Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/418 E. 2019/967 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/418 Esas
KARAR NO : 2019/967

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 05/10/2009
KARAR TARİHİ : 17/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili banka ile davalı … arasında imzalanan 11/11/1998 tarihli kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların dava konusu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzalandıklarını, kredi borcunun ödenmesi üzerine davalılara ihtarname gönderilerek, kredi borcunun faiz ve fer’ileriyle birlikte ödenmesinin talep edildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini belirterek; 87.316,35-TL alacağın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile anaparaya dava tarihinden itibaren uygulanacak %106,86 faiz ve BSMV ile birlikte kredili mevduat hesabı için %153 faiz uygulanarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı yanın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Davalı… Mahkememizin 29/11/2018 tarihli duruşmasına katılarak, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, bankadan para almadığını, sözleşmenin yapıldığı tarihte 17 yaşında olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DEĞERLENDİRME:
Dava, davacının kredi sözleşmesinden kaynaklandığını iddia ettiği alacağının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Dosyaya sunulan 11/11/1998 tarihli sözleşmenin incelenmesinde;… Bankası … Şubesi ile… arasında 2.500,00.-TL’lik kredinin verilmesi hususunda imzalandığı, … ile … sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı görülmüştür.
Mahkememizce davalı …’ın imza itirazı üzerine imza incelemesi yapılmış ve dava konusu kredi sözleşmesindeki asıl borçlu imzasının davalı …’a ait olmadığı anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 8.maddesinde , Her insanın hak ehliyeti vardır. Buna göre bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara  ehil olmada eşittirler. 9.maddesinde, Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir. 10.maddesinde Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. 11. maddesinde Erginlik onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlar. Evlenme kişiyi ergin kılar. 12. maddesinde Onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin  rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir. 13.- maddesinde Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.14.- maddesinde Ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur. 15.- maddesinde Kanunda gösterilen ayrık  durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukukî sonuç doğurmaz.16. maddesinde, Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar haksız fiillerinden sorumludurlar.” hükümleri mevcut olup, sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan eski Medeni Kanunun 8,9,10,11,12,13,14,15,16. maddelerinde de aynı hükümlerin mevcut olduğu görülmektedir.
Toplanan tüm deliller, yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; … Bankası A.ş ile davalı … arasında 11/11/1998 tarihinde kredi sözleşmesi imzalandığı, bu tarih itibariyle davalının 1981 doğumlu olduğu dikkate alınarak yapılan hesaplamada 17 yaşında olduğu anlaşılmıştır. Davalının bu tarih itibariyle velisinin izni olmadan kendisini borç altına sokacak borçlandırıcı herhangi bir akit yapması mümkün değildir. Yapmış olsa dahi bu tür akitler yukarıda açıklanan yasa maddeleri gereğince geçerli değildir. Türk Ticaret Kanuna tabi bir tacir olan davacının yasa hükmüne göre tedbirli bir tacir olarak sözleşmeleri yaparken tüm araştırmaları yapıp buna göre sözleşmeye yapmaya ehil olmayan kişilerle bu tür sözleşmeleri yapmaması gerekirken böyle bir sözleşme yapmış ise bunun sonuçlarından kendisi sorumlu olup geçersiz bir sözleşmeye dayalı olarak herhangi bir şekilde alacak talep edemeyecektir. Tedbirli bir tacir gibi davranmayan davacının bunun sonuçlarına katlanması gerekir. Bu nedenle sözleşme yapma ehliyeti bulunmayan davalı … yönünden davanın davalının ehliyetsizliği gerekçesiyle sözleşme geçersiz olduğundan, diğer davalılar yönünden de kefillerin de asıl sözleşme geçersiz olduğu için kefaletlerin de geçersiz olacağına dair mevzuata gerekçesiyle davanın reddine karar vermek gerektiği anlaşılmakla, neticeten sözleşmenin geçersizliği ortak sebebine dayanılarak red kararı verildiğinden davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmolunarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın reddine,
2-Alınması gerekli harç 44,40 TL olup davacıdan alınarak hazineye aktarılmasına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … ve … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.735,31 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp işbu davalılara verilmesine,
5- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip

Hakim
¸