belirtilen kullanım niteliğine aykırı olduğu, iç mekan düzenlemesi olarak da her iki bodrum katın kapsamlı değişiklikler geçirdiği ve bu açıdan da onaylı projesine aykırı olduğu, 1.inci bodrum kata bağımsız ulaşımı sağlayan kapının bulunduğu yerin de projesine aykırı olarak araç yaklaşımına izin verecek rampanın yerinin değiştirildiği ve projedeki doğal zemin kotlarının da değiştirildiği, binanın etrafındaki binaya ait rögarların da onaylı projesinde görülenden farklı yerlerde yapılmış olduğu, bina dışındaki binaya ait rögarlara bina içinde en alt kotta (temel kotunun altında) teşkil edilmesi gereken rögarlardan bağlantı yapılması gerekirken boru dirseği ile dönüş yapılarak ana pis su iniş hattının doğrudan bina dışındaki rögara bağlandığı ve bu haliyle de onaylı projeye ve inşaat tekniğine aykırı olduğu, Davalının kontrolünde olan kanalizasyon şebekesinden geri tepen atık suyun Davacının sigortaladığı işyerine girerek işyerinde ve çeşitli emtiaya zarar vermesinde Davalının birinci dereceden kusurlu olmadığı ve hasarın oluşmasının asıl nedeninin binanın 1. ve 2’inci bodrum katlarının onaylı projesine, mimari ve inşaat tekniğine uygun yapılmaması ve Davalı tarafından kanal bağlantısı kontrolünün yapılamamış veya yapıldıysa da uygun bulunmamış olması olduğu mimari açıdan değerlendirildiği, buna göre dava konusu zararın meydana gelmesinde; Davacının sigorta şirketi % 75 oranında, Davalı … % 25 oranında kusurlu olduğu, tarafların sorumluluk oranlarına göre ödenen sigorta tazminatı olan 42.580,95 x 0,25 = 10.645,2375 TL’ sinden Davalı idarenin sorumlu olacağı kanaatine varıldığından, 10.645,23 TL asıl alacak, temerrüt tarihi olan 24/10/2016 tarihinden takip tarihi olan 04/01/2017 tarihine kadar Mahkememizce yapılan hesaplama neticesinde 191,61-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.836,84 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit olmadığından tazminat isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasındaki 10.645,23 TL asıl alacak, 191,61 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.836,84 TL’ye ilişkin davalı itirazlarının iptali ile 10.645,23 TL’ye takip talebi doğrultusunda takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında faiz uygulanması suretiyle takibin devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak likit olmadığından inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 740,26 TL ilam harcının peşin alınan 544,32 TL’den düşümü ile geri kalan 195,94 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacının yaptığı 36,00 TL ilk masraf, 1.600,00 TL Bilirkişi ücreti, 226,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1.862,5 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 447,85 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 4.080,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.134,72 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.16/04/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza