Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/410 E. 2021/169 K. 01.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/410 Esas
KARAR NO:2021/169

DAVA:Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/05/2018
KARAR TARİHİ:01/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili sigorta şirketi tarafından… nolu Sınai Ticari Yangın Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan ……Ltd.Şti … adresindeki işyerinin sigorta poliçesindeki şartlar ve limitler dahilinde sigortalandığını, müvekkili şirkete sigortalı bulunan mağazanın üst katında bulunan işyeri ……Şti’nden su sızması sonucu buradan gelen suların sigortalı işyerine sızarak hasara uğrattığını, Ekspertiz çalışması sonucu hasarın yakın sebebinin üst kat komşu işyerinin tesisat arızası sonucu oluşan dahili su olarak belirlendiği hasarın üst kat komşu işyerine rücu imkanın bulunduğu, müvekkili sigorta şirketinin dava konu olay nedeniyle 09/10/2017 tarihinde sigortalısına 123.989,35 Euro (522.838,29 TL) ve 18/01/2019 tarihinde 14.649,00 Euro(68.299,50 TL) olmak üzere toplam 591.137,79 TL sigorta tazminatı ödediğini, davalı şirketin sigortacısı olan …’nın müvekili şirkete 28/12/2017 tarihinde 44.794,50 TL sigorta tazminatını ödediğini, müvekkili şirketin sigortalısının haklarına halef olduğundan 546.343,29 TL bakiye alacak için zarar sorumlusu olan davalıya karşı rücu hakkının doğduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 522.838,29 TL’nin ödeme tarihi olan 09/10/2017 tarihinden, 23.505,00 TL’nin ise ödeme tarihi olan 18/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, meydana gelen olayda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacının huzurdaki davayı ikame edebilmesi için halefiyet şartının gerçekleşmiş olması gerektiğini, Halefiyet şartının gerçekleşmesi için ise davacı … şirketinin sigortalısına ödeme yapması tek başına yeterli olmadığını, gerçekleştiği iddia edilen ve kısa sürede müdahale edildiği anlaşılan su sızması olayının dava konusu edilen zararı oluşturması hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi bina su şebeke tesisatında dahili su taşması sonucu meydana gelen olaydan ötürü müvekkil sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davacının davasına dayanak aldığı sigorta poliçesi incelendiğinde poliçenin hasarın meydana geldiği (11.09.2016) hasar tarihinden sonra 26.09.2016 tarihinde tanzim edildiğini, olay tarihinde dava dışı firmanın sigorta sözleşmesinin olup olmadığı ve olası geçmişe dönük poliçe tanzim edilmiş olup olmadığının araştırılmasını talep etiklerini, ekspertiz raporuna göre su tesisatında meydana gelen arıza nedeniyle zarar meydana geldiğini, bina içindeki su boruları nedeniyle zarar oluştuğu için sigorta poliçesine göre hasar zaten teminat dışı olduğunu, tek taraflı olarak tanzim edilmiş olan ekspertiz raporunu kabul etmediklerini, müvekkili şirket hakkında …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası ile iflas erteleme davası açıldığını ve tedbir kararı verilmiş olup uzatma davası (… E) ile yargılamanın hala devam ettiğini, davada talep edilen alacak müvekkilin ekonomik olarak mahvına neden olacak derece yüksek bir rakam olduğunu, davacının dava sonunda haklı çıkması durumunda müvekkilin bu bedelleri ödeme imkanı bulunmadığını, kusur sorumluluğu ilkesi uyarınca ilgili su arıtma cihazının satın alındığı …. … Ltd. Şti’ye davanın ihbar edilmesini talep ettiklerini, ayrıca müvekkili firmanın işyeri … A.Ş. Tarafından “kapsamlı işyeri sigorta poliçesi” ile sigortalı olduğunu, Poliçe kapsamında hasar teminat altında olduğu, bu nedenle davanın … A.Ş. De ihbarını talep ettiklerini belirterek, Fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile,Haksız ve hukuka aykırı olan davanın reddine, Davanın dilekçe içeriğinde bildirilen şirketlere İhbarına, Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; Sigorta sözşleşmesinden kaynaklanan rücuen ve alacağın temliki hükümlerine dayanarak alacağın temlik davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının aktif dava ehliyetinin olup olmadığı, meydana gelen hasar yönünden geçerli bir poliçe olup olmadığı, hasarın poliçe kapsamında olup olmadığı, geçerli bir poliçe varsa hasarın teminat dışı hallerden kaynaklı hallerden olup olmadığı, meydana gelen hasar miktarının doğru olup olmadığı, döviz ve ödeme nedeniyle talep edilebilecek miktar var ise buna ilişkin olarak hesaplamada hasar tarihi mi yoksa döviz klozu nedeniyle ödeme tarihindeki döviz kurunun da esas alınması gerektiği, hakkaniyet indirimi yapılması gerekip gerekmediği, ödemenin lütuf ödemesi olup olmadığı ve varsa davalının sorumlu olduğu hasar miktarı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Mahkememizce talep edilen şirketlere davanın ihbarının yapıldığı, … ve … Sigortadan hasar dosyalarının celp edildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşme, dosyadaki bilgi ve belgeler, davacı ve davalı iddia ve savunmaları dikkate alarınarak bilirkişilerden rapor istenilmiş, bilirkişilerin 08/11/2019 tarihinde raporu sundukları görülmüştür.
….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayılı dosyasında davalı şirketin iflasına karar verildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. H.D. … Esas- … karar sayılı kararı ile kaldırıldığı, dosyanın yargılamasının …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosya üzerinden devam ettiği anlaşılmıştır.
Dava, davacı şirketin sigortalısı olan şirketin mağazasının üst katından sızan sular nedeniyle, sigortalısına ait ürün ve malların hasar gördüğü iddiası ile sigortalısına yaptığı ödemenin rücuen davaıldan tahsiline ilişkindir.
Davacı … şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19. maddesinde, her kat malikinin ana gayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun’un Ek 1. maddesinde ise, kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nde çözümleneceği öngörülmüştür.
Somut olaya bakıldığında; getirtilen tapu kayıtlarına göre ana taşınmazın, kat mülkiyeti kurulmuş bir taşınmaz olduğu; davacıya sigortalı işyerinin üst katında bulunan ve davalının kullandığı işyerinden suların sigortalı iş yerine verdiği zarar gerekçesiyle davalıya husumet yöneltildiği görülmektedir. Bu durumda, ana taşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olması nedeniyle, davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunun kabulü gerekir.
Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2007/4-127 Esas, 2007/144 Karar sayılı 14/03/2007 tarihli ilamında; “…Somut olayda, kat irtifakına geçirilmiş bir bağımsız bölümden sızan sular nedeniyle, davacıya ait bağımsız bölümde ve eşyalarında oluşan zararın tazmini talep edildiğine göre; dava konusu uyuşmazlık, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 19. Maddesinin uygulanması ile ilgilidir. Bu nedenle Kat Mülkiyeti Kanununun Ek 1.maddesi gereğince davanın, müddeabihin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir…” denilerek görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu belirtilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-1-HMK.114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli … Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, HMK’nın 20. maddesi gereğince karara karşı kanun yoluna başvurulmaması halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Taraflarca HMK’nın 20. maddesi gereğince karara karşı kanun yoluna başvurmaması halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dosyanın görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmemesi halinde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının Mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2021

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza