Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/436 E. 2022/853 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/436 Esas
KARAR NO:2022/853

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/05/2018
KARAR TARİHİ:11/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki kapsamında davalının müvekkiline cari hesap borcunun bulunduğunu, davalı tarafından bu borcun ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafça satıldığı iddia edilen lastiklerin müvekkiline teslim edilmediğini, buna karşın teslim edilmeyen ürünlerin ücretinin talep edildiğini, müvekkilinin bu ödemeyip yapmasının mümkün olmadığını zira ödemenin karşılığının alınmadığını, bu nedenle müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava, İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 47.193,44-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemlerine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyeti sunmuş olduğu raporunda özetle;
“Her iki firma tarafından paylaşılan “CARİ HESAP EK$TRESİ / MUAVİN” dökümlerine göre Ticari ilişkinin başladığı tarihten icra davasına konu olan tarihten sonraki dönem olan Nisan 2018 tarihine kadar Ticari İlişkinin devam ettiği, davacı tarafından düzenlenen faturalar Yasal Defterlerinde yer aldığı, defterlerin yasaların emrettiği şekilde tutulduğu, Faturalarla ilgili Mali idareye yapılması gereken bildirimlerin süresinde yapıldığı, Davacı ile Davalı arasında ficari ilişkiden kaynaklı farkın 708,50 TL olmakla beraber cari hesap ekstre denctiminden sonra FARKIN KDV dahil: 9,60 TL inmekte olacağı, Davacının ağırlıklı küçük ölçekli faturalar düzenlediğinden hareketle, Mutabık olunmayan (0,60 TL) tutarın Davanın bütününü etkilemeyecek ölçüde küçük olduğu, davalı tarafın Dava dosyasında öne sürdüğü 2017 yılı Nisan ve mayıs aylarına ait 4 adet faturanın her iki tarafında muhasebe kayıtlarında yer aldığı Davalı tarafın öne sürdüğü Araç Lastiklerinin “TESLİM EDİLMEDİĞİ” konusu ile ilgili paylaştığı evraklarda ismi geçen kişiler için dava dışı … A.Ş. ve …’nin 2017 yılı Mart ile 2018 yılı Mart döneminde çalışan personellere ait SGK bildirimleri temin edilerek tekrardan bir inceleme yapılabileceği, Yukarda ki paylaşımlar mevcut davada “Ticari Alacak” kaynaklı olduğundan, mevcut belgeler ışığında Davacı tarafın, dava konusu edilen Cari Hesap kaynaklı işlemlerden dolayı, Davacının Davalıdan 46.805,99 TLALACAKLI olduğu” yönünde görüş ve kanaatte bulunulmuş,
Mahkememizce rapora karşı itiraz ve beyanlar üzerine ek rapor alınmasına karar verilmiş ve alınan ek raporda özetle;
“Her iki firma tarafından paylaşılan “CARİ HESAP EKSTRESİ / MUAVİN” dökümlere göre Ticari ilişkinin başladığı tarihten icra davasına konu olan tarihten sonraki dönem olan Nisan 2018 tarihine kadar Ticari İlişkinin devam ettiği, davacı ile davalı arasında ticari ilişkiden kaynaklı farkın 708,50 TL olmakla beraber cari hesap ekstre denetiminden sonra FARKIN KDV dahil: 0.60 TL inmekte olacağı, Davacının ağırlıklı küçük ölçekli faturalar düzenlediğinden hareketle, Mutabık olunmayan (0,60 TL) tutarın Davanın bütününü etkilemeyecek ölçüde küçük olduğu, Davalı tarafın Dava dosyasında “Araç Lastiklerinin TESLİM EDİLMEDİĞİ” konusunda öne sürdüğü; 25.4.2017 tarihli 91524 nolu 2.000.-TL tutarlı fatura ile i 91636 nolu 20.100.-tl bedelli iki adet faturanın her iki tarafında muhasebe
kayıtlarında yer aldığı, Davalı tarafın öne sürdüğü Araç La: “TESLİM EDİLMEDİĞİ” konusu ile ilgili paylaştığı evraklarda ismi geçen ki in … ile dava dışı … OTOMOTİV ‘nin 2017 yılı Mart ile 2018 yılı Mart döneminde (Toplam 13 aylık dönemde SGK’ya yapılan bildirimler) çalışan personele ait SGK bildirimlerinin dosyaya sunulmadığından, Sayın Mahkemenin uygun görüp (4 Celse kararında yer almaktadır) ilgili dönem Davalı ve dava dışı firmanın SGK bildirgeleri temin edilerek tekrardan “Lastikleri teslim aldığı davacı tarafından öne sürülen personel konusunda” ilave bir inceleme yapılabileceği, mevcut belgeler ışığında Davacı tarafın, dava konusu edilen Cari Hesap kaynaklı işlemlerden dolayı, Dava tarihi itibariyle Davacının “… … A.Ş” den 46.805,99 TL ALACAKLI olduğu” yönünde görüş ve kanaatte bulunulmuştur.
Alınan ek raporun incelenmesinde davalının itirazları da gözetilerek karar vermeye elverişli olmadığına kanaat getirilerek ikinci kez ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla alınan raporda özetle; Davacı tarafından Lastiklerin teslim edildiği belirtilen, 23.8.2018 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği sunduğu belgeler içinde adı geçen (…) personel ait Davalıdan temin edilen 2017 yılı Mart-Nisan-Mayıs ayları SGK bildirgelerinde madde içinde ismi 4 kişinin ismine rastlanmadığı paylaşılmış olup dava dışı … A.Ş.’ye ait 2017 yılı Mart-Nisan-Mayıs ayları SGK bildirgelerinin dava dosyasında olmadığı, SGK’mu isim bildirmesi gerekirken sigortalı sayısı bildirdiği, İlgili dönem dava dışı … A.Ş.’nin SGK bildirgeleri temin edilerek “Lastikleri teslim aldığı davacı tarafından öne sürülen dört personel konusunda” Sayın Mahkeme KÖK rapordaki Tarafların Bakiye Mutabakatlarını yeterli görmezse Davalının talebi doğrultusunda yeniden harcanacak ek emek ve mesai ile ilave bir inceleme yapılabileceği” yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur.
