Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/449 E. 2018/1044 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/449 Esas
KARAR NO : 2018/1044
DAVA : İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/05/2018
KARAR TARİHİ: 08/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline 91.875 TL borcu bulunduğunu, borcun kaynağının taraflar arasında akdedilen sulh protokolünden müvekkilin lehine doğan karşı vekalet ücreti olduğunu, zira taraflar arasında marka hakkının ihlalinden doğan uyuşmazlık çıktığını ve davanın sonunda sulh protokolü imzalandığını, davadan doğan haklardan karşılıklı feragat edildiğini, davalının bir miktar tazminat ödemeyi kabul ettiğini, ayrıca sulh bedelinin %15’ine tekabül eden tutarda bir vekalet ücreti ödemeyi kabul ettiğini, ertesi günü davalı tarafından serbest meslek makbuzunun kesilmesini istediklerini, serbest makbuz tanzim edildiğini, davalıya tebliğ edildiğini, davalı borçlunun kendisine gönderilen faturaya zamanında itiraz etmediğini, fatura içeriğinin kesinleştiğini ve borcu ödediğine dair bir iddianında bulunmadığını, HMK m. 406/2 ihtiyati haczin düzenlendiğini belirterek fazla ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve alacağın tahsili riskli olduğu için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacının şahıs olduğunu, bu sebeple davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülemeyeceğini, davanın görevsizlik karar verilerek görevli Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki protokol gereğince yetki itirazında bulunduklarını müvekkilinin adresinin Üsküdar olduğunu, davaya Anadolu Mahkemelerince bakılmasının gerektiğini, bu sebeplerle reddine karar verilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Yargıtay’ın birçok kararında da belirtildiği üzere “davanın ticarî niteliğinin ve görevli mahkemenin belirlenmesinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile getirilen düzenlemelerin değerlendirilmesi gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir.”
Dava dilekçesinde davalının davacı olan müvekkiline 91.875 TL borcu bulunduğunu, borcun kaynağının taraflar arasında akdedilen sulh protokolünden müvekkilin lehine doğan karşı vekalet ücreti olduğunu, zira taraflar arasında marka hakkının ihlalinden doğan uyuşmazlık çıktığını ve davanın sonunda sulh protokolü imzalandığını, davadan doğan haklardan karşılıklı feragat edildiğini, davalının bir miktar tazminat ödemeyi kabul ettiğini beyan etmiş olup, iptale konu olan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, takibe konu faturanın davacı şahsın, Avukat sıfatıyla düzenlediği danışmanlık ücreti konulu serbest meslek makbuzu başlıklı belgeye dayandığı, bu belgenin dava dilekçesinde belirtilen protokol doğrultusunda düzenlendiği, netice olarak talebe konu alacağın, dava dilekçesinde belirtilen ve davacının protokolün taraflarından birisinin vekili olarak imzasının bulunduğu protokolden kaynaklı şahsi vekalet ücreti alacağı olduğu, davanın tarafları açısından yapılan değerlendirmede davacının tacir sıfatı bulunmadığı, protokol gereği vekalet ücretine ilişkin olan işbu davada, yukarıda göreve ilişkin yapılan açıklamalar doğrultusunda eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesinin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Netice olarak açıklanan tüm gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. mahkememizin görevli olmayıp genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu kanaatiyle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK ve TTK nın göreve ilişkin maddeleri doğrultusunda Mahkememizin görevsizliği ile dava dilekçesinin usulden reddine,
2-HMK nın 20.maddesinde belirtilen yasal süreler içerisinde başvuru yapılması halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Tarafların 2 haftalık hak düşürücü süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için müracaat etmemeleri halinde yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi
Katip …
Hakim …
¸