Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/409 E. 2018/1325 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/409 Esas
KARAR NO : 2018/1325
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/06/2013
KARAR TARİHİ: 24/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili davası ile: davalı şirketin İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takibi ile …A.Ş.hakkında takip yaptığı, İİK 89.madde gereğince gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz edildiğini, ancak icra müdürlüğü’nün 1.ve 2.haciz ihbarnamelerine itiraz etmediği gerekçesi ile 72.616,62 TL tutar üzerinden birlik hesaplarına haciz işlemi uygulandığını, üyelerinin bu haciz nedeniyle Tarım Bakanlığınca yapılan destekleme süt ve buzağı paylarını alamadığını, icra mahkemesinde taleplerinin genel mahkemelerde değerlendirilmesi yönünde red olunduğunu, ortağın kooperatif payının haczinin mümkün olmadığını, birliğin kooperatif statüsünde olup, hesaptaki paralar ve gelecek paralarda birliğin alacağı olmadığı, üyelerin paraları olduğunu, tedbiren takibin durdurulmasını, gönderilen (İİK 89.madde gereği) haciz ihbarnamesinden dolayı 72.616,62 TL borçlu olmadıklarının tespitine, masraf ve ücreti vekalete karar verilmesi talep ve dava olunmuştur.
CEVAP : Davalı vekili cevabında, davanın süresinde açılıp açılmadığının resen araştırılması gerektiğini, davacının hiç bir hak ve alacağının olmadığını, iddia ettiği icra borçlusunun davalı olarak gösterilmesi gerektiğini, davacının 1.haciz ihbarnamesine İzmir …İcra Müdürlüğüne gönnderilmek üzere itiraz ettiği, ihbarnamenin tebliğ zarfında İzmir yazmasının bildirilmesinin bu durumu etkilemeyeceği, tebliğ mazbatasında İstanbul 20.İcra Müdürlüğü yazdığı, davacının borçlusunun birlik üyeliğinin düşürüldüğü beyanın yerinde olmayıp haciz ihbarnameleri ve ödeme muhtırası sonrası çıkarıldığı, hukuken müvekkilini bağlamayacağı, davanın öncelikle süresinde açılmaması, aksi halde esastan reddi ile inkar tazminatına hükmedilmesi istenmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
İstanbul 4.İcra Hukuk Mahkemesinde şikayet yolu ile itirazın olduğu,, hacizlerin iptaline karar verilmesinin istendiği, mahkemece takip hukukuna ilişkin denetlemenin yapıldığı, süresinde şikayetin olmadığı, birlik kuruluş belgesinde de kooperatifler yasasına açık atıf bulunmayıp, atıfta bulunduğu, 3.şahsın iddialarının genel mahkemelerde yargı yolu ile çözümleneceği belirtilerek red olunduğu görülmüştür.
Yapılan yargılamada iddia ve itirazlar tekrarlanmış, icra hukuk mahkemesinin dosyası ve itiraz takip hukukuna yönelik olup, davacının takip alacaklısına karşı menfi tesbit talebi davacının kurumsal kimliği ve işlemi doğrultusunda denetlenmiş, öncelikle davalı kayıtlarında taraflar arasındaki ilişki alacak ve borç hususu talimatla incelenmiş, davalının davacıdan borç ve alacağının olmadığı, ….A.Ş.firmasının davalıya 2012 sonu itibariyle 59.954,36 TL borçlu olduğu, davacı kayıtlarında inceleme yapıldığında, davacı kayıtlarında 3.şahıs asıl borçlu ….A.Ş.için adına tahakkuk etmiş teşvik tutarları birliğe olan borcuna mahsup edildikten sonra alacak bakiyesinin 2012 yılı itibariyle ödendiğini, yani davacıda dava dışı …A.Ş.nin bir alacağının bulunmadığı bakiyesinin takip tarihi itibariyle sıfır olduğu rapor edilmiştir.
Davalı takip alacaklısı İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında 52.642,00 TL asıl alacak olmak üzere 58.159,96 TL, üzerinden …A.Ş.aleyhine takip yaparak alacaklı olabileceğini düşündüğü davacıya haciz ihbarnamesi göndererek alacağına kavuşmayı amaçlamış olup, gönderilen haciz tebliğ mazbatalı zarfında dahi İzmir 20.İcra Müdürlüğünün ismi ve takip numarası olup, davacının dilekçesini buna göre gönderdiği, birlikten alacağı bulunmayan hatta üyeliği düşürülen asıl borçlu 3.şahıs …A.Ş.nin borcundan dolayı davacının kooperatif kimliği içerisinde sorumlu tutulamayacağı, sorumluluğun diğer birlik üyelerinin haklarının ihlali anlamına geleceği, bu hususun kanun düzeni ile ilgili olduğu sürenin burada denetlenemeyeceği nedenle davacının davasının kabulü ile diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar Yargıtay ….Hukuk Dairesi’nin …E., … K.sayılı, 08/04/2016 tarihli ilamı ile ” Dava, İİK’nın 89. maddesi hükmü uyarınca açılan borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İİK’nın 89/3. maddesi hükmü uyarınca 3. haciz ihbarnamesinin davacı-3.kişiye tebliğinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde iş bu davanın açılması gerekmektedir. Somut olayda dava anılan yasa hükmünde öngörülen sürede açılmadığından reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde süresinde açılmayan davanın kabulü doğru görülmemiştir. Kabule göre; İİK’nın 89/3. maddesi hükmüne göre maktu harca hükmedilmesi gerekirken nisbi harca hükmedilmesi de isabetsizdir” . Hükmü ile bozularak gelmiştir. Karar düzeltme istemininde … E…. K.sayılı 22/03/2018 tarihli kararı ile reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya esasa kaydedilerek yargılanmasına devam olunmuştur.
Dava, İİK 89/3 maddesi uyarınca açılan haciz ihbarnamesine karşı menfi tespit davasıdır.
İİK 89/3 maddesine dayalı olarak açılacak davalar 15 günlük süreye tabi olup, bu süre hak düşürücü süredir. Hak düşürücü süreler resen dikkate alınması gereken sürelerden olduğundan ve davalı tarafça da bu yönde davanın reddi talep edildiğinden her ne kadar mahkememizce daha önce verilen kararda davacının davasının kabulüne karar verilmiş ise de hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamınca da sabit olduğu üzere davanın 15 günlük hak düşürücü sürede açılmamış olduğu, buna göre de reddi gerektiğine kanaat getirilmiş ve davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının davasının reddedilmiş olduğundan İİK 89/3 maddesindeki düzenleme uyarınca da dava değeri üzerinden davalı lehine takdiren %20 oranında hesaplanan 14.523,32 TL inkar tazminatının da davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Dava değerinin takdiren %20 oranında olan 14.523,32 TL inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL ilam harcının peşin alınan 1.240,15 TL’den düşümü ile geri kalan 1.204,25 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
5-Davalının yaptığı 106,00 TL posta giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 8.337,83 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük kesin süre içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Başkan …