SGK’dan davalı şirket çalışanlarının listesi celbedilmekle yeniden ek rapor alınmış sunulan Davacı tarafından Lastiklerin teslim edildiği belirtilen, 23.8.2018 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği sunduğu belgeler içinde adı geçen (…) personel ait Davalıdan temin edilen 2017 yılı Mart-Nisan-Mayıs ayları SGK bildirgelerinde madde içinde ismi 4 kişinin ismine rastlanmadığı paylaşılmış olup dava dışı … A.Ş.’ye ait 2017 yılı Mart-Nisan-Mayıs ayları SGK bildirgelerini”n dava dosyasında olmadığı, SGK’munun ilgili dönemlere ait sigortalı çalışan isimleri bildirmiş olup kök raporumda yer alan “…” hiç birinin dava dışı firmada sigortalı olarak çalışmadığı,” şeklinde tespit bildirilmiştir.
Davacı tarafından mal satımından kaynaklanan cari hesap alacağına dayalı takip yapıldığı dolayısı ile taraflar arasındaki ilişkinin satış sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Satış sözleşmesi Türk Borçlar Kanununun 207 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan hükümlere göre satım, satıcının satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Satım sözleşmesinin geçerli olabilmesi için icap ve kabul iradelerinin birleşmesi gerekli ve yeterlidir. Sözleşmenin yazılı yapılması geçerlilik için şart değildir. Yazılı yapılması ispat bakımından önem taşımaktadır. Buna göre, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça ve aksine bir adet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Karşılıklı edimlerin ifasında, satıcı malı teslim ettiğini önce kanıtlamalıdır. Bu ispatlandığında bedelin alıcı tarafından ödendiği ispatlanmalıdır.
6100 sayılı HMK’nın 190/1 maddesi gereğince ispat yükü, özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Yine aynı Yasa’nın 200/1 maddesi gereğince eldeki davanın değer ve miktar itibariyle yazılı belgeyle ispat edilmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, takip cari hesap ekstresine dayalı olarak başlatılmış, davalı taraf dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde takibin tamamına itirazda bulunmuştur. Bu durumda ispat yükü genel karine gereğince davacı taraf üzerindedir. Davacı taraf takipte dayandığı cari hesap ekstresine konu edilen malları davalıya satmış ve teslim etmiş olduğunu dava değeri de değerlendirilerek HMK’nın 200/1 maddesi gereğince yazılı delillerle ispat etmelidir.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında; yukarıda ayrıntılarına yer verilen ve dosya kapsamına göre denetime elverişli bulunan davacı ve davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi suretiyle hazırlanan kök ve ek raporlarda tarafların defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, defter ve kayıtlara göre davacının davalıdan takip miktarı olan 46.805,99 TL alacaklı olduğu, tarafların defter ve kayıtlarının birbirini doğruladığı ayrıca taraflar arasında cari hesap mutabakatının bulunduğu ve davalı tarafça cari hesaba dayanak faturaların vergi dairesine bildirilmiş olduğu BA formundan tespit edilmiştir.
Davalı tarafça, davacının kendilerine mal teslim edildiği olgusunun ispatlayan delil sunulmadığı savunulmuş ve bahisle bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de; alınan bilirkişi raporları ve içeriği ile dava konusu somut olay birlikte değerlendirildiğinde, davalı defter ve kayıtlarında davalının davacıya borçlu bulunduğu kayıtlı olduğuna göre ispat yükü yer değiştirmiş olup bu aşamadan sonra davalı tarafın ödeme yaptığı olgusunu ispat etmesi gerekmektedir. Davalı tarafça takip konusu borcun ödendiği hususunda delil sunulmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısı ile davacının takibinin asıl alacak bakımından yerinde olduğu, tacir olan taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme ya da haricen başkaca somut belgede ödeme vadesi bulunmadığı ve davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin herhangi bir ihtarname ve bu ihtarnamenin tebliğine ilişkin belge de bulunmadığından işlemiş faiz talebinin yerinde olmaması sebebiyle davanın asıl alacak miktarı olan 46.595,99 TL üzerinden kısmen kabulü ile, tarafların tacir olması, işin ticari iş olması temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması sebebiyle davacı tarafça takip talebinde asıl alacağa takip tarihi itibari ile 3095 s.k m.2/2 kapsamında yıllık % 9,75 avans faiz oranından az olmamak üzere değişen oranlarda faiz istemi ile takip yapılmasının uygun olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, alacağın likit olması ve borçlunun itiraz anında itirazında haksız olduğu kanaati ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı tarafından …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 46.595,99-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında hesap edilen 9.319,20-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 3.182,97-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 569,98-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 2.612,99-TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 29,00-TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 503,00-TL olmak üzere toplam 532,00-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 525,26-TL yargılama gideri ve peşin yatan harç gideri 569,98-TL’nin toplamı olan 1.095,24-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 100,00-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1,27-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 597,45-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/10/2022

Katip …

Hakim …